GÜNDEM - 25 Ağustos 2025 Pazartesi 13:18

Trabzon’a yeni barınak

A
A
A
Trabzon’a yeni barınak

Trabzon’da Ortahisar ilçesindeki Büyükşehir Belediyesi’ne ait olan köpek barınağının dışında ikinci bir barınak yapılmasına karar verildi.


Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Metin Genç, Trabzon Valisi Aziz Yıldırım’ın başkanlığında sokak hayvanlarını korumaya yönelik düzenlenen toplantıya katıldı. Toplantıda, Trabzon Büyükşehir Belediyesi öncülüğünde "Trabzon İli Sahipsiz Hayvanları Koruma Birliği"nin (TİSKOB) kurulmasına karar verildi. Ayrıca, 18 ilçe belediyesi iş birliğiyle Yomra ilçesinde 107 dönümlük bir alanın doğal yaşam alanı haline getirilerek barınak kurulması planlandı. Başkan Genç, "Trabzon’u Türkiye’de örnek bir il haline getireceğiz" dedi.


Trabzon’da Vali Aziz Yıldırım başkanlığında, sokak hayvanlarını korumaya yönelik toplantı gerçekleştirildi. Toplantıya Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Metin Genç, ilçe belediye başkanları ve ilgili kamu kurumlarının yöneticileri katıldı. Toplantıda, yerel yönetimlerin Hayvanları Koruma Kanunu kapsamında görevlerini yerine getirmelerinin izlenmesi, denetlenmesi ve yönlendirilmesi hususunda il genelindeki mevcut durum değerlendirildi. Ayrıca karşılaşılan sorunlar ve bu sorunlara yönelik çözüm önerileri tartışıldı. Toplantı sonucunda, Trabzon Büyükşehir Belediyesi öncülüğünde "Trabzon İli Sahipsiz Hayvanları Koruma Birliği"nin (TİSKOB) kurulmasına karar verildi. Birlik, 18 ilçe belediyesiyle iş birliği içerisinde çalışacak ve sokak hayvanlarının korunması konusunda koordinasyonu sağlayacak. Bunun yanı sıra, Yomra ilçesinde 107 dönümlük bir alanın doğal yaşam alanı haline getirilerek barınak kurulması yönünde karar alındı. Proje kapsamında, hem hayvanların güvenli ve sağlıklı bir yaşam alanına kavuşması hem de vatandaşların can güvenliğinin sağlanması hedefleniyor. Trabzon Valiliği ve Büyükşehir Belediyesi öncülüğünde hayata geçirilecek bu projeyle sokak hayvanlarının barınma sorununun çözülmesi hedefleniyor.


Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Metin Genç, "Son zamanlarda sokak köpeklerinin saldırıları ve alınan tedbirler, uygulama ahengini oluşturma açısından oldukça önemli bir konu haline gelmiştir. 5199 Sayılı Kanun’da yapılan değişiklikle birlikte uygulamada bazı değişiklikler yaşanmıştır. Önceden sokak hayvanlarını alıyor, barınağa götürüyor, rehabilitasyonlarını sağlıyor, aşı ve kısırlaştırma işlemlerini yaptıktan sonra tekrar alındıkları yere bırakıyorduk. Ancak artık hayvanları alıyor, barınağa götürüyor, kısırlaştırma ve aşı işlemlerini gerçekleştiriyoruz, fakat geri bırakmıyoruz; ayrıca sahiplendirme sürecini de uygulamaya alıyoruz. Trabzon Büyükşehir Belediyemizin 2018 yılında hizmete aldığı Sokak Hayvanları Geçici Bakımevi ve Rehabilitasyon Merkezimiz, 83 dönümlük alan üzerinde, 14 bin 600 metrekare kapalı alana sahiptir. Özellikle geçen yıl yürürlüğe giren yasa değişikliği ile birlikte, köpeklerimizi yalnızca sahiplendirme yolu ile barınaktan çıkarabiliyoruz. Bu nedenle barınağımızın kapasitesini artırdık ve artık 700’e kadar köpeğe hizmet verebilecek durumdayız. Merkezimizde ameliyathane, yavrulu anneler, erişkin köpekler, karantina ve yasaklı hayvanlar için üniteler ile laboratuvar ve eczane gibi tüm hizmet alanları bulunmaktadır" dedi.


Başkan Genç, "Barınaktaki köpeklerin beslenmesini sağlamak amacıyla bir mama üretim merkezi kurduk ve gıda atıklarından köpek mamalarını üretiyoruz. Merkezimizde 6 veteriner hekim görev yapmakta olup, ilçelerde de dönüşümlü olarak hizmet veren mobil ekiplerimiz bulunmaktadır. Bugün itibariyle barınağımızda 448 yetişkin ve 80 yavru köpek bulunmaktadır; doluluk oranımız yaklaşık yüzde 85’tir. 1 Nisan 2024’ten itibaren yaptığımız çalışmalar kapsamında, bin 213 sahipsiz köpeğin tedavi ve bakımlarını gerçekleştirdik. Rehabilitasyon merkezimizde bin 981, ilçelerde yerinde kısırlaştırma ile 523 köpek olmak üzere toplam 2 bin 524 köpeğe, ayrıca 3 bin 193 kediye kısırlaştırma işlemi yapılmış olup, toplamda 5 bin 697 hayvana hizmet vermiş bulunmaktayız. Bugüne kadar bin 344 köpeği sahiplendirmiş bulunmaktayız; bunu oldukça kıymetli bir başarı olarak değerlendiriyorum. Bu süreçte derneklerimize de teşekkür ediyorum; sahiplendirme konusunda oldukça proaktif çalışıyorlar. Ayrıca, mama üretim tesisinde 24 ton 755 kilogram mama üreterek, sahipsiz hayvanlarımızın yaşamına da önemli bir katkı sağladık" diye konuştu.


Büyükşehir Belediyesi olarak doğal yaşam alanlarıyla ilgili ayrı bir çalışma başlattıklarını da ifade eden Başkan Genç, "Akçaabat ve diğer ilçe belediyelerimizin yanı sıra Ortahisar Belediyemiz de bu konuda çalışmalar yürütüyor. 12 Ağustos’ta toplanan komisyon kararıyla 107 dönümlük bir alan belirledik ve iki alan tespiti yaptık. Biri Yomra, diğeri Çarşıbaşı ilçesinde. Yomra’da daha hızlı bir ilerleme kaydettik ve burada 1,5 milyon dönümlük bir kent ormanı oluşturma fikrimiz bulunuyor. Çarşıbaşı’nda da benzer bir proje planlıyoruz. Bunun içerisinde yer alacak 107 dönümlük alanın doğal yaşam alanı haline getirilmesi için çalışmalarımız devam ediyor. Özellikle uygulamada birliği sağlamak konusunda hemfikiriz. İnsanlarımızın can güvenliğini tehdit eden durumları ortadan kaldırmak ve bize emanet edilen canlıların hukukunu korumak amacıyla tüm tedbirleri alacağız. Bu kapsamda ’sahipsiz sokak hayvanı’ ifadesini de ortadan kaldırarak bir zihniyet dönüşümü gerçekleştiriyoruz. Sokaktaki hayvanların hukukunu korumak için her birinin bir sahibi olmalı. Bu nedenle hem sahiplendirme yapacak hem de öncelikle kendimiz sahip çıkacağız. Bu konuda katkı sağlayan, başta sayın Valimiz olmak üzere tüm katılımcılara teşekkür ediyorum. İnşallah bu uygulama ile hem insanlarımızın can güvenliğini sağlayacak hem de bize emanet edilen canlıların hukukunu koruyarak, Trabzon’u Türkiye’de örnek bir il haline getireceğiz" ifadelerini kullandı.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Palandöken: "Yılbaşında merdiven altı ürünlere dikkat" Yeni yıl öncesi merdiven altı üretimin yaygınlaştığına dikkati çeken Türkiye Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken, "Bu nedenle bildiğiniz, tanıdığınız, güvendiğiniz esnafa yönelmeniz sizin için en doğru tercih olacaktır" dedi. Yılbaşı alışverişlerinde merdiven altı ürünlere karşı vatandaşlara uyarıda bulunan Palandöken, "Bildiğiniz üzere zehirlenme olaylarının birçoğu maalesef bu gecelerde, bu özel günlerde yaşanıyor. Özellikle merdiven altı ürünlere, akşam karanlığında arabanın arkasında satılan kuru yemiş veya karışık kuru yemiş adı altında sunulan, nerede ve ne şekilde muhafaza edildiği bilinmeyen ürünlere karşı çok dikkatli olunmalı. O anda ısıtılmış, cazip gösterilen ve gerçek fiyatının çok altında sunulan bu ürünler ciddi risk taşıyor. Hele hele şarküteri ürünleri bu noktada çok daha önemli. Midye, ciğer, tavuk sote gibi ya da farklı malzemelerden yapılmış, içeriği belli olmayan ürünlere de özellikle dikkat etmek gerekiyor. Aksi halde hem kendinizin hem de misafirlerinizin, konuklarınızın sağlığını riske atmış olursunuz. Bunun için yapılması gereken tek şey; dikkatli olmak, kontrollü davranmak ve tanıdığınız, bildiğiniz, güvendiğiniz esnafa yönelmeniz sizin için en doğru tercih olacaktır. Bilindiği üzere pastırma, sucuk gibi şarküteri ürünleri; balık, ciğer gibi çabuk bozulabilen gıdalar ve sütlü ürünler çok hassas ürünlerdir. Bu ürünlerde ekstra dikkatli olunması gerekir. Fiyat olarak ekonomik gibi görünebilir ama sağlığınızdan olabilirsiniz" diye konuştu. "Yılbaşı gecesi taksici esnafımız 24 saat hizmet verecek" Öte yandan yeni yılda sevdiklerine ulaşmak için yola çıkacak vatandaşlara da uyarıda bulunan Palandöken, "O gece dikkat edilmesi gereken bir diğer önemli konu da trafiktir. İnsanlar alkol alabiliyor, alkollü sürücüler trafiğe çıkabiliyor. Yorgunluk ve yılbaşı gecesinin karmaşasıyla kaza riski de artıyor. Bu nedenle mümkünse toplu taşıma araçlarını kullanmak ya da 24 saat hizmet veren taksi duraklarımızdan faydalanmak en doğru tercih olacaktır. Aracınızı kullanmak yerine, güvenli bir şekilde bu hizmeti veren arkadaşlarımızla yolculuk yapabilirsiniz. Sizin sağlığınız, geleceğiniz ve ailenizle birlikte bulunduğunuz aracın içindeki huzurun bozulmasını kimse istemez. Ancak maalesef bu tür olumsuzluklarla sık sık karşılaşıyoruz. Bu nedenle yiyeceğimize, içeceğimize, alacağımız hediyelere ve bu hediyelerin niteliklerine dikkat etmemiz gerekiyor" şeklinde konuştu. "2026 yılının hayırlara vesile olmasını diliyorum" Herkese huzurlu ve sağlıklı bir yıl dileyen Palandöken şu ifadelere yer verdi: "Bu ürünlerin insan sağlığına zararlı olup olmadığını kısa sürede anlamak her zaman mümkün olmayabilir. Günler azaldıkça korsan satıcıların, insan sağlığını hiçe sayan bu tür kişilerin sayısı da maalesef artıyor. Birincisi, trafik kurallarına mutlaka riayet edilmeli; mümkünse o gece araç kullanılmamalı, toplu taşıma ya da 24 saat nöbetçi olan taksi durakları tercih edilmelidir. Şimdiden 2026 yılının hayırlara vesile olmasını diliyorum. Sağlıklı, huzurlu ve ailenizle birlikte arzu ettiğiniz şekilde bir yılbaşı geçirmenizi temenni ediyorum."
Tokat Orta Asya’dan Tokat’a uzanan üç etek geleneği sürdürülüyor Tokat’ın Zile ilçesinde yaşayan 64 yaşındaki Fındık Bebek, yaklaşık 40 yıldır Orta Asya’dan gelen ata mirası yöresel kıyafetleri dikerek gelenekleri sürdürüyor. Yaylakent köyünde dünyaya gelen Fındık Bebek, 20 yaşındayken evlenip iki çocuk sahibi olduktan sonra eşinden boşandı. Hayatının bu döneminde ne yapacağını bilemez haldeyken, ninelerinden miras kalan yöresel kıyafetlere ilgi duymaya başladı. Herhangi bir ustadan eğitim almadan, tamamen kendi merakı ve gözlemleriyle işe başlayan Fındık Bebek, yıllar içerisinde köyün ve çevre bölgelerin aranan isimlerinden biri oldu. Orta Asya’dan göç eden atalarından kalan kültürün en önemli simgelerinden biri olan ve yörede "3 etek" olarak bilinen kıyafetleri diken Fındık Bebek, bu geleneğin kendileri için kıymetli olduğunu ifade etti. Üç parçadan oluşan kıyafetin üst, fistan ve önlükten meydana geldiğini belirten Bebek, her gelinin sandığında mutlaka bu kıyafetin bulunması gerektiğini söyledi. "Kıyafetler bizim kutsalımızdır" Yöresel kıyafetlerin yaşa göre farklılık gösterdiğini dile getiren Fındık Bebek, yaşlıların daha sade ve düz modelleri tercih ettiğini, gençlerin ise süslü ve işlemeli kıyafetler giydiğini aktardı. Geleneklerin eğitim ya da makamla değişmediğini vurgulayan Bebek, "Bizde her gelin, okusa da okumasa da hatta başbakan bile olsa 3 eteğini giyer. Bu bizim töremiz, bizim kıymetlimizdir" dedi. Yıllardır el emeğiyle diktiği yöresel kıyafetlerle kültürel mirası gelecek nesillere aktarmaya çalışan Fındık Bebek, ata yadigârı geleneklerin yaşatılmasından duyduğu mutluluğu dile getirdi.
Adana Trump’ın Venezuela hamlesi küresel ticareti geriyor Amerika Birleşik Devletleri’nde (ABD) Donald Trump yönetiminin Venezuela’ya uyguladığı baskılar, Karayip Havzası’nda tansiyonu yükseltirken, Alparslan Türkeş Bilim ve Teknoloji Üniversitesi’nden Doç. Dr. Berat Akıncı, yaşananların bölgesel bir gerginliği küresel krize dönüştürebileceğini belirterek, ülkelerin güvenlik ve ticaret planlarını yeniden gözden geçirmek zorunda kalacağını söyledi. Amerika Birleşik Devletleri’nde (ABD) Trump yönetimi Aralık 2025’te Venezuela’nın petrol ticaretine karşı baskıyı sertleştirerek, yaptırımlı petrol tankerlerinin Venezuela’ya giriş-çıkışına ‘tam ve eksiksiz abluka’ emri verdiğini açıkladı. Bu kapsamda ABD’nin, Venezuela açıklarında uluslararası sularda bir tankeri durdurup denetlediği ve bunun "gölge filo" üzerinden yaptırımları delmeye karşı bir hamle olduğu aktarıldı; Venezuela ise adımı "uluslararası korsanlık" diye niteledi. Bölgede ABD’nin sadece Venezuela değil Karayip Havzası’ndaki birçok ülkede de yaptırımları arttırıyor. Ayrıca Trump, Venezuela petrolü ithal eden ülkelere yüzde 25’e kadar ek tarife uygulanabilmesini öngören kararnameyi de devreye alarak üçüncü ülkeler üzerinden ticareti caydırmayı amaçladı. Adana Alparslan Türkeş Bilim ve Teknoloji Üniversitesi İktisadi, İdari ve Sosyal Bilimler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı Doç. Dr. Berat Akıncı, konuyla ilgili İhlas Haber Ajansı muhabirine açıklamalarda bulundu. "Bölgesel kriz, küresel krize dönüşüyor" Doç. Dr. Akıncı, ABD Başkanı Donald Trump’ın Birleşmiş Milletler’e üye olan bir ülkeye dahi tehditler savurduğunu belirterek, "Trump’ın Amerikan dış politikasında Venezuela ile yaşadığı gerginlik, bölgesel gerginlik ortamından çıkarak küresel bir boyut kazandı. Artık Amerika’nın dış politikası, Trump’ın baş aktör olarak bu dış politikayı güç ekseninde değerlendirmesi ve Amerika’nın hegemonik gücünü diğer ülkelere baskılamasıyla bölgesel bir krizi küresel bir krize dönüştürme evresindeyiz" dedi. "Ülkeler ticaret ve güvenlik planlarını yeniden gözden geçiriyor" Trump’ın son dönemde içerik ve kullanılan ifadeler açısından bağımsız, Birleşmiş Milletler üyesi bir ülkeye müdahale niteliği taşıyan bir yaklaşım sergilediğini anlatan Akıncı, "Küresel olarak düşünüldüğünde ülkelerin kendi güvenlik ve kendi ticaret altyapılarını, ikili ticaret ilişkilerini yeniden baştan dikkate alacağı konuma eviriliyoruz. Bütün ülkeler artık Amerika Birleşik Devletleri’nin istemediği, onların kendi çıkarlarına uygun olmayan durumda biz ikili ticaret ilişkilerimizi nasıl dengeye oturacağız. Bu şu an ciddi anlamda belirsizlik oluşturuyor" ifadelerini kullandı. "Venezuela’nın rezervi büyük, payı sınırlı" Venezuela’nın küresel ölçekte en büyük petrol rezervlerine sahip ülkeler arasında yer aldığını, ancak istikrarsızlık nedeniyle pazardan sınırlı pay aldığını söyleyen Akıncı, "Her ne kadar Venezuela, küresel anlamda petrol ihracatçısı olmasa da aslında en büyük rezervlere sahip. Ancak bölgenin istikrarsızlaştırılması sonucu Venezuela minimize bir pay alıyor" diye konuştu. "Ticaret anlayışı ‘haydut devlet’ çizgisine evriliyor" Trump’ın "kural tanımayan ve belirsiz" dış politika anlayışının hem bölgesel hem de küresel ticareti sorgulattığını kaydeden Doç. Dr. Berat Akıncı, "Uluslararası ticaret hukukunu ve ulus devletlerinin bağımsız ticaret yapabilme özgürlüğünü de sınırlayan bir hale dönüştü. Burada özellikle Amerika Birleşik Devletleri’nin ticaret anlayışını ‘haydut devlet’ üzerine kurduğu bir noktaya eviriliyoruz. Bu aslında Birleşmiş Milletlere üye bütün ulus devletlerinin sorunu haline geliyor. Şu anda Latin Amerika’da, Karayip Denizi’nde veya bize uzak gibi gözüken bölgesel krizler, bir bakışa uluslararası ticaret hükümlerini yeniden dizayn eden bir noktaya evriliyor" dedi. "Kısa vadede petrol fiyatlarında sert etki yok" Bölgeye yönelik yaptırımların şimdiye kadar petrol fiyatlarında ciddi bir sıçrama üretmediğine işaret eden Akıncı, "Bu bölgeye yönelik yapılan yaptırımların çok etkisini görmedik. Petrol fiyatlarının çok artmadığını görüyoruz. OPEC üyelerinin bu tür şoklara karşı üretimi arttırma kapasitesi var. Venezuela’nın rezervi çok ama bunları işleyip satma noktasında küresel pazardan çok pay alamıyor. Özellikle petrol rezervlerinin talebi karşılamasından dolayı şu anda bölgede oluşan savaş tehdidi fiyatları etkilemiyor. Kısa vadede böyle ama orta ve uzun vadede OPEC üyeleri petrol rezervlerini arttırma kapasitesine sahip. Tedbir alacaklardır" şeklinde konuştu. "Küresel sistem belirsizlik dönemine giriyor" Uluslararası ortamda ülkelerin ardı ardına yaşanan krizlerden yorulduğunu vurgulayan Doç. Dr. Akıncı, daha sonra şunları söyledi: "Orta Doğu’daki gelişmeler, Ukrayna-Rusya savaşı ve son yaşanan bu olaylar ulus devletlerinin istemediği durumlar. Ticaretin önündeki engellerin kaldırılması konuşulması lazımken küresel sistemin oyuncusu olan Amerika Birleşik Devletleri’nin ulus devletlerinin serbestçe yapabileceği ticareti de kendi çıkarları doğrultusunda evrimleştirilebildiği ve küresel ticaret anlamında bir belirsizlik dönemine ilerliyoruz."