SAĞLIK - 21 Ağustos 2025 Perşembe 09:26

Trabzon’da 900 yataklı Şehir Hastanesi inşaatının yaklaşık yüzde 80’lik bölümü tamamlandı

A
A
A

Trabzon’da yapımı süren Şehir Hastanesi’nin 2026 yılı Ağustos ayında hasta kabul ederek hizmet vermeye başlayacağı belirtildi.

Trabzon’da Şenol Güneş Spor Kompleksi’nin yanındaki dolgu alanında, yapımı süren 900 yataklı Şehir Hastanesi inşaatının yaklaşık yüzde 80’lik bölümü tamamlandı. İnşaatında 5 bin fore kazığın kullanıldığı şehir hastanesi depreme dayanıklı olarak inşa edilen sismik izolatörler ile korunacak. Kentteki yoğun bakım kapasitesini 2 katına çıkartacak olan Trabzon Şehir Hastanesi’nde, 300 poliklinik ve 33 ameliyathane olacak.

Hastane inşaatı ile ilgili bilgi veren Trabzon İl Sağlık Müdürü Dr. Mehmet Topsakal, her şeyin planlandığı gibi gitmesi halinde hastaneyi 2026’nın Mayıs ayında teslim alacaklarını, temizlik ve taşınma süreci hızlandırılarak, önümüzdeki yılın ağustos ayında tam kapasiteyle hizmete başlamayı hedeflediklerini söyledi.

’’İnşaatta yüzde 80 seviyelerine gelindi’’

Hastane inşaatının yüzde 80 seviyelerine geldiğini belirten Dr. Mehmet Topsakal, "Trabzon Şehir Hastane’mizin fiziki gerçekleşme oranı şu anda yaklaşık yüzde 80 civarında ve çalışmalar halen devam etmektedir. Dört kuleden oluşan hastanemizin üç kulesinde inşaat yüzde 90 seviyelerine ulaşmış durumdadır. Kadın Doğum Kulesi olan tek kulede ise ilerleme oranı yüzde 74 civarındadır. Diğer kulelerdeki hızlı ilerlemeyle birlikte, çevre düzenlemelerinin de yaklaşık 1-1,5 ay içinde tamamlanması beklenmektedir. Nasip olursa beklentimiz, hastaneyi önümüzdeki yıl nisan ya da mayıs ayı gibi teslim almak yönünde. Yapımcı firmaya proje değişiklikleri nedeniyle ek süreler verdik. Normalde firmanın hastaneyi teslim etmesi gereken yasal tarih 15 Aralık 2025’tir. Ancak yapılan proje değişiklikleri nedeniyle firmaya yasal olarak ek süre verilmesi gerekti. Bu kapsamda firma, nisan sonu veya mayıs ayı itibarıyla yer teslimi yapmayı taahhüt etti. Her şey planlandığı gibi giderse 2026’nın Mayıs ayında teslim alınacak hastanenin, temizlik ve taşınma süreci hızlandırılarak, önümüzdeki yıl bu zamanlar yani Ağustos 2026’da tam kapasiteyle hizmete başlamasını öngörüyoruz" dedi.

"Önümüzdeki 50 yıl içinde ek bir ihtiyacı olmayacağını öngörüyoruz"

Yapılacak çalışmalarla Trabzon’un 50 yıl içinde yatak kapasitesi bakımından ek bir ihtiyacı olmayacağını belirten Topsakal, "Hastanemiz toplam 900 yatak kapasitesine sahip olacak ve bu yatakların yaklaşık 260’ı yoğun bakım yatağı olarak planlandı. Mevcut yoğun bakım kapasitemize kıyasla çok daha yüksek bir kapasiteye ulaşacağız. Eğer 900 yatakla hizmete başlanırsa, mevcut Fatih Devlet Hastane’mizi yenileyerek 400 yataklı güncel bir hastane inşa etmeyi düşünüyoruz. Bu şekilde, önümüzdeki 50 yıl içinde Trabzon’un yatak kapasitesi anlamında ek bir ihtiyacı olmayacağını öngörüyoruz. Ayrıca, batı tarafında 200-250 yataklı Akçaabat Devlet Hastane’miz mevcut. Yeni şehir hastanemize taşınacak olan genel hastaneler arasında Kanuni Eğitim ve Araştırma Hastanesi de bulunuyor. Boşalacak veya taşınacak bu alanlarda ise ikinci basamak sağlık hizmeti sunacak 200-250 yataklı yeni hastaneler ve palyatif bakım üniteleri planlıyoruz. Böylece Trabzon’un önümüzdeki 40-50 yıllık sağlık altyapısı ihtiyaçlarını karşılamış olacağız" şeklinde konuştu.

Şehir hastanesinin ikinci tıp fakültesi hastanesi olacağını ifade eden Topsakal, "Trabzon için en önemli kazanımlardan biri de şehir hastanesinin ikinci tıp fakültesi hastanesi olacak olmasıdır. Trabzon Üniversitesi Tıp Fakültesi kuruldu ve şehir hastanemiz ile protokol imzalandı. Halihazırda Karadeniz Teknik Üniversitesi Farabi Hastanesi, şehirdeki ilk tıp fakültesi hastanesidir. İkinci tıp fakültesi hastanesi olarak ise Trabzon Üniversitesi Tıp Fakültesi, şehir hastanesinde hizmet verecek. Böylece sağlık alanında marka şehir olan Trabzon’da, iki güçlü tıp fakültesi hastanesi ile sağlık hizmeti sunulacaktır. Sağlık Bilimleri Üniversitesi, tüm kadrolarını Trabzon Üniversitesi Tıp Fakültesi’ne devrettiği için akademik kadrolarımız hazır durumda ve öğrencilerimiz mevcuttur. Eğitim Araştırma Hastanesi’nin fiziksel sorunları şehir hastanesi ile çözülmüş olacak ve ikinci tıp fakültemiz, tam anlamıyla hizmete başlamış olacaktır" ifadelerini kullandı.

Bekir Koca - Tolga Şahin

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Ankara’daki su kesintisine vatandaştan tepki "Hıdırlıktepe’ye 2 trilyon 200 milyona kule dikeceklerine pompalarının arızalarını yaptırsalardı" Ankara’nın Sincan ilçesinde yaşanan uzun süreli su kesintileri nedeniyle vatandaşlar mağdur olduklarını belirterek yetkililere çağrıda bulundu. Sincan ilçesine bağlı Yenikent Mahallesi’nde son zamanlarda yaşanan su kesintileri vatandaşların tepkisine neden oldu. Günlerdir musluklarından su akmadığını ifade eden mahalle sakinleri, hem günlük ihtiyaçlarını karşılamakta zorlandıklarını hem de yetkililerden yeterli bilgilendirme alamadıklarını iddia etti. Su kesintileri nedeniyle bazı vatandaşlar bidonlarla çevre bölgelerdeki çeşmelere giderek ihtiyaçları için bidonlara su doldurdu. Öte yandan vatandaşlar, yetkililerden soruna çözüm için çağrıda bulundu. "Faturalarımızı 2 gün geç yatırdığımızda mesaj gönderiyorlar" Yaklaşık 11 yıldır Yenikent’te yaşayan Ahmet Aslan, "Bu son 2 aydır sularımızda ciddi anlamda sıkıntı var. Basınç verilmiyor. Bununla birlikte çok ciddi kesintiler var. Cuma gününden belli suyumuz yok. Arıyoruz muhatap bulamıyoruz. Çağrı merkezleri kapalı. Biz burada yaşayanlar olarak belli bir yaşta insanlarız. Halkla ilgilenin. Faturalarımızı 2 gün geç yatırdığımızda mesaj gönderiyorlar. Şimdi suyumuz 4 gündür verilmiyor, muhatap bulamıyoruz. Bizlerle ilgilenen yok. Acil bir şekilde sorunu çözmek için ilgililerin ilgilenmesi gerekiyor. Bu ne kadar sürecek? Ne zaman gelecek? Hiçbir bilgi sahibi değiliz. Ne yapacağız biz? Hayatımızı idam ettirmek için suya ihtiyacımız var. Önce dediler ki rutin bir kesik olacak. Daha sonra Çamlıdere’den gelen bir pompada bir arıza varmış, daha sonra söylüyorlar bunu. Onunla ilgiliymiş. Peki sırf burayla mı ilgili? Fatih’de, Sincan’da akıyor, hatta ve hatta Yenikent’te benim kızım 300 metre aşağıda oturuyor. Çok da az olsa akıyor. Burayı özellikle cezalandırmak mıdır, nedir, ne söyleyeyim artık? İlgilenen yok" ifadelerini kullandı. "Eğer arıza varsa Hıdırlıktepe’ye 2 trilyon 200 milyona kule dikeceklerine pompalarının arızalarını yaptırsalardı" Aynı zamanda suyu parayla aldıklarını ve emekli olduklarını ifade eden Aslan, "Biz burada belli bir gelir seviyesi olan insanlarız. Ne zamana kadar karşılayacağız biz bunu? İnanın şimdi komşumdan rica ettim. Eğer bulabilirsek 50-60 kilometre uzaklıkta hayrata gideceğiz. Bidon toparladık ama kaç gün gidecek bu? Bunu kaç gün yapacağız, biz genç değiliz ki. Çoluğu çocuğu olanlar var burada. Büyükşehir’in bu sorunu çözeceğine inancımız kalmadı. Çünkü halktan kopuk hareket ediyorlar. Eğer arıza varsa Hıdırlıktepe’ye 2 trilyon 200 milyona kule dikeceklerine pompalarının arızalarını yaptırsalardı. Atıl orada duruyor, bu halkın sorunlarını çözün öncelikle. Bizim bu su ihtiyacımızın bir an evvel çözülmesini talep ediyoruz" diye konuştu. "Gece uyanıp nöbet tutar gibi banyo mu edeceğim?" Yenikent’e 6 ay önce taşındığını belirten Gökhan Arslan, "Son 4 gündür bayağı sıkıntı yapmaya başladı. Çünkü sular sürekli kesiliyor. Gelip gittiği oluyor ama çok az geldiği için hiçbir şekilde kullanamıyoruz. Bize faydası yok. Mesajları takip ediyoruz ya da sosyal medyadan bakıyoruz. Saat 11.00’de gelecek diyorlar, gece 3.00’e kayıyor. Bu sefer hani gece uyanıp nöbet tutar gibi banyo mu edeceğim? Çamaşırları mı, bulaşıkları mı yıkayacağım diye bekliyor insan. Su çok az geldiği için hiçbir şeyi de yapamıyoruz. İhtiyaçlarımıza gidilemiyoruz. Takdir edersiniz ki taşıma suyuyla da değirmen dönmüyor. Marketten al, şuradan al, buradan al. Sonuçta bu mağduriyetin giderilmesi lazım. Mesajlarda ya da aradığımızda söyledikleri işte ya boru hattında sıkıntı var diyorlar. Tamirat, tadilat diyorlar ya da basıncı düşük diyorlar. Yeni taşındık, yuvamız oldu diye sevindik ama bu sefer de sıkıntılar bitmiyor" şeklinde konuştu. "Geliyoruz saatlerce burada soğukta bekliyoruz" Bidonlara su doldurmak için Sincan’ın Kesiktaş ilçesinde bulunan bir çeşmeye gelen Sultan Kayabaşı, "Buranın bahçeleri bu suyu alıyorlar. 1 ay önce geldim gürül gürül akıyordu. Bu halk böyle mağdur oluyor. Geliyoruz saatlerce burada soğukta bekliyoruz. Bir belediyenin el atmasını isterim yani. Bu suya bir bakmasını isterim. Gelemeyen işte çeşmeden kullanıyor, hep içme suyu alıyor ama biz geliyoruz. Böyle saatlerce bekliyoruz işte. Belediye başkanımız buna bir el koysun. Burada bir milleti mağdur etmesin" dedi. "15-20 bidonumuz var, bittiğinde yine geliyoruz" Ellerinde bidonlarla su doldurmak için gelmiş bir diğer vatandaş Duran Aydoğdu ise şu ifadelere yer verdi: "Cuma gününden beri suyumuz yok. Çok sıkıntıdayız. 15-20 bidon götürüyoruz. Yemek yapıyoruz, içmeye kullanıyoruz, abdest almaya kullanıyoruz. Sıkıntımız böyle. 15-20 bidonumuz var, bittiğinde yine geliyoruz. Tadilat varmış, ondan kesikmiş. Kurtboğazı’ndan şebeke gelecekmiş. Buraya 2 gün daha su gelmeyecek diyorlar."
Kastamonu Binanın 14’üncü katından düşerek ölen kadının nişanlısı beraat etti Kastamonu’da apartmanın 14’üncü katından düşerek hayatını kaybeden kadının nişanlısı, cinayet şüphesiyle hakkında açılan davada beraat etti. Olay, 27 Şubat 2025 tarihinde Kuzeykent Mahallesi Kazım Karabekir Caddesi’nde bulunan bir sitede meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, 30 yaşındaki Eser Mumcuoğlu, sitede oturduğu apartmanın 14’üncü katından düşerek hayatını kaybetti. Olayın ardından aynı evde ikamet eden ve olay sırasında birlikte alkol aldıkları tespit edilen Eser Mumcuoğlu’nun nişanlısı S.Ö., gözaltına alındı. Emniyetteki işlemlerinin ardından tutuklanan S.Ö. hakkında Kastamonu Ağır Ceza Mahkemesi’nde ’kadına karşı kasten öldürme’ suçundan dava açıldı. Davanın görülen karar duruşmasında tutuksuz yargılanan S.Ö. ve avukatı hazır bulundu. "Hayatımın hiçbir aşamasında bir kadına ne de bir canlıya zarar vermedim" Duruşmada son kez savunma yapan S.Ö., "Mütalaayı kabul etmiyoruz. Hayatımın hiçbir aşamasında bir kadına ne de bir canlıya zarar vermedim. Önceki beyanlarını tekrar ediyorum, beraatımı talep ediyorum" dedi. Sanık S.Ö.’nün avukatı ise, "Eser, olay günü not bırakmıştır, intihar edeceğini belirtmiştir. Sosyal medya platformları üzerinden de sürekli ölümden bahsetmiştir. Ayrıca telefonu incelendiğinde öldükten sonra dahi nereye gömüleceğini, organlarının bağışlanmasını istediği görülmektedir. Tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde bu şahsın intihara meyilli olduğu, bugün değilse bile yarın bir gün intihar etmesinin beklendiği dosyadaki delillerle sabittir. Dosyada müvekkilimizin cinayet işlediğine dair tek bir delil dahi yoktur. Dolayısıyla müvekkilimizin ’kadına karşı kasten öldürme’ suçunu işlediğine dair başından itibaren dosyada tek bir delil dahi yoktur. Bu yüzden müvekkilimiz hakkında daha fazla mağduriyete sebebiyet vermemesi açısından derhal beraat kararı verilmesini talep ediyoruz" diye konuştu. "Eser ölmek istememiştir, Eser ölüme sürüklenmiştir" Eser Mumcuoğlu’nun ailesinin avukatı ise, "Bu dosya sanığın geçtiğimiz celsede bahsettiği gibi basit bir intihar dosyası değildir. Psikolojik şiddete sürüklendiği ağır bir travma geçirmiştir. Eser’in daha öncesinde intihar girişimi olmuştur. Bunu yapmış olması psikolojik hasta olduğunu göstermez. S.Ö. baştan itibaren tutarsız ifadelerde bulunmuştur. Her ne kadar bir önceki celsede taleplerimiz reddedilmişse de dosyadaki deliller manipüle edilemez. Olay günü sabah başlayan tartışma, akşama kadar devam etmiştir. Akşam da Eser’in hazırladığı yemeği S.Ö. yememiştir. Eser, bunun üzerine ilaç içmiş ve bunu da nişanlısı görmüştür, duymuştur. Bu kadar yaşanan olayın içerisinde S.Ö., temizlik yaparak evdeki delilleri karartmıştır. Eser, S.Ö. ile 1,5 ay kadar beraberken ölmüştür. Eser’in paylaştığı notta ’her şeyden S.Ö. sorumludur’ yazmaktadır. Eser, S.Ö.’nün evinde ölmüştür. Buna da sağlıklı bir ilişki olmadığı bellidir. Olay gününe ait sanığın beyanları çelişkilidir. Komşusu, ‘ölmek istemiyorum’ şeklinde söz duyduğunu demiştir. Keşif istedik reddedildi, tekrardan istiyoruz. Psikolojik rapor alınmasını istiyoruz. Eser ölmek istememiştir, Eser ölüme sürüklenmiştir. Bu nedenlerle sanığın en üst seviyeden cezalandırılarak tutuklanmasını talep ederiz" şeklinde konuştu. Savunmaların dinlenmesinin ardından mahkeme heyeti S.Ö.’nün beraatına karar verdi.