EKONOMİ - 16 Ekim 2023 Pazartesi 12:49

Trabzon’da üniversiteler işbirliğinde turizm çalıştayı düzenlendi

A
A
A
Trabzon’da üniversiteler işbirliğinde turizm çalıştayı düzenlendi

Trabzon’da Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) ev sahipliği ve Trabzon Üniversitesi işbirliğinde turizm çalıştayı düzenlendi. Trabzon turizminin geçmişi, şimdiki durumu ve geleceğinin konuşulduğu, Trabzon turizminin sorunlarının belirlenmesi ve ortak akıl ile çözüm önerileri üretilmesi amacıyla düzenlenen çalıştaya KTÜ Rektörü Prof. Dr. Hamdullah Çuvalcı, Trabzon Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Emin Aşıkkulu, Trabzon Ticaret ve Sanayi Odası (TTSO) Yönetim Kurulu Başkanı Erkut Çelebi, Trabzon Ticaret Borsası (TTB) Yönetim Kurulu Başkanı Eyyüp Ergan olmak ve Trabzon İl Kültür ve Turizm Müdürü Tamer Erdoğan başta olmak üzere birçok turizmci ve öğrenciler katıldı.



"Geçen yıl Türkiye’de yabancı turist sayısı yüzde 15 artarken, Trabzon’da yüzde 66 arttı"


KTÜ Osman Turan Kongre Merkezi’nde yapılan çalıştayın açılış konuşmasını yapan ve turizmin Trabzon için önemli bir gelir kaynağı olduğunu ifade eden KTÜ Rektörü Prof. Dr. Hamdullah Çuvalcı, "Turizm artık Trabzon için önemli bir gelir kaynağı. Geçen yıl Türkiye’de yabancı turist sayısı yüzde 15 artarken, Trabzon’da yüzde 66 arttı. Bu önemli bir rakam. Uzungöl’e gittik hafta sonu. Hemen çıktık. Ama yazın iki saatte Uzungöl’e çıkamıyoruz. İki saatte oraya çıkamayan turist ne düşünüyor? Acaba bir ring sistemi yapılsa nasıl olur? Turistlerin yüzde sekseni Uzungöl diyor, oraya geliyor. Trabzon’un yeşili, doğası özellikle Körfez ülkeleri için bir nimet. Gelen turistler neyi arzuluyor, adetleri, gelenekleri ve görenekleri ne, bunu belirlemek çok önemli. Üniversite olarak sağlık turizmi ile ilgili çalışmalara yapıyoruz. Özellikle Gürcistan’dan çok sayıda hasta geliyor. Bize geçen sene 6 bin civarında hasta geldi farklı ülkelerden. Yaklaşık 20 milyon TL sağlık turizmi ciromuz var. Bu komik bir rakam. Çünkü Gürcistan’ın yurtdışına verdiği sağlık harcaması 600-700 milyon dolar civarında. Bunu nasıl geliştiririz belirlemek lazım. Sağlık turizminde büyük bir pasta var. Kış turizmi de önemli bir konu. Buranın kayak merkezleri için uygun bir arazi yapısı var. Kış turizmi ne olacak bunu konuşmalıyız. Sümela yolu; yapılıyor bitmek üzere, belki bir teleferik tesisi olacak. Turizmi çeşitlendirmemiz lazım" dedi.


Turizm sektörünün Trabzon için öneminin herkes tarafından bilindiğini söyleyen Trabzon Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Emin Aşıkkulu, "Turizm sektörünün Trabzon için önemi herkes tarafından biliniyor. 2020 yılında 797 bin düzeyinde kaydedilen turist sayımız 2023 yılının ilk dokuz ayının sonunda 1 milyon 200 bin turist sayısına yaklaştı. Turist sayımızdaki artış yüzde 43’lere ulaştı. Trabzon Üniversitesi olarak sektörün lokomotifi konumundayız. Gelecek yıl turizm fakültesi açılması için Yüksek Öğretim Kurumu’na (YÖK) başvuru yaptık. Turizmin payı arttıkça üniversitelerin de payı büyüyecek. Trabzon’un ülke çapındaki turizm pastasından hak ettiği payı alması için uğraşacağız” diye konuştu.



"Rus ve Ukraynalı turistleri Trabzon’a çekmenin yollarını bulmamız lazım"


TTSO Başkanı Erkut Çelebi ise yaptığı konuşmada “Turizm Trabzon için şu anda en önemli gelir kaynağı. Rakamlar geçen yıl bir milyar doların üzerine çıktı. Turizmde yükseliş yaşanırken tarımda biraz gerileme var. Turist sayısındaki yüzde 40 artışın işletmelere yansımasının az olduğu görülüyor. Turizmdeki turist sayısındaki artış otellere ve işletmelere yansımadı. Kayıt dışı sorunu da bunda etkili olabilir. Eğer böyle devam ederse işletmelerimiz gelecek sene ciddi sıkıntı yaşayacak. Bununla ilgili örnekler var. Aynı durumu inşallah Trabzon yaşamaz. Turisti burada tutamıyoruz. Turistleri burada tutmak için hem yerel yönetimlerin ve bizlerin yapması gereken bir çok görev var. Turizm alanları gözden geçirilmeli. Uzungöl tek kişinin yöneteceği bir yer değil. Uzungöl’de 19 bin yatak sayısı olduğu söyleniyor. Bu rakam Doğu Karadeniz’deki illerin toplamından fazla olan bir rakam. Son on yıldır Trabzon’da fuar yapamıyoruz yersizlikten kaynaklanan. Trabzon’da fuar ve kongre yapılması gerekiyor. Kayak turizmi için uygun alanlarımız var, bunların değerlendirilmesi gerekiyor. Rusya ve Ukrayna halkını Trabzon’a çekmenin yollarını bulmamız lazım. Bunu yapabilirsek esnafı ve şehri canlandırırız. Gemi veya direkt uçuş ile bunu sağlamak lazım. Rus turistleri buraya çekersek yaz mevsimi dışında buradaki ticareti ve konaklamayı belli bir seviyeye çıkarırız. Yoksa bunu yapamazsak eğer Trabzon’un turizmi gelecekte yatak sayısının da fazla olmasından dolayı turizme yatırım yapan insanlar için çok büyük bir hayal kırıklığı olacaktır” şeklinde konuştu.


Trabzon İl Kültür ve Turizm Müdürü Tamer Erdoğan ise "Trabzon turizm potansiyeli açısından bölgenin en önemli turizm merkezlerinden birisidir. Hedefimiz Trabzon’u etkin şekilde tanıtmak ve ziyaretçi ve turizm çeşitliliğini artırarak yeni bir pazar oluşturulması ve bölge ile ülke ekonomisine katkı sağlamaktır. Trabzon’da hedefimiz ‘12 Ay Turizm Her Mevsim Turizm’ sloganı ile sürdürülebilir turizmi etkin kılmaktır” ifadelerini kullandı.



Trabzon’da üniversiteler işbirliğinde turizm çalıştayı düzenlendi

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Bursa uçağında hayatını kaybedenlerin yakınlarından yürek burkan istek Bundan tam 50 yıl önce İzmir-İstanbul seferini yaparken Marmara Denizi’ne düşen ve enkazına bugüne kadar ulaşılamayan "Bursa" adlı uçağın enkazının bir YouTuber tarafından görüntülenmesi, kazada yakınlarını kaybeden aileler için umut ışığı oldu. İzmir - İstanbul seferini yapan Bursa isimli uçak 1975 yılında inişe geçtiği esnada Marmara denizine düştü. 42 kişinin hayatını kaybettiği facianın ardından 50 yıl geçmesine rağmen sadece 5 kişinin cansız bedenine ulaşılabilmişti. Aileler, cenazelerine kavuşma ve bir anıt mezar talebiyle yetkililere seslendi. Kule Hatası İddiaları ve 50 Yıllık Ulaşılmazlık 1975 yılında yaşanan trajedide, inişe hazırlanan Bursa uçağı, pistteki başka bir uçak nedeniyle pas geçmek zorunda kalmış ve Marmara Denizi’ne düşmüştü. Uçakta kayıtlı 41 yolcu ve kayıtsız 1 yaşındaki kızıyla birlikte toplam 42 kişi bulunuyordu. Dönemin zorlu şartları ve derinlik nedeniyle enkazına ulaşılamayan kaza, yarım asırdır Türkiye’nin çözülemeyen sırlarından biri olarak kaldı. Geçtiğimiz günlerde YouTuber Nedim Kuru tarafından enkazın yeri ve parçalarının görüntülenmesi, İhlas Haber Ajansı (İHA) tarafından haberleştirilerek büyük yankı uyandırdı. Eşini Kaybeden Zehra Nebioğlu: "Felç Geçirdim, Tek Dileğim Eşime Ulaşmak" Kazada hayatını kaybeden, dönemin Malatya Belediye Başkanının oğlu ve iş insanı Bedir Nebioğlu’nun yakınları, yaşadıkları büyük acıyı anlattı. Eşi Bedir Nebioğlu’nu kaybeden Zehra Nebioğlu, eşinin kendilerini özlediği için bir gün erken geldiğini ve acı haberi öğrendiğinde felç geçirdiğini dile getirdi. Zehra Nebioğlu, yaşadığı acı dolu günlerden bahsederek "Eşim İzmir’e gitti. Bizi özlediği için bir gün önce geldi. Gece yatıyordum. Herkes toplanmış. Benim kapılarımı kapatmış. Uyandım. Herkesin bana bakıyor. Denize düştü dediler. Çok güzel yüzüyordu (eşim). Fakat bu olmadı. Ben felç geçirdim. İnşallah ben ölmeden o da gelse dedim. DNA yapılır. Kızım var onun DNA örneği alınır. Çıksın. Çok istiyorum. Orda çok ağlayacağım ama bir taraftan da sevineceğim. Nebioğlu, o dönem açmak istediği davanın ise "yaşa, işe para veriyorlar" denilerek engellendiğini ve sembolik bir paranın bölüşülerek verildiğini belirtti" dedi. Kızı Banu Nebioğlu’nun Tek İsteği: Bir Baba Mezarı Kaza anında henüz 3 yaşında olan ve babasını hiç hatırlamayan Banu Nebioğlu, artık 53 yaşında olmasına rağmen babasına bir mezar dahi yapamamış olmanın derin üzüntüsünü yaşıyor. Aktif bir iş insanı ve Malatyaspor Başkanı olan babası Bedir Nebioğlu’nun, ailesine sürpriz yapmak için uçak biletini 1 saat öne çektiğini ve bunun felakete yol açtığını söyledi Banu Nebioğlu, 50 yıllık acısını anlatırken "Ben babamı kaybettiğimde 3 yaşındaydım. Şu an 53 yaşındayım. Olayın üzerinden 50 sene geçti. Ama sanki cenazeyi görmediğimiz için inanamıyorsunuz. Biz cenazemizi yıkayıp kefenleyip toprağa koyamadık. Benim araştırmalarıma göre baştan sona kule hatası var. Çok çok derinde olması bizim lehimize bir şey. Çünkü derinleştikçe oradaki suyun soğukluğu arttıkça bence kemikler, yok olmuyor. Herkesin cenazesinin bulunabileceğini düşünüyorum. Banu Nebioğlu en büyük isteğinin anıt mezar yapılması olduğunu belirterek "Bizim isteğimiz bir anıt mezarımızın olmasını istiyorum. Ben babamı hiç tanımadım. Hiç kokusunu, sesini hiç hatırlamıyorum. Tanımadığım bir adamı her gün resminden seviyorum. Resmiyle konuşuyorum. Anıt mezarı neden olmasın. Cenazelerimize ulaşılsın. Bir anıt mezarımızı olsun istiyoruz" dedi. (SB-
Ankara Ankara Valiliği: "Kimsesizlerin Kimsesi Olma Projesi kararlılıkla devam ediyor" Ankara Valiliği, evsiz ve kimsesiz vatandaşların korunması, insan onuruna yakışır yaşam koşullarına erişiminin sağlanması ve toplumsal hayata yeniden kazandırılması amacıyla "Kimsesizlerin Kimsesi Olma Projesi"nin kararlılıkla ve aralıksız devam ettiğini açıkladı. Ankara Valiliğinden yapılan yazılı açıklamada, "Devletimizin sosyal devlet anlayışı doğrultusunda; evsiz ve kimsesiz vatandaşlarımızın korunması, insan onuruna yakışır yaşam koşullarına erişiminin sağlanması ve toplumsal hayata yeniden kazandırılması amacıyla yürütülen çalışmalar kararlılıkla ve aralıksız biçimde sürdürülmektedir. Bu anlayışın sahadaki en güçlü yansımalarından biri olan ’Kimsesizlerin Kimsesi Olma Projesi’, Valiliğimiz, Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı Başkanlığımız tarafından 2010 yılından bu yana Ankara genelinde kesintisiz olarak uygulanmaktadır. Proje ile, sokakta yaşayan vatandaşlarımızın güvenli barınma imkanlarına erişimi sağlanırken; geçici çözümlerle yetinilmeyerek kalıcı ve sürdürülebilir sosyal destek mekanizmaları devreye alınmaktadır. Her yıl kış döneminde titizlikle yürütülen proje kapsamında; barınma, beslenme, kişisel bakım ve temizlik hizmetleri sunulmakta, yaşlı, engelli ve hasta bireyler uygun bakım ve rehabilitasyon kuruluşlarına yönlendirilmektedir. Çalışabilir durumda olan vatandaşlarımızın ise sağlık hizmetlerine erişimi sağlanmakta, istihdama katılımlarını destekleyici adımlar atılmaktadır. Yıllar içerisinde proje kapsamından faydalanan kişi sayılarında süreklilik sağlanmış; pandemi süreci dâhil olmak üzere tüm olağanüstü koşullarda dahi devletimizin sosyal hizmet kapasitesi kesintisiz şekilde sürdürülmüştür. Bu süreçte Valiliğimiz hiçbir vatandaşını yalnız bırakmamış; zor zamanlarda da devletin şefkatli yüzünü sahada güçlü biçimde hissettirmiştir. Son 7 yılda toplam 5236 vatandaşımıza bu proje kapsamında hizmet verilmiştir" denildi. "Halihazırda sözleşme imzalanan 3 otelde 293 vatandaşımız barındırılmaktadır" Açıklamada, "2025-2026 kış dönemi uygulaması 01 Kasım 2025 tarihinde başlatılmış olup, halihazırda sözleşme imzalanan 3 otelde 293 vatandaşımız barındırılmaktadır. Bu vatandaşlarımıza üç öğün sıcak yemek, temizlik ve berber hizmeti ile diğer günlük ihtiyaçları karşılanmaktadır. Ayrıca proje kapsamında görev yapan saha ekiplerince her gün akşam saatlerinde Ankara genelinde düzenli taramalar yapılmakta; metruk alanlar, parklar ve AŞTİ başta olmak üzere yoğun kullanım alanlarında tespit edilen kimsesiz vatandaşlarımızla birebir görüşmeler gerçekleştirilerek kendi rızaları ve gönüllülük esası çerçevesinde barınma hizmetlerinden faydalanmaları sağlanmaktadır. Son günlerde bazı basın yayın organlarında yer alan, Ankara Şehirlerarası Terminal İşletmesi’nde (AŞTİ) çok sayıda evsiz vatandaşımızın barındığına yönelik iddialar abartılı olup; gerçeği yansıtmamaktadır. Valiliğimiz koordinesinde düzenli olarak yürütülen denetimler kapsamında; 15.12.2025 ve daha sonraki günlerde terminalde gerçekleştirilen tarama faaliyetleri neticesinde, bahse konu yerde kaldığı tespit edilen 10 vatandaşımızla görüşülerek kendilerine konaklama hizmeti sağlananacağı belirtilmiştir. Sunulan barınma imkânını kabul eden 5 vatandaşımız otele yerleştirilmiştir. Buna karşın, sunulan hizmetten yararlanmak istemediklerini beyan ederek memleketlerine geri dönmek isteyenlere yol giderleri ve diğer ihtiyaçları karşılanmış olup, israrla terminalde kalmayı tercih eden 3 vatandaşımızın durumları ise ekiplerimizce yakından takip edilmektedir. Valiliğimizce "Kimsesizlerin Kimsesi Olma Projesi" kapsamında, devletimizin koruyucu, kuşatıcı ve sosyal niteliği sahada somut bir şekilde hayata geçirilmektedir. Herkesin devlet güvencesi altında olduğunun açık bir göstergesi olan çalışmalar güçlü ve kararlı bir şekilde sürdürülecektir" ifadelerine yer verildi.