EKONOMİ - 26 Temmuz 2019 Cuma 20:09

Vakıfbank Genel Müdürü Üstünsalih: "Kriz geride kalmıştır, Türkiye kalkınmasına ve yükselmesine başlamıştır”

A
A
A
Vakıfbank Genel Müdürü Üstünsalih: "Kriz geride kalmıştır, Türkiye kalkınmasına ve yükselmesine başlamıştır”

Vakıfbank Genel Müdürü Abdi Serdar Üstünsalih, son bir aydaki gelişmeler dikkate alındığında ekonomide ılıman bir iklimin oluştuğunu belirterek, “Türkiye kalkınma olarak burnunu yukarı çevirmiştir.

Vakıfbank Genel Müdürü Abdi Serdar Üstünsalih, son bir aydaki gelişmeler dikkate alındığında ekonomide ılıman bir iklimin oluştuğunu belirterek, “Türkiye kalkınma olarak burnunu yukarı çevirmiştir. Kriz geride kalmıştır. Dolara yapılan müdahaleler geride kalmıştır. Türkiye artık kalkınmasına ve yükselmesine başlamıştır” dedi.


TTSO Temmuz ayı meclis toplantısı Meclis Başkanı M. Şadan Eren başkanlığında gerçekleştirildi. TTSO’nun Temmuz ayı faaliyetlerinin yer aldığı filmin izlenmesinin ardından kürsüye gelen Yönetim Kurulu Başkanı M. Suat Hacısalihoğlu, Vakıfbank Genel Müdürü Abdi Serdar Üstünsalih’i meclis toplantısında ağırlamaktan duydukları memnuniyeti dil getirirken, “Genel müdürümüzün bulunduğu görevlerde şehrimize hizmetleri unutulmaz. Yardımları için kendisine teşekkür ediyoruz” dedi.


Hacısalihoğlu, yaz sezonunda ve yoğun bir turizm döneminde olduklarını vurgulayarak, şunları söyledi:


“Turizmde müthiş bir altyapımız var. Sadece Trabzon’da yatak kapasitesi 65 bine çıktı. Amacımız daha fazla turisti ilimize, bölgeye çekmek. Ama ulaşım sorunu var. Günde 15 civarında direkt uçuşla gelen turistler var ancak özellikle İstanbul üzerinden gelen turistler sıkıntı yaşıyor. Trabzon’a özellikle Körfez ülkelerinden gelecek olan turistler çok büyük maddi yükle karşı karşıya. Bu aileler kalabalık geliyor. 6 - 7 kişilik bir ailenin İstanbul’dan Trabzon’a gelmesi uçak fiyatları olarak çok yüksek değer almaya başladı. Hadi fiyatları kabul ettik, ya da bir miktar uygun hale getirildi ama uçak yok. Dolayısıyla hedeflerimize ulaşmada çok büyük sorunumuz var. THY ilgililerinin konuyu dikkate alarak, bölgemize uçak seferlerini artırmaları ve İstanbul’a gelen Körfez coğrafyasındaki turistlerin bölgemize gelmelerini sağlamaları en büyük arzumuzdur.”



“Bankalar fındık alımında tüccarları desteklemeli"


Fındık taban fiyatlarının açıklandığını da hatırlatan Başkan Hacısalihoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:


“Fındık bölgenin ve Türkiye’nin ithal girdisi olmayan en önemli tarım ürünü. Bu yıl dikkate aldığımız zaman 2 milyar doların üzerinde ülkeye döviz girişi olacağı söylenebilir. Burada bankalara düşen bir görev var. Fındık alımı için belli güçlü firmaları değil diğer tüccarlarımızın fındık alımını da kredi verme suretiyle desteklemeleri gerekiyor. Aksi takdirde fındık alımı yavaşlayabilir, zor durumda olan üreticilerimiz açıklanan fiyatların altında fındığını satabilir, istediğimiz amaca ulaşamayız. Bankalarımızın imkanlar dahilinde tüccarlarımızı destekleyip, fındık alımı konusunda ellerini rahatlatıp, en azından fındık fiyatının açıklanan rakamlarda kalmasını desteklemeleri en büyük arzumuzdur.”


İç piyasada konut stokunun arttığı ve mevcut şartlarla eritilmesinin 3 yıl alacağının hesaplandığını da vurgulayan Başkan Hacısalihoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:


“Önümüzdeki süreçte ekonomideki iyileşmeyi de dikkate alırsak bu süre 2 yıla inebilir. Türkiye gerek içeride gerek dışarıda müteahhitlik sektöründe çok güçlü bir durumda. Çok güçlü referanslarımız var. Çin’den sonra ikinci sırada gelen ülkeyiz ve bu referanslarımızı tüm dünyada kullanmamız gerekiyor. Özellikle sıkışan iç piyasada müteahhitlerin dışa açılması konusunda TOKİ’ye çok büyük görev düşüyor. TOKİ artık iç piyasada konut yapmayı bırakmalı. TOKİ iç piyasada işlevini tamamladı. İç piyasada iş varsa bunu özel sektördeki müteahhitler gerçekleştirebilir. Türkiye’ye para girecekse, Türkiye ihracatını artıracaksa, inşaat malzemesi üretimini artıracaksa, TOKİ yurtdışında, Türki Cumhuriyetlerde, Avrupa’da, Afrika’da büyük işleri alıp bunları kendi müteahhitlerimize yaptırabilir, piyasayı canlandırabilir. Özellikle tıkanan inşaat ve müteahhitlik sektörünü açabilir. Burada TOKİ’ye çok büyük görev düşüyor. Siyasetin buna ön ayak olması gerekiyor. Ülkenin dışa açılmaya ve iş yapmaya ihtiyacı var. Bunun en güzel örneğini Çin yapmaktadır. Çin devlet desteğiyle tüm dünyada iş almaktadır.”



"Vakıfbank olarak geçen yıla oranla karımız yüzde 40 düştü"


TTSO Temmuz ayı meclis toplantısında meclis üyelerine hitap eden Vakıfbank Genel Müdürü Abdi Serdar Üstünsalih, “Bir Trabzonlu olarak şehrime, Türkiye’nin en büyük bankalarından birinin genel müdürü olarak ilk ziyaretimi yapmaktan dolayı da ayrıca mutluyum. Vakıfbank bugün aktif büyüklük olarak Türkiye’de 4. sırada bulunuyor ve 394 milyar aktif büyüklüğü yönetiyor. Türkiye ekonomisinde piyasayı yapıcı bankalardan bir tanesi. Trabzon’dan çıkan ilk banka genel müdürü olduğumu söylediler. Bundan da gurur duyuyorum” dedi.


Vakıfbank Genel Müdürü Abdi Serdar Üstünsalih, TTSO’nun Temmuz ayı faaliyetlerinin anlatıldığı filmi izlerken, bir süre önce bölgeye gelen TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu’nun, “En büyük sıkıntımız bankacılık sektörüydü. Bu bankalar o kadar vicdansızlar ki iyi günde hepsi peşimizden koşar, yağmur başladığı an elinden şemsiyeyi alıp hepsi ortadan kaybolur. İşte biz de bunlara karşı elimizi taşın altına koyduk, tüm kaynaklarımızı seferber ettik. Türkiye’deki KOBİ’lerin yüzde 15’ine, 96 bin KOBİ’mize 12 milyar lira kredi imkânı çıkardık. Düşük faizli KOBİ destek paketlerini başlattık” sözlerini dinlediğini belirterek, şunları söyledi:


“Genelleme yapmak doğru değil. Biz kamu bankaları Ziraat Bankası, Vakıfbank ve Halkbank olarak her zaman Türkiye’nin yanında olduk. Olmak zaten görevimiz de Rifat başkanın söylediği tanıma uymuyoruz. Onu baştan söyleyeyim. Güneşli havalarda şemsiyeyi açıp yağmurlu havalarda şemsiyeyi kapatan bankalardan olmadık. Ben bankada 29’uncu yıla giriyorum, bir tane krediyi geri çağırdığımızı hatırlamıyorum. Özellikle Türkiye Cumhuriyeti’nin içinde bulunduğu türbülansta birçok hasarlar olmuştur. Ağır veya hafif hasar alanlar olmuştur, enkaz olmuştur doğrudur. Bunları yönetmek için üç kamu bankası gecesi gündüzü, bütün sermayesiyle birlikte ticaret erbanının, sanayi erbabının yanında olmuştur. Vakıfbank olarak geçen yıla oranla karımız yüzde 40 düştü. Biz karlılığa oynamıyoruz. Biz Türkiye ekonomisine oynuyoruz. Türkiye ekonomisi iyi olduğu zaman bizim de iyi olacağımızı düşünüyoruz. Bazı bankaların bu oyunda hiç olmadığını gördük. Rifat başkan o yüzden haklıdır. Ama kamu bankaları her zaman milletimizin, devletimizin yanında olmuştur.”



“Ekonomide olumlu gelişmeler oluyor”


Son zamanlarda ülke ekonomisinde özellikle son bir aydır, bir haftadır çok önemli ve olumlu gelişmeler olduğunu da vurgulayan Üstünsalih, sözlerini şöyle sürdürdü:


“Dünyada FED’in faizi düşürme söylemi, akabinde Avrupa Merkez Bankası’nın eksik faiz uygulaması, Türkiye’de Merkez Bankası’nın faizleri ciddi oranda düşürmesi, enflasyonun tek haneli rakamlara doğru yolculuğu, dolarizasyondaki stabilite; bunlara baktığınızda hakikaten çok olumlu gelişmeler oluyor. Bugün faiz oranlarımız mevduatta 19,5 seviyelerindeydi, kredi de zira 19,5 ama aşağı doğru seyirli olması bizi ziyadesiyle memnun ediyor. Merkez Bankası yüzde 24 faiz uyguladığı dönemde b in sanayicimize, ticaret erbabımıza, 21, 22’lere kredi verdik. Piyasa 30’la fonlarken iki puan zarar ettik. Bunu bilançomuzda zarar olarak gördük. Bundan hiç gocunmuyoruz. Biz şunu düşünüyoruz; biz 25 yıldır esnafımızdan para kazanıyoruz, 1 yıl kazanmayalım. Sıkıntı yok. Ama kamu bankası olarak da öz kaynak karlılığımızı belli bir seviyede tutmalıyız. Kavga edeceksek, kavgada güçlü olmak zorundayız. Özkaynak karlılığımızı belli bir seviyede korumak gibi bir sorumluluğumuz var. O sorumluluğu da yerine getiriyoruz.”


Vakıfbank Genel Müdürü Abdi Serdar Üstünsalih, piyasalarda SWAP’ların 15,5’a düştüğünü, bunun çok sevindirici bir haber olduğunu da ifade ederek şunları söyledi:


“Diğer taraftan Avrupa’da daha önce selamımızı almayan devasa bankaların artık Türkiye’ye doğru yöneldiğini görüyoruz. Bugün dünyada dolaşan fonlar, Türkiye en yüksek faizi verdiği dönemlerde bile, siyasi nedenlerle ülkemize uğramıyordu. Meksika, Şili, Arjantin, Tayland veya Yunanistan’a giderken Türkiye 24’le en yüksek faizi vermiş olmasına rağmen gelmiyordu. Ama son bir aydır özellikle S-400 olayının ortadan kalkması, Trump’ın açıklamaları, FED’in ve Merkez Bankası’nın açıklamaları, hepsi bir araya geldiğinde ılıman bir iklim oluşmuş, Türkiye kalkınma olarak burnunu yukarı çevirmiştir. Kriz geride kalmıştır. Dolara yapılan müdahaleler geride kalmıştır. Türkiye artık kalkınmasına ve yükselmesine başlamıştır. 2020’de dengeleme sürecine gireceğimiz bugünkü rakamlarla bellidir. Eylül - Ekim gibi tek haneli rakamları göreceğiz. Ama yıl ortalamasında enflasyonda 14 - 15 bandında kalacağımız öngörülüyor.”



“Yaşamasına imkan olan firmaları destekledik"


Vakıfbank olarak daha önce olduğu gibi her zaman müşterilerinin yanında olmaya devam ettiklerini ifade eden Genel Müdür Üstünsalih, “Vakıfbank’ın bölge yapılanmasında Trabzon, Samsun’a bağlıydı. 3.5 ay önce ayırdık. Trabzon’u Doğu Karadeniz Bölge Müdürlüğü yaptık. Trabzon, Rize, Gümüşhane, Artvin, Giresun illerini bu bölgeye bağladık. O illerdeki şube müdürlerini topladım. Hepsine şunu söyledim; Ülke bir türbülanstan geçmiştir. 40 gün, 50 gün, 60 gün borcunu geciktiren esnafımız, sanayicimiz olabilir. Şöyle bakacaksınız. Yaşamasına inandığınız firma varsa, bu gecikmelere rağmen ilave kredi vermek suretiyle yaşatacaksınız. Eğer firmanın batacak seviyede olduğuna inanıyorsanız da onları bırakacaksınız. Çünkü kaynakları boşuna harcamamamız lazım. 1994 yılında yaşanan tekstil krizinde, özellikle Maraş - Antep bölgesinde batmak üzere olan firmaları fonladık, bugün en iyi müşterilerimiz oldular. Bir kamu bankası olarak bizim açımızdan baktığınızda, krizi fırsata çevirme zamanıdır. Güç durumda olan firmalarımızı mutlak suretle fonlayarak ayakta kalmalarını sağlamamız lazım. Bunların hepsi ülkemizin birer değeri. Firmalar kolay kolay yetişip büyümüyor. Büyüyen firmalarımızı, istihdam fırsatı sunan firmalarımızı yaşatmak gibi bir sorumluluğumuz var. O sorumluluğu yerine getirmemiz lazım” diye konuştu.


Konuşmasının ardından TTSO Meclis Başkanı M. Şadan Eren ve Başkan M. Suat Hacısalihoğlu, Vakıfbank Genel Müdürü Abdi Serdar Üstünsalih’e ziyaretinin anısına plaket ve tablo takdim etti. Üstünsalih de TTSO yönetimine bir hediye sundu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bitlis Ahlat’ta ‘Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun’ anma programı düzenlendi Eski Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun vefatının 5. yılında Bitlis’in Ahlat ilçesinde anıldı. Ahlat ilçesinde Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun anısına “Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun” anma programı düzenlendi. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile İçişleri Bakanlığı’nın katkılarıyla Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği tarafından düzenlenen program saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Daha sonra konuşma yapan Bitlis Valisi Erol Karaömeroğlu, “Haluk Dursun’un hatırasına sahip çıkan bu anlamlı program dolayısıyla sizlerle beraber olmaktan duyduğum memnuniyeti özellikle ifade etmek istiyorum. Bugün ülkemizin yetiştirmiş olduğu mümtaz bir ismi anmak üzere buradayız. Prof.Dr.Haluk Dursun’u ebedi aleme uğurlayalı tam 5 yıl oldu. Van Erciş’te kendi aracıyla seyir halindeyken meydana gelen elim bir trafik kazası sonucu maalesef hocamızı 19 Ağustos 2019 tarihinde kaybettik. Kültür birikimi ve hitabetiyle araştırmayı, bildiğini ve gördüğünü meraklısına aktarmayı seven, hayatını görevine adayan bir bilim insanıydı. Ahmet hocamızı bir kez daha rahmetle, özlemle, şükranla yad ediyorum. Değerli ailesine, dostlarına, mesai arkadaşlarına tekrar başsağlığı diliyorum. Rabbim Haluk hocamızdan razı olsun, mekanı ali olsun. Bu anlamlı buluşmanın düzenlenmesinde emeği geçen herkese teşekkür ediyorum” dedi. Ardından konuşan AK Parti Ankara Milletvekili Zeynep Yıldız, “Gerçekten bir ideal, ülkü ve niyet uğruna yola koyulanlardandı Haluk hoca ve bugün bizi burada bir araya getirdi. Bunu da yaparken bir mekan ve bellek ilişkisi kurmaya yönelik en önemli noktalardan birinde Ahlat’ta bizleri buluşturdu. Gerçekten nereden geldik nereye doğru yürüyeceğiz duygusunu bize pekiştirebilecek bir noktada bir araya gelmiş olduk” ifadelerini kullandı. MHP Genel Başkan Başdanışmanı Prof. Dr. Ruhi Ersoy’da, “Ahlatın maneviyatıyla gençliğin enerjisini bir araya getiren bu tarihi ve bu mukaddes şehirde Kubbet-ül İslam’da sizlerle beraber olmaktan tarihe adanmış, adanmış olduğu bir ülküsünde yol yürürken rahmeti rahmana kavuşmuş değerlerimizi anma vesilesiyle sizlerle olmaktan bende kıvanç duyuyorum. Ahlat’ı anlamak, tanımak ve bu değerler etrafında dertlenen Ahmet Haluk Dursun profili, şahsiyetleri, onun etrafında neşet etmiş yetiştirmiş olduğu gençlerin yeniden filizlenmesine iklim oluşturmaktır. Bizim muradımız ve mefkuremiz budur. Siyasetten de, devlet hayatından da anladığımızda budur, bu olmalıdır. Bu sebepten dolayı bugün bu saatte bu salonu dolduran her bir arkadaşım bu atmosferin bir parçası olmuştur. Bu programın hayat bulmasında dertlenerek Ahmet Haluk Dursun hocanın derdini kendine dert ederek yola çıkıp kamu imkanlarıyla bu iş yürümüyorsa milletle yürüyebiliriz, dernekleşiriz diyerek devletimizin kapısını çalarız diyerek yolculuğa başladı. Bugünün anlamını bir bütün halinde program bitene kadar hissedip yaşayalım” şeklinde konuştu. Bitlis Eren Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof.Dr.Ferit İzci ise, “Bizim medeniyetlerimiz başka medeniyetlere benzemez. Bizim medeniyetlerimiz işte böyle şahsiyetler ve gençler üzerine inşa edilmiş ilelebet varlığını devam ettirecek medeniyetlerdir. Başka medeniyetlerin hayal bile edemeyecekleri zirvelere çıkmış olan ecdadın nesilleriyiz. Hayatını bu şekilde mücadeleyle geçiren başta sayın Ahmet hocamız olmak üzere bu ülkede ve coğrafyada yetişmiş değerlerli şahsiyetlere huzurlarınızda saygıyla ve minnet duyuyorum” dedi. Düzenlenen program hakkında gazetecilere açıklamada bulunan Anadolu Tarih ve Kültür Birliği Derneği Başkanı Doğan Güngör, “Kültür ve Turizm Bakan yardımcısıyken çok sevdiği Ahlat’ı ziyaretinin hemen sonrasında geçirdiği trafik kazasıyla hayatını kaybeden Prof.Dr.Ahmet Haluk Dursun hocayı anmak, Ahlat’ı anlatmak ve gençlerle hemhal olmka için buradayız. Dernek olarak hocamızı anmak üzere yaptığımız ikinci program. İlkini Çanakkale’de yine tarihimizin müstesna mekanlarından birinde, bugünde Ahlat’ta yaptık” dedi. Anma programına katılan Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kızı Nilay Dursun’da duygularını şöyle ifade etti; “Babamın hayatının son yıllarında özellikle çok önem verdiği Anadolu Tarih ve Kültür Birliği projesinin yaşatılıyor olabildiğini görmek gerçekten çok mutluluk verici. Yıllar önce babamın vefatından sonra tanıştığım bu değerli ekiple 5.yılında da bu tarz etkinliklerle bir araya gelmeyi sürdürüyoruz. Babamı anmayı, onun öğretilerini, gençlere aktarmaya çalıştığı bilgileri bir arada tekrar hatırlayarak belki yeni kitlelere aktarmaya çalışıyoruz. Bu gerçekten çok önemli. Dolayısıyla bu etkinliklerde desteği olan herkese çok teşekkür ediyorum.” İstanbul Üniversitesi Tarih Bölümü son sınıf öğrencisi Kenan Toprak Çatkın’da, “Ahlat’a ikinci gelişim. Bundan önce de bir program aracılığıyla gelmiştim. Haluk hoca bizde çok önemli ve derin etkiler bıraktı. Zaten bu etkileri panelimizde de anlatacağız” dedi. Yapılan konuşmaların ardından program Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği Musiki Grubunun Haluk Dursun’un sevdiği müzikleri seslendirmesiyle devam etti. Arından Ahmet Haluk Dursun hocayla anısı olan çeşitli üniversite öğrencilerin paneli ve BEÜ öğretim üyesi Doç.Dr.Hasan Buğrul’un Ahlat’taki tarihi mezar taşları üzerindeki övgü içerikli yazılar adlı sunumuyla program sona erdi. Anma programı sonunda toplu hatıra fotoğrafı çektirildi. Ahlat Halk Eğitimi Merkezi konferans salonunda düzenlenen anma programına Ahlat Kaymakamı Batuhan Bingöl, Ahlat Belediye Başkanı Yavuz Gülmez, Bitlis İl Emniyet Müdürü Ortaç Şekeroğlu, Bitlis İl jandarma komutanı Tuğgeneral Eyüp Subaşı, bazı kurum amirleri, çok sayıda akademisyen, yazar, eğitimci ve öğrenci katıldı. Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kaza sonucu vefatı 2019 yılında Malazgirt Zaferi’nin 948. yıl dönümü etkinlikleri öncesi Ahlat’ta gezi ve incelemelerde buluna merhum Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun, buradaki incelemeleri sonrası kara yoluyla Van’a hareket etmişti. Dursun’un içinde bulunduğu araç, Erciş’in Bayramlı Mahallesi yakınlarında kaza yapmış, kazada Ahmet Haluk Dursun hayatını kaybetmişti.
Antalya Otomobil su kanalına uçtu: Öldüğü düşünülen sürücünün yüzerek kaçtığı ortaya çıktı Antalya’da kontrolden çıkıp su kanalına uçan otomobildeki sürücü, kanaldan yüzerek çıkıp olay yerinden kaçtı. Aracın yaklaşık 1 buçuk ay önce satışını yapıp devrinin henüz alınmadığını belirten ruhsat sahibi kadın ise olay yerine geldiğindeki ilk sözü, “Allah’tan içinde kimse yok” oldu. Kazanın görgü şahidi bir genç ise, “Sürücü çok paniklemişti, yüzerek kanaldan çıktı, ardından kaçtı” dedi. Kaza, saat 22.00 sıralarında Kepez ilçesine bağlı Göksu Mahallesi’ndeki Nene Hatun Caddesi ile İbn-i Sinan Sokak kesişiminde meydana geldi. Henüz sürücüsünün ismi öğrenilemeyen 16 LUB 73 plakalı otomobilin önce kaldırıma çarpıp ardından su kanalına uçtuğunu görenler durumu 112 Acil Çağrı Merkezine bildirdi. İhbarın ardından olay yerine itfaiye, polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Belirtilen adrese gelen itfaiye ekipleri, araçta yaptıkları kontrolde herhangi bir kişinin olmadığını tespit etti. Bunun üzerine görgü şahitlerinin ifadesine başvuran polis, sürücünün araçtan çıktıktan sonra yüzerek kanaldan çıktığını ve ardından panikleyerek kaçtığını belirledi. Trafik polisinin araç plakasından yaptığı sorgulamada, aracın Gülfer Hanedar adına kayıtlı olduğu belirlendi. “Arabayı sattım, parasını aldım ama devrini almadı” Ekiplerin haber vermesiyle kaza yerine gelen Hanedar, aracı Halil isminde bir galerice yaklaşık 1 buçuk ay önce sattığını, parasını almasına rağmen karşı tarafın devrini henüz üzerine almadığını söyledi. Gazetecilere de açıklamada bulunan Hanedar, “Arabayı satmıştım, parasını aldım ancak devrini henüz üzerine almadı. Kaza olunca beni aradılar. Allah’tan içinde kimse yok, ona sevindik. Galericiye satmıştım. Onun sürüp sürmediği de belli değil, ulaşamıyorum da” diye konuştu. Kazayı görenlerden Musa Kont isimli genç ise “Araba aniden fren yaptı ve kanala uçtuktan sonra sürücü yüzerek çıktı. Adam çok panik yapıyordu, sakinleştirmeye çalıştık ama kaçtı gitti” dedi. Polis ekipleri sürücüyü bulmak için çalışma başlatırken, araç çekiciyle su kanalından çıkartılarak otoparka götürüldü.