KÜLTÜR SANAT - 04 Ağustos 2025 Pazartesi 12:09

Baba-oğul her yaz memleketlerini gezerek davul-zurna çalıyor

A
A
A
Baba-oğul her yaz memleketlerini gezerek davul-zurna çalıyor

İstanbul’da yaşayan Tuncelili mey ve zurna eğitmeni, oğluyla birlikte her yıl geldiği memleketinde ilçeleri gezerek oğluna hem yöresel kültürü öğretiyor hem de birlikte davul-zurna çalarak gelişimine katkı sunuyor. Baba oğula bu yıl mey ve zurna eğitimi alan öğrencisi de eşlik etti.


İstanbul’da yaşayan Tuncelili mey ve zurna eğitmeni Ali Basık (49) oğlu Ali’nin henüz 6 aylıkken, çaldığı mey ve zurnaya tepki verdiği görünce 2 yaşında kendisine küçük bir asma davul aldı.


O tarihten beri babasının verdiği eğitimle asma davul çalan Ali, şimdilerde 12 yaşında. Babasının çaldığı zurnaya davuluyla eşlik eden Ali, bu süreç içerisinde kendisini son derece geliştirdi. Her yıl memleketi Tunceli’ye gelen Baba Ali Basık, ilçeleri gezerek oğluna hem yöresel kültürü öğretiyor hem de zaman zaman oğluyla düğünlere katılıyor. Bu yıl oğlunun yanı sıra mey ve zurna eğitimi veren öğrencisi Umut Rüzgar Yıldırım’ı da alan baba Ali Basık, Pülümür ilçesinde hem oğlu hem de öğrencisiyle birlikte mini bir dinleti gerçekleştirdi.


İstanbul’un Sultangazi ilçesinde mey ve zurna eğitmenliği yaptığını dile getiren Ali Basık, "Şu anda memleketime geldim. İlçelerimi dolaşıyorum. Oğlumla, öğrencimle beraber buradaki kültürü onlara anlatmaya çalışıyorum. Bu gün öğrencimle kayıt yaptık. Mey ve zurna dersleriyle ilgili bilgiler paylaştık. Pülümür’de düzenlenen Müzik Köyü etkinliklerine katıldık. Yöremize her yıl geliyorum. Burada oğlumla beraber düğünlerde çalıyoruz" dedi.


Oğlu Ali’nin 2 yaşından beri asma davul çaldığını aktaran baba Ali Basık, "Oğlum 6 aylıkken kundakta üç, dört nota sesi veriyordum ve tepki gösteriyordu. Bundan dolayı bu çocukta müzik kulağı var dedim. Sonra kendisine küçük bir asma davul aldım. O davulla çalmaya başladı. Bu arada kısa hem oğluma hatıra olsun hem de kültürümüz için kısa videolar çekip kayıt altına aldım . Şu anda 12 yaşında ve 2 yaşından beri davul çalıyor. Ayrıca bateri de çalabiliyor" diye konuştu.


2 yaşından beri davul çaldığını ifade eden Ali ise, "Tunceli Ovacık Eğripınar köylüyüm. Düğünlere gidiyorum. Babam, yanlış bir şey çaldığım zaman beni uyarıyor ve hemen düzeltiyorum. Babam, benimle çok ilgileniyor. Bu işi yaptığım için çok mutluyum" şeklinde konuştu.


Basık’ın öğrencisi Umut Rüzgar Yıldırım da Bakırköy Güzel Sanatlar Lisesi Türk Halk Müziği bölümünde okuduğunu belirterek, "Müzik serüvenine korona zamanlarında Soner Altıkulaç bağlama hocamla başladım. İlerleyen zamanlarda aslında müzik okumayı düşünmüyordum. Ama sonra müziğin bana ve herkese huzur verdiğini ve insanlara sağlıklı geldiğini düşündüm. Beni iyileştirdiği gibi herkesi iyileştirebilir diye düşündüm. Okuluma başladığım zaman ana enstrüman olarak Azerbaycan Tarı çalıyorum. Lakin çocukluğumdan beri mey ve zurnaya bir merakım vardı. Bu merakımla Soner hocam beni Ali Basık hocamla tanıştırdı. 1,5 yıldır Ali Basık hocamla mey, turna çalışmaları yapıyoruz. Burada Müzik Köyü Atölyesi’ne katıldım. Bazı kurslara çalmanın yanında bağlama hocamla düğün dernek işlerine de gidiyorum" ifadelerini kullandı.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Gaziantep GİBTÜ’de "Yoğun Bakım Mühendisliği Çalıştayı" gerçekleştirildi Gaziantep İslam Bilim ve Teknoloji Üniversitesi (GİBTÜ) ev sahipliğinde düzenlenen "Yoğun Bakım Mühendisliği Çalıştayı", sağlık bilimleri ile mühendislik disiplinlerini aynı platformda buluşturarak önemli bir bilimsel etkileşim ortamı sundu. Çalıştayın açılış konuşmasını yapan GİBTÜ Rektörü Prof. Dr. Şehmus Demir, yoğun bakım hizmetlerinin yalnızca tıbbi bilgiyle değil, güçlü bir mühendislik altyapısı ve teknolojik tasarım anlayışıyla desteklenmesi gerektiğini ifade etti. Türkiye’de "Yoğun Bakım Mühendisliği" kavramını bütüncül bir bakış açısıyla ele alan ve disiplinler arası yaklaşımı merkeze alan nadir etkinliklerden biri olan çalıştayda; yoğun bakım ünitelerinde kullanılan ileri teknolojik sistemler, cihaz güvenliği, ölçüm doğruluğu ve klinik karar destek mekanizmaları çok yönlü olarak konuşuldu. Çalıştay kapsamında; yoğun bakım cihazlarının çalışma prensipleri, ileri yaşam destek sistemleri, alarm ve güvenlik mekanizmaları, ölçüm güvenilirliği, hasta güvenliği, yapay zekâ ve veri analitiği tabanlı klinik karar destek sistemleri gibi başlıklar, hem teorik hem de uygulamaya dönük sunumlarla ele alındı. Sağlık hizmetlerinin en kritik alanlarından biri olan yoğun bakım ünitelerinde mühendislik bakış açısının önemi vurgulanırken, teknolojik altyapının klinik süreçlerle entegrasyonuna dikkat çekildi. Yeni ve yenilikçi yaklaşımlar ele alındı Sağlık ve mühendislik bilimlerinin kesişim noktasında yer alan ekstrakorporeal membran oksijenasyonu (ECMO), sürekli renal replasman tedavileri (CRRT), ileri hemodinamik monitörizasyon, sitokin adsorpsiyon sistemleri, kan gazı analizleri ve benzeri hayati öneme sahip uygulamalar; sahadaki klinik deneyimler ile mühendislik altyapısı birlikte değerlendirilerek yeni ve yenilikçi yaklaşımlar çerçevesinde ele alındı. Sunumlarda, yoğun bakım teknolojilerinin yalnızca klinik etkinlik açısından değil; tasarım, sürdürülebilirlik, veri doğruluğu ve uzun vadeli kullanım güvenliği açısından da değerlendirilmesi gerektiği vurgulandı. Yoğun bakım hizmetlerinin geleceğine yönelik değerlendirmeler GİBTÜ Rektörlük Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen çalıştayın moderatörlüğünü Doç. Dr. İpek Atik ve Doç. Dr. Gülseren Elay üstlendi. Etkinliğe; Gaziantep, İnönü ve Gaziantep İslam Bilim ve Teknoloji Üniversiteleri başta olmak üzere çeşitli üniversitelerden akademisyenler ile şehir hastanelerinde görev yapan yoğun bakım uzmanları ve mühendisler katıldı. Katılımcılar, disiplinler arası bilgi ve deneyim paylaşımıyla yoğun bakım hizmetlerinin geleceğine yönelik değerlendirmelerde bulundu. Yoğun bakım hizmetlerinde ortak akıl vurgusu Çalıştayın açılış konuşmasını yapan GİBTÜ Rektörü Prof. Dr. Şehmus Demir, yoğun bakım hizmetlerinin yalnızca tıbbi bilgiyle değil, güçlü bir mühendislik altyapısı ve teknolojik tasarım anlayışıyla desteklenmesi gerektiğini ifade etti. Prof. Dr. Demir, "Yoğun bakım üniteleri, sağlık hizmetlerinin en kritik ve en hassas alanlarından biridir. Bu alanlarda kullanılan teknolojilerin güvenilir, sürdürülebilir ve hasta güvenliğini önceleyen bir anlayışla geliştirilmesi büyük önem taşımaktadır. Bu noktada mühendislik bilimleri ile sağlık bilimlerinin birlikte hareket etmesi artık bir zorunluluk haline gelmiştir. Üniversitemizde düzenlenen bu çalıştay, disiplinler arası iş birliğinin somut bir örneği olup, akademi, sağlık sektörü ve sanayi arasında güçlü ve kalıcı iş birliklerinin kurulmasına zemin hazırlamaktadır" dedi. Rektör Prof. Dr. Demir ayrıca, yerli ve milli yoğun bakım teknolojilerinin geliştirilmesinin hem sağlık sisteminin sürdürülebilirliği hem de ülkenin teknolojik bağımsızlığı açısından stratejik bir öneme sahip olduğunu vurguladı. GİBTÜ’nün, mühendislik ve sağlık alanlarında yenilikçi projeleri destekleyen, uygulamaya dönük bilimsel çalışmalara öncül eden bir üniversite olma hedefiyle çalışmalarını sürdürdüğünü belirtti. Etkinlikte yapılan sunum ve değerlendirmelerde, yapay zekâ ve makine öğrenmesi tabanlı sistemlerin, gelecekte yoğun bakım ünitelerinde klinik karar süreçlerine önemli katkılar sunacağı, erken uyarı sistemleri ve veri temelli analizlerle hasta güvenliğinin daha da artırılabileceği ifade edildi. "Yoğun Bakım Mühendisliği Çalıştayı", yoğun bakım hizmetlerinde mühendislik temelli yaklaşımın önemini ortaya koyarken, Türkiye’de bu alanda yapılacak yeni akademik çalışmalar, teknolojik Ar-Ge projeleri ve sektörel iş birlikleri için yol gösterici bir platform olma niteliği taşıdı.
Antalya Akdeniz Üniversitesi 18 alanda Türkiye’nin ilk 20 üniversitesi arasında Akdeniz Üniversitesi Yükseköğretim Kurulunca yayımlanan, "Üniversite İzleme ve Değerlendirme Genel Raporunda" 18 farklı göstergede Türkiye genelinde ilk 20 üniversite arasında yer aldı. Yükseköğretim Kurulu tarafından 67 farklı gösterge doğrultusunda Türkiye’deki 201 üniversiteye ait analizlerin yer aldığı "Üniversite İzleme ve Değerlendirme Genel Raporu-2025" yayımlandı. Yükseköğretim ekosisteminin en kapsamlı analiz belgelerinden biri olan rapor, "Eğitim ve Öğretim", "Araştırma-Geliştirme, Proje ve Yayın", "Uluslararasılaşma", "Sürdürülebilirlik" ve "Topluma Hizmet ve Sosyal Sorumluluk" olmak üzere 5 ana kategori altında toplam 67 göstergeye dayanıyor. Rapora göre Akdeniz Üniversitesi 18 alanda ilk 20’de yer alma başarısı gösterdi. 92,2 milyon TL bağışla 4. sırada Rapora göre Akdeniz Üniversitesi, üniversiteye kazandırılan bağış miktarında 92,2 milyon TL ile devlet üniversiteleri arasında 4’üncü, tüm üniversiteler arasında ise 11’inci sırada yer aldı. 2024 yılında da en yüksek bağış kazandıran üniversitelerden biri olan Akdeniz Üniversitesi, şehirle kurduğu güçlü bağlar ve sürdürülebilir iş birlikleriyle bu başarısını istikrarlı biçimde devam ettiriyor. Akdeniz Üniversitesi, uluslararası akademik hareketlilikte de değişim programları kapsamında en fazla öğretim elemanı gönderen ve kabul eden devlet üniversiteleri arasında 3’üncü sırada yer aldı. Ayrıca değişim programları kapsamında en fazla öğrenci gönderen devlet üniversiteleri arasında da 9’uncu oldu. Araştırma ve yenilik kapasitesiyle dikkat çeken Akdeniz Üniversitesi, ’Olumlu sonuçlanan patent oranında devlet üniversiteleri arasında 8’inci yer alma başarısı gösterdi. Akdeniz Üniversitesi yine devlet üniversiteleri arasında ‘Ulusal kurumlar tarafından desteklenen proje sayısında’ 10’uncu, ‘Araştırma-Geliştirme, teknoloji ve yenilik projeleri toplam sayısında’ 15’inci, ‘Ulusal seviyede endüstri ile ortak yürütülen projelere ait bütçenin en yüksek olduğu üniversiteler’ arasında 10’uncu, ‘Yurt dışındaki üniversite, kurum ve kuruluşlarla ortak yürütülen Ar-Ge projesi sayısının en yüksek olduğu üniversiteler’ arasında ise 12’nci sırada yer aldı. ‘Uluslararası kurum ve kuruluşlar tarafından desteklenen proje sayısının en yüksek olduğu üniversiteler arasında’ ise 15’inci sırada yer alarak ar-ge alanındaki güçlü konumunu pekiştirdi. "Öğrenci topluluklarıyla ilk sırada" 112’si kültür, 31’i spor olmak üzere toplam 143 öğrenci topluluğuyla aktif bir kampüs yaşamı sunan Akdeniz Üniversitesi ‘Topluluklara kayıtlı öğrenci sayısının en yüksek olduğu üniversiteler’ arasında 1’nci sırada yer aldı. Akdeniz Üniversitesi ‘Öğrenci toplulukları sayısının en yüksek olduğu üniversiteler’ arasında da 13’üncü sırada yer alırken ‘Öğrenci toplulukları faaliyet sayısının en yüksek olduğu devlet üniversiteleri’ arasında ise 15 sırada yer aldı. Topluma katkı alanında da öne çıkan Akdeniz Üniversitesi, ’Üniversite tarafından yürütülen sosyal sorumluluk projeleri sayısında’ Türkiye genelinde 6’ncı sırada, ‘Öğrenciler tarafından yürütülen sosyal sorumluluk projeleri sayısında’ ise devlet üniversiteleri arasında 16’ncı sırada yer aldı. 3 alanda daha ilk 20’de Akdeniz Üniversitesi ayrıca, ‘İklim Eylemi kategorisinde en başarılı üniversiteler’, erişilebilirlik envanteri sayısı, doktora mezun sayısı gibi alanlarda da ilk 20 üniversite arasında yer aldı.