POLİTİKA - 13 Ağustos 2025 Çarşamba 20:11

Bakan Ersoy: "Terörle, çatışmayla, gözyaşıyla kaybın her türlüsü fazlasıyla yaşadık, artık bunları geride bırakmanın zamanı geldi"

A
A
A
Bakan Ersoy: "Terörle, çatışmayla, gözyaşıyla kaybın her türlüsü fazlasıyla yaşadık, artık bunları geride bırakmanın zamanı geldi"

Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, "Terörle, çatışmayla, göz yaşıyla kaybın her türlüsü fazlasıyla yaşadık, artık bunları geride bırakmanın zamanı geldi. Tunceli dendiğinde hem ulusal hem de uluslararası düzeyde insanların aklına bu hazinenin içerdiği güzellikler gelmelidir. Artık insanlar huzur bulmak, doğayla baş başa kalmak, kültür rotalarını keşfetmek, inanç turizmini yaşamak için nereye gitmeliyiz dediğinde ilk akla gelen yerlerden biri Tunceli olmalıdır" dedi.

 

Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy çeşitli temas ve incelemelerde bulunmak üzere Tunceli’ye geçti. İlk olarak valiliğe geçen ve çalışmalar hakkında Vali Şefik Aygöl’den bilgi alan Bakan Ersoy, açıklamalarda bulundu.

Tunceli’nin kültür ve turizm alanında tam anlamıyla bir hazine olduğunu dile getiren Bakan Ersoy, "Artık bu hazinenin daha fazla gizli kalmaması gerekiyor. Bize düşen görev bu hazinenin keşfedilmesini katkı sağlamaktır. Gittiğim yerlerde ‘kaybedecek bir dakikamız bile yok’ diyorum, gerçekten de öyle. Terörle, çatışmayla, göz yaşıyla kaybın her türlüsü fazlasıyla yaşadık, artık bunları geride bırakmanın zamanı geldi. Tunceli dendiğinde hem ulusal hem de uluslararası düzeyde insanların aklına bu hazinenin içerdiği güzellikler gelmelidir. Artık insanlar huzur bulmak, doğayla baş başa kalmak, kültür rotalarını keşfetmek, inanç turizmini yaşamak için nereye gitmeliyiz dediğinde ilk akla gelen yerlerden biri Tunceli olmalıdır. Bu şehirde yaşayan, bu şehri seven, bu şehrin insanının refahını düşünen, gençlerin geleceğe güvenle bakmasını isteyen herkesin kendine şu soruyu sorması gerekir; turistler için Tunceli’yi nasıl ilk akla gelen yerlerden birisi haline getirebiliriz. Biz 200’e yakın ülkede ülkemizin ve şehirlerimizin tanıtımını yapıyoruz. Biz Almanya’da, Brezilya’da, Rusya’da, Amerika’da ülkemizin, Tunceli’nin reklamını yaparken, şehrimiz yerli ve yabancı turistleri ağırlamak için hazır hale getirmeliyiz" diye konuştu.

"Tuncelimizin dört bir yanı eşi benzeri olmayan güzelliklerle dolu. Bizler de bu değerleri koruyarak geleceğe taşımak ve turizme kazandırmak konusunda adımlarımızı atıyoruz" ifadelerini kullanan Ersoy, "Munzur Vadisi Milli Parkı, Munzur Gözeleri, Kırkmerdiven Şelaleleri gibi yüksek biyolojik çeşitlilik ve endemik türlere sahip doğal varlıkları, geleneksel köy mimarisi, Alevi inanç merkezleri, organik tarım ürünleri ve güçlü kooperatifleşme deneyimi ile sürdürülebilir turizm açısından önemli potansiyele sahip olan Ovacık ilçemizi bu çalışmalarda önceliklendirdik. Çünkü mevcut eko-turizm altyapısı, yerel gastronomik ürün çeşitliliği, ve kadın kooperatifleri gibi sivil yapılar adım atarken bizim elimizi oldukça güçlendiren unsurlar. Doğal miras açısından bu coğrafya tartışılmaz. Korunan alanlar, yüksek biyolojik çeşitlilik bilinen bir gerçek. Kültürel miras açısından inanç turizmine elverişli bir ortam söz konusu, bölgenin organik tarım potansiyelini bilmeyen yoktur, bunlara eko-turizm potansiyelini de eklediğimiz zaman karşımızda oldukça güçlü bir bölge bulunmakta. Bizlerin ilk olarak yapması gereken, sürdürülebilir turizm master planının hazırlanması. Bu konuda yetkinliğe sahip Kapadokya Üniversitesi ön değerlendirmesini eylül ayı sonuna kadar tamamlayacak ve yol haritamız belirlenecek. Bölgenin atık yönetimi ve geri dönüşüm alt yapısını da hazır hale getirmeliyiz. Bu noktada somut hedefler belirledik. Sürdürülebilir Küresel Turizm Konseyi yani GSTC kriterlerine uygun Destinasyon Değerlendirme Çalışması eylül ayı sonunda tamamlanacak. 2025 yılı sonuna kadar olan sürede ise bölgedeki tüm konaklama tesislerinin ikinci aşama sertifikasyonunun tamamlanmasını hedefliyoruz. 2026 yılı için de 3 temel hedefimiz var. Öncelikle bölgenin Birleşmiş Milletler’in En İyi Turizm Köyü listesine dahil olması, Cittaslow yani Sakin Şehir ağına üyeliği için gerekenleri yapacağız. En az üç tematik rotayı belirleyip hayata geçireceğiz. Bölgemizin kamp ve karavan turizmi potansiyeli ortada. Tematik festivaller ve doğa sporu etkinlikleriyle bu potansiyeli destekleyeceğiz. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan ve MHP Lideri Devlet Bahçeli önderliğinde başlayan süreç, inanıyoruz ki bu potansiyelin en doğru ve etkin şekilde kullanılması açısından bize tarihi bir fırsat sunmaktadır. İnşallah hep birlikte bu sürece katkı sağlayarak Tunceli’ye olan sorumluluğumuzu yerine getireceğiz" şeklinde konuştu.

Bakan Ersoy, valilik ziyaretinin ardından Pertek ilçesine bağlı Tozkoparan köyünde devam eden kazı alanını inceleyerek yetkililerden bilgi aldı. Buranın ardından merkeze bağlı Yolkonak köyünde bulunan Sorpiyan cemevini ziyaret eden Ersoy, daha sonra cemevi bahçesine fidan dikti. Burada hatıra fotoğrafı da çektiren Bakan Ersoy, daha sonra kent ziyaretini tamamlayarak Elazığ’a geçti.

Ercan Topaç



 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Ankara’daki su kesintisine vatandaştan tepki "Hıdırlıktepe’ye 2 trilyon 200 milyona kule dikeceklerine pompalarının arızalarını yaptırsalardı" Ankara’nın Sincan ilçesinde yaşanan uzun süreli su kesintileri nedeniyle vatandaşlar mağdur olduklarını belirterek yetkililere çağrıda bulundu. Sincan ilçesine bağlı Yenikent Mahallesi’nde son zamanlarda yaşanan su kesintileri vatandaşların tepkisine neden oldu. Günlerdir musluklarından su akmadığını ifade eden mahalle sakinleri, hem günlük ihtiyaçlarını karşılamakta zorlandıklarını hem de yetkililerden yeterli bilgilendirme alamadıklarını iddia etti. Su kesintileri nedeniyle bazı vatandaşlar bidonlarla çevre bölgelerdeki çeşmelere giderek ihtiyaçları için bidonlara su doldurdu. Öte yandan vatandaşlar, yetkililerden soruna çözüm için çağrıda bulundu. "Faturalarımızı 2 gün geç yatırdığımızda mesaj gönderiyorlar" Yaklaşık 11 yıldır Yenikent’te yaşayan Ahmet Aslan, "Bu son 2 aydır sularımızda ciddi anlamda sıkıntı var. Basınç verilmiyor. Bununla birlikte çok ciddi kesintiler var. Cuma gününden belli suyumuz yok. Arıyoruz muhatap bulamıyoruz. Çağrı merkezleri kapalı. Biz burada yaşayanlar olarak belli bir yaşta insanlarız. Halkla ilgilenin. Faturalarımızı 2 gün geç yatırdığımızda mesaj gönderiyorlar. Şimdi suyumuz 4 gündür verilmiyor, muhatap bulamıyoruz. Bizlerle ilgilenen yok. Acil bir şekilde sorunu çözmek için ilgililerin ilgilenmesi gerekiyor. Bu ne kadar sürecek? Ne zaman gelecek? Hiçbir bilgi sahibi değiliz. Ne yapacağız biz? Hayatımızı idam ettirmek için suya ihtiyacımız var. Önce dediler ki rutin bir kesik olacak. Daha sonra Çamlıdere’den gelen bir pompada bir arıza varmış, daha sonra söylüyorlar bunu. Onunla ilgiliymiş. Peki sırf burayla mı ilgili? Fatih’de, Sincan’da akıyor, hatta ve hatta Yenikent’te benim kızım 300 metre aşağıda oturuyor. Çok da az olsa akıyor. Burayı özellikle cezalandırmak mıdır, nedir, ne söyleyeyim artık? İlgilenen yok" ifadelerini kullandı. "Eğer arıza varsa Hıdırlıktepe’ye 2 trilyon 200 milyona kule dikeceklerine pompalarının arızalarını yaptırsalardı" Aynı zamanda suyu parayla aldıklarını ve emekli olduklarını ifade eden Aslan, "Biz burada belli bir gelir seviyesi olan insanlarız. Ne zamana kadar karşılayacağız biz bunu? İnanın şimdi komşumdan rica ettim. Eğer bulabilirsek 50-60 kilometre uzaklıkta hayrata gideceğiz. Bidon toparladık ama kaç gün gidecek bu? Bunu kaç gün yapacağız, biz genç değiliz ki. Çoluğu çocuğu olanlar var burada. Büyükşehir’in bu sorunu çözeceğine inancımız kalmadı. Çünkü halktan kopuk hareket ediyorlar. Eğer arıza varsa Hıdırlıktepe’ye 2 trilyon 200 milyona kule dikeceklerine pompalarının arızalarını yaptırsalardı. Atıl orada duruyor, bu halkın sorunlarını çözün öncelikle. Bizim bu su ihtiyacımızın bir an evvel çözülmesini talep ediyoruz" diye konuştu. "Gece uyanıp nöbet tutar gibi banyo mu edeceğim?" Yenikent’e 6 ay önce taşındığını belirten Gökhan Arslan, "Son 4 gündür bayağı sıkıntı yapmaya başladı. Çünkü sular sürekli kesiliyor. Gelip gittiği oluyor ama çok az geldiği için hiçbir şekilde kullanamıyoruz. Bize faydası yok. Mesajları takip ediyoruz ya da sosyal medyadan bakıyoruz. Saat 11.00’de gelecek diyorlar, gece 3.00’e kayıyor. Bu sefer hani gece uyanıp nöbet tutar gibi banyo mu edeceğim? Çamaşırları mı, bulaşıkları mı yıkayacağım diye bekliyor insan. Su çok az geldiği için hiçbir şeyi de yapamıyoruz. İhtiyaçlarımıza gidilemiyoruz. Takdir edersiniz ki taşıma suyuyla da değirmen dönmüyor. Marketten al, şuradan al, buradan al. Sonuçta bu mağduriyetin giderilmesi lazım. Mesajlarda ya da aradığımızda söyledikleri işte ya boru hattında sıkıntı var diyorlar. Tamirat, tadilat diyorlar ya da basıncı düşük diyorlar. Yeni taşındık, yuvamız oldu diye sevindik ama bu sefer de sıkıntılar bitmiyor" şeklinde konuştu. "Geliyoruz saatlerce burada soğukta bekliyoruz" Bidonlara su doldurmak için Sincan’ın Kesiktaş ilçesinde bulunan bir çeşmeye gelen Sultan Kayabaşı, "Buranın bahçeleri bu suyu alıyorlar. 1 ay önce geldim gürül gürül akıyordu. Bu halk böyle mağdur oluyor. Geliyoruz saatlerce burada soğukta bekliyoruz. Bir belediyenin el atmasını isterim yani. Bu suya bir bakmasını isterim. Gelemeyen işte çeşmeden kullanıyor, hep içme suyu alıyor ama biz geliyoruz. Böyle saatlerce bekliyoruz işte. Belediye başkanımız buna bir el koysun. Burada bir milleti mağdur etmesin" dedi. "15-20 bidonumuz var, bittiğinde yine geliyoruz" Ellerinde bidonlarla su doldurmak için gelmiş bir diğer vatandaş Duran Aydoğdu ise şu ifadelere yer verdi: "Cuma gününden beri suyumuz yok. Çok sıkıntıdayız. 15-20 bidon götürüyoruz. Yemek yapıyoruz, içmeye kullanıyoruz, abdest almaya kullanıyoruz. Sıkıntımız böyle. 15-20 bidonumuz var, bittiğinde yine geliyoruz. Tadilat varmış, ondan kesikmiş. Kurtboğazı’ndan şebeke gelecekmiş. Buraya 2 gün daha su gelmeyecek diyorlar."
Kastamonu Binanın 14’üncü katından düşerek ölen kadının nişanlısı beraat etti Kastamonu’da apartmanın 14’üncü katından düşerek hayatını kaybeden kadının nişanlısı, cinayet şüphesiyle hakkında açılan davada beraat etti. Olay, 27 Şubat 2025 tarihinde Kuzeykent Mahallesi Kazım Karabekir Caddesi’nde bulunan bir sitede meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, 30 yaşındaki Eser Mumcuoğlu, sitede oturduğu apartmanın 14’üncü katından düşerek hayatını kaybetti. Olayın ardından aynı evde ikamet eden ve olay sırasında birlikte alkol aldıkları tespit edilen Eser Mumcuoğlu’nun nişanlısı S.Ö., gözaltına alındı. Emniyetteki işlemlerinin ardından tutuklanan S.Ö. hakkında Kastamonu Ağır Ceza Mahkemesi’nde ’kadına karşı kasten öldürme’ suçundan dava açıldı. Davanın görülen karar duruşmasında tutuksuz yargılanan S.Ö. ve avukatı hazır bulundu. "Hayatımın hiçbir aşamasında bir kadına ne de bir canlıya zarar vermedim" Duruşmada son kez savunma yapan S.Ö., "Mütalaayı kabul etmiyoruz. Hayatımın hiçbir aşamasında bir kadına ne de bir canlıya zarar vermedim. Önceki beyanlarını tekrar ediyorum, beraatımı talep ediyorum" dedi. Sanık S.Ö.’nün avukatı ise, "Eser, olay günü not bırakmıştır, intihar edeceğini belirtmiştir. Sosyal medya platformları üzerinden de sürekli ölümden bahsetmiştir. Ayrıca telefonu incelendiğinde öldükten sonra dahi nereye gömüleceğini, organlarının bağışlanmasını istediği görülmektedir. Tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde bu şahsın intihara meyilli olduğu, bugün değilse bile yarın bir gün intihar etmesinin beklendiği dosyadaki delillerle sabittir. Dosyada müvekkilimizin cinayet işlediğine dair tek bir delil dahi yoktur. Dolayısıyla müvekkilimizin ’kadına karşı kasten öldürme’ suçunu işlediğine dair başından itibaren dosyada tek bir delil dahi yoktur. Bu yüzden müvekkilimiz hakkında daha fazla mağduriyete sebebiyet vermemesi açısından derhal beraat kararı verilmesini talep ediyoruz" diye konuştu. "Eser ölmek istememiştir, Eser ölüme sürüklenmiştir" Eser Mumcuoğlu’nun ailesinin avukatı ise, "Bu dosya sanığın geçtiğimiz celsede bahsettiği gibi basit bir intihar dosyası değildir. Psikolojik şiddete sürüklendiği ağır bir travma geçirmiştir. Eser’in daha öncesinde intihar girişimi olmuştur. Bunu yapmış olması psikolojik hasta olduğunu göstermez. S.Ö. baştan itibaren tutarsız ifadelerde bulunmuştur. Her ne kadar bir önceki celsede taleplerimiz reddedilmişse de dosyadaki deliller manipüle edilemez. Olay günü sabah başlayan tartışma, akşama kadar devam etmiştir. Akşam da Eser’in hazırladığı yemeği S.Ö. yememiştir. Eser, bunun üzerine ilaç içmiş ve bunu da nişanlısı görmüştür, duymuştur. Bu kadar yaşanan olayın içerisinde S.Ö., temizlik yaparak evdeki delilleri karartmıştır. Eser, S.Ö. ile 1,5 ay kadar beraberken ölmüştür. Eser’in paylaştığı notta ’her şeyden S.Ö. sorumludur’ yazmaktadır. Eser, S.Ö.’nün evinde ölmüştür. Buna da sağlıklı bir ilişki olmadığı bellidir. Olay gününe ait sanığın beyanları çelişkilidir. Komşusu, ‘ölmek istemiyorum’ şeklinde söz duyduğunu demiştir. Keşif istedik reddedildi, tekrardan istiyoruz. Psikolojik rapor alınmasını istiyoruz. Eser ölmek istememiştir, Eser ölüme sürüklenmiştir. Bu nedenlerle sanığın en üst seviyeden cezalandırılarak tutuklanmasını talep ederiz" şeklinde konuştu. Savunmaların dinlenmesinin ardından mahkeme heyeti S.Ö.’nün beraatına karar verdi.