SAĞLIK - 26 Haziran 2024 Çarşamba 10:21

Tedavisi mümkün olmayan hastalığa termal su iyi geldi

A
A
A
Tedavisi mümkün olmayan hastalığa termal su iyi geldi

Dünyada tedavisi olmayan ve halk arasında kelebek hastalığı olarak bilinen Epidermolizis Bullosa hastalığı bulunan Ahmet Can Erdoğan, gezi sırasında karşılaştığı girişimcisinin daveti üzerine geldiği Pertek kaplıcalarında termal havuza girdi. Yaklaşık 20 gündür termal suya giren Ahmet’in vücudundaki yaralarda ciddi derecede kapanma olurken, bu yöntem tedavisi bulunmayan kelebek hastalarına umut oldu.


Tunceli’nin Pertek ilçesinde yapılan ve birçok hastalığa iyi gelen Pertek termal suyu, tedavisi olmayan kelebek hastalarına da şifa oldu. 17 yaşındaki Ahmet Can Erdoğan, Ankara’da tanıştığı Pertek Termal Otel sahibi Selahattin Şerefoğlu’na hastalığından bahsetti. Kendisini Tunceli’nin Pertek ilçesinde bulunan termal otelde misafir etmek istediğini aktaran Şerefoğlu, Ahmet Can’ı alarak termal otele getirdi. Yaklaşık 20 gündür özel odalarda bulunan doğal medical suyunun içerisine giren Ahmet Can’ın vücudunda gözle görülür derecede iyileşmeler oluştu. Yaralarının hızla kapandığını fark eden kelebek hastası genç, ağız içerisinde bulunan yaralarının da iyileşmesi için doğal suyu içmeye başladı. Termal otelde 20 gün boyunca doğal suya giren ve içen Erdoğan’ın yaralarının yüzde 80’ine yakını kapandı.



Yaralarının yüzde 80’i kapandı


Ankara’dan geldiğini belirten kelebek hastası Ahmet Can Erdoğan, “Selahattin ağabeyle tanıştım. Ankara’da yaralarımı gördü. Rahatsızlığımı anlatınca kendisi bana Tunceli’nin Pertek ilçesinde termal yeri olduğunu ve suya girmemi önerdi. Yaklaşık 20 gündür buradayım. Geçmeyen yaralarım bu su sayesinde geçmeye başladı. Benim gibi rahatsızlığı olanlara burayı şiddetle öneriyorum. Buradaki suyu içmek de çok iyi. Günde 3 litre su tüketiyorum. Ne kadar suya girerseniz su yaralara o kadar iyi geliyor. Burada ne ilaç ne krem var. Sadece suyun etkisi var. Benim gibi rahatsızlığı olan vatandaşları rahatlatacak su burasıdır. Suya girdikten sonra geçmeyen yaralarım geçmeye başladı. Kaşıntılarım azaldı, su toplamaları olmamaya başladı. Rahat bir şekilde yemek yiyip uyuyabiliyorum. Şu anda vücudumda bulunan yaraların yüzde 80’i geçmiş durumda” dedi.



’’Çaresiz hastalığa öneminin olduğunu düşünüyorum’’


Pertek Termal Otel sahibi Selahattin Şerefoğlu, “Ahmet’in çok rahatsız olduğunu babası söyleyince kendisini görmek istedim. Ahmet ile konuşunca hastalığı da tanıdığım için yaralarını görmek istedim ama kendisi utandığı için fotoğrafını göstermeyi istedi. Ben de bu durumdan çok etkilendim. Ahmet’e bir medical suyumuzun olduğundan bahsederek kendisini oraya göndereceğimi ve yaralarından kurtulacağını belirttim. Çünkü bu tür rahatsızlığı olan vatandaşlarımız orada iyileştiler. Ahmet’i de buraya getirdik. Buradaki su özel bir su. Doğal medical bir sudur. Kaplıcalar çok değerlidir ancak bir takım rahatsızlıklarda tıbbi olarak yasaklıdırlar. Yara varsa su değmemesi lazım. Bu su bu tabirleri yıktı. Diyabetik ayaklar dahi burada kurtuldu. Bu su ciltteki bütün lezyonları, çözüyor. Ağır vakalar daha fazla zaman alırken basit vakalar daha kısa süre içerisinde çözüyor. Sadece yara da değil, egzama ve sedef hastalığını da iyi geliyor. Bu hastalık çaresiz bir hastalık bunun çok büyük bir önemi olduğunu düşünüyorum. Daha önemlisi bir gün sağlık turizminde dünyaya açılan bir su olacağına da inanıyorum’’ diye konuştu.



’’Bu suda sağlık alanında kullanılacak olan çok önemli mineraller var’’


Suda eşit değerin üzerinde sağlıkta kullanılacak çok önemli minerallerin olduğunu kaydeden Şerefoğlu, ‘’Bunun başında karbonat, magnezyum, kalsiyum, flüorür ve çözülmüş karbondioksit bu suyun içerisinde bulunduğu için antimikrobiyal bir su oluyor. Bu suyun içerisinde bakterinin çoğalması mümkün değil. Bu nedenle bizim suyu kullanan ve cilt problemi olan vatandaşlarımız çok memnun kaldı. Sağlık Bakanlığı tarafından bu su izinlidir. Biz bu suyu Sağlık Bakanlığından aldığımız izinden dolayı içirebiliyoruz. Bu su içildiğinde bağışıklık sistemini güçlendiriyor. Cilt hastalıklarının çok büyük bölümünde ve özellikle bağırsak sorunlarına bire bir geliyor. Yapılan araştırmalarda zaten bu dediklerimizin hepsi tespit edildi. Bu su ağız içindeki yara ve aftları günlük birkaç defa içildikten sonra temizliyor. Boğazda biraz daha uzun sürüyor nedeni de suyu ağızda tuttuğumuz gibi boğazda tutamamamızdır. İnsanların günlük olarak 2 buçuk litreden az bir su içmelerini önermiyoruz. Burada özel odalarımız var. Bu suyu her yerde rahat bir şekilde dolaştıramıyoruz çünkü oksijenle temas ettiğinde çökermeler meydana geliyor. Biz bu hastalarımız için özel odalar hazırladık. Sadece onları kullandırıyoruz ki hem hijyen olsun hem de rahatsız olmasınlar. Biz bu tedavi sürecini de hemşire eşliğinde yapıyoruz’’ şeklinde konuştu.



Tedavisi mümkün olmayan hastalığa termal su iyi geldi

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bingöl Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz: "Ülkemiz ve bölgemiz üzerinde hesabı olanlar, bu terör yapılanmalarını birer araç olarak kullanıyor" Yalova’da DEAŞ terör örgütüne düzenlenen operasyonda şehit düşen 3 polise Allah’tan rahmet dileyen Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, "Bu örgütlerin, bütün bu yaşadığımız süreçlerle bağlantılı olmadığını düşünebilir miyiz? Kendilerinden ortaya çıkmış yapılar olduğunu düşünebilir miyiz? Ülkemiz ve bölgemiz üzerinde hesabı olanlar, bu terör yapılanmalarını birer araç olarak kullanıyor" dedi. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, AK Parti Bingöl Genişletilmiş İl Danışma Meclisi Toplantısı’na katıldı. Burada partililere seslenen Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Terörsüz Türkiye’ye değindi. Türkiye Yüzyılı’nın huzurun ve kardeşliğin yüzyılı olacağını vurgulayan Yılmaz, "Terörsüz Türkiye’nin ana çerçevesi Türkiye yüzyılı vizyonudur. Cumhurbaşkanımız yaptığı konuşmalarda ilk cephemizi kuvvetlendirmemiz lazım dedi. Bunun üzerine düşünmemiz gerek. Bölgemizde farklı planlar ve tasarımlar yapan emperyalist ve uluslararası güç odaları, bu bölgeyi parçalamaya çalışan odanlar var. Bunlara karşı en büyük dayanağımız milletimizin birlik ve beraberliğidir. Bizim millet anlayışımız ırka dayalı bir anlayış değildir. Allah korusun biz ırkçı değiliz. Bizim millet anlayışımız kapsayıcı, kucaklayıcı bir millet anlayışıdır. Bu anlayış içinde milli birliğimizi, beraberliğimizi pekiştireceğiz ki başkalarının tuzaklarına düşmeyelim. Emperyalist oyunlara, bizi bölmeye, parçalamaya çalışanlara prim vermeyelim. Bunu da başaracağız" diye konuştu. "Bahçeli, önce ülkem ve milletim diyen bir anlayış ile hareket etti" Bahçeli’nin tarihi bir çıkışı olduğunu aktaran Yılmaz "Ezberleri bozan, gerçekten siyasetçi olarak düşündüğünüzde çok cesur adımlar attı. Kolay değil. Birçok siyasetçi yarını veya 3 gün sonrasını düşünür. Bahçeli, önce ülkem ve milletim diyen bir anlayış ile hareket etti. Böyle hareket edenlere bu millet her zaman destek olmuştur. Milletin menfaati için gerekirse siyasi bedel öderim diyenlere millet her zaman destek olmuştur ve bundan sonrada olacaktır. Allah razı olsun, Bahçeli’nin yaptığı açılımlar, ezber bozan çıkışlar. Tüm bunlarla birlikte yeni bir süreç içerisindeyiz. İnşallah bunu başaracağız. Silahların gölgesinin olmadığı, siyasetinin alanının genişlediği, demokratik siyaset içerisinde ülkemizin ilerlemeye devam ettiği bir ortamı hep birlikte oluşturacağız. Bu kolay değil. Gel-gitler olabilir mi olabilir. Bu tür süreçleri sabote etmek isteyenler, dezenformasyonlar yayarak milletin kafasını karıştırmak isteyenler olabilir mi elbette olabilir" dedi. "Hesabı olanlar bu terör yapılanmalarını birer araç olarak kullanıyor" Yalova’da şehit düşen 3 polise Allah’tan rahmet dileyen Yılmaz, "Mekanları cennet olsun. Tüm şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyoruz. Gazilerimize şükranlarımızı sunuyoruz. Bu örgütlerin, bütün bu yaşadığımız süreçlerle bağlantılı olmadığını düşünebilir miyiz? Kendilerinden ortaya çıkmış yapılar olduğunu düşünebilir miyiz? Ülkemiz ve bölgemiz üzerinde hesabı olanlar, bu terör yapılanmalarını birer araç olarak kullanıyor. Bir enstrüman olarak kullanıyor. Maalesef böyle bedeller ödemek zorunda kalıyoruz. İnşallah Terörsüz Türkiye, çok daha güçlü bir Türkiye demektir. Çok daha güçlü bir şekilde geleceğe yürüyen bir Türkiye demektir. İnşallah onu da hep birlikte inşa edeceğiz" ifadelerini kullandı.
Ankara TÜRKYED Genel Başkanı Çelik; "TÜRKYED olarak 2026 vizyonumuz kentsel dönüşüm değil, köysel dönüşüm zamanıdır" Tarımsal Üretim ve Küçükbaş Yetiştiricileri Genel Merkezi (TÜRKYED) Genel Başkanı Nihat Çelik, 2025 yılının tarım ve hayvancılıkta oldukça zor geçtiğini belirterek, "2026 yılından en büyük beklentilerimiz kırsalda yaş ortalamasını düşürmek için gençlerin kırsala dönüşünün sağlandığı, girdi maliyetlerinin düşürüldüğü, desteklerin daha fazla artırıldığı bir yıl olmasıdır. TÜRKYED olarak 2026 vizyonumuz kentsel dönüşüm değil, köysel dönüşüm zamanıdır" dedi. Tarımda 2025 yılının zor geçmesine karşın olumlu manada önemli gelişmelerin de yaşandığına dikkati çeken Çelik, 2025’te yeni projeler ile tarımsal desteklerden su planlamasına kadar birçok başlıkta önemli gelişmeler yaşandığını söyledi. Çelik, zirai don ve kuraklığın tarımsal üretime önemli ölçüde zarar verdiğine işaret ederek "Nisan ayı döneminde 65 ilde yaşanan don olayı, 16 üründe ciddi hasarlar oluşturdu. Diğer taraftan yağışlardaki azalma ve artan sıcaklıklar nedeniyle bu defa kuraklık nedeniyle tarım havzalarında toprak nemi kritik seviyelere geriledi. Barajlar tükenme noktasına geldi. Birçok üründe rekolteler yarıdan fazla düştü. Bu manada suyun önemi bir kez daha anlaşıldı. Dolayısıyla Tarım Bakanlığımızın gerekli tedbirleri almak adına 10 Yıllık Ulusal Su Planını ortaya koyması geleceğimiz açısından en önemli gelişmelerden birisi olmuştur" ifadelerini kullandı. Öte yandan tarım politikalarına ışık tutacak olan genel tarım sayımı çalışmalarının 2025 yılında başlamasının önemli bir gelişme olduğunu belirten Çelik, Tarım ve Orman Bakanlığınca Tarım Orman Şurasının dördüncüsünün gerçekleştirilmesinin de önemli bir adım olduğunu vurguladı. Çelik, Kırsalda Bereket Hayvancılığa Destek projesinin 2025 yılının da başladığını anımsatarak projeye 2026 yılında küçükbaş hayvancılığın da dahil edilecek olmasının hayvancılığa önemli bir ivme kazandıracağını kaydetti. "Hayvan varlığında özellikle küçükbaş hayvan varlığında artışlar yaşandı" 2025 yılının bitkisel ve hayvansal üretimdeki durumuna dikkati çeken Çelik, "Bitkisel üretimde düşüşler kaydedilmesi yanında hayvan varlığında özellikle küçükbaş hayvan varlığında artışlar yaşandı. Ancak tarımsal girdi fiyatlarının yüksek olması üreticilerin zor bir yıl geçirmesine neden oldu. Ayrıca 2025 yılı, sektörde en önemli sorun olarak sürekli gündemde tutulan gerek et gerekse süt ürünlerinin fiyatlarındaki artışlarda fırsatçılar, tedarikçiler ve aracıların etkin rol oynaması yetiştiricinin kar etmemesi ve tüketicinin de pahalı fiyatlardan dolayı yeterince et ve süt tüketemediği bir yıl olmuştur" ifadelerini kullandı. Çelik, Kurban Bayramı sonrasında ortaya çıkan şap hastalığının hayvancılığa ciddi manada zararlar verdiğini kaydederek bu konuda Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı ve Bakanlık personelinin hastalığı bertaraf etmek için ülke genelinde yoğun bir şekilde gayret saf ettiklerini sözlerine ekledi. "TÜRKYED olarak 2026 vizyonumuz kentsel dönüşüm değil, köysel dönüşüm zamanıdır" Çelik, TÜRKYED’in 2026 vizyonunun kentsel dönüşüm değil, köysel dönüşüm zamanı olduğuna işaret ederek, "TÜRKYED olarak öncelikle 2026 yılında her alanda tarımsal üretimin artacağı gerek çiftçilerimizin ve üreticilerimizin gerekse tüketicilerimizin mutlu olacağı bir yıl olmasını temenni ediyoruz. Özellikle kırmızı et üretim ve tüketiminin artırılarak ithalat yerine ihracat yapan bir ülke konumuna geçmek en önemli beklentilerimizdendir. 2026 yılının tarımsal üretimde iklim değişikliklerinden en az etkilendiği, çiftçileri üretimde tutacak desteklerin artırılacağı bir yıl olmasını diliyoruz. Sadece üretimi değil gıda güvenliğimizi de tehlikeye sokmamak için iklim değişikliklerine uyumlu uzun vadeli politikaların hayata geçirilmesini bekliyor bu konuda önemli çalışmalar yapan Bakanlığımıza topyekûn sektör paydaşlarının destek olmasını istiyoruz. 2026 yılından en büyük beklentilerimiz, üreticilerin tarımdan uzaklaşmadığı, tarım arazilerimizin her bir karışının ekilip biçildiği, kırsalda yaş ortalamasını düşürmek için gençlerin kırsala dönüşünün sağlandığı, girdi maliyetlerinin düşürüldüğü, desteklerin daha fazla artırıldığı, üreticinin ve tüketicinin kazanacağı bir yıl olmasıdır. TÜRKYED olarak 2026 vizyonumuz kentsel dönüşüm değil, köysel dönüşüm zamanıdır" değerlendirmesinde bulundu.
Kayseri Kayseri’de Uzay, Havacılık ve Savunma Sanayi OSB için bakanlıktan onay alındı Kayseri Sanayi Odası (KAYSO) öncülüğünde Kayseri’ye kurulması planlanan Uzay, Havacılık ve Savunma Sanayi İhtisas Organize Sanayi Bölgesi, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından onaylandı. Gelişmeyi Kayseri sanayisi adına tarihi bir adım olarak değerlendiren KAYSO Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Büyüksimitci, "Bu gelişme, şehrimizin yüksek teknolojiye dayalı, katma değeri yüksek üretim hedefleri açısından son derece önemli bir dönüm noktasıdır" dedi. Kayseri’nin köklü sanayi kültürü, girişimci yapısı ve üretim gücüyle Türkiye’nin önde gelen sanayi şehirlerinden birisi olduğuna dikkat çeken Başkan Büyüksimitci, "Uzay, havacılık ve savunma sanayisi gibi stratejik bir alanda ihtisaslaşacak bu OSB ile birlikte, Kayseri sanayisi yeni bir lige yükselmiş olacak. Bu proje, sadece yeni bir sanayi alanı değil, aynı zamanda teknoloji, Ar-Ge, nitelikli istihdam ve ihracat odaklı bir üretim ekosistemi anlamına gelmektedir" diye konuştu. Bölgenin tam kapasiteye ulaştığında Kayseri’nin ihracatına 1 milyar doların üzerinde katkı sağlayacağını ifade eden Büyüksimitci, "Yaklaşık 323 hektarlık alan üzerinde planlanan İhtisas OSB’de; uzay, havacılık ve savunma sanayinde faaliyet gösteren firmalar bir araya gelecek, ortak altyapılar, Ar-Ge merkezleri, test ve modernizasyon alanları ile güçlü bir sanayi kampüsü oluşturulacak. Bölgenin, tam kapasiteye ulaştığında 4 bine yakın nitelikli istihdamla birlikte şehrimizin ihracatına 1 milyar doların üzerinde katkı sağlayacak. Aynı zamanda yerli ve milli üretimin güçlenmesine, dışa bağımlılığın azaltılmasına ve savunma ile havacılık alanlarında ülkemizin teknolojik kabiliyetlerinin artırılmasına önemli katkılar sağlayacak" dedi. Kayseri’nin havacılık geçmişi, mevcut askeri ve sivil havacılık altyapısı, üniversiteleri, teknoparkları ve yetişmiş insan kaynağı ile bu projeyi hayata geçirecek güç ve kabiliyette olduğuna vurgu yapan Büyüksimitci, "Uzay, Havacılık ve Savunma Sanayinde OSB sayesinde, savunma ve havacılık sanayinde faaliyet gösteren firmalarımız daha rekabetçi hale gelecek, tedarik zinciri güçlenecek ve yüksek teknoloji yatırımlarının Kayseri’ye yönelmesi hız kazanacaktır" dedi. Kararın Kayseri için hayırlı olmasını temenni eden Başkan Büyüksimitci, "Bu önemli sürecin hayata geçmesinde başta Sanayi ve Teknoloji Bakanımız Sayın Mehmet Fatih Kacır başta olmak üzere, Sayın Valimiz Gökmen Çiçek’e, TBMM Milli Savunma Komisyonu Başkanı ve Kayseri Milletvekilimiz Sayın Hulusi Akar’a, Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Memduh Büyükkılıç’a, Melikgazi belediye Başkanımız Sn. Mustafa Palancıoğlu’na, Kocasinan Belediye Başkanımız Sayın Ahmet Çolakbaydar’a, tüm milletvekillerimize, emeği geçen tüm kurum ve kuruluşlarımıza teşekkür ediyorum. Kayseri Sanayi Odası olarak, bundan sonraki süreçte de projenin en hızlı ve en sağlıklı şekilde hayata geçirilmesi için var gücümüzle çalışmayı sürdüreceğiz. Uzay, havacılık ve savunma sanayisinde söz sahibi bir Kayseri hedefiyle; bu kıymetli yatırımın şehrimize, sanayicilerimize ve ülkemize hayırlı olmasını diliyorum" ifadelerini kullandı.