KÜLTÜR SANAT - 16 Eylül 2020 Çarşamba 10:40

Tunceli’de Anadolu’nun Kuzeydoğusu’ndaki en eski insan izlerine ait kalıntılar tespit edildi

A
A
A
Tunceli’de Anadolu’nun Kuzeydoğusu’ndaki en eski insan izlerine ait kalıntılar tespit edildi

Tunceli’de yapılan arkeolojik yüzey çalışmalarında Anadolu’nun kuzeydoğusundaki en eski insan izlerine ait çeşitli amaçlarla kullanıldığı değerlendirilen buluntular tespit edildi.

Tunceli’de yapılan arkeolojik yüzey çalışmalarında Anadolu’nun kuzeydoğusundaki en eski insan izlerine ait çeşitli amaçlarla kullanıldığı değerlendirilen buluntular tespit edildi.


Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın izniyle Tunceli merkez ve ilçelerinde 2015 yılından bu yana arkeolojik yüzey araştırmaları kapsamında çalışma yürütülüyor. Bu yılki yüzey araştırmalarında Ovacık İlçesi’nde Orta/Üst Paleolitik ve Epipaleolitik döneme ait yontma taş aletler bulundu. Bu tespitlerle kentin arkeolojik olarak boşluk olmaksızın eski toplumlar tarafından kullanılmış olduğu verilerle ortaya konulurken, son buluntularla Anadolu’nun kuzeydoğusundaki en eski insan izlerine ait kalıntılar da tespit edildiği aktarıldı.Yapılan çalışma ile ilgili Tunceli Kent Müzesi’nde Düzce Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Görevlisi Yasemin Yılmaz açıklamada bulundu.


2015 yılında bu yana Kültür Bakanlığı’nın izniyle arkeolojik yüzey araştırmaları yapıldığını belirten Öğretim Görevlisi Yasemin Yılmaz, “Çalışma kapsamında bütün il ve ilçelerine bakıyoruz. İlk Pertek’te başladı çalışmalarımız. 2017 yılında Pertek’te orta paleolitiğe tarihlenebilecek alanlar bulduk. Bu bizim açımızdan önemliydi. Diğer önemli bir keşif de ilk yerleşik toplumların en kuzey izlerini Pertek bölgesinde keşfetmiştik. İlerleyen yıllarda baktığımızda bulgularımıza göre bütün arkeolojik dönemlerin Tunceli’de kesintisiz olarak varlığını biliyoruz. Bundan alt paleolitik dönem dediğimiz insanların konar göçer yaşadıkları, ağırlıklı olarak onlardan geriye taş aletlerin kaldığı kültürlerden günümüze kadar farklı ilçelerde bütün kültürel dönemleri tespit ettik. Bu bizim açımızdan Tunceli’nin arkeolojik açıdan ne kadar zengin olduğunu gösteriyor” dedi.



"Önemli bir keşif"


Ovacık İlçesi’nde tespit ettikleri buluntuların Anadolu Arkeolojisi açısından çok önemli olduğunun altını çizen Yılmaz, “Kuzey’deki arkeolojik alanlar bizim açımızdan çok azdı ve niteliklerini tam olarak bilmiyorduk. 2015 yılında Ovacık’ta kısa bir çalışma yapmıştık. Orada demir çağına tarihlenebilecek bir alan tespit etmiştik. Efkar Tepe diye tescilli bir höyük var oraya da biraz baktık. Ama bizim amacımız tescilli höyüklerden ziyade yeni arkeolojik alanlar tespit ederek bunların kültürel alanlara girmesini sağlamak. Bu yılki çalışmalarımızda Pülümür, Ovacık ve Çemişgezek’e odaklandık. Çemişgezek’te Keban su seviyesinin düşmesi sonucunda höyük kalıntılarından geriye kalan izlere baktık. Zaten orada kazı yürütülmüştü. Oraya dair daha net bilgilerimiz vardı. Pülümür’de günümüze daha yakın dönemler tespit ettik. Ovacık’ta Cuma gününden itibaren çalışmaya başladık. 4 gün oraya odaklandık.Ovacık’taki çalışmalarımızda Cumartesi günü bizim Epipaleolitik ilk yerleşik toplumlardan hemen önceki dönemi tespit ettik. Ki bu dönem bizim önceki çalışmalarımızda bulamadığımız bir dönemdi. Epipaleolitik dönem dediğimiz dönem daha çok küçük aletlerle kompozit aletlerin çıktığı bir dönem olarak biliniyor. Yine konar göçer bir yaşam biçimi var. Ve onlardan geriye genelde küçük taş aletler kalıyordu. Şu an için çok yeni. Dün bulduk. Biraz üzerine çalışmamız gerekiyor. Göreli kronoloji dediğimiz yöntemle farklı yerlerden mutlak tarihlerle desteklenen taş aletlerle bu buluntuları karşılaştırıp buluntuların dönemini daha net söyleyebiliriz. Ama şu anda ilk bakışa göre Kılıç Kökten’in özellikle Elazığ bölgesinde yaptığı çalışmalarla biraz karşılaştırdık. Orta ve üst paleolitik dediğimiz döneme tarihlenen kalıntılarımız var. Pertek bölgesinde alt ve orta paleolitik dönem kalıntıları var üst paleolitik eksikti. Bunu Ovacık’taki buluntularla tamamlamış olduk. Bizim açımızdan çok yeni bir keşif. Anadolu arkeolojisinde Kuzeydoğu tarafından bu dönemle ilgili hiçbir kalıntımız yoktu. Anadolu arkeolojisi açısından da çok önemli bir keşif olarak değerlendiriyoruz. Tabi üzerinde çalıştıkça daha net bilgiler daha net tarihler söyleyebileceğiz” diye konuştu.



"Daha fazla bulguya ihtiyacımız var"


Anadolu’nun farklı notlarında bulunan buluntulara göre kendi bulgularının alt paleolitik yani beşyüz binlere kadar indiğini anımsatan Yılmaz, “Ama tabi daha fazla bulguya ihtiyacımız var. Çok net bir şey söyleyemiyoruz. Çünkü biz bunları yüzeyden topluyoruz. Daha net bir şey söyleyebilmemiz için arkeolojik dolgularla, kazı metoduyla oralarda kazı yapıp farklı tekniklerle tarihleme yapmamış gerekiyor”ifadelerini kullandı.


Arkeolojide kalabilenler ve kalamayanlar diye iki ayrım yapılması gerektiğine de değinen Yılmaz, “Taşlar kalabilenler. Tabi bunların yanında ağaçtan aletler, kemikten aletler yada hayal edemediğimiz farklı hammaddelerden aletler kullanıyor olabilirler. Ama taş dayanıklı olduğu için o kadar uzun bir yolculuğu sürdürebilen ham madde. Bunu bıçak olarak, kazıyıcı, kesici, delici olarak belki avlanmak için belki saç kesmek için kullanıyorlardı. Yani aklınıza gelen çoğu şeyi bu taş aletlerle yaptıklarını hayal edebiliriz” diyerek yüzey araştırmalarına katkılarından dolayı Kültür ve Turizm Bakanlığı, Tunceli Valiliği, İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü ile Kent Müzesi yönetici ve çalışanlarına da teşekkür etti.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bitlis Ahlat’ta ‘Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun’ anma programı düzenlendi Eski Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun vefatının 5. yılında Bitlis’in Ahlat ilçesinde anıldı. Ahlat ilçesinde Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun anısına “Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun” anma programı düzenlendi. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile İçişleri Bakanlığı’nın katkılarıyla Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği tarafından düzenlenen program saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Daha sonra konuşma yapan Bitlis Valisi Erol Karaömeroğlu, “Haluk Dursun’un hatırasına sahip çıkan bu anlamlı program dolayısıyla sizlerle beraber olmaktan duyduğum memnuniyeti özellikle ifade etmek istiyorum. Bugün ülkemizin yetiştirmiş olduğu mümtaz bir ismi anmak üzere buradayız. Prof.Dr.Haluk Dursun’u ebedi aleme uğurlayalı tam 5 yıl oldu. Van Erciş’te kendi aracıyla seyir halindeyken meydana gelen elim bir trafik kazası sonucu maalesef hocamızı 19 Ağustos 2019 tarihinde kaybettik. Kültür birikimi ve hitabetiyle araştırmayı, bildiğini ve gördüğünü meraklısına aktarmayı seven, hayatını görevine adayan bir bilim insanıydı. Ahmet hocamızı bir kez daha rahmetle, özlemle, şükranla yad ediyorum. Değerli ailesine, dostlarına, mesai arkadaşlarına tekrar başsağlığı diliyorum. Rabbim Haluk hocamızdan razı olsun, mekanı ali olsun. Bu anlamlı buluşmanın düzenlenmesinde emeği geçen herkese teşekkür ediyorum” dedi. Ardından konuşan AK Parti Ankara Milletvekili Zeynep Yıldız, “Gerçekten bir ideal, ülkü ve niyet uğruna yola koyulanlardandı Haluk hoca ve bugün bizi burada bir araya getirdi. Bunu da yaparken bir mekan ve bellek ilişkisi kurmaya yönelik en önemli noktalardan birinde Ahlat’ta bizleri buluşturdu. Gerçekten nereden geldik nereye doğru yürüyeceğiz duygusunu bize pekiştirebilecek bir noktada bir araya gelmiş olduk” ifadelerini kullandı. MHP Genel Başkan Başdanışmanı Prof. Dr. Ruhi Ersoy’da, “Ahlatın maneviyatıyla gençliğin enerjisini bir araya getiren bu tarihi ve bu mukaddes şehirde Kubbet-ül İslam’da sizlerle beraber olmaktan tarihe adanmış, adanmış olduğu bir ülküsünde yol yürürken rahmeti rahmana kavuşmuş değerlerimizi anma vesilesiyle sizlerle olmaktan bende kıvanç duyuyorum. Ahlat’ı anlamak, tanımak ve bu değerler etrafında dertlenen Ahmet Haluk Dursun profili, şahsiyetleri, onun etrafında neşet etmiş yetiştirmiş olduğu gençlerin yeniden filizlenmesine iklim oluşturmaktır. Bizim muradımız ve mefkuremiz budur. Siyasetten de, devlet hayatından da anladığımızda budur, bu olmalıdır. Bu sebepten dolayı bugün bu saatte bu salonu dolduran her bir arkadaşım bu atmosferin bir parçası olmuştur. Bu programın hayat bulmasında dertlenerek Ahmet Haluk Dursun hocanın derdini kendine dert ederek yola çıkıp kamu imkanlarıyla bu iş yürümüyorsa milletle yürüyebiliriz, dernekleşiriz diyerek devletimizin kapısını çalarız diyerek yolculuğa başladı. Bugünün anlamını bir bütün halinde program bitene kadar hissedip yaşayalım” şeklinde konuştu. Bitlis Eren Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof.Dr.Ferit İzci ise, “Bizim medeniyetlerimiz başka medeniyetlere benzemez. Bizim medeniyetlerimiz işte böyle şahsiyetler ve gençler üzerine inşa edilmiş ilelebet varlığını devam ettirecek medeniyetlerdir. Başka medeniyetlerin hayal bile edemeyecekleri zirvelere çıkmış olan ecdadın nesilleriyiz. Hayatını bu şekilde mücadeleyle geçiren başta sayın Ahmet hocamız olmak üzere bu ülkede ve coğrafyada yetişmiş değerlerli şahsiyetlere huzurlarınızda saygıyla ve minnet duyuyorum” dedi. Düzenlenen program hakkında gazetecilere açıklamada bulunan Anadolu Tarih ve Kültür Birliği Derneği Başkanı Doğan Güngör, “Kültür ve Turizm Bakan yardımcısıyken çok sevdiği Ahlat’ı ziyaretinin hemen sonrasında geçirdiği trafik kazasıyla hayatını kaybeden Prof.Dr.Ahmet Haluk Dursun hocayı anmak, Ahlat’ı anlatmak ve gençlerle hemhal olmka için buradayız. Dernek olarak hocamızı anmak üzere yaptığımız ikinci program. İlkini Çanakkale’de yine tarihimizin müstesna mekanlarından birinde, bugünde Ahlat’ta yaptık” dedi. Anma programına katılan Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kızı Nilay Dursun’da duygularını şöyle ifade etti; “Babamın hayatının son yıllarında özellikle çok önem verdiği Anadolu Tarih ve Kültür Birliği projesinin yaşatılıyor olabildiğini görmek gerçekten çok mutluluk verici. Yıllar önce babamın vefatından sonra tanıştığım bu değerli ekiple 5.yılında da bu tarz etkinliklerle bir araya gelmeyi sürdürüyoruz. Babamı anmayı, onun öğretilerini, gençlere aktarmaya çalıştığı bilgileri bir arada tekrar hatırlayarak belki yeni kitlelere aktarmaya çalışıyoruz. Bu gerçekten çok önemli. Dolayısıyla bu etkinliklerde desteği olan herkese çok teşekkür ediyorum.” İstanbul Üniversitesi Tarih Bölümü son sınıf öğrencisi Kenan Toprak Çatkın’da, “Ahlat’a ikinci gelişim. Bundan önce de bir program aracılığıyla gelmiştim. Haluk hoca bizde çok önemli ve derin etkiler bıraktı. Zaten bu etkileri panelimizde de anlatacağız” dedi. Yapılan konuşmaların ardından program Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği Musiki Grubunun Haluk Dursun’un sevdiği müzikleri seslendirmesiyle devam etti. Arından Ahmet Haluk Dursun hocayla anısı olan çeşitli üniversite öğrencilerin paneli ve BEÜ öğretim üyesi Doç.Dr.Hasan Buğrul’un Ahlat’taki tarihi mezar taşları üzerindeki övgü içerikli yazılar adlı sunumuyla program sona erdi. Anma programı sonunda toplu hatıra fotoğrafı çektirildi. Ahlat Halk Eğitimi Merkezi konferans salonunda düzenlenen anma programına Ahlat Kaymakamı Batuhan Bingöl, Ahlat Belediye Başkanı Yavuz Gülmez, Bitlis İl Emniyet Müdürü Ortaç Şekeroğlu, Bitlis İl jandarma komutanı Tuğgeneral Eyüp Subaşı, bazı kurum amirleri, çok sayıda akademisyen, yazar, eğitimci ve öğrenci katıldı. Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kaza sonucu vefatı 2019 yılında Malazgirt Zaferi’nin 948. yıl dönümü etkinlikleri öncesi Ahlat’ta gezi ve incelemelerde buluna merhum Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun, buradaki incelemeleri sonrası kara yoluyla Van’a hareket etmişti. Dursun’un içinde bulunduğu araç, Erciş’in Bayramlı Mahallesi yakınlarında kaza yapmış, kazada Ahmet Haluk Dursun hayatını kaybetmişti.
Antalya Otomobil su kanalına uçtu: Öldüğü düşünülen sürücünün yüzerek kaçtığı ortaya çıktı Antalya’da kontrolden çıkıp su kanalına uçan otomobildeki sürücü, kanaldan yüzerek çıkıp olay yerinden kaçtı. Aracın yaklaşık 1 buçuk ay önce satışını yapıp devrinin henüz alınmadığını belirten ruhsat sahibi kadın ise olay yerine geldiğindeki ilk sözü, “Allah’tan içinde kimse yok” oldu. Kazanın görgü şahidi bir genç ise, “Sürücü çok paniklemişti, yüzerek kanaldan çıktı, ardından kaçtı” dedi. Kaza, saat 22.00 sıralarında Kepez ilçesine bağlı Göksu Mahallesi’ndeki Nene Hatun Caddesi ile İbn-i Sinan Sokak kesişiminde meydana geldi. Henüz sürücüsünün ismi öğrenilemeyen 16 LUB 73 plakalı otomobilin önce kaldırıma çarpıp ardından su kanalına uçtuğunu görenler durumu 112 Acil Çağrı Merkezine bildirdi. İhbarın ardından olay yerine itfaiye, polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Belirtilen adrese gelen itfaiye ekipleri, araçta yaptıkları kontrolde herhangi bir kişinin olmadığını tespit etti. Bunun üzerine görgü şahitlerinin ifadesine başvuran polis, sürücünün araçtan çıktıktan sonra yüzerek kanaldan çıktığını ve ardından panikleyerek kaçtığını belirledi. Trafik polisinin araç plakasından yaptığı sorgulamada, aracın Gülfer Hanedar adına kayıtlı olduğu belirlendi. “Arabayı sattım, parasını aldım ama devrini almadı” Ekiplerin haber vermesiyle kaza yerine gelen Hanedar, aracı Halil isminde bir galerice yaklaşık 1 buçuk ay önce sattığını, parasını almasına rağmen karşı tarafın devrini henüz üzerine almadığını söyledi. Gazetecilere de açıklamada bulunan Hanedar, “Arabayı satmıştım, parasını aldım ancak devrini henüz üzerine almadı. Kaza olunca beni aradılar. Allah’tan içinde kimse yok, ona sevindik. Galericiye satmıştım. Onun sürüp sürmediği de belli değil, ulaşamıyorum da” diye konuştu. Kazayı görenlerden Musa Kont isimli genç ise “Araba aniden fren yaptı ve kanala uçtuktan sonra sürücü yüzerek çıktı. Adam çok panik yapıyordu, sakinleştirmeye çalıştık ama kaçtı gitti” dedi. Polis ekipleri sürücüyü bulmak için çalışma başlatırken, araç çekiciyle su kanalından çıkartılarak otoparka götürüldü.