ASAYİŞ - 10 Temmuz 2025 Perşembe 22:59

Tunceli’de iki otomobil kafa kafaya çarpıştı: 1 yaralı

A
A
A
Tunceli’de iki otomobil kafa kafaya çarpıştı: 1 yaralı

Tunceli’de iki otomobilin kafa kafaya karıştığı kazada, bir kişi yaralandı.


Kaza, Tunceli-Elazığ karayolu Mameki Köprüsü mevkiinde akşam saatlerinde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre sürücüleri öğrenilemeyen iki otomobil köprü girişinde kafa kafaya çarpışırken araçlardan biri ters döndü. Kazada bir kişi yaralanırken ihbar üzerine kaza yerine 112, itfaiye ve polis ekipleri sevk edildi. Yaralı, olay yerinde yapılan ilk müdahalenin ardından ambulansla Tunceli Devlet Hastanesi’ne kaldırıldı. Kaza nedeniyle köprünün bir şeridi trafiğe kapanırken uzun araç kuyrukları oluştu.


Polis ekiplerinin incelemelerini sürdürdüğü kazayla ilgili inceleme başlatıldı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Malatya Turgut Özal Tıp Merkezi, sağlık turizminde dünya çapında bir merkez olma yolunda İnönü Üniversitesi Turgut Özal Tıp Merkezi Başhekimi Doç. Dr. Erol Karaaslan, merkezin Türkiye’nin ve dünyanın sayılı sağlık kuruluşları arasında yer aldığını belirterek, özellikle karaciğer nakli, kemik iliği nakli ve sağlık turizmi alanlarında önemli başarılara imza attıklarını söyledi. Sekizinci Cumhurbaşkanı merhum Turgut Özal’ın vizyonu doğrultusunda 1991 yılında inşaatına başlanan ve 1996 yılında hizmete açılan İnönü Üniversitesi Turgut Özal Tıp Merkezi’nin bugün dev bir sağlık kompleksi haline geldiğini ifade eden Karaaslan, "Hastanemiz 41 branşta, 106 poliklinik odası, 39 ameliyathane, 317 yoğun bakım yatağı ve toplam bin 607 yatak kapasitesiyle hizmet veren büyük bir sağlık kuruluşudur. Ana kule binanın yanı sıra Onkoloji Hastanesi ve Karaciğer Nakil Hastanesi ile multidisipliner bir yapıya sahibiz" dedi. "Çapraz karaciğer nakillerinde şu anda dünyada bir numarayız" Karaciğer nakli alanında merkezin uluslararası düzeyde tanınırlık kazandığını vurgulayan Karaaslan, "2012-2016 yılları arasında kurulan Karaciğer Nakil Hastanemiz, dörtlü, beşli, altılı ve yedili çapraz nakillerle dünyada ses getirmiştir. Çapraz karaciğer nakillerinde şu anda dünyada bir numarayız. Bu başarıda başta Prof. Dr. Sezai Yılmaz olmak üzere tüm hocalarımızın ve sayın rektörümüzün emeği büyüktür" ifadeleri kullandı. "Kamu hastaneleri arasında birinci sıradayız" Onkoloji Hastanesi’nin de Türkiye’nin kamuya ait en büyük onkoloji merkezlerinden biri olduğunu belirten Karaaslan, bugüne kadar bin 965 kemik iliği nakli yapıldığını, bunların 117’sinin çocuk hastalara ait olduğunu söyledi. Karaaslan, "Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde çocuk kemik iliği naklinde tek merkeziz. Yetişkin kemik iliği naklinde ise Sağlık Bakanlığı verilerine göre kamu hastaneleri arasında birinci sıradayız" dedi. "Bir yılda yabancı hasta sayımız yüzde 43 artarak 257’ye ulaştı" Sağlık turizmi alanında da önemli bir ivme yakaladıklarını da belirten Karaaslan, "2018 yılından itibaren sağlık turizmine başladık. Özellikle 2024 sonrası tanıtım ve altyapı yatırımlarımızı artırdık. Şu ana kadar 34 farklı ülkeden sağlık turizmi kapsamında hasta kabul ettik. 2024-2025 döneminde yabancı hasta sayımız yüzde 43 artarak 257’ye ulaştı" ifadelerine yer verdi. "Zor vakalara Turgut Özal Tıp Merkezi olarak talibiz" Merkeze gelen yabancı hastaların büyük bölümünün ileri ve zor vakalar olduğuna dikkat çeken Karaaslan, "Başka ülkelerde tedavisi mümkün olmayan ya da ertelenen hastalara hizmet veriyoruz. Ülkemizde tedavi edilemeyeceği düşünülen tüm zor vakalara Turgut Özal Tıp Merkezi olarak talibiz" şeklinde konuştu. "Amacımız sağlık turizminde referans bir merkez olmak" 2026 yılında yurt dışı tanıtım faaliyetlerinin daha da artırılacağını belirten Karaaslan, iki sağlık turizm firmasıyla iş birliği içinde yabancı dilde ve uluslararası platformlarda yoğun tanıtım çalışmaları yürütüldüğünü kaydederek, "Amacımız sağlık turizminde referans bir merkez olmak. Akademik gücümüz, ileri teknolojik altyapımız ve deneyimli sağlık personelimizle bu hedefe ulaşacağımıza inanıyoruz. Turgut Özal Tıp Merkezi, Malatya’nın çok önemli bir değeridir. Bu değere sahip çıkılması için tüm vatandaşlarımızdan ve yetkililerden destek bekliyoruz" diye konuştu
Balıkesir Çarşı 2026, Balıkesir’de kapılarını açıyor Balıkesir Büyükşehir Belediyesi ve Balıkesir Kent Konseyi iş birliğiyle 27-31 Aralık tarihlerinde düzenlenecek olan "Çarşı 2026" etkinliği için geri sayım başladı. Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Akın’ın liderliğinde gerçekleştirilecek programda; beş gün boyunca konserler, el emeği ürün stantları ve eğlenceli atölyeler yer alacak. Binlerce vatandaş, yeni yıl öncesi gerçekleştirilecek etkinliklerle yeni yılın heyecanını birlikte yaşayacak. Balıkesir Büyükşehir Belediyesi ve Balıkesir Kent Konseyi’nin iş birliğiyle düzenlenen "Çarşı 2026", 27-31 Aralık 2025 tarihlerinde Cumhuriyet Meydanı’nda ziyarete açılacak. Yeni yıl ruhunu yansıtan stantlarda kadın girişimcilerin özgün tasarımları ve el emeği ürünleri doğrudan tüketiciyle buluşarak kazanca dönüşecek. Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Akın’ın girişimleriyle kadın kooperatiflerine, üreten kadınlara ve kadın üreticilere destek olmak amacıyla hayata geçirilen "Çarşı 2026" şehrin ruhuna renk katarken kadınların ekonomik gücüne de güç katacak. Beş gün boyunca ziyaretçilerini ağırlayacak çarşıda, konserler, workshop atölyeleri ve çeşitli etkinliklere de yer verilecek. 100 stant kurulacak Çarşı 2026’da kurulacak stantlarda her bütçeye uygun ürünler yer alacak. Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Akın’ın eşi Arbil Akın’ın destekleriyle kadınların iş gücüne katılımını artırmayı hedefleyen proje aile bütçesine katkı sağlamak adına üreten kadınların ekonomisini destekleyecek. 100 standın kurulacağı çarşıda çocuklara yönelik eğlenceler, çeşitli el işi yapımı, 3 boyutlu kitap yapımı, origami ve kar küresi yapımı atölyeleri hazırlanırken gün sonunda konserlerle eşsiz müzik ziyafeti yaşanacak.
Elazığ Elazığ’da estetik ameliyatta şaşırtan olay, burundan taş çıktı Elazığ’da burun estetiği için ameliyata alınan bir hastanın burnunda taş tespit edildi. Burunda taş görülmesinin nadir bir durum olduğu belirtilen KBB Doktoru Op. Dr. Erhan Demirbağ, burun içine kaçan yabancı cisimlerin yıllar içinde taşa dönüşebileceğini ifade etti. Elazığ’da burun estetiği için ameliyata alınan bir hastada, operasyon sırasında nadir görülen bir durumla karşılaşıldı. Kulak Burun Boğaz (KBB) Doktoru Op. Dr. Erhan Demirbağ tarafından gerçekleştirilen ameliyatta, burun boşluğu içinde tıpta "rinolit" olarak adlandırılan taş oluşumları tespit edildi. Burunda şekil bozukluğu şikayetiyle başvuran hastanın yapılan tetkiklerinin ardından estetik ameliyatına başlandı. Ameliyat sırasında burun içinde rutin dışı sert oluşumlar fark edildi. Yapılan değerlendirmede bu yapıların, uzun yıllar içinde yabancı cisim etrafında kalsiyum ve magnezyum birikmesi sonucu oluşan rinolitler olduğu belirlendi. Tespit edilen taşlar endoskopik yöntemle tamamen çıkarıldı, hasta sağlığına kavuştu. Hastanın burunda şekil bozukluğu şikayetiyle kendilerine başvurduğunu ifade eden Op. Dr. Demirbağ, " Gerekli tetkikleri yaptıktan sonra ameliyatımıza aldık. Ameliyat sırasında rutin işlemlerimizi gerçekleştirirken burun içinde normalde karşılaşmadığımız taşlarla karşılaştık. Biz buna tıpta rinolit adını veriyoruz. Rinolitler, genellikle çocukluk yaş grubunda, çocukların burun içine koyduğu yabancı cisimler nedeniyle oluşur. Bunlar boncuk, kağıt, peçete parçaları gibi cisimler olabilir. Uzun yıllar boyunca bu yabancı cisimlerin etrafında biriken kalsiyum ve magnezyum mineralleri sonucunda taşlaşma meydana gelir. Genellikle ufalanabilir yapıda olsalar da uzun sure fark edilmediklerinde büyüyerek burun tıkanıklığına, zamanla burun içi kanamalarına ve tek taraflı kötü kokulu burun akıntılarına yol açabilirler. Nadiren de bulundukları bölgeye göre hiçbir belirti vermeyebilirler. Hastamız da bu nedenle daha önce bize başvurmamış, asil amacı estetik ameliyattı. Ameliyat sırasında taşı fark ettikten sonra endovizyon sistemini kurarak rinolitlerin tamamını çıkardık. Sonrasında herhangi bir kanama ya da ek bir problemle karşılaşmadık" dedi. Ailelerin dikkat etmesi gereken hususlara değinen Demirbağ, "Burada vurgulamak istediğimiz en önemli nokta, ailelerin özellikle küçük yasta çocukların burnuna kaçabilecek yabancı cisimler konusunda dikkatli olmalarıdır. Böyle bir durum fark edildiğinde vakit kaybetmeden doktora başvurmalıdır. Ayrıca fark edilmeyen tek taraflı kötü kokulu burun akıntısı ve burun tıkanıklığı gibi şikayetler varsa mutlaka bir uzmana görünebilir. Aksi takdirde bu durum yıllar sonra burun içinde tas olarak karşımıza çıkabilmektedir. Ailelerin, çocuklarda buruna kaçabilecek yabancı cisimler konusunda dikkatli olması ve tek taraflı kötü kokulu burun akıntısı gibi şikayetlerde mutlaka doktora başvurması büyük önem taşıyor" dedi.
İstanbul Dijital baskı gençleri yalnızlığa ve yapay kimliğe sürüklüyor Sosyal medyada gençler arasında fenomen olmak ve karizmatik görünmek isteyenlerin sayısının her geçen gün arttığına dikkat çeken Uğur Okulları Psikolojik, Danışmanlık ve Rehberlik (PDR) Müdürü Aslı Orman, bu durumun gençleri sosyal çevrelerinden kopardığı ve yalnızlaştırdığı uyarısında bulundu. Uğur Okulları PDR Müdürü Aslı Orman sosyal medyanın kullanımının, gençlerin psikolojik ve sosyal gelişimini etkilediğini söyledi. Sosyal medyanın artık kimlik oluşturmanın temel aracı haline geldiğini vurgulayan Orman, özellikle "fenomen olma" ve "karizmatik görünme" arayışının gençleri gerçek sosyal çevrelerinden uzaklaştırdığına, dijital popülerliğin gençlerin hayatında adeta bir zorunluluk haline geldiğini söyledi. Sosyal fenomenlerin sürekli göz önünde olması nedeniyle gençlerde güçlü bir kıyaslama baskısı oluştuğunu belirten Orman "Gençler, sosyal medyada idealize edilen yaşamlarla kendi yaşamlarını kıyasladıkça yetersizlik hissi derinleşiyor. Bu durum, gerçek sosyal deneyimlerin geri plana itilmesine ve gençlerin içe kapanmasına yol açıyor. Ayrıca bu süreç, gençlerin sosyal yaşamda da dijital dünyadaki popülarite beklemesine sebep oluyor. Sosyal medyada aldığı beğeni, ilgi veya görünürlüğün benzerini gerçek hayatta da bulmak isteyen gençler, yüz yüze ilişkilerde bu karşılığı alamadıklarında ciddi bir hayal kırıklığı yaşıyor. Dijital popülerlikten gelen sahte "alkış hissi", gündelik hayatta karşılık bulmayınca gençlerin sosyal ortamlara karışma isteği azalıyor, yalnızlık daha da derinleşiyor. Böylece sosyal medya, gerçek hayatla bağın kopmasına yol açan bir beklentiye dönüşüyor" dedi. Görünüş baskısı yapay kimliklere yol açıyor Ergenlik döneminde kimlik arayışının doğal bir süreç olduğuna dikkat çeken Orman, sosyal medyanın bu dönemde belirleyici bir alan haline geldiğini söyledi. Gençlerin beğendikleri fenomenlerin davranışlarını örnek aldığını ve bu durumun onları kendi özgün kişiliklerinden uzaklaştırarak yapay kimlikleri benimsemeye sürüklediğini belirtti. Dijital ortamda sürekli "görünür olma" baskısının gençlerde strese yol açtığını ifade eden Orman, yüz yüze iletişim yerine ekran başında vakit geçirme eğiliminin aile ve arkadaş ilişkilerini zayıflattığını, bunun da yalnızlık ve değersizlik hislerini artırdığını söyledi. Çözüm: Dijital denge ve aile iletişimi Sürekli içerik üretme ve popüler görünme baskısının gençlerde kimlik karmaşasına yol açtığını ve sahte kimlik oluşturmaya yönlendirdiğini belirten Orman, sanal kimliğe bağlı yaşamın gençleri kendi gerçekliklerinden uzaklaştırdığını ve psikolojik dengeyi bozduğunu söyledi. Bu sorunun çözümü için önerilerde bulunan Orman, dijital dünyanın tamamen terk edilmesinin gerçekçi olmadığını, ancak dijital denge ihtiyacının artık hayati bir gereklilik olduğunu vurguladı. Orman, "Gençlerin gerçek sosyal ortamlara yönelmesi, yüz yüze iletişim becerilerini geliştirmesi ve sanal popülerlik baskısından uzaklaşması sağlıklı sosyal bir yaşam için çok önemli. Ailelere de önemli görevler düşüyor. Ailelerin gençlerle açık bir iletişim kurması, sosyal medyanın etkisini anlamaya çalışması ve dijital süreci birlikte değerlendirmesi, yalnızlaşma döngüsünü kırmanın en kritik adımını oluşturuyor."