GENEL - 06 Mayıs 2021 Perşembe 16:17

Uşak Üniversitesi bir başarıya daha imza attı

A
A
A
Uşak Üniversitesi bir başarıya daha imza attı

Uşak Üniversitesi, Engelsiz Üniversite Ödülleri kapsamında 5 bayrak kazandı.

Uşak Üniversitesi, Engelsiz Üniversite Ödülleri kapsamında 5 bayrak kazandı. Rektör Ekrem Savaş, engelsiz eğitim ve engelsiz erişim için göreve geldikleri ilk andan itibaren çalıştıklarını ve son üç yıldır bu çalışmaların karşılığını aldıkları ödüllerle taçlandırdıklarını belirtti.



Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı (YÖK) tarafından, “Engelsiz Erişim” ve “Engelsiz Eğitim” sloganları ile yükseköğretim kurumlarındaki engelli bireylerin mekânlara, eğitsel imkânlara ve sosyo-kültürel faaliyetlere erişimleri konusunda farkındalık yaratmayı ve iyi uygulamaları yaygınlaştırmayı amaçlayan “2021 Yılı Engelsiz Üniversite Ödülleri” töreni gerçekleştirildi. “Engelsiz Üniversiteler Ödül Töreni”, Kovid-19 salgını dolayısıyla bu yıl yine video konferans yöntemi ile yapıldı. 2021 Engelsiz Üniversiteler Ödül Töreni’ne Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık, YÖK Başkanı Prof. Dr. M. A. Yekta Saraç, YÖK Engelli Öğrenci Çalışma Grubu Yürütücüsü ve YÖK Yürütme Kurulu Üyesi Prof. Dr. Zeliha Koçak Tufan, YÖK Yürütme Kurulu Üyeleri, bütün üniversitelerin rektörleri, en çok ödül alan üniversitelerin rektörleri, ilgili rektör yardımcıları, engelli öğrenci birim sorumluları ve ödüllerin değerlendirilmesinde katkı sağlayan panelistler katıldı.



“Engelsiz Üniversite Ödülleri” kapsamında Uşak Üniversitesi 5 bayrak kazandı.


Uşak Üniversitesi; Fen-Edebiyat Fakültesi ile bu yıl ilk defa “Mekânda Erişilebilirlik Bayrağı” ödülünü alırken, Adalet Meslek Yüksekokulu, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, İslami İlimler Fakültesi ile Sosyal Bilimler Meslek Yüksekokulu ise “Eğitimde Erişilebilirlik Bayrağı” ödülünü kazandı. Üniversite ayrıca Fakülteler Binası ve Kütüphane Binası ile “Mekânda Erişilebilirlik”, Spor Bilimleri Fakültesi ve Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulu ile “Eğitimde Erişilebilirlik Bayrağı” ödüllerine aday olmaya hak kazandı.



Rektör Prof. Dr. Ekrem Savaş, Engelsiz Eğitim ve Engelsiz Erişim için göreve geldikleri ilk andan itibaren çalıştıklarını ve son üç yıldır bu çalışmaların karşılığını aldıkları ödüllerle taçlandırdıklarını belirtti. Rektör Savaş, YÖK’ün üniversitelerimizde engelsiz bir ekosistemin oluşturulmasını teşvik etmek üzere verdiği, “Engelsiz Üniversite Ödüllerinde” bu yıl 5 bayrak birden almış olmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirerek, özel gereksinimli bireylerin tercih edebileceği üniversiteler içinde olduklarını söyledi. 2019 yılında Eğitimde Erişebilirlik alanında ‘‘3 Yeşil Bayrak’’, 2020 yılında Sosyo-Kültürel Faaliyetlerde Erişilebilirlik kategorisinde “4 Mavi Bayrak”, şimdi de 2021 yılında 1 Turuncu Bayrak ve 4 Yeşil Bayrak aldıklarını ve bu ödüllerin üniversitelere saygınlık sağladığını ifade eden Prof. Dr. Savaş, emeği geçen başta Uşak Üniversitesi Engelsiz Birim Koordinatörlüğü olmak üzere herkese teşekkür etti.



“Engelsiz Üniversite Bayrakları“ ve “Engelsiz Program Nişanı”


“Yeni YÖK" tarafından 2018 yılından bu yana geleneksel olarak verilen ödüllerin dördüncüsü, her yıl olduğu gibi bu yıl da üniversiteler tarafından yoğun ilgi gördü. 2021 yılı için 12-19 Nisan 2021 tarihleri arasında sağlık, mühendislik, özel eğitimin yanı sıra mimarlık gibi farklı alanlardan ve üniversitelerden akademisyenlerin katılımıyla 7 ayrı Panelde 114 üniversiteden 837 Bayrak başvurusu, 21 üniversiteden 108 Program Nişanı başvurusu değerlendirilmeye alındı.


Engelsiz Erişim ve Engelsiz Eğitim temalarıyla düzenlenen törende, yükseköğretim kurumlarına “Mekânda Erişebilirlik”, “Eğitimde Erişebilirlik” ve “Sosyo-Kültürel Faaliyetlerde Erişilebilirlik” olmak üzere 3 kategoride “Engelsiz Üniversite Bayrakları” ile farklı engelli gruplarına erişilebilir kılan üniversitelerin ilgili programlarına “Engelsiz Program Nişanı” verildi.



3 ayrı kategoride “Engelsiz Üniversite Bayrakları” verildi


Engelsiz Üniversite Bayrak ödülleri kapsamında:


“Mekanda Erişilebilirlik Bayrağı” için 197 başvuru alınırken, 52 üniversiteye toplamda 129 Turuncu Bayrak verildi.


“Eğitimde Erişilebilirlik Bayrağı” için 21 başvuru alınırken, bu başvurular neticesinde 14 üniversiteye toplamda 30 yeşil bayrak verildi.


“Sosyo-Kültürel Faaliyetlerde Erişilebilirlik Bayrağı” için yapılan toplam 24 başvuru sonucunda 6 üniversiteye toplamda 9 mavi bayrak verildi.


“Engelsiz Program Nişanı” Programlarını farklı engelli gruplarına erişilebilir kılan üniversitelerin ilgili programlarına verilen “Engelsiz Program Nişanı” için 21 Üniversiteden 108 başvuru sonucunda 2 üniversiteden 7 programa Engelsiz Program Nişanı verildi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Samsun ‘Çocuklarda bacak ağrısının arkasında yatanlar: Büyüme ağrısı mı, ciddi bir sorun mu’ Çocukluk çağı bacak ağrılarının değerlendirilmesinde dikkat edilmesi gereken noktalar olduğunu belirten Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Opr. Dr. İlyas Tarık Katırcı, “Kemik tümörleri, hematolojik hastalık tümörleri, eklem iltihabı ve romatizmal eklem hastalıklarının tanısında da önemli bir bulgu olan bacak ağrılarının basit bir masajla iyileştirilebilen büyüme ağrısından ayrıştırılması büyük önem taşır. 3-12 yaş aralığında bulunan çocuklarda sıklıkla görülen bacak ağrılarının sadece büyüme ağrısı olabildiği gibi ciddi hastalıkların habercisi de olabilir” dedi. Medicana International Samsun Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Opr. Dr. İlyas Tarık Katırcı, çocuklarda bacak ağrısı hakkında açıklamalarda bulundu. Büyüme ağrısının çocuğun okula gitmesine engel olmadığını dile getiren Opr. Dr. Katırcı, “Büyüme ağrılarında, uyluk kemiğinin dize yakın kısmı (alt kısmı) ve incik kemiğinin dize yakın kısmında (üst kısmı) veya her iki bölgede de ağrı hissedilir. Bacaklarda ve bazen ayak bileğinde de ağrı olabilir. Büyüme ağrısı çoğu zaman basit masajla ve çocuğa gösterilecek şefkatle iyileşen ağrılardır. Gergin aile ortamı, sevgisizlik gibi faktörlerin büyüme ağrılarını tetiklediğini gösteren bilimsel çalışmalar vardır. Büyüme ağrılarının tanısı röntgen ve laboratuvar testleri yapıldıktan sonra konulmaktadır. Anne ve babaları rahatlatacak iyi karakterli bir ağrı olan büyüme ağrılarının tedavisinde herhangi bir aktivite kısıtlamasına gerek duyulmamaktadır. Çocuğun okula gitmesinde ya da beden eğitimi derslerinden mahrum bırakılmasına gerek yoktur" diye konuştu. “Her bacak ağrısı büyüme kaynaklı olmayabilir” Büyüme ağrılarının çocuklarda gelişebilecek diğer bacak ağrılarından ayrıştırılmasında büyük önem taşıdığını söyleyen Opr. Dr. Katırcı, “Çocuklarda bacak ağrıları kemik tümörleri ve hematolojik hastalıkların tümörlerine işaret edebileceği gibi eklem iltihabı ve romatizmal eklem hastalıklarının tanısında da önemli bir bulgu olarak değerlendirilmektedir" ifadelerine yer verdi. Büyüme ağrılarında dikkat edilmesi gerekenler Opr. Dr. İlyas Tarık Katırcı, büyüme ağrılarında çocukların sürekli farklı eklem noktalarının ağrılarından yakınabileceğine dikkat çekerek, “Eğer ağrı hep aynı noktada ise bu noktada şişlik, hassasiyet ve aksama söz konusuysa bu ağrı büyük ihtimalle büyüme ağrısı değildir. Ayrıştırmada özellikle dikkat edilmesi gereken bir diğer konu, çocuğun herhangi bir travma yaşayıp yaşamadığını sorgulamaktır. Örneğin, çocuğun parkta oynarken bir yerden düşüp düşmediği, spor yaparken yaralanıp yaralanmadığı öğrenilmelidir. Bazen kalçada femur başında olan büyüme plağından başın kayması (femur başı epifiz kayması), perthes hastalığı veya kalçanın sinoviti gibi durumlar da dizde yansıyan ağrı yapar. Ancak bunların tamamında öykü farklıdır ve ağrıya aynı zamanda aksama eşlik eder. Kemik tümörleri ve hematolojik hastalıkların tümörlerinin önemli bir kısmı çocukluk çağında sık görülür. Bu nedenle ayırıcı tanıda mutlaka dışlanmalıdırlar. Septik artirit (eklem iltihabı) romatizmal eklem hastalıklarında ise ayırt etmek kolaydır. Bu hastalıklarda tablo, öykü ve laboratuvar testleri ayırt etmede yardımcıdır. Yansıyan ağrılar, özellikle kalça ve belden vuran ağrılarda gerçek hastalığın kaynağı araştırılmalıdır. Bel ve kalça bölgesi dikkatle muayene edilmeli, gerekirse laboratuvar testleri ve röntgen istenmelidir" şeklinde konuştu.
Kayseri Başkan Çolakbayrakdar, “Annelerimiz, baş tacımızdır” Kocasinan Belediye Başkanı Ahmet Çolakbayrakdar, 12 Mayıs Anneler Günü dolayısıyla yazılı bir açıklama yaparak, anneler gününü kutladı. Yaşanan her günün ve her anın anneler günü tadında olması gerektiğini vurgulayan Başkan Çolakbayrakdar, mesajında; dinimizin ve kültürümüzün anneye verdiği değerin önemine dikkat çekerek, “Başımızın tacı olan annelerimizi bir gün değil, her gün sevelim ve kıymetini bilelim” dedi. Başkan Çolakbayrakdar, Anneler Günü mesajında şu ifadelere yer verdi: “Örf ve geleneğimizden aldığımız öğretiyle hem de yüce dinimizin bize öğretmiş olduğu bilgiler ışığında annelerimizin bizdeki yeri sadece bir gün değil, yılın 365 günü hatırlanmaya layıktır. Hepimiz bir annenin evladıyız. Yüce dinimiz, Ayet-i Kerime’de ‘Biz insana, ana-babasına iyilik etmesini tavsiye ettik. Annesi onu zahmetle taşıdı ve zahmetle doğurdu’ buyrulmuştur. Bu sebepledir ki, Peygamber Efendimiz de “Cennet anaların ayaklarının altındadır” diyerek anneye saygıyı emretmiştir. Henüz doğmadan bizler için fedakar olan annelerimiz yaşamları boyunca aynı hassasiyetler bizlerin üzerinde varlıklarını hissettirmektedir. Başımızın tacı olan annelerimizi bir gün değil, her gün sevelim ve hatırlayalım. Kocasinan Belediyesi olarak bizler de annelerimize pozitif ayrıcalık tanıyor ve birçok projelerimizi onlar için yapıyoruz. Bu duygu ve düşüncelerle başta şehit anneleri olmak üzere tüm annelerimizin Anneler Günü’nü en içten dileklerimle kutlar, sevgi ve hürmetlerimi sunarım.”
Eskişehir Türk Ocağı’nda bu hafta Hüseyin Nihal Atsız ve mücadelesi konuşuldu Türk Ocağı’nın bu haftaki sohbet konusu “Hüseyin Nihal Atsız ve Mücadelesi” oldu. Türk Ocağı’nın bu haftaki sohbetine Araştırmacı Yazar Serkan Akgöz katıldı. Akgöz, Hüseyin Nihal Atsız ve Mücadelesi konusu hakkında konuşma yaptı. Konuşmasında Serkan Akgöz; Atsız’ın 3 Mayıs öncesinde asistanlık yıllarından itibaren başladığı eleştirilerle, Orhun dergisiyle Sabahattin Ali davasını doğurduğunu belirtti. Akgöz, bu davanın 3 Mayıs’taki duruşmasında yaşanan protestonun tarihe Ankara nümayişi olarak geçtiğini söylerken, 3 Mayıs’taki protestonun hükümet çevresinde tedirginliğe yol açtığını ve Irkçılık-Turancılık davasını doğurduğuna değindi. Araştırmacı, konuşmada dava sürecinde radyo ve gazeteler aracılığıyla yapılan kara propagandayla Türkçülerin toplum nezdindeki itibarının zedelendiğini belirtti. Araştırmacı Serkan Akgöz, Mart 1947’ye kadar süren dava sonucunda tüm sanıkların beraat ettiğini, davanın Türkiye tarihine kara bir leke olarak geçtiğini belirtti. Akgöz, 1944 davasıyla ilgili hatıralardan bahsederek konuşmasını tamamladı. Konuklar tarafından ilgiyle takip edilen konuşmanın sonunda konuşmacıya çok sayıda sorulan soru ve cevaplardan sonra, Eskişehir Türk Ocağı Şube Başkan Vekili Prof. Dr. Mehmet Topal’ın konuşmacıya şükran beratı takdimi ile program sona erdi.
Ankara Dışişleri Bakanlığı bünyesinde ‘Dışişleri Teşkilatını Güçlendirme Vakfı’ kurulacak Dışişleri Bakanlığı’nın daha etkin ve günümüzün ihtiyaçlarına daha uygun bir yapıya kavuşması amacıyla Dışişleri Teşkilatını Güçlendirme Vakfı kurulacak. Resmi Gazete’de 6 Nisan 2024’te yayımlanan ‘Cumhurbaşkanlığı Teşkilatı Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinde Değişiklik Yapılmasına Dair Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’nin Dışişleri Bakanlığını ilgilendiren bölümlerinde değişiklik yapılmıştı. Diplomatik kaynaklardan edinilen bilgiye göre, Dışişleri Bakanlığı’nın daha etkin ve çağın ihtiyaçlarına uygun bir yapıya kavuşması amacıyla Dışişleri Teşkilatını Güçlendirme Vakfı kurulacak. Dış temsilcilik sayısı bakımından dünyada üçüncü sırada yer alan, yurt içinde ve yurt dışında 2 bin 190 kariyer memuru olan Dışişleri Bakanlığı’nın personel sayısının artması, insan kaynaklarının niteliğinin yükselmesinin yanı sıra diplomatların akademik donanıma sahip olması, birden fazla yabancı dili etkin şekilde kullanabilmesi ve farklı uzmanlık alanlarında yetkinleşmesi hedefleniyor. Bakanlık bünyesinde kurulacak olan vakfın temel amacı, Bakanlığın insan kaynakları kapasitesi bakımından geliştirilmesine ve kurumsal olarak güçlendirilmesine katkıda bulunacak çalışmaları desteklemek ve bu yönde ilave kaynak sağlamak. Dışişleri Teşkilatını Güçlendirme Vakfı’nın ileride tesis edilecek akademik kurum vasıtasıyla diplomatların eğitimlerine destek sunarak, yüksek lisans, doktora çalışmalarına katkı sağlaması ve uluslararası ilişkiler alanındaki yayınlara kaynak sunması hedefleniyor.