YEREL HABERLER - 24 Temmuz 2017 Pazartesi 10:31

Halis Bayramoğlu: “Kudüs, ümmetin ortak davasıdır”

A
A
A
Halis Bayramoğlu: “Kudüs, ümmetin ortak davasıdır”

AK Parti Edremit İlçe Başkanı Halis Bayramoğulu, Mescid-i Aksa ve Kudüs’ün sıradan mekanlar olmaktan ziyade bugün artık sembol haline gelmiş topraklar olduğunu söyledi.

AK Parti Edremit İlçe Başkanı Halis Bayramoğulu, Mescid-i Aksa ve Kudüs’ün sıradan mekanlar olmaktan ziyade bugün artık sembol haline gelmiş topraklar olduğunu söyledi.


İsrail’in Mescid-i Aksa’ya uyguladığı yasaklar nedeniyle bir açıklama yapan Halis Bayramoğlu, “Bu topraklar Allah’ın (c.c.) şiarlarıdır ve Allah (c.c.) şiarlarının yükseltilmesini emir buyurmuştur. Hak batıl savaşının son demlerini yaşadığı ve Hakk’ın zaferinin ayak seslerinin artık daha rahat duyulduğu ve dağların ve taşların dahi bu müjdeyi birbirlerine verdiği bu ahir zamanda, Kudüs hakkın sancağıdır. Batıl bütün gücüyle bu sancağı tekrar yere düşürmeye ve ümmetin ümidini elinden alıp savaşı kazanmaya çalışsa da, ümmetin uyanık ruhları basiretleri ile buna izin vermemekte, küfür ve nifağın işbirliği ile bir dönem yere düşürülmüş olan sancağı ele alıp yükseltmektedirler. Bu sancak Hayberi fetheden sancaktır, bu sancak Sıffin ve Nahrevan’da hakkı ayakta tutan sancaktır. Bu sancak batılın yüreğine saplanan hakkın, onu zelil ettiğini ilan eden sancaktır” dedi.


Başkan Bayramoğlu, bugün hak cephesinin en ileri ve en önemli karakolunun Kudüs olduğunu belirterek, “Bunu bilen batılın uşakları, bu sembol mekanın düşebilmesi için direniş cephesinin diğer halkalarına saldırmaya ve aradaki bağı koparmaya çalışmaktadırlar. Yeryüzündeki tüm zulümlerin nedeni olanların karargah olarak seçtikleri Kudüs, işgal altından kurtarıldığı anda tüm cihan kurtuluşa ve huzura kavuşacaktır. Bu hakikat gün gibi ortadayken ve özellikle bulunduğumuz coğrafyalardaki tüm sorunların kaynağı olan Siyonist şebekenin büyük şeytana dayanarak varlığını sürdürme çabaları devam ederken, bu asıl sorunu görmezden gelip, kavmi veya mezhepsel sorunları gündeme getirenler, hastalıklarının farkına varamayan ve bu yüzden de ölüme mahkum olanlardır. Mazlumların özgürlüğünün sembolü olan Kudüs kurtarılmadan ve zulümlerin kaynağı olan Siyonizm ortadan kaldırılmadan, ne Ortadoğu’daki ne de dünyanın herhangi bir yerindeki milletlerin özgürlüğünden bahsedilemez. Hele hele Siyonizm’in onay verdiği özgürlüklerin zilletten başka mana taşımayacağı da ortadadır. Bu yüzden bütün insanlığın selahiyeti için Siyonizm yeryüzünden silinmelidir. Siyonizm’in yok olması demek, küresel emperyalizmin çökmesi ve karanlığın yerini nura terk etmesi demektir. Çünkü Mescid-i Aksa bizim için ne anlam taşıyorsa, İsrail de zalimler için o anlamı taşımaktadır. Zalimlerin ayakta tutmaya çalıştıkları sancakları nihai zafer için yerle yeksan edilmelidir” diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Adana Çöl tozlarıyla alerjik rinit ve astım şikayetleri arttı Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Ülkü Tuncer, baharın gelmesiyle birlikte alerjik vakalarda artış olduğunu belirterek, "Özellikle çöl tozlarının gelmesiyle beraber alerjik rinit, astım, rinosinüzitler, kulak iltihapları, boğaz şikayetleri arttı. Çöl tozlarına karşı kapı ve pencereleri kapalı tutmak gerekir, sık duş almanın da faydası olur" dedi. Acıbadem Adana Hastanesi Kulak Burun Boğaz (KBB) Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Ülkü Tuncer, havaların ısınması ve ilkbaharın gelmesiyle çiçeklerin açıp polenlerin arttığını hatırlatarak, "Şimdi çöl tozları da gelmeye başladı. Dolayısıyla alerjik rinit, astım, alerjik rinitten sonra görünen rinosinüzitler, kulak iltihapları, boğaz şikayetleri arttı. Bugünlerde de özellikle burun tıkanıklığı, burun akıntısı, burun kaşıntısı ve sık sık hapşırmayla bize başvuruyor hastalar. Eğer bu dönemi atlatmaya çalıştılar ve atlatamadılarsa rinosinüzite, sinüzite dönüşüyor veya astım ataklarıyla birlikte geliyor" diye konuştu. Prof. Dr. Tuncer, küçük çocuklarda ise kulakta sıvı toplanması yani "seröz otit" denilen klinik durumu bu mevsimde daha sık gözlemlediklerini söyledi. "Solunum yolları alerjenlere tepki gösteriyor" Alerjinin aslında genetik bir hastalık olduğunu belirten Prof. Dr. Ülkü Tuncer, "Kişiler doğuşsal olarak alerjik olabilir. Bebeklerde daha çok ciltte oluşan reaksiyonları görüyoruz. Yaş büyüdükçe yerini alerjik rinit ve astıma devrediyor. Alerjik rinit aslında burnun alerjenlere karşı gösterdiği hiperaktivite olarak düşünülmeli. Sadece burun göstermiyor bu hiperaktiviteyi, tüm solunum yolları alt solunum yolları da aynı tepkiye dahil oluyor. Dolayısıyla alerjik riniti olanların yüzde 30 kadarında astım, astımı olanların da neredeyse yüzde 60-70’inde alerjik riniti görüyoruz. Yani ikisi aslında iç içe geçmiş durumda" dedi. "Sürekli alerji durumunda sabah kalkınca hapşırma görülür" Alerjinin mevsimsel mi yoksa yıl boyu mu olduğunu bireylerin gözlemlemesi gerektiğini ifade eden Prof. Dr. Tuncer, bu şekilde alerjenin tespit edilebileceğini izah etti. Yıl boyu olan alerjide kişilerin sabah kalktığında hapşırma, burun tıkanıklığı, burun kaşıntısı, öksürük, burun akıntısı şikayetlerinin başladığını dile getirdi. Durum böyleyse evdeki alerjenleri, en başta ev tozu, halı tozları, evdeki evcil hayvanlar, küf gibi gibi etkenleri veya gıda alerjisini düşünmek gerektiğine işaret eden Tuncer, "Ama mevsimselse, bazı mevsimlerde artıyorsa daha çok polenleri düşünmek lazım. Polenleri düşünüyorsak evin havalandırılmasına çok özen göstermek lazım. Öğleden önce evi havalandırmamak lazım. Özellikle burada çöl tozunun gelişiyle beraber bu gibi durumlarda pencereleri, kapıları kapalı tutmaya çalışmak lazım. Eve gidince mutlaka duş almanın çok faydası olur. Saçı, vücudu yıkamak, giysileri değiştirmek de etkilidir" diye konuştu. "Kulaktaki sorun işitme kaybına yol açabilir" Bu önlemlerin her zaman yeterli olmadığını ifade eden Prof. Dr. Tuncer ilaçlarla da burnu rahatlatmak gerektiğini, eğer rinosinüzit geliştiyse, bunun tedavi edilmesi gerektiğini anlattı. Rinosinüzitin çocuklarda özellikle kulakta hiç farkına varmayabileceğine dikkat çeken Tuncer, "Alerjik riniti olan çocuklar farkında olmadan kulaklarda da sıvı toplanabilir. İşitme kaybına yol açar. Ağrı yapmaz, ateş yapmaz. Kimse de fark etmez bunu. Çocuk televizyonun sesini çok açar veya öğretmen çocuğunuz az duyuyor diye uyarıda bulunur. Bu konularda dikkatli olmak lazım. Özellikle alerjisi olan çocuklarda muayeneyi belli aralıklarla yaptırmak gerekli" dedi.
Adana Engel tanımadı, 27 yaşında basketbola başladı Adana’da 27 yaşında yeteneği keşfedilerek basketbola başlayan down sendromlu milli basketbolcu Onur Kurtulmuş, dünya ikincisi milli takımın da önemli oyuncularından oldu. 2018 yılında Samsun’da katıldığı seçmelerde basketbola yeteneği olduğu belirlenen down sendromlu milli basketbolcu Onur Kurtulmuş (32) çalışmalarını Adana Gençlik Merkezi Spor Salonu’nda antrenör Hakan Tulay eşliğinde sürdürüyor. 2024 Dünya Down Sendromlular Spor Oyunları’nda dünya ikinciliği elde eden Türkiye Down Sendromlular Basketbol Milli Takımı’nın da formasını terleten Kurtulmuş, basketbol antrenörü olmanın hayalini kuruyor. 5 yıldır basketbol oynayan ve spor yapmaktan çok keyif aldığını anlatan Onur Kurtulmuş, İhlas Haber Ajansı (İHA) muhabirine yaptığı açıklamada, basketbolda en sevdiği şeyin 3’lük atmak olduğunu söyledi. Cemile Kurtulmuş: "Adana’nın tek down sendromlu milli basketbolcusu" Onur’un basketbola olan yeteneğinin 2018 yılında Samsun’da katıldığı seçmelerde tespit edildiğini belirten Anne Cemile Kurtulmuş, "Onur’la 2018’de Samsun’a seçmelere gittik. Orada basketbol takımına seçildi. 2018’den beri basketbol oynuyor. 5 yıldan bu yana Adana’da ilk ve tek şimdiye kadar Down Sendromlu milli basketbolcu Onur. Milli takım ile iki defa İtalya’ya gittiler. Bu sene de milli takım bazında dünya ikincisi olduk" dedi. "İyi ki böyle bir oğlum var, o da kendisi ile gurur duyuyor" Down sendromlu sporcular için farkındalık ve imkanların geçmişe oranla çok daha iyi olduğunu belirten Kurtulmuş, "Bizim zamanımızda bu kadar imkan yoktu. Olsa daha iyi olurdu da ama şimdi çok iyi. İyi ki de benim böyle bir oğlum var. Bazen sabah bazen de öğleden sonra haftanın 5 günü antrenmana götürüyorum. Onur da kendi kendine gurur duruyor. Arkadaşları için, ’Anne ben onlara örneğim’ diyor mesela. ’Ben onlara maç göstereceğim, antrenman göstereceğim’ diyor" şeklinde konuştu. Engellerin spora engel olmadığının altını çizen ve engelli çocuk annelerine mesaj vermeyi de ihmal etmeyen Cemile Kurtulmuş, "Engel, spora hiç engel olmuyor, spor yaparsa engelli çocuklarınız normal çocuklardan daha üstün olabiliyorlar" ifadelerini kullandı. Onur Kurtulmuş: "3’lük atmayı daha çok seviyorum" Türkiye Down Sendromlular milli takımı oyuncusu Onur Kurtulmuş da, basketbolu çok sevdiğini ve basketbolda en sevdiği şeyin şut atmak olduğunu söyledi. Attığı şutların sayıya dönüşmesiyle kendisini çok mutlu hissettiğini anlatan Kurtulmuş, "Ben 3’lük atıyorum. İkilik ve üçlük atıyorum ama üçlük atmayı daha çok seviyorum" diye konuştu. Hakan Tulay: "Onur’un basketbola ilgi ve merakı çok fazla" Onur’la 1 senedir birlikte çalıştıklarını kaydeden basketbol antrenörü Hakan Tulay ise, "Onurla yaklaşık 1 senedir beraber çalışıyoruz. Sezon başından beri diyebiliriz. Onur gayet yetenekli bir arkadaşımız. Basketbola ilgi ve merakı çok fazla. Onun da bu isteğini cevapsız bırakmamak adına birlikte çalışıyoruz. Kendisiyle çalışmaktan da çok memnunum. Onur diğer arkadaşlarına göre biraz daha önde. Biraz daha basketbol olarak da daha yetenekli kendisi. Bunun sonucunda da milli takımda görev yapıyor aynı zamanda. Bundan sonraki süreçte de başarılarının devamı gelecektir diye düşünüyorum" ifadelerini kullandı.
Kahramanmaraş Depremin merkez üssünde ağır hasarlı binaların yıkımı yüzde 94’e yükseldi Kahramanmaraş merkezli meydana gelen depremler sonrası devam eden hasarlı binaların yıkımı yüzde 94 sevilerine ulaştı. Ekiplerin il geneli yıkım işlemi ve enkaz kaldırma çalışmaları sürüyor. Depremin merkez üssü Kahramanmaraş’ta kalıcı konutların yanı sıra ağır hasarlı konutların yıkıları da sürüyor. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı koordinesinde enkaz kaldırma çalışmaları yürütülürken, ağır hasarlı olduğu tespit edilen 14 milyon metrekarelik alanın yüzde 94’lük kısmı gerçekleşti. Enkaz kaldırma işlemlerinin yürütüldüğü kentte belirlenen döküm sahalarına bırakılan milyonlarca metreküp molozlar ise dönüştürülüp geri dönüşüme aktarılacak. Depremin üzerinden 1 yıl 3 ay geçmesinin adından şehir merkezi ise dron ile görüntülendi. Şehirde bir yandan deprem konutları yükseldiği, birçok alanın şantiye sahasına döndüğü görüldü. Hacı Murat Gök, “Depremde şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyoruz. Bir an önce deprem konutlarının bitmesini istiyoruz ve insanların yerlerine geçmesini bekliyoruz” dedi. Habibe Kınalı ise, “Büyük bir deprem atlattık hep beraber el ele verip altından kalkabiliriz. Enkazın hızla kaldırılmasını bekliyoruz. En kısa sürede toplum konutların yapılıp konteynerde kalanların evlerine yerleştirilmesini bekliyoruz” dedi.