GENEL - 17 Eylül 2017 Pazar 15:41

Başkan Özgökçe’den gözaltılarla ilgili açıklama

A
A
A
Başkan Özgökçe’den gözaltılarla ilgili açıklama

Van’ın Tuşba Belediye Başkanı Fevzi Özgökçe, belediyeden 5 kişinin gözaltına alındığı yönündeki haberlere açıklama getirdi.

Van’ın Tuşba Belediye Başkanı Fevzi Özgökçe, belediyeden 5 kişinin gözaltına alındığı yönündeki haberlere açıklama getirdi.


Belediyede düzenlediği basın açıklamasında gözaltına alınan belediye personelleri hakkında konuşan Başkan Özgökçe, “30 Mart 2014 tarihinde Tuşba Belediye Başkanlığı kurulduktan sonra Tuşba ilçe sınırlarını kapsayan resmi imar paftaları, Van Büyükşehir Belediye Başkanlığı’ndan talep edilip dönemin imar müdür vekili M.E.G tarafından teslim alınmıştır. Tuşba Belediyesi yeni kurulan bir belediye olduğu için alınan kâğıt paftaların dijital ortama aktarılması noktasında gerekli alt yapıya sahip olmadığı için bu işi dışardan gerçek veya tüzel kişilere yaptırmak zorundadır. Bu amaçla belediyemizin ilgili birimi olan İmar ve Şehircilik Müdürlüğü resmi imar paftaların, dijital ortama aktarılması ile arşivlenmesi ve polyester paftalara çıktıları alınabilmesi için bu işle alakalı işinin ehli olan (harita mühendisi, şehir planlayıcısı gibi) gerçek veya tüzel kişi ve kişilere ihale yapılmıştır. Tuşba Belediye Başkanlığı İmar ve Şehircilik Müdürlüğü ihalenin yapıldığı dönemde yetkilisi olan şüpheli M.E.G. tarafından imar planlarının dijital ortama aktarılması ve arşivlenmesi ile ilgili olarak 18 Aralık 2014 tarihinde ihale yapılmakta ve yapılan ihale 4734 Sayılı Kamu İhale Kanunun 22-d maddesi gereğince doğrudan temin usulü ile Van İmar Planlama firmasına ihale edilmiştir. İhale yapıldıktan sonra Van Büyükşehir Belediyesi’nden alınan 23 Aralık 2014 tarihinde 230 adet ve 26 Şubat 2015 tarihinde ise 19 adet 1/1000 ölçekli uygulama resmi imar plan paftaları tutanak ile şüpheli M.E.G. tarafından ilgili firma yetkilisine teslim edilmiştir. Söz konusu paftaları teslim alan firma yetkilisi, iş bu paftaları dijital ortama aktarılıp ve polyester paftalara çıktıları alınırken asıl paftaları, asıllarına uygun bir şekilde aktarması gerekirken bir kısım paftaları asıllarına aykırı bir şekilde değiştirerek aktarmıştır” dedi.


Tuşba ilçe sınırlarını kapsayan imar planlarının bir takım kötü niyetli şahıslar tarafından gerçeğe aykırı bir şekilde değiştirildiği şeklinde gelen şikayetler üzerine Başkanlık makamınca İmar ve Şehircilik Müdürlüğü’ne vekaleten bakmakta olan M.E.G.’nin hemen görevden alındığının ifade eden Özgökçe, “Söz konusu iddiaları araştırmak ve faillerin ortaya çıkarılması amacıyla doğrudan belediye başkanlığımız imzasıyla 25 Kasım 2015 tarihinde Van Cumhuriyet Başsavcılığı’na konu ile alakalı olarak gerekli suç duyurusu yapılmış ve ilgili personel hakkında da disiplin soruşturması başlatılmış ve bu soruşturma 2015/16976 Soruşturma sayı üzerinden halen devam etmektedir. Bu dosya kapsamında da 15 Eylül 2017 tarihinde resmi imar paftalarının değiştirilmesinde ilgisi olduğu değerlendirilen bir kısım şahıslar gözaltına alınmıştır. Bugün itibariyle gerçekleştirilen operasyon sonucu alınan şahıslar ile ilgili soruşturma dosyasında Tuşba Belediye Başkanlığı adına Sayın Belediye Başkanımız bizatihi müşteki olarak söz konusu şahıslardan şikâyetçi olmuştur. 2015 yılından bu yana sürekli takipçisi olduğumuz soruşturma dosyası, yaklaşık 2 bin kişinin beyanının alınması, FETÖ soruşturmalarının iş yükünü artırması ve benzeri nedenlerle bugüne değin uzamıştır. Mevcut soruşturmayı şeffaf belediyecilik anlayışı ile daha önce de basına ve kamuoyuna sunmuştuk. Dolayısıyla basında bugün itibariyle servis edilen soruşturma dosyasının belediye başkanlığımızla herhangi bir ilgi ve alakası bulunmamakta, belediyede çalışan bir kişi dosyada şüpheli sıfatıyla yer almaktadır. Ayrıca kamunun ve iyiniyetli üçüncü kişilerin zarara uğramaması adına değiştirilen bir kısım paftalar ile alakalı olarak Van Tapu ve Kadastro XV. Bölge Müdürlüğü ile gerekli yazışmalar yapılarak bu hususun ilgili tapuların beyanlar hanesine kaydının geçirilmesi istenmiş ve Bölge Müdürlüğü’nce değiştirilen tapuların beyanlar hanesine açıklama düşülmüştür. Son olarak değiştirilen paftalar baz alınarak belediyemiz encümen üyeleri hataya düşürülerek alınan şüpheli işlemlere ait encümen kararları geçmişe etkili olacak şekilde geri alınmıştır. Ayrıca Tuşba ilçe sınırlarını kapsayan Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın 29 Ağustos 2013 tarih ve 13301 Sayılı oluru ile onaylanan Van Merkez ve Çevresi İlave-Revizyon 1/5000 ölçekli nazım imar planı ve 1/1000 ölçekli uygulama imar plan paftaları ilgili Bakanlıktan Başkanlığımızca getirtilmiş ve yapılan bütün işlemler asıl paftalar baz alınarak yapılmaktadır. Söz konusu haberde iddia edildiğinin aksine Çevre ve Şehircilik Bakanlığına ait imar plan paftaları bakanlıktan alındığından bakanlık paftaları ile aynı olup hiçbir şekilde değişikliğe uğratılmamıştır. Daha önce kötü niyetli şahıslar tarafından başkanlığımızın haberi olmaksızın değiştirilen imar plan paftaları ve bu paftalara göre yapılan işlemler bakanlıktan getirtilen asıl paftalar ile örtüşmediğinden belediye başkanlığımızı hiçbir şekilde bağlamamaktadır.


Belediye Başkanlığımızca başından beri müşteki ve suçtan zarar gören sıfatıyla takip ettiğimiz soruşturma dosyası özel ve teknik konular içerdiğinden ve onlarca klasör olduğundan Cumhuriyet Başsavcılığı bilirkişi marifetine başvurmuştur. Bilirkişi raporunun gelmesi ile birlikte soruşturma olgunlaşmış ve 15 Eylül 2017 tarihinde operasyonla beş kişi gözaltına alınmıştır. Bu kişilerden sadece biri belediye personeli olup diğer kişiler belediye personelimiz değillerdir. Başkaca bir personelimiz yargılamanın tarafı değildir. Yargılamanın bundan sonraki aşamalarında da bu işin hukuken takipçisi olacağımızdan kimsenin şüphesi olmasın” ifadelerine yer verdi.


Yerel basında ve sosyal medyada bu konuyla ilgili emniyetin basın metninde bu soruşturma ile ilgili yapılan operasyonun söz konusu olduğunu ancak Tuşba Belediyesine bir operasyon yapılmadığına vurgu yapan Özgökçe şöyle konuştu:


“Manşetin altında aşikar olarak karalama amaçlı “Tuşba Belediyesinde Operasyon” ve tek kişi emniyet bilgisinde yer almışken manşetin altında sanki çok kişi belediyeden göz altına alınmış gibi ‘lar’ eki kullanılarak halkın nezdinde infiale sebebiyet verilmesi hedeflenmiştir. Tuşba Belediyesini ve seçilmiş başkanımızı karalayan, değersizleştiren, halkın nezdinde kin ve nefrete sevk eden, iftiralar atan zihniyet manşet olarak “Parsel parsel eylemişler Tuşba’yı” şeklinde sanki kurum bu işleri yapmış gibi halkı yanıltmak ve haberi bilerek ve kasten çarpıtma yapmaktadır. Hukuki zeminde bunlar ile ilgili tüm mücadelemiz devam edecektir. Daha önce de Ramazan iftarında ikindi vakti iftar alanını fotoğraflayarak, “Bakın Tuşba’nın İftar Çadırına” hiç kimse yok, Belediyemizin Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğü’nün ‘Kirvem Başkanım Olsun’ adı altında düzenlediği şölenlerle yaklaşık 3 bin fakir çocuğunu yapılan sünnet etkinliğini küçümsemek amacıyla aynı şahıslar, sosyal medya hesabı üzerinde ‘Kocaman ilçenin başına bela olmuş, herkesin beddua ettiği sen ancak kirve olursun’ çarpıtma haberini sosyal medyada paylaşarak karalama, hizmetleri halkın nezdinde değersizleştirme ve iftira atmıştır. Kurumumuz hakkında gerçekdışı beyanlar içeren haberleri tekzip etmek zarureti doğmuştur.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Gaziantep 4 Mayıs Dünya Ankilozan Spondilit Günü SANKO Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı, Romatoloji Bölümü Öğr. Üyesi Prof. Dr. Bünyamin Kısacık, iltihaplı bel ve kalça romatizmasının (Ankilozan Spondilit) en belirgin özelliğinin sabahları ortaya çıkan bel ve kalça ağrısı olduğunu bildirdi. 4 Mayıs Dünya Ankilozan Spondilit Farkındalık Günü nedeniyle açıklama yapan Prof. Dr. Kısacık, “Mayıs ayının ilk cumartesi günü, Dünya Ankilozan Spondilit Günü olarak kutlanır. Tüm dünyada kutlanan Ankilozan Spondilit Günü’nde bu yıkıcı hastalığa dikkat çekerek, hastalığın etkilerini anlamak ve toplumu bilgilendirmek amaçlanmaktadır” dedi. Kronik iltihaplı bir romatizmadır Ankilozan spondilitin öncelikle omurgayı etkileyen kronik iltihaplı romatizma olduğunu hatırlatan Prof. Dr. Kısacık, toplumlar arasında sıklığı değişmekle birlikte her bin kişiden 1-10’unda bu hastalığın görülebildiğine vurgu yaptı. Ankilozan spondilitin en belirgin özelliğinin sabahları ortaya çıkan bel ve kalça ağrısı olduğunu hatırlatan Prof. Dr. Kısacık, geceleri hastayı uykudan uyandıran bel ağrılarının da belirtiler arasında bulunduğuna dikkat çekti. Genellikle 20-30 yaşlarında ortaya çıkan bu hastalıkta diz ekleminde ağrı şişlik, topuklarda ağrı, gözde üveit olarak adlandırılan iltihabi durumların da ortaya çıkabildiğini ifade eden Prof. Dr. Kısacık, şu bilgileri paylaştı: “Hastalık tanı konmadığı zaman maalesef şekil bozukluğu, erken emeklilik ve iş gücü kaybına neden olabilmektedir. Tanı için hastalarının şikayetlerinin yanı sıra ilgili eklemlerin manyetik rezonans (MR) ya da röntgen gibi yöntemlerle görüntülenmesi gerekmektedir.” Tedavi “Ailesel geçişi oldukça yüksek olan bu hastalık, erken tanı sonrası çok başarılı şekilde tedavi edilmektedir” diyen Prof. Dr. Kısacık sözlerini şöyle tamamladı: “İlaç tedavisinin yanı sıra egzersiz, kilo kontrolü gibi genel yaşam önerileri de büyük önem taşımaktadır. Ankilozan spondilit hastalarının doğru bilgi edinebilmeleri için bu konuyla yakından ilgilenen Romatoloji Uzmanları, ilgili hasta dernekleri ve Romatoloji Derneklerine ulaşmaları en sağlıklı yol olacaktır.”
İstanbul Türkiye’de çocukların yüzde 30’u toksik ebeveyn ile karşı karşıya Son zamanlarda sıklıkla duyulan toksik ebeveynlik kavramı hakkında bilgilendiren İstanbul Arel Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Psikoloji Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Ayşe Su Kocayörük, Türkiye’de yüzde 20-30 oranda çocuğun toksik ebeveyne maruz kaldığını söyledi. Bunun sonucunda depresyonun en fazla görülen hastalık olduğuna işaret eden Kocayörük, “Depresyon hastalarının yüzde 50’sinde travmatik çocukluk yaşantıları söz konusudur. Ülkemiz için de aynı şey geçerli. Genelde depresyon görüntüsü altında olan kişilerin de toksik ebeveynlere maruz kaldıklarını biliyoruz” dedi. Son dönemlerde oldukça yaygınlaşan ‘toksik’ kavramı birçok alanda karşımıza çıkıyor. Bunlardan biri de ‘toksik ebeveynlik’ kavramıdır. Bu kavram; ebeveynlerin çocukları için en iyisini istese de bazen onları fazlaca sıkmaları ya da özgür bir birey olmalarını kısıtlamaları anlamına geliyor. Anne babaların da aslında toksik ailelerden geldiğini belirten Dr. Öğr. Üyesi Ayşe Su Kocayörük, “Bu yüzden ilişki ve bağlanma şekilleri aslında çocuklarını da etkiliyor. Hatta çocuklarının da ilerde kuracakları ilişki yine toksik şekilde devam edebiliyor. Nesilden nesle aktarılıyor. Burada suçlu aramak yerine çözüme odaklanmalı” açıklaması yaptı. “Küçümseyici, aşağılayıcı tavır takınmaları, negatif geri bildirimler vermeleri toksik ebeveynliktir” Toksik ebeveyn davranışlarını sıralayan Dr. Öğr. Üyesi Kocayörük, “Küçümseyici, aşağılayıcı tavır takınmaları, negatif geri bildirimler vermeleri, sürekli çocuğu didiklemeleri, sınırları aşmaları, çocuğun birey olduğunu kabul etmekten ziyade kendilerinin bir uzantısı olduğunu görmeleri toksik ebeveynliktir. Örneğin bu ebeveynler; çocuğu sınavda 99 notu aldığında ‘neden 100 almadın’ diye eleştirirler, çünkü hiçbir şeyle yetinmezler. Sürekli çocuk üstünde baskı, otoriter kurarlar. Bunun en büyük nedenleri arasında ise ailelerin çocuklarına empati yapamaması, çocuğun ihtiyaçlarını göremeyip anlayamaması yer almaktadır. Tabii bunu bile isteye yapmıyorlar. Çünkü onların da kendi ihtiyaçları zamanında görülmeyerek onlara da bu şekilde davranıldı” dedi. “Değerlilik ihtiyacı karşılanmayan çocukların kendini geliştirmesi zordur” Tedavisinde ise terapistlere büyük iş düştüğünü belirten Dr. Öğr. Üyesi Kocayörük şunları söyledi: “İnsanlar kendilerinin farkında da olmalıdır. Ama genellikle bu durumun farkında olmazlar. Sevilmeyip sayılmayan, biricilik ve değerlilik ihtiyacı karşılanmamış çocukların kendilerini geliştirmesi oldukça zordur. Bu yüzden kendilerinden beklentileri de düşüktür. Dünyaya genellikle olumsuz bakarlar. En önemlisi de öğrendikleri bağlanma biçimini, hayatlarında benzer bağlamda gösterecekler. Örneğin; sevgili, eş, arkadaşlık ilişkilerinde bu tarz bağlanma ilişkisi olacak. Mesela aşağılayıcı bir bağlanma stili gördüyse etrafındakileri aşağılayacak. Toksik ebeveynler genellikle klinik tanı almamış olsa da çoğunlukla ruhsal bozukluğu ya da kişilik bozukluğu olan kişilerdir. Narsist bir ebeveynle birlikteyseniz narsist olma ihtimaliniz çok yüksek. Kaygılı bir ebeveynle büyüyorsanız kaygılı olma ihtimaliniz çok yüksek.” “Ailelerini olduğu gibi kabul edip sınır çizerek hayatlarına devam etsinler” Ailelere ve özellikle de çocuklarına önerilerde bulunan Dr. Öğr. Üyesi Kocayörük son olarak şunları söyledi: “Aileler açık iletişimde olmalı. Çocuğunu dinlemeyi öğrenen her aile, bu anlamda yol katedecektir. Çünkü çocukların ihtiyaçlarını öğrenebildiklerinde, hissedebildiklerinde zaten tutumlarını değiştirecekler. Anne babalar kendilerine şunu sorsunlar; ‘ben çocuğumdan ne istiyorum, o benim bir uzantım mı, ona gücümü mü göstereyim, o benim her dediğimi yapsın mı?’ Yoksa sadece o benim çocuğum ve o ayrı birey. ‘O da kendi başına bir birey olarak kendi hayatını ve kendi yolunu bulacak’ şeklinde mi düşünüyorlar? Bu tür ailelere maruz kalan çocukların tutunacak dala ihtiyacı vardır. Öğretmen ya da başka akrabadan özdeşim kuracağı birilerini bulabilirler. Bu onlara iyi gelecektir. Aileler çoğunlukla toksik olduğunu kabul etmez. Çocuklar toksik bir aileye sahipse onları olduğu gibi kabul edip kendi sınırlarını çizebilir. Ebeveyniyle kuracağı empatik ilişkide çocuk, öfkelenmeyi ve kızmayı bırakabilir. Öfke ve kızmayı bıraktığında da onları olduğu gibi kabul edebilir. Olduğu gibi kabul ettikten sonra da kendi yolunu çizebilir. Diğer türlü anne babasına tepkili hayat yaşamak onları; madde bağımlılığına, kötü arkadaşlar edinmeye, kendine zarar verici davranışlarda bulunmaya kadar götürür. Çünkü kızgınlık ve öfke buna iter. Ailelerini anlayabilirlerse ailesinin onu anlamasını beklemeden hayatlarına devam edebilirler.”
Samsun Ormanda çöp toplama etkinliği Samsun’un Vezirköprü ilçesinde “Orman Benim” sloganı ile ormanda çöp toplama etkinliği yapıldı. Tarım ve Orman Bakanlığı, Orman Genel Müdürlüğü tarafından “Orman Benim” sloganı ile 81 ilde ve bütün ilçelerde, orman yangınlarına karşı farkındalık oluşturmak için bir program düzenlendi. Vezirköprü’deki farkındalık etkinliği ise Çaputlu mevkisinde gerçekleştirildi. Amaçlarının orman yangınları çıkmadan önlem almak olduğunu belirten Vezirköprü Orman İşletme Müdürü Mecit Koçak, “Orman Benim” yangınlara karşı farkındalık programı ile ilgili yapığı açıklamada, amaçlarının yangın çıkmadan önlem almak olduğunu belirterek, “Benim Ormanım’ etkinliği kapsamında Türkiye’nin bütün illerinde ve tüm ilçelerinde bu etkinlik düzenlendi. Bizler de Kaymakamlık, İlçe Emniyet Müdürlüğü, Milli Eğitim Müdürlüğü, İlçe Jandarma Komutanlığı ve bazı sivil toplum kuruluşlarının katılımı ile Çaputlu mevkisinde etkinliğimizi gerçekleştirdik. Amacımız, çevremizin daha temiz olması, özellikle küresel ısınmadan kaynaklı son yıllardaki orman yangınlarına karşı dikkat çekmek ve yangın çıkmadan tedbir almak. Çıkan yangınlarının yüzde 90’ı insan kaynaklı, yanan alanların da yüzde 99’u insan kaynaklıdır. Yangını çıkmadan önlemek için bu proje başlatıldı" dedi. Programa İlçe Kaymakamı Özgür Kaya, Cumhuriyet Başsavcısı Emre Kaya, Vezirköprü Meslek Yüksekokul Müdürü Prof. Dr. Necati Tomal, İlçe Jandarma Komutanı J. Binbaşı Ümit Çetinkaya, İlçe Emniyet Müdürü Ahmet Çelik, kurum müdürleri, siyasi parti temsilcileri, sivil toplum kuruluşları, öğrenciler ve vatandaşlar katıldı.