GENEL - 22 Kasım 2017 Çarşamba 10:59

VASKİ’den vatandaşa müjdeli haber

A
A
A
VASKİ’den vatandaşa müjdeli haber

Van Büyükşehir Belediyesi Su ve Kanalizasyon İdaresi (VASKİ) Kasım Ayı Olağan Genel Kurul toplantısında içme suyuna meskenler ve kurumlar için zam yapılmazken, devlet okullarının su tarifelerinde ise indirime gidildi.

Van Büyükşehir Belediyesi Su ve Kanalizasyon İdaresi (VASKİ) Kasım Ayı Olağan Genel Kurul toplantısında içme suyuna meskenler ve kurumlar için zam yapılmazken, devlet okullarının su tarifelerinde ise indirime gidildi.


VASKİ Kasım Ayı Olağan Genel Kurul toplantısı, Van Valisi ve Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili Murat Zorluoğlu başkanlığında yapıldı. Toplantıya Genel Sekreter Mustafa Yalçın, VASKİ Genel Müdürü Ali Tekataş ve ilgili daire başkanları katıldı. Toplantıda 13 gündem maddesi ele alınarak oylamaya sunuldu. Toplantıda konuşan Vali Murat Zorluoğlu, zor bir dönemde göreve geldiklerini belirterek, maddi ve personel eksikliklerine rağmen iyi işlere imza attıklarını söyledi. Vali Zorluoğlu, “Van’da ciddi bir yol sorunu vardı. Vatandaşlarımızın talepleri ve istekleri doğrultusunda Van ve ilçelerinde bin kilometrenin üzerinde yol yaparak bir rekora imza attık. VASKİ olarak göreve geldiğimiz günden bu yana kayıp kaçak alanında ciddi çalışmalarımız oldu. Yüzde 80 civarındaki kayıp kaçak oranını yüzde 63’lere düşürdük. Hedefimiz önümüzdeki yılın ilk yarısında yüzde 50’lere düşürmektir” dedi.


Yeni arıtma tesisinin ihale işlemlerine bu ay içerisinde başlanacağını belirten Vali Zorluoğlu, çalışma sezonunun başlamasıyla birlikte de tesisin temelini atacaklarını ifade eti. Vali Zorluoğlu, “Van Gölü, Van kenti için çok değerlidir. Ben de göreve geldiğim günden bu yana mevcut arıtma tesisinin yenilenmesi için kapsamlı bir çalışma başlattım. Çok şükür çalışmalarımız ilk meyvelerini vermeye başladı. Arıtma tesisi projemizi hazır hale getirdik. İnşallah çalışma sezonu ile birlikte tesisin temelini atacağız. Tesis bittiği zaman bir milyon kişiye, 50-60 yıl hizmet verecek” diye konuştu.



VASKİ’den eğitime büyük katkı


VASKİ gündem maddeleri oylamaya sunulurken, eğitim öğretim kurumlarına da büyük katkı sağlandı. Oylamaya sunulan maddeler ile birlikte 2018 yılı gelir gider bütçesinde içme suyu ücret tarifesinde merkez ilçe okullarında yüzde 33 oranında indirime gidilirken, 6360 sayılı Kanun ile köyden mahalleye dönüştürülen mahallelerdeki eğitim kurumlarında ise yüzde 83 oranında indirim yapıldı.


Yine ayrı bir gündem maddesi olan kent genelindeki mesken abonelerine sağlanan içme suyu tarifesinde ise artışa gidilmedi.



TOKİ abonelerine indirim


2011’de yaşanan depremin ardından yapılan TOKİ konutlarının biriken içme suyu tarifelerinde indirim yapıldı. Mevcut dönemde konutlara tankerlerle su taşınmış, ayrıca sayaçlarda yüksek miktarda endeks birikmesi olmuştu. Bu konu göz önünde bulundurularak TOKİ abonelerinin mağduriyetinin giderilmesi amaçlı 31 Aralık 2017 tarihine kadar olan biriken borçlarda yüzde 50 indirime gidildi. Biriken borcun ödenmesine de kolaylık getirilerek taksitle ödeme imkanı sağlandı.



VASKİ tarihinde bir ilk


VASKİ, kurulduğundan bu yana giderleri sürekli gelirlerinden fazla olmuş, bu da kurumun sürekli borçlanmasına neden olmuştu. Yapılan özverili çalışmalarının ardından VASKİ, 2017 itibari ile bu durumu tersine çevirerek gelirini giderinin üstüne çıkardı. Görüşülen gündem maddelerinin ardından Vali Zorluoğlu, VASKİ çalışanlarını başarılarından dolayı tebrik etti.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bitlis Prof. Dr. Palabıyık akademisyenlere seslendi: “Gazze için konforunuzu bozun ve cübbenizi giyin” Bitlis Eren Üniversitesi’nde (BEÜ) görevli Akademisyen Prof. Dr. Adem Palabıyık, ABD ve Avrupa’daki üniversitelerde akademisyenlerin desteği ile devam eden İsrail protestolarına karşı Türkiye’deki akademisyenlerin seslerinin kısık kaldığını belirterek, “Gazze için konforunuzu bozun ve cübbenizi giyin” dedi. ABD ve Avrupa’daki üniversitelerde süren Gazze eylemlerine ilişkin açıklama yapan Prof. Dr. Palabıyık, “Ülkemizdeki akademisyenlerden hala güçlü bir ses duyamadık. Tüm dünya akademisyenleri ayaktayken ülkemizdeki akademisyenlerin ayağa kalkmaması beni üzüyor. Sessiz kalmak ahlaki ve insani vefasızlıktır akademik utançtır” dedi. “PKK’ya terör demeyenler İsrail’e sustu” “7 Ekim’den itibaren başlayan kıyıma karşı sesimizi hep yüksek tuttuk ve bunu ekranda da dile getirdik” diyen Palabıyık, “Cübbemi ve kefiyemi giyerek erkândan çağrı da yaptım. Elbette akademisyenlerin bütünü için ifadelerim geçerli değil, lakin Boğaziçi’nde dikilen akademisyenlerin, sadece dikilişi kadar bir gündem oluşturmak neden mümkün olamıyor anlamış değilim. Barış Beyannamesi denilen ve devletimizi neredeyse katliam yapmakla suçlayan akademisyenler, İsrail’e karşı neden sessiz? Bu nasıl ikiyüzlülüktür? Binlerce bebeği kundakta katleden PKK terör örgütü için sözde Barış Beyannamesi imzalayanlar, İsrail karşısında neden sus pus oldu?” “Akademisyenler artık konforlarını bozsunlar” Akademisyenlerin en büyük korkusunun konfor alanlarının bozulması olduğunu belirten Palabıyık, sözlerine şöyle devam etti: “Çünkü akademisyenler, sahip olduğu şartların aleyhlerine dönme ihtimalinden çok korkarlar. Bu sadece maddi güç değil, aynı zamanda Bourdieu’nün bahsettiği ’fildişi kulelerini’ de kaybetme korkusudur. Çünkü akademisyen ancak üniversitedeki ofisi ile ontolojisini koruyabilir, dışarıda asosyal olduğu için bir hiçtir. Kulesinden bakan akademisyen, olayları da ancak yukarıdan gördüğü gibi yorumlar, sahanın bir parçası olamaz. Daha doğrusu toplumu bir parya modeli olarak görür. Odası, yani kulesi, onu yalıtan en büyük etkendir. Artık bu konfor Gazze için bozulmalıdır.” “28 Şubat’tan hala korkuyorlar” Palabıyık, “Akademisyenler hala 28 Şubat’ın hayaletinden korkuyorlar ve bu hayaletin hala ortalıkta dolaştığını iddia ediyorlar. Bir yandan fişlenme, öte yandan değişebilecek iktidar gibi olgular onlara inanılmaz bir korku aşılıyor. Akademik cübbe üzerine Filistin kefiyesi giymek ve bu halde çekilebilecek bir fotoğraf karesinin gelecekte önlerine çıkma ihtimali hala onlar için çok güçlü bir hayali varsayımdır. Bu kâbus üzerinden inşa ettikleri gündelik hayata dair korku, onların sonraki yıllarda yaşayabileceği olumsuzlukların önüne geçmek için kullanılan bir araçsal cihazlara dönüşmüş durumdadır. Maalesef, bu korku kendini muhafazakâr ve Müslüman olarak tanımlayan akademisyenlerde daha fazla görülüyor. Buna ahlaki ihanet veya muhafazakâr vefasızlık demek yanlış olmayacaktır” diye konuştu. “Feminist akademisyenler çürük kokuyor“ Gazze için hiçbir öğrenciye söz hakkının tanınmadığını ifade eden Palabıyık, “Lümpen burjuva denilecek bu kesimin özellikle Gezi ve feminist söylemlerle hareket ettiğini de unutmadık. Feminizmi LGBT’ye sürükleyen aklı evvellerin kendi derslerini Gezi Parkı’nda devam ettirmek için öğrencilerini üniversiteden çıkardıkları ve Gezi eylemlerine katılmalarını tavsiye ettikleri de gün gibi biliniyor. Lakin konu Gazze olunca tek bir öğrenciye söz hakkı tanınmıyor. Çünkü Gazze, Müslümanların yüzakı olduğu için, onların direnişinin ahlaki yönü engellenmek isteniyor. Bu nasıl bir akademik buhrandır? Bunlar insanlıklarını kaybetmiş” dedi.