GENEL - 21 Mart 2019 Perşembe 09:42

Hizan’da yeni bir bitki türü keşfedildi

A
A
A
Hizan’da yeni bir bitki türü keşfedildi

Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (Van YYÜ) Araştırma Görevlisi Mehmet Fırat, Bitlis’in Hizan ilçesinde yeni bir bitki türü keşfetti.

Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (Van YYÜ) Araştırma Görevlisi Mehmet Fırat, Bitlis’in Hizan ilçesinde yeni bir bitki türü keşfetti.


Van YYÜ Eğitim Fakültesi Biyoloji Anabilim Dalı Araştırma Görevlisi Mehmet Fırat’ın Hizan ilçesinde keşfettiği bitki, Mustafa Kemal Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Yelda Güzel ile birlikte yazdıkları makaleyle bilim dünyasına yeni bir Rhabdosciadium türü kazandırıldı.


Çok sayıda yeni bitki türü keşfiyle son yıllarda ismini duyuran ünlü botanikçi Mehmet Fırat; Bitlis’in Hizan ilçesinde yer alan İhtiyarşahap (Kavuşşahap) Dağlarında 2015-2018 yılları arasında floristik arazi çalışmaları esnasında, Rhabdosciadium cinsinden ilginç bir bitki türüne rastladı. Yeni türe ait örnekleri toplayan ve daha sonra üzerinde detaylı incelemeler yapan Fırat, 2018 yılında MKÜ Öğretim Üyesi Doç. Dr. Yelda Güzel ile birlikte yeni türün yayını hazırladı. İki bilim insanının hazırladığı yayın, Yeni Zelanda’da da yayın yapan ’Phytotaxa’ adlı dünyanın önde gelen taksonomi dergisinde yayımlandı. Böylece ünlü botanikçi Fırat’ın keşfettiği yeni bitki türü dünya literatüründeki yerini aldı.



“Yeryüzünde yeni tür olarak kayıtlara geçti”


İHA muhabirine konuşan Araştırma Görevlisi Mehmet Fırat, Bitlis’in Hizan ilçesinde yaptığı detaylı araştırmalarda İhtiyarşahap Dağları’nda gezerken, Rhabdosciadium türüne rastladığını belirtti. Bulduğu yeni tür üzerinde detaylı incelemeler yaptığını ifade eden Fırat, “Yaptığım incelemeler sonucunda bunun yeni bir tür olduğuna karar verdim. Daha sonra Mustafa Kemal Üniversitesinden meslektaşım Doç. Dr. Yelda Güzel ile birlikte yeni türün yayını hazırlayarak bilim dünyasına tanıttık. Bitki yeryüzünde yeni tür olarak kayıtlara geçti” dedi.



“Rhabdosciadium, Maydanozgiller ailesinden bir cinstir”


Rhabdosciadium cinsinin Maydanozgiller ailesinden bir cins bitki olduğuna dikkat çeken Fırat, “Bu cinsin 3’ü Türkiye’de, 3’ü İran’da olmak üzere dünyada 6 cinsi vardı. Cinsin 3 üyesi İran’da Hürmüz Boğazı’nın dağlık kesiminden başlayarak Zagros Dağları boyunca Türkiye sınırlarına kadar yayılış gösterirken, Türkiye de ise mevcut 3 tür Toros Dağlarının Zagroslara doğru uzanan hattı boyunca Malatya, Diyarbakır, Bingöl, Erzincan, Elâzığ Osmaniye ve Hatay da yayılış göstermektedir. 2013-2014 yıllarında yaptığımız çalışmalarda Hakkari’nin Cilo-Sat Dağlarında bir tanesini keşfetmiştim. Ancak ‘Rhabdosciadium anatolyi’ adıyla Rus bilim insanları bunu yayınladı. Benim keşfim geç kaldı. Tabi daha sonra 2015-2018 yıllarında İhtiyarşahap Dağlarında ‘Rhabdosciadium hizanense’ türünü keşfettim” diye konuştu.



“Dünyada tür sayısı 8’e çıktı”


Keşfedilen yeni türle birlikte dünyada sayılarının 8’e çıktığını ve bunlardan 5 türün Türkiye’de olduğunu dile getiren Fırat, sözlerini şöyle sürdürdü:


“Çok nadir de olsa taze sebze olarak tüketildiği görülmüştür. Ama bunun Hakkari’de keşfedilen en yakın akrabası peynirde, taze salata olarak ve yoğurtta çok tüketilmektedir. İlk 2015 yılın Ağustos ayında keşfetmiştim. Yeni Zelanda’da da yayın yapan ’Phytotaxa’ adlı dergide geçtiğimiz hafta yayınlandı. Keşfedilen yeni bitki türüyle birlikte dünyada tür sayısı 8’e çıktı. Bitlis’in Hizan ilçesinde ve Hakkari’de keşfedilen son iki yeni tür, diğer akrabalarından çok farklıdır.”


1999 yılından beri Bitlis yöresinde çalışmalar yaptığını ve bu çalışmalarını 2011 yılında artırdığını dile getiren Fırat, özelde Hizan ilçesi olmak üzere projelerinin olduğunu söyledi. Fırat; tıbbı ve aromatik bitkilerle alakalı çalışmalarını hem yayın olarak hem de kitap olarak yakında yayımlamayı hedeflediğini kaydetti.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Zonguldak Enkazdan sağ çıkan Hediye hayırseverlerin desteğiyle dünyaevine girdi Hatay’da yaşanan depremde enkazdan beş gün sonra sağ kurtulan 21 yaşındaki Hediye Demirkol, nişanlısı ile ertelediği düğününü hayırseverlerin de desteğiyle Zonguldak’ın Karadeniz Ereğli ilçesinde gerçekleştirdi. Hatay’da yaşayan 21 yaşındaki Hediye Demirkol, nişanlısı Muhammet Yıldız ile birlikte düğün hazırlıkları yaparken 6 Şubat 2023’te yaşanan depremlerde annesi ve kardeşi ile enkaz altında kaldı. Deprem sonrası enkazın arasında nişanlısını arayan Muhammet Yıldız, günlerce umudunu kaybetmeden molozların arasında Hediye Demirkol’dan bir iz aradı. Ekiplerin çalışmaları sonucu beş gün sonra enkazdan sağ kurtulan Hediye Demirkol’un kolu ampute edildi. Enkazda annesini kaybeden ve kardeşinin de iki ayağı ampute edilen Hediye Demirkol, sevk edildiği Adana’da tedavisinin tamamlanmasının ardından kardeşiyle birlikte Zonguldak’ın Karadeniz Ereğli ilçesine taşındı. Türk Kızılay Şubesi ve hayırseverlerin de desteğiyle bir eve yerleştirilen Hediye Demirkol, Şube Başkanı Kürşat Yağız’a deprem nedeniyle ertelenen düğün planından bahsetti. Çiftin hayalini gerçekleştirmek isteyen Kızılay, düğün için hazırlık başlattı. Davul zurna eşliğinde gelin alma adetinin yerine getirilmesiyle birlikte çeyizler de eve taşındı. Yapılan duaların ardından konvoy halinde Gülüç Belediyesi Düğün Salonu’na gelen çift, burada dünyaevine girdi. “Evlilik sürecimiz depremden sonra çok farklı boyuta geldi” Hayırseverler ve sevenleri genç çifti düğünde yalnız bırakmadı. Dört senelik nişanlılık süreci sonrası düğün hazırlığı yaptıkları sırada depremin olduğunu anlatan Hediye Demirkol, “Birbirimizi görüp tanıştık. Uzun bir hikayemiz var. Zamanla konuşa konuşa ileriye dönük sürecimiz başladı. Söz takıp nişanlandık. Yaklaşık dört senedir birlikteyiz. Deprem bizim dönüm noktamız oldu. Önceleri evlilik sürecini düşünüyorduk ama depremden sonra çok farklı boyuta geldi. Birbirimizden kopamadığımızı o zaman anladık. Düğünü erteledik. Deprem olmasaydı geçen yaz düğün olacaktı. Tedavi süreçleri oldu" dedi. Karadeniz Ereğli’ye geldiklerinde nikah yaparak dünyaevine girmeyi planladıklarını ve Kızılay’ın desteğiyle düğün yaptıklarını anlatan Demirkol, “Bu şekilde bize güzel bir düğün organize ettiler. Hatay’dan Karadeniz Ereğli’ye geldik. Orada hiçbir şeyimiz kalmadı. Buradaki güzel insanlarla tanışma sürecimiz oldu. Birçok insanla tanıştık. Sağ olsunlar hiçbir zaman desteklerini ayırmadılar” diye konuştu. “Küs öleceğimizi bilmek beni kahretti” Depremin kendileri için dönüm noktası olduğunu söyleyen Muhammet Yıldız ise, “İnsan sevdiğinden asla kopamaz. Depremin olduğu gün kendisiyle küstük. Öleceğine değil de küs öleceğimize çok üzüldüm. Sürekli bunu düşünüyordum, kahroldum. Neden kavga ettiğimizi düşündüm. Demek ki iki günlük dünyaymış, kavga etmeye hiç gerek yokmuş” dedi. İlk depremin yaşanmasında bir saat sonra nişanlısının evinin enkazının başına geldiğini anlatan Yıldız, “Enkazdan araçlar geçemiyordu. Yakınlarında bir tane park vardı. İnsanlar ateş yakmış duruyordu. Bir umut oradadır diye kendisini, annesini ve küçük kardeşini aradım. Kimseyi bulamadım. Enkaz başında gördüğüm tablo her şeyi anlamama yetti. Oradan birisinin çıkması imkansız gibi bir şeydi. Arkadaşlarım da bunu söylüyordu. İlk başta Hediye’nin ölmediğini söylüyordum. Boşuna ümitlenmememi ve durumu kabullenmemi söylediler. Sonuna kadar Hediye’nin yaşadığını düşünüyor ve inanıyordum. Sonra Hediye’nin sesini duyduk ve yaşadığını öğrendik” ifadelerini kullandı.