ÇEVRE - 04 Ağustos 2020 Salı 10:05

Van’ın özel meyvelerinin gen kaynağı korunuyor

A
A
A
Van’ın özel meyvelerinin gen kaynağı korunuyor

Van’da üretimi yapılmadığı için kaybolma tehlikesiyle karşı karşıya kalan meyvelerin çoğaltılması ve korunması amacıyla yapılan çalışmalar 3’üncü yılında hız kazandı.

Van’da üretimi yapılmadığı için kaybolma tehlikesiyle karşı karşıya kalan meyvelerin çoğaltılması ve korunması amacıyla yapılan çalışmalar 3’üncü yılında hız kazandı.


Van’da varlıkları asırlar öncesine uzanan, vatandaşların severek tükettikleri ve kaybolmaya yüz tutmuş yerli meyve çeşitlerinin yeniden yaygınlaştırılması için proje başlatıldı. İl Tarım ve Orman Müdürlüğü öncülüğünde Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (Van YYÜ) ile Doğu Anadolu Kalkınma Ajansının (DAKA) işbirliğiyle başlatılan “Kaybolmaya Yüz Tutmuş Yerel Meyve Çeşitlerinin Çoğaltılması” projesi kapsamında 12 yerel meyve konusunda çalışma başlatıldı. Çalışma kapsamında 12 meyvenin gen kaynakları koruma altına alındı. Van YYÜ yerleşkesinde kurulan serada mellaki armudu, kadife kayısı, alça erik, cebegirmez, ekşi elma, bey elması, aslik ve pamuk elma gibi 12’ye yakın türe göz aşısı yapıldı. Geçtiğimiz yıl göz aşısı yapılan 3 bin 500 fidan ise vatandaşa ücretsiz olarak dağıtıldı.



“Yerel meyveler gelecek nesillere aktarılacak”


İHA muhabirine konuşan Tarım ve Orman İl Müdürü İbrahim Görentaş, kentin yerel meyve çeşitlerinin korunarak gelecek nesillere aktarılacağını belirtti. Geçtiğimiz yıl aşısı yapılan 3 bin 500 fidanın dağıtımı yapıldığını ifade eden İl Müdürü Görentaş, “Yaklaşık 3 yıl önce üniversitemiz ve DAKA ile birlikte bir proje başlattık. Proje kapsamında üniversite yerleşkesinde kurduğumuz serada çöğürlere yapılan göz aşısının süreci bu yıl da tamamlandı. Geçen yıl aşısını yaptığımız 3 bin 500 fidanı vatandaşımıza dağıttık. Bu sene de aşı sonrası 3 bin 500 fidanı gelecek yılın ilkbaharında vatandaşımıza ücretsiz bir şekilde dağıtmayı planlamaktayız. Vatandaşımız bu fidanları bizden talep ediyor. İnşallah bu yerel çeşitlerimizi koruyarak gelecek nesillere aktaracağız” dedi.



“Kaybolmalarını engelleyeceğiz”


Yerel meyvelerin kaybolmasını engelleyeceklerinin altını çizen Görentaş, “Yapılaşmanın olması, ekonomik değeri olan diğer çeşitlerden dolayı yerel çeşitlerimiz kaybolmaya yüz tutmuştu. Kurduğumuz ekiplerin tespit edilen bahçelerden aldıkları aşı kalemlerini çöğürlere aşılayarak ve çoğaltarak kaybolmalarını engelleyeceğiz. Yoğun bir çalışma yapıyoruz. Bu vesileyle üniversitemize, DAKA ve personelimize çok teşekkür ederim” diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Zonguldak Enkazdan sağ çıkan Hediye hayırseverlerin desteğiyle dünyaevine girdi Hatay’da yaşanan depremde enkazdan beş gün sonra sağ kurtulan 21 yaşındaki Hediye Demirkol, nişanlısı ile ertelediği düğününü hayırseverlerin de desteğiyle Zonguldak’ın Karadeniz Ereğli ilçesinde gerçekleştirdi. Hatay’da yaşayan 21 yaşındaki Hediye Demirkol, nişanlısı Muhammet Yıldız ile birlikte düğün hazırlıkları yaparken 6 Şubat 2023’te yaşanan depremlerde annesi ve kardeşi ile enkaz altında kaldı. Deprem sonrası enkazın arasında nişanlısını arayan Muhammet Yıldız, günlerce umudunu kaybetmeden molozların arasında Hediye Demirkol’dan bir iz aradı. Ekiplerin çalışmaları sonucu beş gün sonra enkazdan sağ kurtulan Hediye Demirkol’un kolu ampute edildi. Enkazda annesini kaybeden ve kardeşinin de iki ayağı ampute edilen Hediye Demirkol, sevk edildiği Adana’da tedavisinin tamamlanmasının ardından kardeşiyle birlikte Zonguldak’ın Karadeniz Ereğli ilçesine taşındı. Türk Kızılay Şubesi ve hayırseverlerin de desteğiyle bir eve yerleştirilen Hediye Demirkol, Şube Başkanı Kürşat Yağız’a deprem nedeniyle ertelenen düğün planından bahsetti. Çiftin hayalini gerçekleştirmek isteyen Kızılay, düğün için hazırlık başlattı. Davul zurna eşliğinde gelin alma adetinin yerine getirilmesiyle birlikte çeyizler de eve taşındı. Yapılan duaların ardından konvoy halinde Gülüç Belediyesi Düğün Salonu’na gelen çift, burada dünyaevine girdi. “Evlilik sürecimiz depremden sonra çok farklı boyuta geldi” Hayırseverler ve sevenleri genç çifti düğünde yalnız bırakmadı. Dört senelik nişanlılık süreci sonrası düğün hazırlığı yaptıkları sırada depremin olduğunu anlatan Hediye Demirkol, “Birbirimizi görüp tanıştık. Uzun bir hikayemiz var. Zamanla konuşa konuşa ileriye dönük sürecimiz başladı. Söz takıp nişanlandık. Yaklaşık dört senedir birlikteyiz. Deprem bizim dönüm noktamız oldu. Önceleri evlilik sürecini düşünüyorduk ama depremden sonra çok farklı boyuta geldi. Birbirimizden kopamadığımızı o zaman anladık. Düğünü erteledik. Deprem olmasaydı geçen yaz düğün olacaktı. Tedavi süreçleri oldu" dedi. Karadeniz Ereğli’ye geldiklerinde nikah yaparak dünyaevine girmeyi planladıklarını ve Kızılay’ın desteğiyle düğün yaptıklarını anlatan Demirkol, “Bu şekilde bize güzel bir düğün organize ettiler. Hatay’dan Karadeniz Ereğli’ye geldik. Orada hiçbir şeyimiz kalmadı. Buradaki güzel insanlarla tanışma sürecimiz oldu. Birçok insanla tanıştık. Sağ olsunlar hiçbir zaman desteklerini ayırmadılar” diye konuştu. “Küs öleceğimizi bilmek beni kahretti” Depremin kendileri için dönüm noktası olduğunu söyleyen Muhammet Yıldız ise, “İnsan sevdiğinden asla kopamaz. Depremin olduğu gün kendisiyle küstük. Öleceğine değil de küs öleceğimize çok üzüldüm. Sürekli bunu düşünüyordum, kahroldum. Neden kavga ettiğimizi düşündüm. Demek ki iki günlük dünyaymış, kavga etmeye hiç gerek yokmuş” dedi. İlk depremin yaşanmasında bir saat sonra nişanlısının evinin enkazının başına geldiğini anlatan Yıldız, “Enkazdan araçlar geçemiyordu. Yakınlarında bir tane park vardı. İnsanlar ateş yakmış duruyordu. Bir umut oradadır diye kendisini, annesini ve küçük kardeşini aradım. Kimseyi bulamadım. Enkaz başında gördüğüm tablo her şeyi anlamama yetti. Oradan birisinin çıkması imkansız gibi bir şeydi. Arkadaşlarım da bunu söylüyordu. İlk başta Hediye’nin ölmediğini söylüyordum. Boşuna ümitlenmememi ve durumu kabullenmemi söylediler. Sonuna kadar Hediye’nin yaşadığını düşünüyor ve inanıyordum. Sonra Hediye’nin sesini duyduk ve yaşadığını öğrendik” ifadelerini kullandı.