ÇEVRE - 12 Ekim 2021 Salı 13:52

7.2’lik Van depreminin aktivitesi devam ediyor

A
A
A
7.2’lik Van depreminin aktivitesi devam ediyor

Van’ın Çarpanak Yarımadası ile Mollakasım bölgesinde 2011 yılında meydana gelen 7.

Van’ın Çarpanak Yarımadası ile Mollakasım bölgesinde 2011 yılında meydana gelen 7.2 büyüklüğündeki depremin aktivitesi devam ediyor.


Van’da 23 Ekim 2011 yılında 25 saniye süren ve 644 kişinin yaşamanı yitirdiği 7.2’lik büyüklüğünde bir deprem meydana delmişti. Depremin meydana geldiği yıldan günümüze ise irili ufaklı çok sayıda deprem aktivitesi yaşandı. Özellikle geçtiğimiz Pazar gününde Çarpanak Yarımadası açıklarında 20 civarında küçük çaplı deprem meydana geldi. Meydana gelen depremlerle ilgili değerlendirmelerde bulunan Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (Van YYÜ) Jeofizik Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mustafa Toker, 2011 yılında meydana gelen depremin küçük çaplı aktivitelerinin devam ettiğini bildirdi.



“Bunlar küçük ölçekli deprem fırtınası”


Çarpanak Yarımadası ile Mollakasım bölgesindeki son depremlerin küçük ölçekli deprem fırtınası olduğunu ifade eden Doç. Dr. Toker, “Van Gölü’nün doğu kesiminde Çarpanak yarımadasının 5 kilometre açıklarında, Mollakasım bölgesini de içine alan daire içerisinde 20 civarında küçük deprem oldu. Bizler buna küçük ölçekli deprem fırtınası da diyebiliriz. Depremlerin büyüklükleri, 2.7 ile 3.8 arasında değişiyor. Yer kabuğunun doğal gürültüsünün limiti 2.6’dır. Bu limitteki depremler bölgenin normal sismik gürültüsü olduğu için onları dikkate almıyoruz. 2.6’nın üzerine çıkan depremlerin hepsi vatandaş tarafından hissediliyor” dedi.



“Küçük depremlerin çok büyük depremlerin habercisi olduğunu bilemeyiz”


Meydana gelen küçük çaplı depremlerin hissedilme sebepleri hakkında bilgi veren Toker, “Küçük depremlerin hissedilmesinin temel nedeni ise Van Gölü’nün yakın çevresindeki yerleşim alanlarının eski göl tabanı üzerine kurulmasıdır. Bu kadar sığ depremlerin oluşturduğu deprem dalgası yumuşak zemine geldiği zaman zemin büyümesine yol açar. Dolayısıyla yüksek ivmeler görürüz. Bu yüzden bu depremleri hissederiz. Şiddetli sallanmamızın nedeni ise gelen deprem dalgalarının sığ olması ve yumuşak eski göl tabanı malzemesine girmesi ve orada daha uzun süre kalmalarıdır. Şu an için küçük depremlerin çok büyük depremlerin habercisi olduğunu bilemeyiz. Bu depremler bağımsız deprem aktiviteleridir. Mollakasım ve Çarpanak Yarımadası açıklarında küçük deprem aktivitesi sürekli olmaktadır. Bunun temel nedeni ise orada var olan fayın hareket etmek istemesidir. Bu fay da hareket etmek için de bir çıkıntıyı kırmaya çalışıyor. Kırmaya çalıştığı çıkıntının alanı kadar küçük deprem üretiyor. Biz de yumuşak zeminde oturduğumuz için bu depremleri çok fazla hissediyoruz” diye konuştu.



“Bölgede küçük deprem aktivitesi var”


Bölgede küçük deprem aktivitelerinin devam edeceğinin altını çizen Toker, sözlerini şöyle sürdürdü:


"Haritalamadığımız, görmediğimiz, henüz kırılmamış ya da kırılmış ama yer yüzeyine çıkmamış faylar var. Özellikle Erçek Gölü’nün kuzeyinde, Erciş civarında yer altında kırılmamış faylar tespit ettik. Bölgede küçük deprem aktivitesi var. Gelecekte de olmaya devam edecektir. Ancak bu yaşadığımız küçük deprem aktivitesi tamamıyla belli bir dairesel alan içerisinde olmuş depremlerden oluşmaktadır. Yerleşim yeri de eski göl tabanı olduğu için yumuşak malzeme bu deprem enerjisini kullanmakta ve bizleri sallamaktadır.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İzmir Altınordu sezonu hedeflediği yerde bitirdi TFF 2. Lig Beyaz Grup’ta uzun bir süre düşme korkusu yaşayan Altınordu, sezonu 12. sırada bitirerek kümede kalma hedefini gerçekleştirmeyi başardı. Geçtiğimiz sezon 1. Lig’den TFF 2. Lig’e düşen Altınordu, birçok oyuncusu ile yollarını ayırıp altyapı patentli oyuncularla yola devam kararı almıştı. 2. Lig Beyaz Grup’ta sezona istediği gibi başlayamayan ve ilk 8 hafta galibiyete hasret kalan kırmızılı-lacivertliler, bu süreçte düşme korkusu yaşadı. Altınordu, ligin orta bölümlerinde zaman zaman istediği sonuçlar alsa da, tehlikeli bölgeden uzaklaşmayıp adeta ateşle oynamıştı. Son haftalara doğru vites yükselten İzmir ekibi, yenilmezlik ve galibiyet serilerine imza atarak düşme hattından uzaklaşıp sezonu 12. sırada bitirmeyi başardı. Böylece Altınordu, kümede kalarak ligi hedeflediği yerde birdi. Altınordu’da Başkan Seyit Mehmet Özkan’ın hayali gerçek oldu TFF 2. Lig ekiplerinden Altınordu’da Başkan Seyit Mehmet Özkan’ın hayali gerçek oldu. Öz kaynak sisteminden yetiştirdiği futbolcularla dikkat çeken İzmir ekibi, mücadele ettiği liglerde kadrosunun ilk 11’inde ağırlıklı olarak kendi oyuncuları ile mücadele ediyordu. Başkan Seyit Mehmet Özkan’ın “Bir gün ilk 11’deki oyuncularımızın hepsinin öz kaynak sisteminden yetişen oyuncular olmalarını hayal ediyorum” açıklaması Ankaraspor ile oynanan maçta gerçekleşti. Bu sezon mücadele ettiği ligde genelde ilk 11’de 8-9 oyuncusuna öz kaynak sisteminden yetişen oyunculara şans tanıyan Altınordu, ligde kalmayı garantileyince Ankaraspor ile oynanan maçın ilk 11’ndeki oyuncuların tamamı öz kaynak sisteminden yetişen futbolculardan oluştu.
İstanbul Günlük hayatta depresyon belirtilerinizi maskeliyorsanız ‘yüksek işlevli depresyon’da olabilirsiniz Son günlerde sosyal medyada ‘yüksek işlevli depresyon’ adı verilen yeni bir kavram gündemde. Klinik Psikolog Sinem Özdener, depresyonda olmayan kişilerin bile kendisiyle özdeşleştirebildiği yüksek işlevli depresyonla ilgili, “Kişi, dışarıya karşı bir maske takar. En küçük olumsuzlukta kendisini yetersiz ve bunalmış hisseder. Sürekli yorgundur ancak içindeki bu depresif belirtilerin günlük yaşamını bozmasına izin vermez” dedi. Bilindiği üzere depresyon tanısı alan bir kişi, yaşadığı yoğun duygusal durumdan dolayı günlük hayatın sorumluluklarını yerine getirmemeye, davranışsal olarak kendini sabote etmeye meyillidir. Ancak son zamanlarda çok konuşulan ‘yüksek işlevli depresyon’da kişiler dışarıdan bakıldığında işlerine, okullarına normal şekilde devam ediyor ancak depresyon belirtilerini iç dünyasında yaşıyor. Yüksek işlevli depresyonun klinik bir bozukluk veya tanınmış bir tanı olmadığını belirten Medicana Ataşehir Hastanesi Psikoloji Bölümü’nden Klinik Psikolog Sinem Özdener, son dönemde gündeme gelen bu kavramla ilgili, “Yüksek işlevli depresyonun en belirgin özelliği, kişinin dışarıya karşı bir maske takması ve içinde hissettiği depresif belirtilerin işlevini bozmasına izin vermemesidir” dedi. Klinik Psikolog Özdener, yüksek işlevli depresyonun 7 belirtisini şöyle sıraladı: "Kişi, dışarıdan bakıldığında gündelik hayattaki sorumluluklarını yerine getirir ancak içinde boşluk ve uyuşukluk duygusu hakimdir. Kişi sürekli bir yorgunluk hisseder. Düşük enerjiyle mücadele zaman zaman kişiyi umutsuzluk hissine ve bu durumdan hiç kurtulamayacakmış gibi bir düşünceye sokmaya teşvik edebilir. Saatlerce bilgisayar oyunu oynayıp fast food tüketebilir Bu duyguların yanı sıra kişi kendini uyuşturan aktivitelere daha çok vakit ayırır. Bunlardan bazıları sosyal medyada çok uzun süre gezinmek, sürekli hazır yemek yemek ve saatlerce video oyunları oynamaktır. Kişi bu aktivitelere çok uzun süre vakit ayırarak aslında içindeki boşluk duygusunu uyuşturmaya ve ondan kaçmaya çalışır. Normalde kişinin üstünde o kadar büyük bir etkisi olmayacak bir olayın büyük bir tetikleyici olabilmesi de belirtilerden biridir. Günlük hayatta ortaya çıkan olumsuz olaylar, kişinin yetersizlik inancını pekiştirme potansiyeli taşır ve bu inancı tetikler. Bu inancın tetiklenmesiyle en küçük olaylar bile bunaltıcı hissettirebilir. Kişi, kendisinin en büyük eleştirmeni olur Bu duygu durumu aynı zamanda kişinin kendini eleştirmesine ve dikkati çok fazla kendine yöneltmesine sebep olur. Kişi zamanla kendinin en büyük eleştirmeni haline gelir. Başka bir deyişle kendine çok yüklenir. En ufak bir hata bile kişiye başarısızlık hissi verir. Bir başka belirti ise kişinin eskiden keyif aldığı aktivitelerden artık zevk almıyor oluşudur. Hepimiz zaman zaman günlük hayatımızda bize keyif veren küçük zevklere vakit ayırırız. Ancak bu durumda kişi keyif aldığı bir durum oluşturmakta zorlanır ve hayatını eskisi kadar renklendirmediğini hisseder. Bu durumun getirdiği bir etken ve bir başka belirti kişinin kendini sosyal açıdan izole etmesidir. Eskisi gibi zevk alınmaması ve umutsuzluğa kapılma duygusu kişiyi denemekten vazgeçirme potansiyeline sahiptir. Kişi zamanla kendini aile ve arkadaşlarından soyutlar ve kendi kendine kalmak ister. Bu durum da çoğunlukla dış çevreden fark edilir."
Adana ABD’de ölü bulunan Adanalı fenomenin mezarı açıldı, yeniden otopsi yapılacak Amerika Birleşik Devletleri’nde (ABD) hayatını kaybeden ve sevgilisi tarafından öldürüldüğü iddia edilen sosyal medya fenomeni Yağmur Taktaş’ın mezarı açıldı ve yeniden otopsi için cansız bedeni Adana Adli Tıp Kurumu Morgu’na kaldırıldı. Bir televizyon yarışmasıyla ünlenen Adanalı sosyal medya fenomeni Yağmur Taktaş (28), 3 Nisan’da ABD’de fenalaşması sonrası kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetti. Taktaş’ın cansız bedeni, 20 Nisan’da hava yoluyla getirildiği Adana’daki Kabasakal Mezarlığı’nda toprağa verildi. Taktaş’ın ailesi, daha önce darp edilen ve dalağını kaybeden kızlarının ölümüne sebep olduğunu iddia ederek avukatları aracılığıyla Türk asıllı ABD vatandaşı ressam sevgilisi A.C.F.’den şikayetçi oldu. Ailenin şikayeti üzerine yeniden otopsi yapılması için gerekli işlemler de başlatıldı. Ailenin talebi üzerine mezar yeniden açıldı Taktaş’ın ailesinin başvurusunun ardından bugün sabah saatlerinde ekipler tarafından mezar yeniden açıldı. Taktaş’ın cansız bedeni mezardan çıkartılarak otopsi için Adana Adli Tıp Kurumu Morgu’na götürüldü. Burada gazetecilere konuşan Taktaş ailesinin avukatı Fethi Öksüz, “Fethi kabir işlemini gerçekleştirdik. Cenaze şuanda Adana Adli Tıp Kurumu Morgu’nda. Otopsi yapılacak ve sonucu bekleyeceğiz” dedi.