ÇEVRE - 04 Kasım 2025 Salı 12:04

Renkli yazlardan sessiz çöl manzarasına: Van Gölü’nün 8 yıllık değişimi

A
A
A
Renkli yazlardan sessiz çöl manzarasına: Van Gölü’nün 8 yıllık değişimi

Van Gölü sahilinde 8 yıl önce görkemli bir törenle açılışı yapılan kentin gözde plajı, yerini kuruyan dev bir toprak parçasına bırakırken, yaşanan çekilme ise kuraklığın boyutunu gözler önüne seriyor.


Van’ın Edremit Kaymakamı ve Belediye Başkan Vekili Atıf Çiçekli tarafından 22 Temmuz 2017 tarihinde Dilkaya Mahallesi’nde yapılan halk plajı, renkli görüntülerle halkın kullanımına açılmıştı. Yaz aylarında hem Vanlıların hem de çevre illerden gelen ziyaretçilerin gözdesi olan plaj gölün serin sularında yüzen ve güneşin tadını çıkaran insanların oluşturduğu o renkli manzaradan çekilen suların ardından oluşan dev bir toprak parçasına bıraktı.



Küresel ısınmanın izleri gözle görülür hale geldi


Van Gölü’nde küresel ısınma ve yağış azlığı nedeniyle yaşanan su seviyesi düşüşü her geçen yıl daha da belirgin hale geliyor. Bir zamanlar renkli görüntülerin yaşandığı plaj alanlarında bugün suyun yüzlerce metre çekilmesiyle yaşanan dramatik değişim, bölge halkını ve çevrecileri derinden endişelendiriyor.



Türkiye’nin en büyük gölü alarm veriyor


Dünyanın en büyük sodalı gölü ve Türkiye’nin en büyük gölü olan Van Gölü, kuraklık tehdidiyle karşı karşıya. Uzmanlara göre göldeki çekilmenin temel nedenleri arasında küresel iklim değişikliği, artan buharlaşma oranı, yanlış su kullanımı ve azalan yağışlar bulunuyor. Göldeki çekilme yalnızca su kaybına yol açmadı; aynı zamanda yüzyıllardır su altında kalan mikrobiyalitleri ve eski kıyı izlerini de gün yüzüne çıktı. Bilim insanları, bu oluşumların korunmasının büyük önem taşıdığını, aksi halde geri dönülemez tahribatlar yaşanabileceğini belirtiyor.



Edremit kıyılarında gözle görülür fark


Van Gölü’nde çekilmenin en fazla gözlendiği yerlerin başında Edremit sahilleri geliyor. Bölge halkı, gölün 8 yıl önceki halini hatırladıkça bugünkü görüntü karşısında büyük üzüntü duyuyor. Plajın bulunduğu alanda artık suya ulaşmak için yüzlerce metre yürümek gerekiyor.



"Van Gölü’nde su kaybı buharlaşmayla gerçekleşmektedir"


Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Üyesi Dr. Mustafa Akkuş, Van Gölü’nde yaşanan çekilme sürecine ilişkin dikkat çeken değerlendirmelerde bulundu. Akkuş, hem iklimsel hem çevresel nedenlerin gölü tehdit ettiğini belirterek, "Son yıllarda ülkemiz genelinde yağışların azalması ve hava sıcaklıklarının mevsim normallerinin üzerinde seyretmesi, özellikle iç su kaynaklarımızın büyük oranda küçülmesine neden oluyor. Şüphesiz bu göllerin en göz önünde olanlarından biri de Van Gölü’dür. Van Gölü, 3 bin 712 kilometrekarelik yüzey alanıyla ülkemizin en büyük gölüdür. Ancak diğer göllere göre çok daha kırılgan bir yapıya sahiptir çünkü Van Gölü kapalı bir havzadır. Dışarıdan hiçbir su girdisi olmadığı gibi gölden dışarıya da su çıkışı yoktur; tek su kaybı buharlaşmayla gerçekleşmektedir" dedi.



"Su girdisi çok az, buharlaşma kaynaklı su kaybı ise çok fazla gerçekleşti"


Mustafa Akkuş, göldeki su kaybının boyutlarına dikkat çekerek 2025 yılının olağanüstü bir dönem olduğuna vurgu yaptı. Akkuş, "Yaz aylarında artan sıcaklıklar, buharlaşma oranını ciddi şekilde yükseltti. 2025 yılı bu anlamda oldukça kritik bir yıl oldu. Su girdisi çok az, buharlaşma kaynaklı su kaybı ise çok fazla gerçekleşti. Şubat ayındaki yağışlar yüzde 60 oranında azaldı. Bu nedenle göl büyük miktarda su kaybetti. Geçmişte liman veya iskele olan yerlerin bugün tamamen karaya çıktığını, göl kıyısına olan uzaklığın bir, hatta iki kilometreye kadar ulaştığını görüyoruz" ifadelerini kullandı.



"Kirlilik, çekilmeden daha tehlikeli"


Akkuş, asıl tehlikenin yalnızca su çekilmesi değil, gölün giderek artan kirliliği olduğuna da dikkat çekerek, "Van Gölü kapalı bir göl olduğu için, göle ulaşan her bir damla atık su burada hapsolur. Göl seviyesi yeniden yükselse bile kirliliğin oluşturduğu tahribat kolayca telafi edilemez. Bu nedenle göle dökülen tüm atık suların mutlaka arıtılması ve arıtma tesislerinin tam kapasiteyle çalıştırılması gerekiyor" şeklinde konuştu.


Akkuş, yüzlerce metre yaşanan çekilmeye de dikkat çekerek, sözlerini şu cümlelerle tamamladı:


"2017 yılında burada yüzen yelkenlileri, kanoları görüyorduk. Burası halk plajı olarak hizmet veriyordu. Ancak 2025 itibarıyla o dönemde suyun üzerinde yüzen alanların göle uzaklığı artık kilometrelerle ifade ediliyor."



Renkli yazlardan sessiz çöl manzarasına: Van Gölü’nün 8 yıllık değişimi

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kayseri Bilim Merkezi’nden sağlık alanına akademik destek Kayseri Büyükşehir Belediyesi öncülüğünde faaliyetlerini sürdüren Kayseri Bilim Merkezi; sağlık alanında eğitim gören ve çalışan bireylere yönelik önemli bir akademik programa ev sahipliği yaptı. ’Bilimsel Basamak Eğitimi’ başlığıyla düzenlenen program, katılımcılara bilimsel araştırma süreçleri ve akademik yazım konusunda kapsamlı yetkinlikler kazandırmayı amaçladı. 20-21 Aralık 2025 tarihlerinde düzenlenen eğitim, sağlık alanında lisans ve lisansüstü eğitim alan öğrencilerin yanı sıra, sahada görev yapan profesyonellere yönelik olarak planlandı. İki gün süren program kapsamında, bilimsel düşünme sistematiği, araştırma etiği, literatür tarama yöntemleri, hipotez oluşturma ve proje tasarımı gibi temel başlıklar ele alındı. Bunun yanı sıra akademik metin yazımı, etkili sunum teknikleri ve bilimsel makale değerlendirme konularında uygulamalı atölye çalışmaları gerçekleştirildi. Katılımcıların hem teorik bilgi hem de pratik beceri kazanmasını hedefleyen eğitim, sağlık alanındaki bilimsel çalışmaların niteliğini arttırmayı ve araştırmacıların akademik süreçlerde daha yetkin hale gelmesini amaçladı. Program sonunda katılımcıların, bilimsel araştırma planlama ve akademik yazım konularında güçlü bir altyapıya sahip olmaları hedeflendi. Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Memduh Büyükkılıç’ın bilim ve eğitime verdiği önem doğrultusunda çalışmalarını sürdüren Kayseri Bilim Merkezi, ’Bilimsel Basamak Eğitimi’ ile akademik gelişimi desteklemeye ve bilimsel üretime katkı sunmaya devam etti.
İzmir Göztepe, ilk devrenin en az gol yiyen takımı oldu Göztepe, Trendyol Süper Lig’in ilk devresinde oynadığı 17 maçta kalesinde yalnızca 9 gol görerek ligin en az gol yiyen takımı oldu. Göztepe, Trendyol Süper Lig’in ilk yarısında sergilediği savunma performansıyla dikkat çekti. İzmir temsilcisi, 17 haftalık periyotta elde ettiği 9 galibiyet, 5 beraberlik ve 3 mağlubiyetle 32 puan topladı ve ilk devreyi 4. sırada tamamladı. Avrupa potasında yer alarak hedeflerine ulaşan sarı-kırmızılı ekip, güçlü savunmasıyla ligin zirvesinde yer alıyor. Stanimir Stoilov yönetimindeki Göztepe, ligin ilk devresinde kalesinde yalnızca 9 gol görerek Süper Lig’in ilk 17 haftalık bölümünde en az gol yiyen takımı oldu. Bu alanda Göztepe’yi, 12 golle lider Galatasaray takip etti. Kalesini en fazla maçta gole kapatan takım Trendyol Süper Lig’in ilk yarısında savunma performansıyla öne çıkan Göztepe, 17 maçın 11’inde gol yemeyerek bu alanda da ligin zirvesinde yer aldı. Rakiplerine adeta gol şansı vermeyen İzmir temsilcisi; Çaykur Rizespor, Karagümrük, Beşiktaş, Başakşehir, Gençlerbirliği, Kasımpaşa, Gaziantep FK ve Samsunspor maçlarını hem kazanıp hem de gol yemeden tamamladı. Sarı-kırmızılılar, galip gelemediği Fenerbahçe, Eyüpspor ve Kocaelispor karşılaşmalarında da kalesini gole kapatmayı başardı. Göztepe’nin bu sezon vazgeçilmezleri arasında yer alan Polonyalı kaleci Mateusz Lis, ortaya koyduğu performansla ön plana çıktı. 28 yaşındaki file bekçisi, 17 maçın tamamında 90 dakika sahada kalarak sarı-kırmızılıların ligin ilk yarısındaki başarısında önemli pay sahibi oldu. Savunmada 6 farklı oyuncu oynadı Trendyol Süper Lig’de sezon boyunca üçlü stoper hattıyla mücadele eden Göztepe, karşılaşmalarının büyük bölümüne bu sistemle çıktı. Sarı-kırmızılı ekip, stoper mevkisinde 6 farklı isme görev verirken; Heliton, Bokele, Godoi, Taha, Furkan Bayır ve Miroshi forma giydi. Bu isimler arasında Heliton, Bokele ve Taha en fazla süre alan oyuncular olurken, joker olarak kullanılan Miroshi ise önemli dakikalar almasına rağmen ağırlıklı olarak orta sahada görev yaptı. Godoi, zaman zaman ilk 11’de yer almasına karşın yaşadığı sakatlıklar nedeniyle forma şansı bulmakta zorlandı. Furkan Bayır ise rotasyonun önemli parçalarından biri oldu.
Ankara Ticaret Bakanlığı duyurdu: Havayolu Gümrük Beyanı Sistemi dijitalleşiyor Ticaret Bakanlığı, havayolu taşımacılığında gümrük işlemlerinin tamamen dijital ortama taşınmasını öngören Havayolu Gümrük Beyan Sistemi’nin hukuki ve operasyonel çerçevesinin genelgeyle belirlendiğini duyurdu. Ticaret Bakanlığı’ndan yapılan yazılı açıklamada, havayolu taşımacılığına ilişkin gümrük süreçlerinde kamu ve özel sektör paydaşları arasında etkin, güvenli ve kesintisiz elektronik bilgi alışverişinin sağlanmasının hedeflendiği belirtildi. Bu kapsamda, Havayolu İşlemlerinin Dijitalleştirilmesi Projesi çerçevesinde hazırlanan ve sistemin hukuki altyapısını oluşturan 2025/13 sayılı Genelge’nin, 2 Mart 2026 tarihinde yürürlüğe gireceği duyurularak yazlı açıklamada şu ifadelere yer verildi: "Halihazırda Esenboğa, Sabiha Gökçen, Antalya ve Adnan Menderes Havalimanlarında pilot olarak uygulanmakta olan Havayolu Gümrük Beyan Sistemi, Genelgenin yürürlüğe girmesiyle birlikte tüm uluslararası havalimanlarında yaygınlaştırılacaktır. Böylece havayolu taşımacılığına ilişkin gümrük beyan süreçlerinde ülke genelinde uygulama birliği sağlanacaktır. Sistem sayesinde; Havayolu Beyan Formu ve eki belgelerin kağıtsız ortamda gümrük idaresine sunulması, manuel işlem yükünün azaltılması, veri güvenliğinin güçlendirilmesi, veri temelli karar alma mekanizmalarının etkinleştirilmesi sağlanmakta; idari açıdan ise risk analizi, izleme ve denetim kapasitesi önemli ölçüde artırılmaktadır. Bu çerçevede taşıyıcılar ve ilgili tüm paydaşlar için öngörülebilir, hızlı ve kolay bir gümrük süreci tesis edilmektedir. Havayolu İşlemlerinin Dijitalleştirilmesi Projesinin ilerleyen aşamalarında; havayolu taşımacılığında kargo hareketlerine yönelik gümrük süreçlerinin de dijitalleştirilmesi, kamu ve özel sektör paydaşlarının tek bir entegre platformda buluşturulması hedeflenmektedir. Bu bütüncül yapı sayesinde dış ticaret lojistiğinde etkinlik, hız ve koordinasyonun artırılması, ülkemizin ihracat odaklı büyüme hedeflerine güçlü katkı sağlanması amaçlanmaktadır. Ticaret Bakanlığı olarak; gümrük süreçlerinde dijital dönüşümü esas alan, uluslararası ticaretin ihtiyaçlarına hızlı ve güvenli çözümler üreten uygulamaları hayata geçirmeye kararlılıkla devam edeceğiz."