SAĞLIK - 07 Ekim 2019 Pazartesi 17:58

Van’da ’çökük göğüs’ hastalarına ‘nuss’ yöntemi

A
A
A
Van’da ’çökük göğüs’ hastalarına ‘nuss’ yöntemi

Van Eğitim ve Araştırma Hastanesinde yatan Mecit Berkay Dülge isimli lise öğrencisi, toplum arasında ’kunduracı göğsü’, tıp dilinde ise ’pektus ekskavatum’ olarak bilinen ’çökük göğüs’ ameliyatında uygulanan ’nuss’ yöntemiyle sağlığına kavuştu.

Van Eğitim ve Araştırma Hastanesinde yatan Mecit Berkay Dülge isimli lise öğrencisi, toplum arasında ’kunduracı göğsü’, tıp dilinde ise ’pektus ekskavatum’ olarak bilinen ’çökük göğüs’ ameliyatında uygulanan ’nuss’ yöntemiyle sağlığına kavuştu.


Van Eğitim ve Araştırma Hastanesi Göğüs Cerrahisi Uzmanı Operatör Dr. İsmail Can Karacaoğlu, toplum arasında ’kunduracı göğsü’, tıp dilinde ’pektus ekskavatum’ olarak bilinen ’çökük göğüs’ ameliyatını ’nuss’ yöntemi ile gerçekleştirdi. Kapalı yöntemle gerçekleştirilen ‘nuss’ ameliyatıyla lise 3. sınıf öğrencisi Mecit Berkay Dülge (17) sağlığına kavuştu.


Konuyla ilgili açıklamada bulunan Dr. Karacaoğlu, Van’da ilk kez bu ameliyatın gerçekleştirildiğini belirterek, "Nuss, toplum arasında ’kunduracı göğsü’, tıp dilinde ise ’pektus ekskavatum’ olarak bilinen göğüs kafesi çöküklüğüne yaptığımız kapalı bir ameliyat. Bu hastalık 300-400 kişiden onda birinde görülen bir hastalık. Kaburgaların, kıkırdakların fazla büyümesinden meydana geliyor. Göğüs kafesinin içeriye doğru göçmesiyle iman tahtasının içeriye çökmesine neden olan bir hastalık. Bu ameliyatla, çöküklük düzeltiliyor. Bunun da üç şekli var. Birincisi vakum uygulaması. Bu uygulama zahmetli bir işlem. İkincisi raviç denilen yöntem. Açık yapılan bu ameliyatın iyileşme süresi uzun ve göğüs kafesini bozan bir ameliyat. Üçüncüsü ise 2005’ten beri ABD’de bir doktorun uyguladığı ’nuss’ adında ameliyatın kapalı olarak yapılma şekli. Kapalı olarak iman tahtasının altındaki kemiğin altına bir destek yerleştirerek, çukurun öne doğru itilip, bu çöküklüğün düzeltilmesi şeklinde yapılıyor. Van’da kapalı yöntemle ilk ameliyatı yaptık. Ameliyatın cerrahi kısmı yarım saat sürdü. Paslanmaz çelik bir bar ya da titanyum bir bar hastamıza yerleştiriliyor. Bar üç yıl içeride kalacak. Göğüs kafesi normal şekle döndükten sonra barı çıkartacağız. Hastamızın durumu gayet iyi. Bugün taburcu edeceğiz" dedi.


Anne Güner Dülge de, sevinç gözyaşı dökerek, "Oğlum hastalığından dolayı denize girip yüzemiyordu. Kalbinde ritim bozukluğu oluyordu. Çok şükür, başarılı ameliyatla oğlum sağlığına kavuştu. Çok mutluyum" ifadelerini kullandı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Bakan Ersoy, Yunan mevkidaşı ile "Romeo ve Juliet" oyununu izledi Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy ile Yunanistan Kültür Bakanı Lina Mendoni, William Shakespeare’in unutulmaz eseri "Romeo ve Juliet" oyununun Atatürk Kültür Merkezi’ndeki (AKM) gösteriminde bir araya geldi. Oyun, Türkiye’den Devlet Tiyatroları ve Yunanistan’dan Atina Konser Salonu Megaron ve Yorgos Lykiardopoulos kültürel organizasyonu Lykofos ortak projesiyle Ege’nin her iki yakasında tiyatro severlerle buluşuyor. Yunanistan ve Türkiye’den sanat kurumları ile sanatçıları bir araya getiren proje, iki ulus arasında köprü kurmayı hedefliyor. Dün İstanbul’da ilk gösterimi yapılan ve 28 Nisan’a kadar sahnelenmeye devam edecek esere ilişkin AKM’de gerçekleştirilen basın toplantısında Bakan Mehmet Ersoy, Bakan Lina Mendoni ile verimli bir görüşme gerçekleştirdiklerini ve değerlendirmelerde bulunduklarını söyledi. Basın toplantısında konuşan Bakan Ersoy, "Bugün değerli mevkidaşım, Yunanistan Kültür Bakanı Sayın Lina Mendoni ve beraberindeki heyeti misafir ettik. Verimli bir görüşme gerçekleştirdik; değerlendirmelerde bulunduk. Şimdi ise çok güzel bir sanat birlikteliği vesilesiyle buradayız. Devlet Tiyatrolarımız ile Pire Belediye Tiyatrosunun ortak bir proje çerçevesinde sahneye koyduğu Romeo ve Juliet oyununun İstanbul galasını izleyeceğiz” dedi. "Sanatın evrenselliği insanlık için daima ortak bir çatı olmuş; en güzel, en anlamlı birlikteliklere ev sahipliği yapmıştır" diyen Ersoy, sözlerine şöyle devam etti: “Bizler de buna sahip çıkmanın, katkı ve değer sunmanın gayretindeyiz. İnanıyorum ki bu proje sadece bir başlangıç olacak, önümüzdeki dönemlerde sanatın diğer alanlarına da yayılacaktır. Romeo ve Juliet, Shakespeare’in eşsiz kaleminden çıkmış ölümsüz bir klasik. Bizler ise bu eseri, sanatçılarımızın kendi kültürel ve tarihsel geçmişlerinden ilham alarak yeniden yorumladıkları bir temsille sahneye taşıyoruz. Oyundaki aileler kendi aralarında anadillerinde konuşurken bir araya geldiklerinde, bildikleri tek ortak dil olan İngilizce ile iletişim kuracaklar. Bu yaklaşım, farklı dillerin ve kültürlerin etkileşimiyle insan doğasının derinliklerine inerek evrensel duyguları keşfetmeyi amaçlamaktadır. Esere günümüz dünyasından açılan bu çağdaş bakış açısı ve yeni yorum vesilesiyle Türkiye ve Yunanistan’ın köklü kültürel mirasını da bir araya getirmiş ve iki ülke arasında derinleşen kültürel diyaloğu sembolize etmiş olacağız. Provalar 18 Şubat’ta, Yunanistan’da başlamıştı. Yönetmen Lefteris Giovanidis’in rejisiyle sahneye taşınan eser, Türkiye’de sanatseverlerle buluşmasının ardından Mayıs ayında, Atina’da perdelerini açacak ve iki ülkede toplamda 13 temsil gerçekleştirilecek. Ayrıca 17-27 Mayıs 2024 tarihleri arasında, Antalya’da düzenlenecek olan 14’üncü ‘Devlet Tiyatroları Antalya Uluslararası Tiyatro Festivali’nde yer almasını da planlıyoruz. Yine yaz aylarında ve önümüzdeki tiyatro sezonunda Türkiye’nin ve Yunanistan’ın farklı şehirlerinde sahnelenmesi, Avrupa’daki prestijli tiyatro festivallerine katılımı söz konusu olacak. Türkiye ve Yunanistan arasındaki kültürel ilişkilerin geliştirilerek daha ileri boyuta taşınması adına bundan sonra da Yunanistan’ın ilgili kurum ve kuruluşlarıyla eşgüdüm ve iş birliği içerisinde çalışmaktan memnuniyet duyacağımızı ifade etmek isterim. Sayın Bakan’a, Pire Belediye Tiyatrosunun ve Devlet Tiyatrolarımızın çok değerli sanatçılarına ve Sayın Lefteris Giovanidisi’in şahsında, sahne arkasında bu esere emek veren bütün ekibe teşekkür ediyorum. Sanatseverleri bu özgün ve özel temsili izlemeye davet ediyor, hepinize saygılar sunuyorum” dedi. Yunanistan Kültür Bakanı Lina Mendoni ise eserin sahneye konulma sürecinden bahsederek, Türk- Yunan ilişkileri bakımından oyunun İstanbul’da izleyicilerle buluşmasından dolayı mutluluk duyduklarını ifade etti. Romeo ve Juliet’in en güzel aşk hikayesi, aynı zamanda da bir drama olduğunu belirten Mendoni, "Bu oyun bir başlangıç olabilir. İki toplumun kültürel bağlarımızı daha da yüksek hale getirebiliriz. Sadece devlet düzeyinde değil, özel kuruluşlar arasında da ortak projelerin ve ikili işbirliklerinin olduğunu öğrenmekten mutluluk duyuyoruz. Yakın zamanda sizleri Atina’ya 16 Mayıs’ta sahnelenecek oyuna da bekliyorum. Eminim oyun, Atina’da da çok iyi karşılanacak" diye konuştu. Bakan Ersoy ve Mendoni, ortak basın toplantısının ardından AKM Tiyatro Salonu’nda sahne alan "Romeo ve Juliet" oyununu birlikte takip etti.