GENEL - 20 Ağustos 2011 Cumartesi 12:26

Bir kutuyla 12.5 milyon dolar geldi!

A
A
A
Bir kutuyla 12.5 milyon dolar geldi!

Plastik sektöründe uzun yıllar fason üretim yaptıktan sonra tüm sermayesini bir fabrika çalışanının fikrine yatıran Modelsa, 12.5 milyon dolarlık ciro elde etti.

Tüm paralarını plastik kalıp makinesi almak için harcadıklarını anlatan Modelsa Elektrik ve Plastik Genel Müdürü Atilla Çavuşoğlu, kendi geliştirdiği şeffaf ayakkabı koruma kutusuyla firmaya dünya çapında iş yaptırmaya başladı. 2 yıl boyunca Ar-Ge yatırımı yaptıklarını anlatan Çavuşoğlu, "Türkiye'de ilk defa geliştirilen Modelüks ismini verdiğimiz bu ürün sayesinde ayakkabının ömrü 5 yıla kadar uzuyor. Sık seyahat edenler için ayakkabının deforme olmadan taşınması büyük sorun.

Bu ihtiyaçtan yola çıkarak dünyada ilk defa kullanılan bir havalandırma sistemi kurduk. 4 TL'ye satılan bu şeffaf kutulara yatırım yaparak geçen yıl ciromuzu 12,5 Milyon dolara çıkardık. Hedefimiz Irak ve Romanya ile başladığımız ihracatı yılsonuna kadar 10 ülkeye, ciromuzu ise 20 milyon dolara çıkarmak. Kalitemiz ve özel tasarımımızla kalitesiz Çin mallarını pazardan silmeyi hedefliyoruz" ifadelerini kullandı.

Modelsa'nın başarı hikayesinin temelinde bir çalışanın fikri yatıyor. 10 yıldır Modelsa firması bünyesinde çalışan Atilla Çavuşoğlu, dünyada ilk defa kullanılan bir havalandırma sistemiyle ayakkabı kutusu tasarladı. Türkiye'nin önde gelen markalarına fason olarak plastik kalıp üreten Modelsa, çalışanının fikriyle yepyeni bir alana yatırıma karar verdi. İş fikrini ilk önerdiğinde herkesin karşı çıktığını, bu işin tutmayacağını söylediklerini anlatan Çavuşoğlu, "Patronumuz Abdullah Aydoğan ise sonuna kadar fikrin arkasında duracağını söyledi. Pazarlama ve üretimde bana tam yetki verdi. Ürün piyasaya çıktığında ilk başlarda faydası anlaşılamadı. Fakat kullanıcıların memnuniyeti ve ucuz fiyat avantajıyla pazarın tek firması olduk. Taleplere yetişemez hale gelince 150 kişiye istihdam sağladık. Kapasite yatırımlarıyla yeni modeller geliştirdik. Şu an aylık 100 bin kutu üretiyoruz, kapasitemiz 1.5 milyon adet üretime elverişli. Yurt dışından çok ciddi talepler aldık. Yeni yatırımlarla birlikte global pazarlara açılacağız" diye konuştu.

Dünyada birkaç firmanın kendi ürünlerine benzer üretim yaptığını anlatan Genel Müdür Çavuşoğlu, "Bizimle rekabet edemediği için Çin'den tek bir ayakkabı kutusu bile Türkiye pazarına giremiyor. Pazarın yüzde 95'ine hakimiz. İlk etapta iç pazarda bayi ve satış kanallarımızı yaygınlaştıracağız. Özellikle yapı marketlerde satışlarımız çok iyi durumda. 2 yıla kadar Avrupa ve Ortadoğu pazarında en büyük oyuncu olmayı hedefliyoruz. Özellikle gelir seviyesi yüksek kesim ürüne rağbet gösteriyor. Bu nedenle yönümüzü Avrupa'ya çevirdik" şeklinde konuştu.

Ayakkabının en çok sezon sonunda havalandırmasız ortamlara kalarak ve seyahat esnasında katlandığı için deforme olduğuna dikkat çeken Çavuşoğlu, "Sezon boyunca ayakkabılar iyi korunmadığı için yenisi alınıyor. Özellikle kadınlar ayakkabılarını saklamada çok sorun yaşıyor. Çizmeler veya topuklular katlanmadan saklanamıyor. Türkiye'de şeffaf ayakkabı kutusu kullanan kesim henüz yüzde 20'lerde. Bu açıdan pazar büyük potansiyele sahip. Ayakkabı kutularımız tutma sapı, kilitleme sistemi, şeffaf yapısı, havalandırma sistemi ve geri dönüşümlü çevreci özellikleri bakımından dünyada tek konumda" ifadelerini kullandı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Bakan Ersoy, Yunan mevkidaşı ile "Romeo ve Juliet" oyununu izledi Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy ile Yunanistan Kültür Bakanı Lina Mendoni, William Shakespeare’in unutulmaz eseri "Romeo ve Juliet" oyununun Atatürk Kültür Merkezi’ndeki (AKM) gösteriminde bir araya geldi. Oyun, Türkiye’den Devlet Tiyatroları ve Yunanistan’dan Atina Konser Salonu Megaron ve Yorgos Lykiardopoulos kültürel organizasyonu Lykofos ortak projesiyle Ege’nin her iki yakasında tiyatro severlerle buluşuyor. Yunanistan ve Türkiye’den sanat kurumları ile sanatçıları bir araya getiren proje, iki ulus arasında köprü kurmayı hedefliyor. Dün İstanbul’da ilk gösterimi yapılan ve 28 Nisan’a kadar sahnelenmeye devam edecek esere ilişkin AKM’de gerçekleştirilen basın toplantısında Bakan Mehmet Ersoy, Bakan Lina Mendoni ile verimli bir görüşme gerçekleştirdiklerini ve değerlendirmelerde bulunduklarını söyledi. Basın toplantısında konuşan Bakan Ersoy, "Bugün değerli mevkidaşım, Yunanistan Kültür Bakanı Sayın Lina Mendoni ve beraberindeki heyeti misafir ettik. Verimli bir görüşme gerçekleştirdik; değerlendirmelerde bulunduk. Şimdi ise çok güzel bir sanat birlikteliği vesilesiyle buradayız. Devlet Tiyatrolarımız ile Pire Belediye Tiyatrosunun ortak bir proje çerçevesinde sahneye koyduğu Romeo ve Juliet oyununun İstanbul galasını izleyeceğiz” dedi. "Sanatın evrenselliği insanlık için daima ortak bir çatı olmuş; en güzel, en anlamlı birlikteliklere ev sahipliği yapmıştır" diyen Ersoy, sözlerine şöyle devam etti: “Bizler de buna sahip çıkmanın, katkı ve değer sunmanın gayretindeyiz. İnanıyorum ki bu proje sadece bir başlangıç olacak, önümüzdeki dönemlerde sanatın diğer alanlarına da yayılacaktır. Romeo ve Juliet, Shakespeare’in eşsiz kaleminden çıkmış ölümsüz bir klasik. Bizler ise bu eseri, sanatçılarımızın kendi kültürel ve tarihsel geçmişlerinden ilham alarak yeniden yorumladıkları bir temsille sahneye taşıyoruz. Oyundaki aileler kendi aralarında anadillerinde konuşurken bir araya geldiklerinde, bildikleri tek ortak dil olan İngilizce ile iletişim kuracaklar. Bu yaklaşım, farklı dillerin ve kültürlerin etkileşimiyle insan doğasının derinliklerine inerek evrensel duyguları keşfetmeyi amaçlamaktadır. Esere günümüz dünyasından açılan bu çağdaş bakış açısı ve yeni yorum vesilesiyle Türkiye ve Yunanistan’ın köklü kültürel mirasını da bir araya getirmiş ve iki ülke arasında derinleşen kültürel diyaloğu sembolize etmiş olacağız. Provalar 18 Şubat’ta, Yunanistan’da başlamıştı. Yönetmen Lefteris Giovanidis’in rejisiyle sahneye taşınan eser, Türkiye’de sanatseverlerle buluşmasının ardından Mayıs ayında, Atina’da perdelerini açacak ve iki ülkede toplamda 13 temsil gerçekleştirilecek. Ayrıca 17-27 Mayıs 2024 tarihleri arasında, Antalya’da düzenlenecek olan 14’üncü ‘Devlet Tiyatroları Antalya Uluslararası Tiyatro Festivali’nde yer almasını da planlıyoruz. Yine yaz aylarında ve önümüzdeki tiyatro sezonunda Türkiye’nin ve Yunanistan’ın farklı şehirlerinde sahnelenmesi, Avrupa’daki prestijli tiyatro festivallerine katılımı söz konusu olacak. Türkiye ve Yunanistan arasındaki kültürel ilişkilerin geliştirilerek daha ileri boyuta taşınması adına bundan sonra da Yunanistan’ın ilgili kurum ve kuruluşlarıyla eşgüdüm ve iş birliği içerisinde çalışmaktan memnuniyet duyacağımızı ifade etmek isterim. Sayın Bakan’a, Pire Belediye Tiyatrosunun ve Devlet Tiyatrolarımızın çok değerli sanatçılarına ve Sayın Lefteris Giovanidisi’in şahsında, sahne arkasında bu esere emek veren bütün ekibe teşekkür ediyorum. Sanatseverleri bu özgün ve özel temsili izlemeye davet ediyor, hepinize saygılar sunuyorum” dedi. Yunanistan Kültür Bakanı Lina Mendoni ise eserin sahneye konulma sürecinden bahsederek, Türk- Yunan ilişkileri bakımından oyunun İstanbul’da izleyicilerle buluşmasından dolayı mutluluk duyduklarını ifade etti. Romeo ve Juliet’in en güzel aşk hikayesi, aynı zamanda da bir drama olduğunu belirten Mendoni, "Bu oyun bir başlangıç olabilir. İki toplumun kültürel bağlarımızı daha da yüksek hale getirebiliriz. Sadece devlet düzeyinde değil, özel kuruluşlar arasında da ortak projelerin ve ikili işbirliklerinin olduğunu öğrenmekten mutluluk duyuyoruz. Yakın zamanda sizleri Atina’ya 16 Mayıs’ta sahnelenecek oyuna da bekliyorum. Eminim oyun, Atina’da da çok iyi karşılanacak" diye konuştu. Bakan Ersoy ve Mendoni, ortak basın toplantısının ardından AKM Tiyatro Salonu’nda sahne alan "Romeo ve Juliet" oyununu birlikte takip etti.