POLİTİKA - 14 Ocak 2012 Cumartesi 14:09

BAKAN BAYRAKTAR AFYONKARAHİSAR`DA

A
A
A
BAKAN BAYRAKTAR AFYONKARAHİSAR`DA

Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, kentsel dönüşüm yasasının olmazsa olmazlarından birisinin yıkım olduğunu belirterek, "Acil bölgeden başlamak sureti ile depreme dayanamayacak binaları yıkmak zorundayız. Bu tespitlerden sonra bunların yıkılmasını isteyeceğiz. Vatandaşa iki ay süre vereceğiz. Yıkmazsa biz belediyeler aracılığı ile yıkılmasını isteyeceğiz. Riskli yapılar yıkılacak" dedi.
Çevre ve Şehircilik Bakanı Bayraktar, Turizm, Ekonomi, Bilimsel Araştırma, Tanıtma Merkezi’nin (TEBİAT) Afyonkarahisar’da düzenlediği ’Deprem Güvenliği ve Kentsel Dönüşüm Yasal Düzenlemeler Çalışmaları’ konulu toplantıya katıldı. Toplantının açılış konuşmasını yapan Bakan Bayraktar, önümüzdeki haftalarda Meclis’e gelmesi beklenen Kentsel Dönüşüm Yasası hakkında bilgi verdi. Bakan Bayraktar, Türkiye’de İstanbul ve Marmara Bölgesi’nin ekonomideki yerinin dikkate aldığında orada çok ciddi düzenlemeler
yapılmasının şart olduğunu söyleyerek, "Afet öncesi, sırası ve afet sonrasına ilişkin bütüncül yasa bulunmamaktadır. Burada finansal ayağı da çok net yoktur. Deprem olduğu zaman nereden para bulunacak, nasıl yapılacak veya depremdeki olumsuzlukları ortadan kaldırmak için nasıl bir kaynak temin edilecek bu da çok ciddi şekilde belirgin değildir. Bu bakımdan düzenlediğimiz yasanın temel gayesi afete riskli alanların dönüşümünü ve riskli yapıların yıkımını sağlayarak, ülke genelinde güvenli ve yaşanabilir
alanlar oluşturmaktır. Bu kanun tasarısıyla olası afet risklerine ilişkin riskli yapı stoku bertaraf edilecek, sağlıklı güvenli alanlar oluşturulacaktır. Afet sonrası oluşan can ve mal kayıpları büyük ölçüde azaltılacak ve afetler olmadan gerekli tedbirler alınacaktır" diye konuştu.
"YIKMAZSA BİZ BELEDİYELER ARACILIĞI İLE YIKILMASINI İSTEYECEĞİZ"
Kentsel dönüşümün dünyanın en zor işlerinden birisi olduğunu belirten Bakan Bayraktar, yıkım ve nitelikli çoğunluğun sağlanarak, özel sektörün bu işe girmesine kapı aralayacak düzenlemeler yapıldığını ifade etti. Bakan Bayraktar, "Kentsel dönüşümü vatandaşla anlaşarak yapacağız. Yasanın olmazsa olmazlarından birisi yıkımdır. Acil bölgeden başlamak sureti ile depreme dayanamayacak binaları yıkmak zorundayız. Bu tespitlerden sonra bunların yıkılmasını isteyeceğiz. Vatandaşa iki ay süre vereceğiz. Yıkmazsa
biz belediyeler aracılığı ile yıkılmasını isteyeceğiz. Riskli yapılar yıkılacak, bundan sonra bina üzerinde kat ittifakı sona erecek ve ana arsa hisseli hale dönüşecek. Anlaşmazlıkların çözülmesi gerekiyor. Ana eksen nitelikli çoğunluk anlaşma sağlarsa geriye kalan üçte birinin anlaşmasın aramayacağız. Burada ekspertiz firmaları tarafından anlaşmaya yanaşmayan hisselerin değerleri belirlenecek ve açık arttırma usulü ile satışa çıkarılacaktır" dedi.
"KALİTE ARTACAK"
Türkiye’nin her konuda mesafe aldığını ve her konuda kalkındığını aktaran Bakan Bayraktar, Türkiye’de 1980’lere kadar inşa edilen üst yapıların mühendislik tekniğinden yoksun, bilimsellikten uzak bir şekilde inşa edildiğini kaydetti. Özellikle 1997’den sonra, hele hele 1999’daki büyük Marmara depreminden sonra Türkiye’de yapı üretimi bakımından ciddiyet hasıl olduğunu belirten Bakan Bayraktar, şunları söyledi:
"Yeni yönetmelikler, yeni yasalar düzenlendi. Özellikle son 9 yılda Türkiye’de üretilen yaklaşık 5 milyon konutun 500 bini devlet eliyle üretildi. 4,5 milyonu da özel sektör tarafından üretildi. Bunlar bizim bilebildiğimiz kadar, görebildiğimiz kadar depreme dayanıklı binalardır. Ancak Anadolu’da halen istediğimiz sağlamlık ve kaliteyi yakalamış değiliz. Özellikle yapı denetim sisteminin 2011 yılı başına kadar sadece 19 ilde geçerli olması, 2011’den itibaren de tüm Türkiye’de geçerli olması bu kaliteyi
arttıracaktır."
En son yaşanan Van depreminde 30 bin hanenin ağır hasarlı olduğunu ve yıkıldığını, bunun yarısı kadar da orta hasarlı bina olduğunu dile getiren Bayraktar, 2 bin işyerinin de ağır hasarlı ve yıkık, kamu binalarının yüzde 80 oranında ağır hasar gördüğünü ifade etti. Bayraktar, belediyelerle birlikte yeni düzenlemeler getirerek yeni adımları atacaklarını vurguladı. Türkiye için en önemli olan, afet riski olan binaların dönüştürülmesini sağlayacak yasa tasarısını taslak haline getirdiklerini ileten Bakan
Bayraktar, "Önümüzdeki hafta Meclis’e getirilecek. Bununla birlikte yasa denetimini modern dünyanın istediği Türkiye şartlarına uygun hale getirmek için mevcut Yapı Denetimi Kanunu’nu teknik müşavirlik sistemini geliştirme adına yeni bir düzenleme çalışmalarını tamamlamak üzereyiz. Önümüzdeki günlerde Meclis’e gelecek" ifadelerini kullandı.
YABANCILARA MÜLK SATIŞI
Yine çok tartışılan yabancılara mülk satışı konusunda da gelişmiş dünya ülkelerinin yaptığı gibi bu konudaki kararları Bakanlar Kurulu kararlarına bağlayacak düzenleme yapacaklarını anlatan Bakan Bayraktar, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Düzenlemekte olduğumuz yasanın temel gayesi afet riski olan alanların dönüşümünü ve riskli yapıların yıkımını sağlayarak güvenli ve yaşanabilir alanlar sağlamaktır. Afet sonrası oluşan can ve mal kayıpları büyük ölçüde azalacaktır. Yıkım yapılan alanlarda yeni bir altyapı ulaşım sistemiyle şehirlerimizin daha düzenli bir hale gelmesi sağlanacaktır. Üretim sektörü hareketlenecektir. İnşaat ve teknik müşavirlik gelişecek, yoksulluk ve işsizlik azalacaktır. Vergi muafiyetleri getiriyoruz. Hak ediş
ödemelerinden KDV yine ödenecek. İnşaat sektörü kayıt içine alınacaktır."
"İNŞAAT SEKTÖRÜ KAYIT İÇİNE ALINACAK"
Bütün inşaat sektörünün kayıt içine alınacağını belirten Bakan Bayraktar, kayıt dışılığın da azaltılacağını söyleyerek, "Hem malzemede hem diğer hususlarda tüm sektör, yap-satçılar olsun, malzeme üreticileri olsun, çalışan işçiler olsun, ciddi şekilde ekonomik disiplin altına girecek. Burada Türk maliyesi de büyük bir kazanım elde edecek. Cari açığın azaltılmasına büyük ölçüde fayda sağlayacaktır" dedi.
Dünyada ABD, Japonya ve Avrupa’da kentsel dönüşümün yapıldığını anlatan Bakan Bayraktar, son dönemde TOKİ ile birlikte Türkiye’de İstanbul Büyükçekmece’den başlayıp Diyarbakır’dan Kars’a kadar, Uşak’tan Samsun’a kadar cumhuriyet tarihinin en büyük kentsel dönüşüm faaliyetlerini yürüttüklerini kaydetti. Kentsel dönüşüm içinde yaklaşık 50 bin konut ürettiklerini aktaran Bayraktar, TOKİ’nin önünde 200 bin civarında konut projesi bulunduğunu sözlerine ekledi.
Toplantıya, Bakan Bayraktar’ın yanı sıra Afyonkarahisar Valisi İrfan Balkanlıoğlu, Belediye Başkanı Burhanettin Çoban, MHP Genel Başkan Yardımcısı Münir Kutluata, CHP İstanbul Milletvekili Haluk Eyidoğan, Türkiye İnşaat Sanayicileri İşveren Sendikası (İNTES) Başkanı Mehmet Şükrü Koçoğlu ve çok sayıda kişi katıldı.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Hatay 5 milyon euroluk Avrupa Birliği projesi deprem bölgesinde tanıtıldı Deprem bölgesinde ekonomik kalkınmanın öncüsü olan Doğu Akdeniz Kalkınma Ajansı (DOĞAKA), Sosyal Girişimcilik Güçlendirme ve Uyum Projesi çerçevesinde; Hatay, Kahramanmaraş ve Osmaniye’de hızlandırma hibe programını tanıttı. Asrın felaketinde hasara uğrayan deprem bölgesinin yeniden ayağa kalkması için yürütülen çalışmalar devam ediyor. Deprem bölgesinde en büyük hasarı alan illerden olan; Hatay, Osmaniye ve Kahramanmaraş’ın ekonomik anlamda değer kazanmasına öncülük eden Doğu Akdeniz Kalkınma Ajansı (DOĞAKA) bölgedeki faaliyetlerini sürdürüyor. Sosyal Girişimcilik Güçlendirme ve Uyum (SEECO) Projesi; kapsamında DOĞAKA öncülüğünde Kahramanmaraş, Osmaniye ve Hatay’da hızlandırma hibe programı tanıtıldı. SEECO Projesi kapsamında ilan edilen Hızlandırma Hibe Programı’nın açılış ve tanıtım toplantısı potansiyel faydalanıcılar ve kamu kurumlarının temsilcileri ile Hatay, Kahramanmaraş ve Osmaniye illerinde gerçekleştirildi. Toplantıda katılımcılar, SEECO projesi hakkında bilgilendirildi. SEECO projesi; Avrupa Birliği’nin FRIT (Türkiye’deki Mülteciler için AB Mali Yardım Aracı) Programı kapsamında, Dünya Bankası ve Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Kalkınma Ajansları Genel Müdürlüğü koordinasyonunda yürütülmekte olan bir çalışma. SEECO Projesinin amacı, sosyal girişimcilik yoluyla kadınların ve gençlerin sosyal ve ekonomik yönden güçlendirilmesine ve toplumsal uyumunun sağlanmasına katkıda bulunarak, kadınlar ve gençler için yeni istihdam alanları oluşturulması. Toplam bütçesi 5 milyon euro olan hibe programı kapsamında, Hatay, Kahramanmaraş ve Osmaniye illerinde KOBİ’lere yönelik ve en az 1 yıl önce kurulmuş şahıs işletmelerine, şirketlere ve kooperatif işletmelerine, KDV hariç 3 bin ile 25 bin Avro arasında hibe desteği sağlanması amaçlanıyor. SEECO projesi çerçevesinde başlayacak olan ‘Hızlandırma Hibe Programı’ için son başvuru tarihi 17 Mayıs 2024 olarak açıklandı.
Manisa Özgür Özel’den milliyetçilik vurgusu Manisa’nın Kula ilçesinde halka seslenen CHP Genel Başkanı Özgür Özel, "Ben yakamdaki parti rozetindeki 6 okun altısına da aşığım. Bu altı oktan milliyetçilik okunu hiç kimseye bırakamayız. Onun için birileri kendini milli kendinden olmayanları gayri milli, kendisini makbul geri kalanları hain ilan etmeye kalkıyordu. Bu oyuna gelmeyiz. Ne milliyetçiliği ne milli olmayı ne de vatan severliği asla ve asla size bırakmayız. Bunun üzerinden algı operasyonlarına teslim olmayız" dedi. CHP Genel Başkanı Özgür Özel, memleketi Manisa’daki ziyaretlerinin üçüncü ve son durağı olan Kula ilçesinde vatandaşların sevgi gösterileriyle karşılandı. Özel, partisinin Kula ilçe başkanlığını ve Kula Belediye Başkanı Hikmet Dönmez’i ziyaret ettikten sonra Kula Yunus Emre ve Şehit Ömer Halisdemir Kent Meydanında otobüs üzerinden halka hitap etti. "Atatürk’ün iki emanetine gözümüz gibi bakacağız" Kula Yunus Emre ve Şehit Ömer Halisdemir Kent Meydanında halka seslenen Özel, “Cumhuriyet tarihinde ilk kez Manisa’da hem büyükşehiri hem merkez ilçeleri hem 15 ilçeyi kazanıp bugün sizin karşınıza büyükşehir belediye başkanlarımızla, ilçe belediye başkanlarımızla büyük bir onur ve gururla çıktık. Hepinize yürekten teşekkür ediyorum. Hiç şüphe yok bu başarı sadece CHP’ye ait değildir. Öyle yaparsak büyük bir haksızlık yapmış oluruz. Bu başarı Kula ittifakının başarısıdır. Herkesin katkısının farkındayız. Bundan sonra iş bu büyük birlikteliği bir arada tutmak. Hikmet Başkanımız belediyenin kapılarını ardına kadar açtı. Onun hedefi Kula’ya en iyi hizmeti yapmak. Biz de Kula’ya destek için ne gerekiyorsa Mansur Yavaş’sa Mansur Yavaş’tan, Ekrem İmamoğlu ise Ekrem İmamoğlu’ndan her türlü destek. Biz bu seçimlerde bir zafer kazanmadık. Biz bu seçimlerde bir görev aldık. CHP olarak bu büyük ittifakı büyütmenin, korumanın, önümüzdeki seçimlere taşımanın ve dolayısıyla cumhuriyetin ikinci yüzyılının ilk genel seçimlerinde partimizi birinci parti yapmanın, Atatürk’ün partisini iktidar yapma görevi aldık. BU görev partizanca bir görev değildi. CHP herhangi bir parti değildir. BU parti Cumhuriyeti kim kurduysa, bu memleketi kimler kurtardıysa onların kurduğu bir partidir. BU parti baba ocağıdır. Hepimiz baba ocağına doğarız, orada büyürüz. Kimi ırakta oturur, kimi yakında oturur ama herkes bilir ki baba ocağı oradadır, bacası tütmekte, çorbası kaynamaktadır. O bacayı tüttürenler CHP’lilerdir. BU baba ocağı sadece CHP’lilerin değildir. Burası hepimizin. Burası dedemizin, babamızın partisidir. Biliriz ki başımız sıkınca gideceğimiz yer baba evidir. Zorda kalırsak, başımız sıkışırsak gideceğimiz yer baba evidir. Kimse size şimdiye kadar neredeydiniz demez. Kim Atatürk’ü seviyor, kim bayrağını, ülkesini seviyorsa biz de onu seviyoruz. Kim ki İstiklal Marşı çalarken ağlayan filenin sultanlarıyla ağlıyor, kim ki milli takım gol attığında havalara sıçtırıyorsa onlarla birlikteyiz. Biz kibre, güç zehirlenmesine kapılmayacağız. Aksine sorumluluğumuzun farındayız. Bu ülkede yoksulluk, işsizlik var. Çifti, esnaf perişan, emekliler açlığa terk edildi. 10 bin lira ile. Kira versin aç kalırsın, karnını doyursan sokakta kalırsın. Böyle bir ülke oluşturdular. Onun için mücadele verip halkın iktidarı kurmak, tekrar Atatürk’ün cumhuriyet, kimsesizlerin kimsesidir sözünü hatırlamak, uygulamak, işsizliği, yoksulluğu bitirmek, emeklinin yüzünü güldürmek, çiftçiyi milletin efendisi yapmak için hep birlikte çalışacağız. Birileri kavga etmemizi istiyor. Asla ve asla suni gündemlerin peşine takılmayacağız, kimlik siyaseti oyunlarına gelmeyeceğiz. Biz bu ülkenin gerçek sorunlarını konuşup onu dile getirip çözmek için mücadele edeceğiz. Diyorlar ki ‘Gel benimle kavga et’ ben kavga edeceksem, çiftçinin, emeklinin, yoksulun kavgasını edeceğiz. Millet bizden kavga istemiyor. Millet, oturun, çalışın ve derdime çare olun diyor. Yeniden seçimler olup iktidar olana kadar ana muhalefet partisiyiz. Bu ülkenin çıkarları için sonun kadar mücadele edeceğiz. Atatürk’ün iki emaneti olan hem Türkiye Cumhuriyeti’ne hem de partimize gözümüz gibi bakacağız" dedi. "Milliyetçilik oyununa gelmeyiz" "Ben yakamdaki parti rozetindeki 6 okun altısına da aşığım" şeklinde konuşmasına devam eden Özel, "Bu altı oktan milliyetçilik okunu hiç kimseye bırakamayız. Onun için birileri kendini milli kendinden olmayanları gayri milli, kendisini makbul geri kalanları hain ilan etmeye kalkıyordu. Bu oyuna gelmeyiz. Ne milliyetçiliği ne milli olmayı ne de vatan severliği asla ve asla size bırakmayız. Bunun üzerinden algı operasyonlarına teslim olmayız. Yaşasın cumhuriyet. Yaşasın Cumhuriyet Halk Partisi. Bu ülkeyi Atatürk’ün emanet ettiği gibi çiftçisine de, işsizine de sahip çıkana kadar, emekliler hakkını alana kadar önce muhalefet mücadele edeceğiz sonra iktidarda hepsinin yüzünü güldüreceğiz. Bize oy verenleri pişman etmeyeceğiz, oy vermeyenlerin de gönlünü kazanacağız. ‘Keşke ben de verseydim’ dedirteceğiz. İlk seçim gelsin oy atacağım dedirteceğiz. Bu partiyi nasıl yüzde onların altında Kula’da yüzde 50’nin üzerine getirdiysek, neredeyse Türkiye şampiyonu yaptıysak hep birlikte bu partiyi çok çalışarak iktidar yapacağız. Bunun için başta şunu ifade edeyim. Hikmet Başkan kazandı Kula kazandı, Ferdi Başkan kazandı Manisa Kazandı. Türkiye İttifakı kazandı, Türkiye kazandı. Ben partimizin genel başkanı olarak Hikmet Başkana şunu söylüyorum, sen çalış biz arkandayım. Örgütümüz bana emanet, örgütümüze Hikmet Başkanı emanet ediyorum, Hikmet Başkana Kula’yı emanet ediyorum sizleri de Allah’a emanet ediyorum" diyerek konuşmasını tamamladı.
Hakkari Engelli çift, inşaatını bitiremedikleri evleri için destek bekliyor Hakkari’nin Yüksekova ilçesinde yaşayan Çiğdem ve Orhan Dağdeviren çifti, temelini geçen sene attıkları evlerini tamamlamak için yetkililerden ve duyarlı vatandaşlardan destek bekliyor. Yüksekova’ya bağlı Çevreli Küme Evleri’nde yaşayan Çiğdem ve Orhan Dağdeviren çifti, 2022 yılında dünya evine girdi. Bedensel engelli olan ve tekerlekli sandalyeye mahkum bir hayat süren çift, kendilerine bir ev inşa etmek istedi. Geçen sene arsalarının üzerine temel atan çift, maddi imkansızlıklar yüzünden evlerini tamamlayamadı. En büyük hayallerinin evlerine yerleşmek olduğunu kaydeden Dağdeviren çifti, yetkililerden ve duyarlı vatandaşlardan destek bekliyor. Evlendikten sonra Yüksekova’da kaldıklarını kaydeden Çiğdem Dağdeviren, “Kaldığımız dairede hem kiramız arttı hem de giriş çıkışları bizim için sıkıntılıydı. Köye geldik, kaynımın evinde kalıyoruz. Onların evinin giriş çıkışı da bizim için rahatsız edici. Biz geldik bir temel attık. Malzemelerin bir kısmını borçla aldık, bir kısmı için de hayırseverler yardımcı oldu. Temeli attık ama geçen seneden beri bu temel böyle. İkimizin de engelli maaşı çok düşük. Valimiz olsun, vatandaşlar olsun, destek bekliyoruz kendilerinden. Biz de evimize girmek istiyoruz. Rahat etmek istiyoruz” şeklinde konuştu. Attıkları temelin ikinci yıla gireceğini ve temelde kullandığı inşaat malzemelerinin büyük kısmını borçla aldığını söyleyen Orhan Dağdeviren ise, “Zor durumdayız, sıkıntıdayız. İmkanlarımız yok. Tek gelirimiz engelli maaşımız. Onunla da bir şey yapılmıyor. Geçen seneden beri abimin evindeyiz. İçeri girmek, dışarı çıkmak bizim için çok sıkıntılı. Gelip gidemiyoruz. Kendimize göre ev yapmak için temel attık ama tamamlayamadık. Milletimiz bize destek olursa çok seviniriz” şeklinde konuştu.