GÜNDEM - 07 Kasım 2010 Pazar 13:21

Akdağ: Sağlıkta ortaçağı kapattık

A
A
A
Akdağ: Sağlıkta ortaçağı kapattık

Sağlık Bakanı Prof. Dr. Recep Akdağ Mardin'de sağlık çalışanlarıyla bir araya geldi.

MURAT AKGÜL
MARDİN

Sağlık Bakanı Prof. Dr. Recep Akdağ Yay Grand Oteli'nde yapılan toplantıda son 8 senede AK Parti hükümetleriyle gelen çok ciddi değişim hamlesi olduğuna dikkat çekerek ciddi bir dönüşüm yaşandığını vurguladı. Yaşanan dönüşümün sağlığa 'Sağlıkta dönüşüm projeleri' olarak yansıdığını kaydeden Bakan Akdağ, "Biz buna sağlık reformu programı adını vermedik. Çünkü Türkiye reform kelimesinden 2002 yılında biz geldiğimizde adeta bıkmıştır. Sözü edilen ama hiçbir şeyin değiştirilemediği uzun yıllar yaşandık biz. Onun için reform kelimesini kullanmadık. Yaptığımız iş ciddi bir reformdur, bu dönüşüm Türkiye'de ciddi bir devrim olmuştur. Hem insan kaynaklarımızın bütün Türkiye'ye hizmet edecek şekilde dengeli bir biçimde dağıtılması çalışılması, hem bu insan kaynaklarımızın siz değerli meslektaşlarımın çalıştıkları şartların hizmet edebilecek şekilde atılan adımlarımız, bunlarla beraber yeni ek ödeme sistemlerimiz, bütün bunlar aile hekimliği, hastanelerin birleştirilmesi, acil hizmetlerin geliştirilmesi bütün bunlar Türkiye'de sağlıkta bir dönem kapatmamıza, yeni bir dönem açmamıza imkan sağladı" ifadelerini kullandı. 

Bakan Akdağ, "Sağlıkta ortaçağı kapattık, yeniçağa geçtik" diyerek bunu sağlık çalışanları ile birlikte yaptıklarını vurguladı. Bakan Recep Akdağ, "Ayrıca bu konu ile ilgili Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin (TBMM) yaptıkları kanunların çok önemli bir değeri var" diye ekledi.

"SAĞLIK PERSONELİ SIKINTISI YAŞIYORUZ" 

Türkiye'de sağlık çalışanlarının ve sağlık firması personelinin iş yükünün fazla olduğunu belirten Bakan Akdağ, sağlık personeli sayısının nüfusa göre yetersiz olduğunu belirtti. Akdağ, "Hemşire, doktor sayısından bahsediyorum. Yıllarca meslek örgütleri hatta bazı sendikalar bu sayıların artmasına karşı koydular. Bunu üniversitelerimiz, YÖK, hatta yerine DPT bu ihtiyacı fark edemedi. Neden? Bir Avrupa ülkesinde nüfusuna kıyasla Türkiye'dekinin 5 misli olsun. Avrupa ortalamasında her 100 bin kişiye 700 hemşire düşerken, Türkiye'de her 100 bin kişiye 180 ebe hemşire düşüyor. Doktorda da böyleyiz. Avrupa ortalamasının yarısından daha az doktor sayımız. Avrupa'da her 100 bin kişiye 350 doktor düşerken, Türkiye de her 100 bin kişiye 150 doktor düşüyor. Bunun anlamı nedir? Doktorların çalıştıkları yerde iş yükü fazla. Nedir bunun anlamı, demek ki ebe ve hemşirelerimizin üzerindeki iş yükü fazla. Çözüm sayıyı artırmaktır. Biz her yıl çok sayıda eleman almaya devam ediyoruz. Ama bu sefer üniversite ve özel sektör şikayetçi ebe, hemşire bulamıyoruz. Bakın Türkiye'de bir mesleği olan ve diploma alan meslekler arasında işsizliğin hemen hemen hiç yaşanmayan alan 2010 yılında sağlık alanıdır. Sağlık diploması olanlar asla Türkiye'de işsizlik çekmezler" diye konuştu. 

Aile hekimliği uygulaması hakkında da bilgi veren Bakan Akdağ, "Aile hekimliğini günde 40 kişiye bakacak şekilde kurduk. Eskiden bir SSK hastanesinde doktor 150 kişi ile karşılaşırdı. Bir doktorun karşısına günde 40 kişi çıksa fazla değildir. Ne yapalım Türkiye'deki hastaları Yemen'e, Afrika'ya da gönderemeyeceğiz. Burada bakacağız. O zaman bu sayıların mutlaka artması lazım. En son hepiniz biliyorsunuz. Tam Gün Yasası Ne yaptık. Tam Gün Yasası'nda amacımız bu sistemi iyice yerli yerine oturtmak, hem vatandaşımızın işini kolaylaştırmaktır. Sağlıkta dönüşümden önce bir kendiniz veya bir yakınınız veya ailenizden bir ciddi bir ihtiyaç duyduğunuzda doktorun muayenehanesine para ödemek zorunda kalanlar var mı, sorusuna karşılık sağlık çalışanlarının hemen hemen hepsi elini kaldırdı. 2010 yılı içinde aynı ihtiyacı duyduğu için hekimin muayehanesine giderek para vermek zorunda kalanların parmak sayısında 5 kişi kaldırdı. Aile hekimliği gayet güzel yerleşmiş. Doktor personelerimizin dışında ebe ve hemşirelerimizin aile hekimliğine geçişlerde hiçbir tedirginlik yaşamayın, hem kazacınız artıyor hem de çalışmanın zevkine varacaksınız. Hizmet puanı yüksek olanlar aile hekimliğine geçişlerde hiç tereddüt etmesinler. Sağlık hizmeti beklenmeyen bir ihtiyaçtan karşılanan gelen, önceden planlama yapamazsınız. Anneniz veya babanız rahim, meme kanseri oldu doktora gidecek, para gidecek. Ameliyathane, para gidecek. Yatıracaksın, para gidecek. Emar çektireceksin para vereceksin. Böyle bir sosyal devlet olmaz. Oysa Anayasa'mızda bir sosyal devlet olduğumuz yazılı. İşte bütün bir çabamız böyle bir sosyal devlet kurmaktı" şelinde konuştu.

"DAHA ÇOK KAZANMAK İSTİYORSUNUZ, BEN DE SİZE DAHA ÇOK GELİR SAĞLAMAK İSTİYORUM" 

Kendi bakanlık döneminden önce Mardin'de sadece bir ambulansın görev yaptığını dile getiren Recep Akdağ, o ambulansın da parayla hizmet götürdüğünü hatırlattı. Prof. Dr. Akdağ, Mardin'de bugün 26 ambulansla hizmet verildiğinin belirterek, "Ama yinede vatandaş ambulans istiyor. Gece yarısı bir fakirin ailesini arıyoruz. İzmir'de size uygun bir nakil bulundu diyoruz. İnsanlar 'hadi oradan alay mı ediyorsunuz' diye cevap veriyor. İşte biz böyle bir sistemi oturttuk. Tam Gün Yasası da birtakım lobiler ve ana muhalefet partisi Anayasa Mahkemesi, Danıştay bu iş biraz zedelendi. Ama Tam Gün Yasası ile size getirebildiğimiz doktor dışı size getirdiğimiz kazançlar oldu. 1. nöbet ücretleriniz de önemli ölçüde arttı. İkincisi yüzde 20 daha ek ödeme alma imkanı getirdik, mesai saati sonrası çalışmalar için. Biz üst sınırı yüzde 20 daha arttırdık. Mardin'e yeni bir 300 yataklı bir hastane yapıyoruz. Kızıltepe'de 200 yataklı devlet hastanesini açmak üzereyiz. Midyat Devlet Hastanesi'ni Şubat sonunda açacağız. Nusaybin'de bir hastaneyi de 2,5 yıllık içinde bitirerek hizmete açacağız. Daha çok kazanmak istiyorsunuz. Ben de size daha çok gelir sağlamak istiyorum. Bu da benim hedeflerim arasındadır. Ama bunun bir şartı var. Ülkede istikrarın devam etmesi, ülkenin ekonomisinin aynı bu şekilde iyiye gitmesi. Bu böyle devam ettiği müddetçe birlikte kazanacağız" ifadelerini kullandı.  Bakan Akdağ öğleden sonra Sağlık Bakanlığı tarafından başlatılan 'Sağlıkta Bilgilendirme ve Değerlendirme' toplantısına katılacak

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Bakan Ersoy, Yunan mevkidaşı ile "Romeo ve Juliet" oyununu izledi Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy ile Yunanistan Kültür Bakanı Lina Mendoni, William Shakespeare’in unutulmaz eseri "Romeo ve Juliet" oyununun Atatürk Kültür Merkezi’ndeki (AKM) gösteriminde bir araya geldi. Oyun, Türkiye’den Devlet Tiyatroları ve Yunanistan’dan Atina Konser Salonu Megaron ve Yorgos Lykiardopoulos kültürel organizasyonu Lykofos ortak projesiyle Ege’nin her iki yakasında tiyatro severlerle buluşuyor. Yunanistan ve Türkiye’den sanat kurumları ile sanatçıları bir araya getiren proje, iki ulus arasında köprü kurmayı hedefliyor. Dün İstanbul’da ilk gösterimi yapılan ve 28 Nisan’a kadar sahnelenmeye devam edecek esere ilişkin AKM’de gerçekleştirilen basın toplantısında Bakan Mehmet Ersoy, Bakan Lina Mendoni ile verimli bir görüşme gerçekleştirdiklerini ve değerlendirmelerde bulunduklarını söyledi. Basın toplantısında konuşan Bakan Ersoy, "Bugün değerli mevkidaşım, Yunanistan Kültür Bakanı Sayın Lina Mendoni ve beraberindeki heyeti misafir ettik. Verimli bir görüşme gerçekleştirdik; değerlendirmelerde bulunduk. Şimdi ise çok güzel bir sanat birlikteliği vesilesiyle buradayız. Devlet Tiyatrolarımız ile Pire Belediye Tiyatrosunun ortak bir proje çerçevesinde sahneye koyduğu Romeo ve Juliet oyununun İstanbul galasını izleyeceğiz” dedi. "Sanatın evrenselliği insanlık için daima ortak bir çatı olmuş; en güzel, en anlamlı birlikteliklere ev sahipliği yapmıştır" diyen Ersoy, sözlerine şöyle devam etti: “Bizler de buna sahip çıkmanın, katkı ve değer sunmanın gayretindeyiz. İnanıyorum ki bu proje sadece bir başlangıç olacak, önümüzdeki dönemlerde sanatın diğer alanlarına da yayılacaktır. Romeo ve Juliet, Shakespeare’in eşsiz kaleminden çıkmış ölümsüz bir klasik. Bizler ise bu eseri, sanatçılarımızın kendi kültürel ve tarihsel geçmişlerinden ilham alarak yeniden yorumladıkları bir temsille sahneye taşıyoruz. Oyundaki aileler kendi aralarında anadillerinde konuşurken bir araya geldiklerinde, bildikleri tek ortak dil olan İngilizce ile iletişim kuracaklar. Bu yaklaşım, farklı dillerin ve kültürlerin etkileşimiyle insan doğasının derinliklerine inerek evrensel duyguları keşfetmeyi amaçlamaktadır. Esere günümüz dünyasından açılan bu çağdaş bakış açısı ve yeni yorum vesilesiyle Türkiye ve Yunanistan’ın köklü kültürel mirasını da bir araya getirmiş ve iki ülke arasında derinleşen kültürel diyaloğu sembolize etmiş olacağız. Provalar 18 Şubat’ta, Yunanistan’da başlamıştı. Yönetmen Lefteris Giovanidis’in rejisiyle sahneye taşınan eser, Türkiye’de sanatseverlerle buluşmasının ardından Mayıs ayında, Atina’da perdelerini açacak ve iki ülkede toplamda 13 temsil gerçekleştirilecek. Ayrıca 17-27 Mayıs 2024 tarihleri arasında, Antalya’da düzenlenecek olan 14’üncü ‘Devlet Tiyatroları Antalya Uluslararası Tiyatro Festivali’nde yer almasını da planlıyoruz. Yine yaz aylarında ve önümüzdeki tiyatro sezonunda Türkiye’nin ve Yunanistan’ın farklı şehirlerinde sahnelenmesi, Avrupa’daki prestijli tiyatro festivallerine katılımı söz konusu olacak. Türkiye ve Yunanistan arasındaki kültürel ilişkilerin geliştirilerek daha ileri boyuta taşınması adına bundan sonra da Yunanistan’ın ilgili kurum ve kuruluşlarıyla eşgüdüm ve iş birliği içerisinde çalışmaktan memnuniyet duyacağımızı ifade etmek isterim. Sayın Bakan’a, Pire Belediye Tiyatrosunun ve Devlet Tiyatrolarımızın çok değerli sanatçılarına ve Sayın Lefteris Giovanidisi’in şahsında, sahne arkasında bu esere emek veren bütün ekibe teşekkür ediyorum. Sanatseverleri bu özgün ve özel temsili izlemeye davet ediyor, hepinize saygılar sunuyorum” dedi. Yunanistan Kültür Bakanı Lina Mendoni ise eserin sahneye konulma sürecinden bahsederek, Türk- Yunan ilişkileri bakımından oyunun İstanbul’da izleyicilerle buluşmasından dolayı mutluluk duyduklarını ifade etti. Romeo ve Juliet’in en güzel aşk hikayesi, aynı zamanda da bir drama olduğunu belirten Mendoni, "Bu oyun bir başlangıç olabilir. İki toplumun kültürel bağlarımızı daha da yüksek hale getirebiliriz. Sadece devlet düzeyinde değil, özel kuruluşlar arasında da ortak projelerin ve ikili işbirliklerinin olduğunu öğrenmekten mutluluk duyuyoruz. Yakın zamanda sizleri Atina’ya 16 Mayıs’ta sahnelenecek oyuna da bekliyorum. Eminim oyun, Atina’da da çok iyi karşılanacak" diye konuştu. Bakan Ersoy ve Mendoni, ortak basın toplantısının ardından AKM Tiyatro Salonu’nda sahne alan "Romeo ve Juliet" oyununu birlikte takip etti.
Adana Okan Buruk: “Büyük rekorlara imza atıyoruz” Galatasaray Teknik Direktörü Okan Buruk, Y. Adana Demirspor galibiyetinin ardından yaptığı açıklamada “Büyük rekorlara imza atıyoruz. Daha büyük rekorlar ve başarılar bizi bekliyor. Bunun mutluluğunu yaşıyoruz” dedi. Trendyol Süper Lig’in 34. haftasında Galatasaray deplasmanda Y. Adana Demirspor’u 3-0 mağlup etti. Maç sonu basın toplantısında konuşan Galatasaray Teknik Direktörü Okan Buruk, Adana deplasmanının zorlu olduğunu belirterek, “Adana deplasmanı birçok takım için çok zordur. Maç öncesi muhteşem bir koreografi vardı. Maç atmosferi çok güzeldi. Oyuna bakacak olursak da bizlerin ofansif anlamda çok kolay pozisyon ürettiğimiz oyunlardan biriydi. Oyun içerisinde rakibimizin de çok net pozisyonları vardı. Kaptanımız Muslera kendisi bir rekora imza attı. Galatasaray’ın kazandığı 3 puanda önemli bir rolü vardı. Rakibimize verdiğimiz pozisyonlardan dolayı mutlu değilim. Bugün buradan ayrılırken 7 puan önde ayrılıyoruz. Bir sonraki maça da hazırlanırken rakiplerimizin maçlarını da bekleyeceğiz. Kendi rekorumuzu geçtik, benim ve oyuncularım açısından çok önemli. Herkese teşekkür ediyorum. Hep beraber bu rekorları kırıyoruz. Büyük rekorlara imza atıyoruz. Daha büyük rekorlar ve başarılar bizi bekliyor. Bunun mutluluğunu yaşıyoruz” ifadelerini kullandı. Fenerbahçe ve Beşiktaş arasında oynanacak maç hakkında da sorulan soruya cevap veren Buruk, “Rakibimizin iki kanadı da çok geriye dönmedi. 56 kere ceza sahasına girip 25 şut atmışız. Rakibimiz iyi savunma yapamadı. Biz hep kendi maçımıza odaklanıyoruz. Biz kendi maçlarımızı kazandığımız için avantajlı olan biziz. Rakibimizin puan kaybetmesi halinde bu puan farkı 6 veya 7 olarak değişecek. Hiçbir şey bitmedi. Devam ediyoruz” diye konuştu.
Adana Hikmet Karaman: “Alkışlanacak bir mücadele ortaya koyduk” Y. Adana Demirspor Teknik Direktörü Hikmet Karaman, 3-0 mağlup oldukları Galatasaray maçı sonrası yaptığı açıklamada, “Futbolda bazen moral fiziksel kondisyonun önüne geçer. Gole kadar oyun anlamında, pozisyon anlamında alkışlanacak bir mücadele ortaya koyduk” dedi. Trendyol Süper Lig’in 34. haftasında Y. Adana Demirspor, evinde karşılaştığı Galatasaray’a 3-0 mağlup oldu. Maç sonu basın toplantısında konuşan Y. Adana Demirspor Teknik Direktörü Hikmet Karaman, “İlk 45 dakikada çok önemli pozisyonlar oluşturduk. Kaleci Muslera’yı tebrik etmek gerek. İkinci yarı 1-0 ve 2-0 oldu. Futbolcularım iyi mücadele etti. Gole kadar oyun anlamında, pozisyon anlamında alkışı hak eden bir performans ortaya koyduk. Maçın son bölümlerinde Galatasaray üstünlüğü ele aldı. Taraftarlarımıza da teşekkür ediyorum. Maç öncesi çok güzel bir atmosfer vardı. Galatasaray’a bundan sonra başarılar diliyorum” ifadelerini kullandı. "İlk 45 dakikada planlarımızın hepsi tuttu" Adana Demirspor’un zorluklar yaşadığını aktaran Karaman, “Bu takım 12 haftalık bir takım. Adana Demirspor takımı 12 haftadır birbirini tanımaya çalışan oyuncu gruplarıyla maça çıkıyor. Geçtiğimiz sezonların takımı ortada yok. İlk 45 dakikada planlarımızın hepsi tuttu. Yediğimiz gollerden sonra moraller bozuldu. Galatasaray gibi bir takıma karşı oynuyorsun ve ilk devre yakaladığın net pozisyonlar var. Futbolda bazen moral fiziksel kondisyonun önüne geçer. 2-0’dan sonra gördünüz ne kadar rahatladı. Yusuf Sarı ve Emre Akbaba çok önemli oyuncular ama yoklardı. Biz elimizdeki oyuncularla planlamayı en iyi şekilde yaptık. Müthiş bir maç izlendi. Futbol bir oyun, alkışlayacaksın. Bu oyunculara da sahip çıkacaksın. Zaman zaman kulüpler ekonomik ve sevk, idare anlamında zorluklar yaşayabilir. Biz de bunu şu anda kontrol ediyoruz. Semih Güler’in sakatlanması da bizi etkiledi. Alkışlanacak bir mücadele ortaya koyduk” diye konuştu.