YEREL HABERLER - 11 Ocak 2012 Çarşamba 14:26

UAÜ, KONAKLAMA SEKTÖRÜNÜN YÖNETİCİLERİ İLE BULUŞTU

A
A
A
UAÜ, KONAKLAMA SEKTÖRÜNÜN YÖNETİCİLERİ İLE BULUŞTU

Antalya bölgesindeki 5 yıldızlı otellerin genel müdürleri, Uluslararası Antalya Üniversitesi’nin düzenlediği ’Uluslararası Antalya Üniversitesi’nin Bölgeye ve Turizm Sektörüne Katkıları’ konulu toplantıda biraraya geldi.
Antalya’nın ilk vakıf üniversitesi özelliğine sahip Uluslararası Antalya Üniversitesi’nin bölge turizmine sağlayacağı katkılar, oluşturulacak karşılıklı işbirlikleri, nitelikli personel yetiştirilmesi ve istihdama katkıları gibi konuların paylaşıldığı toplantıda UAÜ Rektörü Prof Dr. Cihat Göktepe ve UAÜ Mütevelli Heyeti Başkanı Fettah Tamince konuşma yaptı.
UAÜ Rektörü Prof. Dr. Cihat Göktepe konuşmasında, Uluslararası Antalya Üniversitesi’nin bölgenin ekonomik ve sosyal gündemini şekillendirme, doğu ile batı kültürlerini sentezleyerek uluslararası bir üniversite olma vizyonu ile yola çıktıklarını belirtirken, üniversitenin uluslararası kimliğine ve yabancı uyruklu öğrenci oranının Türkiye’deki diğer üniversitelere kıyasla çok daha yüksek olacağına dikkat çekti.
Prof. Dr. Göktepe, “Üniversitemiz Antalya’yı bir eğitim üssü haline getirerek, turizmden tarıma, bilişim sektöründen finans sektörüne kadar uzanan geniş bir yelpazede Türkiye’ye pozitif katkılar sağlayacaktır. Eğitim kalitesi ile akademisyen kalitesi doğru orantılıdır. Bu nedenle üniversitemizin akademik kadrosu, dünyanın önde gelen üniversitelerinden mezun olmuş Türk ve yabancı uyruklu genç, dinamik ve üretken öğretim üyelerinden oluşturuldu. Üniversitemizin vizyonunu ancak böylesine kaliteli ve güçlü bir eğitim ordusu ile gerçekleştirilebiliriz. Türkiye gündemine yön vermeyi, uluslararası prestijli fonları Türkiye’ye çekmeyi ve uluslararası anlamda ses getirecek kaliteli akademik yayın yapmayı hedefliyoruz” dedi.
Uluslararası Antalya Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Fettah Tamince ise şunları söyledi:
“Her yıl milyonlarca turisti ağırlayan Antalya’da, nitelikli personel ihtiyacının ve uluslararası insan kaynağının önemi gün geçtikçe artmakta. Üniversitemizi, hem turizm konusunda verilecek eğitim hem de hedeflenen yabancı öğrenci oranı yüksekliği ile bu ihtiyacı karşılayacağı için çok önemsiyoruz. Öncelikli hedefimiz, lider yetiştiren bir üniversite olmak. Öğrencilerimizi konaklama sektörünün önde gelen isimleri ve yöneticilerinin tecrübeleriyle buluşturarak yeni fikirler, yeni projeler, yeni araştırmalar etrafında toplayacağız. Bu liderler gelecekte hem ülkemizin hem de turizm sektörünün kalkınmasına hizmet edecekler. Üniversitemiz, aynı zamanda strateji üreten, araştırmalar yapan, düşünen, verileri toplayıp değerlendirebilen, çalıştaylar yapan, gelecek yılların vizyonunu ortaya koyan ve genç yetenekleri yetiştiren bir merkez olacaktır.”
Konuşmasında, dünya ekonomik trendlerinin Türk turizmine etkilerini de değerlendiren ve markalaşmanın önemini vurgulayan Tamince, “Türkiye uluslararası anlamda maalesef halen Almanya, Fransa ile karşılaştırılamayacak kadar az markaya sahip bir ülke. Gelişmiş ülkeler sahip oldukları markaların değerini bilerek, markalarına sahip çıkmakta ve desteklemekteler. Çünkü markaların ülke ekonomisine katkıları çok büyük. Türkiye’nin en büyük avantajı genç ve dinamik bir nüfusa sahip olması. Bulunduğumuz coğrafya itibarıyla bir çok medeniyeti ağırlamış topraklara sahibiz ve bir çok ülke ile tarih, din, kültür açısından birbirimize yakınız, kolay ve kısa sürede iletişim kurabilme şansına sahibiz. Potansiyelimizi ve tecrübelerimizi başka coğrafyalara taşıyacak liderler yetiştirmeye ihtiyacımız var. Çünkü ne kadar güçlüyseniz, o kadar dinlenirsiniz” dedi.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Bakan Ersoy, Yunan mevkidaşı ile "Romeo ve Juliet" oyununu izledi Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy ile Yunanistan Kültür Bakanı Lina Mendoni, William Shakespeare’in unutulmaz eseri "Romeo ve Juliet" oyununun Atatürk Kültür Merkezi’ndeki (AKM) gösteriminde bir araya geldi. Oyun, Türkiye’den Devlet Tiyatroları ve Yunanistan’dan Atina Konser Salonu Megaron ve Yorgos Lykiardopoulos kültürel organizasyonu Lykofos ortak projesiyle Ege’nin her iki yakasında tiyatro severlerle buluşuyor. Yunanistan ve Türkiye’den sanat kurumları ile sanatçıları bir araya getiren proje, iki ulus arasında köprü kurmayı hedefliyor. Dün İstanbul’da ilk gösterimi yapılan ve 28 Nisan’a kadar sahnelenmeye devam edecek esere ilişkin AKM’de gerçekleştirilen basın toplantısında Bakan Mehmet Ersoy, Bakan Lina Mendoni ile verimli bir görüşme gerçekleştirdiklerini ve değerlendirmelerde bulunduklarını söyledi. Basın toplantısında konuşan Bakan Ersoy, "Bugün değerli mevkidaşım, Yunanistan Kültür Bakanı Sayın Lina Mendoni ve beraberindeki heyeti misafir ettik. Verimli bir görüşme gerçekleştirdik; değerlendirmelerde bulunduk. Şimdi ise çok güzel bir sanat birlikteliği vesilesiyle buradayız. Devlet Tiyatrolarımız ile Pire Belediye Tiyatrosunun ortak bir proje çerçevesinde sahneye koyduğu Romeo ve Juliet oyununun İstanbul galasını izleyeceğiz” dedi. "Sanatın evrenselliği insanlık için daima ortak bir çatı olmuş; en güzel, en anlamlı birlikteliklere ev sahipliği yapmıştır" diyen Ersoy, sözlerine şöyle devam etti: “Bizler de buna sahip çıkmanın, katkı ve değer sunmanın gayretindeyiz. İnanıyorum ki bu proje sadece bir başlangıç olacak, önümüzdeki dönemlerde sanatın diğer alanlarına da yayılacaktır. Romeo ve Juliet, Shakespeare’in eşsiz kaleminden çıkmış ölümsüz bir klasik. Bizler ise bu eseri, sanatçılarımızın kendi kültürel ve tarihsel geçmişlerinden ilham alarak yeniden yorumladıkları bir temsille sahneye taşıyoruz. Oyundaki aileler kendi aralarında anadillerinde konuşurken bir araya geldiklerinde, bildikleri tek ortak dil olan İngilizce ile iletişim kuracaklar. Bu yaklaşım, farklı dillerin ve kültürlerin etkileşimiyle insan doğasının derinliklerine inerek evrensel duyguları keşfetmeyi amaçlamaktadır. Esere günümüz dünyasından açılan bu çağdaş bakış açısı ve yeni yorum vesilesiyle Türkiye ve Yunanistan’ın köklü kültürel mirasını da bir araya getirmiş ve iki ülke arasında derinleşen kültürel diyaloğu sembolize etmiş olacağız. Provalar 18 Şubat’ta, Yunanistan’da başlamıştı. Yönetmen Lefteris Giovanidis’in rejisiyle sahneye taşınan eser, Türkiye’de sanatseverlerle buluşmasının ardından Mayıs ayında, Atina’da perdelerini açacak ve iki ülkede toplamda 13 temsil gerçekleştirilecek. Ayrıca 17-27 Mayıs 2024 tarihleri arasında, Antalya’da düzenlenecek olan 14’üncü ‘Devlet Tiyatroları Antalya Uluslararası Tiyatro Festivali’nde yer almasını da planlıyoruz. Yine yaz aylarında ve önümüzdeki tiyatro sezonunda Türkiye’nin ve Yunanistan’ın farklı şehirlerinde sahnelenmesi, Avrupa’daki prestijli tiyatro festivallerine katılımı söz konusu olacak. Türkiye ve Yunanistan arasındaki kültürel ilişkilerin geliştirilerek daha ileri boyuta taşınması adına bundan sonra da Yunanistan’ın ilgili kurum ve kuruluşlarıyla eşgüdüm ve iş birliği içerisinde çalışmaktan memnuniyet duyacağımızı ifade etmek isterim. Sayın Bakan’a, Pire Belediye Tiyatrosunun ve Devlet Tiyatrolarımızın çok değerli sanatçılarına ve Sayın Lefteris Giovanidisi’in şahsında, sahne arkasında bu esere emek veren bütün ekibe teşekkür ediyorum. Sanatseverleri bu özgün ve özel temsili izlemeye davet ediyor, hepinize saygılar sunuyorum” dedi. Yunanistan Kültür Bakanı Lina Mendoni ise eserin sahneye konulma sürecinden bahsederek, Türk- Yunan ilişkileri bakımından oyunun İstanbul’da izleyicilerle buluşmasından dolayı mutluluk duyduklarını ifade etti. Romeo ve Juliet’in en güzel aşk hikayesi, aynı zamanda da bir drama olduğunu belirten Mendoni, "Bu oyun bir başlangıç olabilir. İki toplumun kültürel bağlarımızı daha da yüksek hale getirebiliriz. Sadece devlet düzeyinde değil, özel kuruluşlar arasında da ortak projelerin ve ikili işbirliklerinin olduğunu öğrenmekten mutluluk duyuyoruz. Yakın zamanda sizleri Atina’ya 16 Mayıs’ta sahnelenecek oyuna da bekliyorum. Eminim oyun, Atina’da da çok iyi karşılanacak" diye konuştu. Bakan Ersoy ve Mendoni, ortak basın toplantısının ardından AKM Tiyatro Salonu’nda sahne alan "Romeo ve Juliet" oyununu birlikte takip etti.