GENEL - 16 Ocak 2012 Pazartesi 10:56

(ÖZEL HABER) BU KÖYDE 7`DEN 70`E HERKES KAYAKÇI

A
A
A
(ÖZEL HABER) BU KÖYDE 7`DEN 70`E HERKES KAYAKÇI

Uludağ’ın eteklerindeki Alaçam köyünde 7’den 70’e herkes kayak yapıyor. Pist uzunluğu ile dikkat çeken köyde traktörler telesiyej olarak kullanılırken, her evde kayak takımı bulunuyor.
Kış turizminin önemli merkezlerinden Uludağ’da tatilciler kayak ve snowboardın keyfini çıkartırken, Alaçam köylüleri de bu zevkten mahrum kalmıyor. Uludağ’a alternatif olarak planlanan ve Bursa’nın çılgın projeleri arasına alınan Alaçam’daki atıl haldeki pistler, köy sakinlerine hizmet veriyor. Her evde kayak takımı ve snowboardın bulunduğu köyde 7’den 70’e herkes kayak yapmaya başladı. 12 yıl önce bir kayak hocasının köye kayak takımı hediye etmesiyle başlayan merak, bugün herkesin vazgeçemediği bir
tutkuya dönüştü. Köy sokaklarını traktör kepçesiyle ezerek kayak yapmaya elverişli hale getiren köylüler, güne kayak yaparak başlıyor. 70 yaşındaki insanların bile snowboarda binerek kayak yaptığı köyde, kayak takımı olmayanlar karın keyfini şambrelle çıkartıyor.
TRAKTÖRLE TELESİYEJ ÇÖZÜMÜ
Köyün içinden geçen yaklaşık 4 kilometrelik pistin başına yürüyerek çıkmak zorunda kalan ve bu sebeple çabuk yorulup kaymanın zevkine varamayan köylüler, kısa sürede buna da ilginç bir çözüm buldu. Bir traktörün kepçesine binerek veya traktörün arkasına bağlanan bir ipe tutunarak tekrar zirveye çıkmayı başaran köylüler, ardından köyün içinden geçerek aşağıya iniyor. Profesyonel kayakçıları aratmayan köylüler, yumuşak kar üzerindeki şovlarıyla profesyonel kayakçıları taş çıkartıyor. Teknolojiyi de
yakından takip eden köylüler, karda hareket kabiliyeti yüksek ATV motosikletler kullanıyor. Köylüler, ATV’deki profesyonelliklerini de sergiledikleri mini şovla gösteriyor.
Köyün erkeklerinin kayak yaptığı pistlerde, küçükler ve gençler de şambrel lastiklerinin üstünde kayarak karın keyfini çıkartıyor. Köylülerin muhtemel kayak kazalarına karşı aldıkları traktör lastikli barikat dikkat çekerken, eskiyen kayakları keserek kendilerine kızak yapan çocuklar, "Kızakları üçe bölüyoruz. Tahtaların takozlarını çiviyle yerine çakarak, altına kestiğimiz kayak parçalarını koyuyoruz. Bu daha hızlı kaymamızı sağlıyor" dediler.
DÜNYANIN EN UZUN PİSTİ ALAÇAM
Yılın 3-4 ayını karla geçiren köyde köylülerin kahvede oturmak yerine kayak sporuyla uğraştığını söyleyen Alaçam sakinlerinden Nevzat Aydın, Alaçam’ın pist uzunluğu nedeniyle birçok kayak merkezine rakip olabilecek bir potansiyeli olduğunu dile getirdi. Aydın, "Dünyanın en uzun pistine sahibiz. Bu köyde 7’den 70’e herkes kayak yapmayı biliyor. Kışın kahvede oturmaktansa kayak sporuyla uğraşıyoruz" dedi.
Bölgenin kış turizmine elverişli olduğunun altını çizen Aydın, "Alaçam sağlı sollu kayıldığı takdirde 22 kilometrelik bir pist uzunluğuna sahip. Bu dünyada olmayan bir şey. 4 kilometrelik çıplak alanımız var. Dünyanın değişik ülkelerinden buraya gelip yatırım yapmak isteyenler var. Hükümet Bursa’nın çılgın projeleri arasında Alaçam Kayak Merkezi’ni gündemine aldı. Projeler hazır. Bunların bir an önce hayata geçirilmesini istiyoruz" diye konuştu.
Öte yandan köye günübirlik mangal yapmaya gelenler de şambrellerle kayıp, kartopu oynayarak eğleniyor.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kahramanmaraş Toz taşınımı Kahramanmaraş’ı etkisi altına aldı Kahramanmaraş’ta Kuzey Afrika’dan gelen toz taşınımı etkili oldu. Görüş mesafesinin düştüğü kentte, hava kalitesi de alarm verici seviyelere ulaştı. Afrika üzerinden gelen çöl tozu, Kahramanmaraş’ı etkisi altına aldı. Kentte toz taşınımı nedeniyle görüş mesafesinde düşme ve hava kalitesinde azalmaya neden oldu. Meteoroloji’nin uyarasının ardından kentin kuşbakışı görüldüğü alanlarda şehrin üzerinde toz bulutlarının etkili olduğu görüldü. Toz taşınımından etkilenen Kahramanmaraşlı esnaflar, görüş mesafesinin düşmesi ve hava kirliliği nedeniyle zor anlar yaşıyor. Galerici esnaflarından Mustafa Başkonuş, “Kahramanmaraş’ta son 2 gündür özellikle Kuzey Afrika’dan gelen toz bulutları etkili olmakta. Gördüğünüz gibi bizim araçlarımızın üstü tozdan geçilmiyor. Şu an yıkasam yarım saat sonra yine aynısı oluyor” dedi. Gıda işletmecisi Kemal Alagöz ise, “Gıdacı olarak bizleri çok etkiliyor, kapımızı açamıyoruz. Önlemimizi almak için kapımızı kapatıyoruz, ürünlerimizin üstünü kapatıyoruz. Her 15-20 dakikada bir elimizle sürekli temizliyoruz. Mesela benim çocuğun alerjisi var, okula bile gönderemiyoruz” diye konuştu. Bir diğer esnaf Kadir Gülcü, “Kapımızı kapatıyoruz, içeride klimamız çalışıyor ama yine kapı açılıp kapandıkça içeri toz oluyor” ifadelerini kullandı. (MTH-FKE-
Iğdır Iğdır’da hibe destekli sebze fidesi ve soya tohumu dağıtıldı Iğdır’da tarımsal arazilerin kullanımının etkinleştirilmesi çerçevesinde hazırlanan projeler ile hibe destekli sebze fidesi ve soya tohumu dağıtıldı. Iğdır İl Tarım ve Orman Müdürlüğünün hazırladığı ve Tarım ve Orman Bakanlığı ile Iğdır İl Özel İdaresinin destekleri ile şehirde tarımsal arazilerin kullanımının etkinleştirilmesi için çalışma başlatıldı. Yapılan çalışmalar çerçevesinde “Iğdır’da Sebze Yetiştiriciliğinin Geliştirmesi Projesi” çerçevesinde yüzde 50 sebze fidesi ve “Iğdır’da Soya Yetiştiriciliğin Geliştirmesi ve Yaygınlaştırılması” projeleri çerçevesinde de yüzde 75 hibe destekli soya tohumu dağıtımı gerçekleştirildi. Yeni projelerle çiftçilere hibeli desteklerin devam edeceğine belirten Iğdır Valisi Ercan Turan, “Üreten Iğdır bizim en büyük motorumuzdur. Sanayide, ticarette ve bir hasa tarımda günden güne daha da kendimizi geliştiriyoruz. Ülkemizin ticaret hayatına üretim hayatına çok değerli katkılar sunuyoruz. Tabi Iğdır bir tarım kenti ve ciddi bir tarımsal tecrübe sahiptir. Hayvancılık tarafında da aynı şekilde süt sağım alanında da çok iyi noktalara geldik gelmeye devam ediyoruz. Hayvancılığı destekleyeceğiz. Burada şimdi daha önceden de yaptığımız gibi yeni bir proje yaptık. Soya tohumu dağıtacağız. Ayrıca 250 bin fide dağıtacağız” dedi. Proje çerçevesinde domates, patlıcan ve biber fidesi olarak toplamda 691 bin 192 adet fide 258 çiftçiye dağıtılırken, 3 bin 850 kilogram soya tohumu da 14 çiftçiye dağıtıldı. (SY-AT)
Batman ’Zuzubak’ otunun fiyatını duyan dönüp bir daha bakıyor: Kilosu 5 bin liradan alıcı buluyor Batman’ın Sason ilçesinde yüksek dağlarda yetişen ve birçok hastalığa iyi geldiği düşünülen "zuzubak" otunun kilosu 5 bin liradan alıcı buluyor. Yemeklerde baharat olarak tüketilen, şifalı bir bitki olarak düşünülen zuzubak otu, ilçenin Mereto ve Zoveser dağlarının eteklerinde yetişiyor. Ot, köylerde yaşayan vatandaşlar için önemli bir geçim kaynağı oluşturuyor. Otun bölgede azalması nedeniyle bu yıl kilogramı 5 bin liradan alıcı buluyor. Yüksek kayalıklardan topladıkları zuzubak otunu tahtadan yapılan huninin içinde kaya tuzu ile birlikte taşla ezerek hazır hale getirdikten sonra kilosunu 2 bin 500 ile 5 bin lira arasında sattıklarını belirten Muharrem Algan, “Biz bunu toplayabilmek için saatlerce yol yürümek zorunda kalıyoruz. Çok yüksek kayalıklarda yetişiyor. Toplanması çok zordur. Toplarken düşme tehlikesi yaşıyoruz. Bu bölgede Mereto Dağı etraflarında yetişiyor. Topladığımız zuzubak otunu ufak ufak keserek ayıkladıktan sonra kaya tuzu ile birlikte huninin içinde ezerek toz haline getiriyoruz. Biz bunu yemeklerde baharat olarak kullanıyoruz. Bir çok hastalığa iyi geldiğini biliyoruz. Çok tercih edilen bir baharat otudur. Ben İstanbul’a ve buralarda talep edenlere gönderiyorum. Ayrana yoğurta, salatalık, domates ve benzeri bir çok yemeğin içine katarak tüketiyoruz. Bizim de tek gelirimiz budur” dedi. Zuzubak otunun çok şifalı olduğunu öne süren Sait Boğuş, otun kilosu şu anda 4 ile 5 bin lira arasında sattıklarını söyledi. Adet olarak da 100 liradan sattıklarını aktaran Boğuş, "Bu otu biz tuzla öğüterek baharat olarak kullanıyoruz. Özelikle kalp ve damar hastalıklarına iyi geliyor. Her kese şifalı olmasını diliyorum” şeklinde konuştu. Hacı Aktaş ise, zuzubak otunun çok şifalı olduğu için fiyatının da yüksek olduğunu dile getirdi.
Antalya Akdeniz Üniversitesi’ne YÖKAK’tan 5 yıllık akreditasyon YÖKAK Kurumsal Akreditasyon Belgesi almaya hak kazanan ilk 6 devlet üniversitesinden biri olan Akdeniz Üniversitesi, 5 yıllık tam akreditasyon almaya hak kazandı. Akdeniz Üniversitesi, Yükseköğretim Kalite Kurulu (YÖKAK) tarafından “Kurumsal Akreditasyon Programı” kapsamında tam akreditasyon almaya hak kazandı. Akdeniz Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Özlenen Özkan, 5 yıllık akreditasyon belgesini YÖKAK Uluslararası Kalite Güvencesi ve Akreditasyon Konferansı’nda Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar ve YÖKAK Başkanı Prof. Dr. Ümit Kocabıçak’tan aldı. Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Itri Kongre ve Kültür Merkezi’nde düzenlenen törene Akdeniz Üniversitesi Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Ayşe Gülbin Arıcı, Prof. Dr. Şükrü Özen ve Kurumsal Gelişim ve Kalite Koordinatörlüğü ekibi de katıldı. İlk 6 devlet üniversitesinden biri olmuştu Rektör Prof. Dr. Özlenen Özkan, Akdeniz Üniversitesi’nin YÖKAK Kurumsal Akreditasyon Belgesi almaya hak kazanan ilk 6 devlet üniversitesinden biri olduğunu hatırlatarak, “Akdeniz Üniversitesi olarak 2021 yılında 2 yıllık akreditasyonumuzu almıştık. Bugün de 5 yıllık akreditasyon belgesini almanın haklı gururunu yaşıyoruz. Üniversitemizin kalite çıtasını daha da yükseltmek için tüm ekip arkadaşlarımızla çok emek verdik ve bunu akreditasyon belgesi ile taçlandırdık. Katkı sağlayan tüm çalışanlarımıza teşekkür ediyorum” dedi. "Hedef, her zaman daha iyisi" Üniversitenin tüm birimlerinde eğitim ve araştırma altyapısında sürekli iyileştirme çalışmalarının devam ettiğini söyleyen Rektör Özkan, “Kalite bir süreçtir. Her daim daha iyisini, bir üst çıtayı hedefliyoruz. Akreditasyon hazırlığı da çalışmalarımızın niteliğini daha da artırmak adına bize büyük bir motivasyon kaynağı oldu. Yükseköğretim Kalite Kurulu da bu yolda bize önemli bir rehberlik yapıyor. Akdeniz Üniversitesi olarak bundan sonra da daha iyiye ulaşmayı hedefleyen anlayışla çalışmalarımızı yürütmeye devam edeceğiz” diye konuştu.
Antalya Antalya Büyükşehir’in örgü bebekleri dünya pazarında Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin örgü bebek atölyesinde eğitim alan kursiyerler katılım belgelerini aldı. Antalyalı kadınların ürettiği el emeği örgü bebekler dünyanın dört bir yanında pazarlanarak aile bütçelerine gelir sağlayacak. Antalya Büyükşehir Belediyesi Kent Tarihi ve Tanıtımı Dairesi Başkanlığı ve Azemon Oyuncak iş birliği ile Oyuncak Müzesi’nde başlatılan örgü bebek atölyelerinde altı ay boyunca ücretsiz eğitim alan 23 kadın kursiyer kursu başarı ile tamamladı. Büyükşehir Belediyesi tarafından Yat limanı Oyuncak Müzesi atölyesinde eğitimlerini tamamlayan kursiyerlere katılım belgeleri verildi. Uzman eğitimciler tarafından verilen kurslarda kadınlar hobi edinmenin yanında evden çalışarak aile bütçelerine önemli bir gelir sağlıyor. Her biri el emeği örgü bebekler bir oyuncak firması aracılığı ile dünyanın dört bir yanında pazarlanarak kursiyerlere gelir imkânı sağlanıyor. Kadınların ürettikleri oyuncaklar birçok Avrupa şehrinde satılacak. "Tüm kadınlar kurslara katılabilir" Kent Tarihi ve Tanıtımı Dairesi Başkan İsmail Oskay, Oyuncak Müzesi’nde gerçekleştirilen etkinlik ve eğitimlere önem verdiklerini belirterek, “Kadınlarımıza yönelik çocuklarıyla birlikte zaman geçirebilecekleri örgü bebek atölyemizde başarılı bir dönem geçirdik. Oyuncaklarımızın dünyanın dört bir yanına ulaşmasını sağlayan Azemon Oyuncak ile iş birliği içerisinde çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Türk kadınının emeğini dünyaya taşıyoruz. Dezavantajlı gruplar, şehit ve gazi aileleri, isteyen her vatandaşımız buraya gelerek bu el sanatını öğrenebilir. Özellikle ev hanımları için aile ekonomisine önemli bir katkı sunulması da önemli” diye konuştu.