YEREL HABERLER - 22 Ocak 2012 Pazar 11:06

SİVİL TOPLUM KURULUŞLARINDAN `KAYAKAPI OTEL YAPILMASIN` İSTEĞİ

A
A
A
SİVİL TOPLUM KURULUŞLARINDAN `KAYAKAPI OTEL YAPILMASIN` İSTEĞİ

Türkiye’nin en önemli kültür turizm merkezlerinden biri olan Kapadokya Bölgesinde, Nevşehir’in Ürgüp ilçesinde bulunan Kayakapı Mahallesi’nin Halk Bilim Müzesi haline getirilmesi isteniyor.
Nevşehir’in Ürgüp ilçesinde bir araya gelen Avanos Çömlekçiler Derneği Kapadokya Tarih, Kültür, Araştırma ve Koruma Derneği,Ürgüp Esnaf Sicil Odası,GÖREME Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Derneği Türkiye Turist Rehberleri Vakfı(TUREV) yöneticileri ortak bir basın toplantısı ile Kapadokya bölgesinde özellikle son yıllarda yaşanan kültürel sorunları değerlendirdi.
Sivil Toplum Kuruluşları adına hazırlanan ortak basın açıklamasını okuyan Kapadokya Tarih, Kültür, Araştırma ve Koruma Derneği üyesi Mustafa Kaya, Göreme Milli Parkı ve Kapadokya Kayalık Alanları sınırları içerisinde bulunan Kayakapı Mahallesi’nde, 2006 ve 2008 yılları arasında incelemelerde bulunan , UNESCO Somut Miras Alanları Başkanı Francesco Bandarin’in Kayakapı Mahallesi’nin taşıdığı değere uygun bir yapı içerisinde dünya’nın en güzel ve en büyük folklor (halkbilim) müzesi yapılarak tüm Dünya insanlarının görümüne sunulması önerisinde bulunmasına karşın, bugün için otel yapılarak bir firmanın ticari amaçlarına heba edilmekte olduğunu görmenin şaşkınlığı içerisinde bulunulduğu ifade edildi.
Kayakapı Mahallesi’ndeki dev kaya kütlesinin içerisinden 15 kilometre uzaklıktaki Kavak beldesine kadar uzanan ve tüm evlerin bu tünele bağlantılı olduğu bir kültürel zenginliğin dünyanın başka bir yerinde bulunmadığını kaydeden Kaya, üzerinde 12 bin yıllık çocuk mezarları olan bir peribacasının büyük oranda dikey olarak yol için kesilmesinin yanı sıra bir diğerinin derin tıraşlandığını öne sürdü. Bu durumun Koruma Yasaları, yönetmelikleri ve Taşınmaz Kültür ve Tabiat Varlıkları Yüksek Kurulu (TKTVYK) İlke kararlarına aykırı olmasına karşın bu yönde de ciddi bir duyarsızlık örneğinin gösterildiğini ifade eden Kaya, "Tehlike arz etmeyen kaya kesilemez" hükmüne rağmen yüzlerce metreküp kayanın yol için kesilmesinin de yasal olmadığını vurguladı.
Halen dünyanın en önemli kültürel değerlerine sahip Kayakapı Mahallesi’nde bazı değerlerin kayıt bile altına alınmadığını ileri süren Mustafa Kaya, "Kültür ve Turizm Bakanlığı uzmanlarınca Mahalledeki mevcut olan ve sayıları 421 olarak belirlenen kaya oymalar, kale, kaya oyma kışla, ev, cami, çeşme, kaçma tünelleri, su tünelleri, bezirhane, tandırlar, çuhalık çukurları, kilise, Aziz Yuannis Evi, büyük ahır kompleksleri, güvercin evleri, oda ve onlarca kaya taka mezarlar, şırahne ve bolumlarla, anılara sahip evler gibi kültürel ve tarihi varlıklar tespit edilip kayıt altına alınmadan kesinlikle temizleme işlemi yapılmamalıdır. "dedi.
Anadolu’da Kayakapı Mahallesi kadar doğal yapı ile alaşımlaşmış yoğun tarihsel, folklorik ve kültürel özellikler taşıyan bir başka mimari dokunun bulunmadığını söyleyen Mustafa Kaya sözlerinmi şöyle sürdürdü; ""UNESCO’nun ICOMOS Türkiye Milli Komitesi de bu konuda "Tarihi bölgelerde sürdürülmekte olan yenileme projeleri hakkında taşıdığı endişeleri kamuoyu ile paylaşmakta ve kente karşı duyarlı olan tüm kesimleri bu konuda ortak bir eyleme geçmeye davet etmektedir." kararı almıştır. ICOMOS, aynı kararında büyük ölçekli yatırımcıların, kent merkezindeki değer artışından yaralanmak için tarihi dokuda yaşanmakta olan sorunu göz önüne almamakta olduklarını bildirmiştir. ICOMOS"a göre bu anlayış başlıca iki tehdit oluşturmaktadır: "1. Özgünlüğünü, plan şemalarını ve cephe düzenlerini hâla koruyan sivil mimarlık örneklerine çağdaş koruma yaklaşımları dışında müdahalelerde bulunulması" 2. Bu semtlerde yaşayan ev sahipleri ve kiracıların çağdaş mahalle yenilemesi anlayışı dışındaki yaklaşımlarla sosyo-ekonomik yapıları hiç dikkate almadan, bilgileri dışında geliştirilen kararlarla yerlerinden edilmeleri" uygun görülmemektedir. ICOMOS Kültür ve Turizm Bakanlığına bildirdiği kararının son paragraf cümlesinde "Tarihi miras ve toplumsal yapı açısından kabul edilemez olan bu anlayış karşısında…" "sivil gruplara büyük görev düştüğünü, semt halklarının dernekler kurarak bu yıkımların karşısında durmaya çabalarken, konuyla ilgili tüm kesimler bu çabalara destek olmak zorundadır." Bu yöndeki çabalara karşın , ilgili kurumların tahribatlar karşısında yetersiz kaldıkları gözlemleniyor.Kurumların etkisizliği, çevrecilerin medet umacağı makam olarak UNESCO’yu işaret eder hale gelmiştir. Bölgenin koruma ve kullanma dengesinin mirasyedice harcanması karşısında Kapadokya’nın da İstanbul gibi UNESCO’ca izlenmeye alınması talepleri gündeme gelmiştir. UNESCO’nun bölgemizi izlemeye alma istemi, bilinçli turistin oluşturduğu kültür turizmi olması nedeniyle bölgeye gelecek turist sayısını fevkalade olumsuz yönde etkileyecektir. Toplumun tüm kesimlerince, yerel ve kamu yönetimlerince acilen önlemler alınmasını, diğer yandan bilim insanlarının görüşlerini kapsayan raporlar istenmesini, halkın görüşlerini serbestçe söyleyebileceği toplantılar düzenlenmesini ve korumaya her kesimin katkısının sağlanmasını aşağıdaki kuruluşlar olarak zorunlu görmekteyiz. Kayakapı’daki tahribatın derhal durdurularak, anlaşmanın iptali ve burasının UNESCO Somut Miras Alanları Başkanı Francesco Bandarin’in önerdiği gibi "Dünya’nın ilk ve tek folklor (halkbilim) müzesi olmasını" temin etmektir. Elinde bölgeden toplanmış onlarca folklorik ve tarihi eserler olan insanlar bağış yapacak bir yer bulamamaktadırlar. Bölge müzelerinin depolarındaki binlerce eserin sergilenecek mekana kavuşturulamaması Kayakapı’nın müze olmasındaki ısrarımızı açıklamaktadır."diye konuştu.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Muğla Marmaris’te bir kadını bıçaklayarak öldüren şahıs adliyeye sevk edildi Muğla’nın Marmaris ilçesinde 35 yaşındaki İlknur Çetin, erkek arkadaşı olduğu iddia edilen bir şahıs tarafından bıçaklanarak hayatını kaybederken, ayağı kırık ve alçıdayken olayı gerçekleştiren ve polis ekipleri tarafından kaçtığı motor ile yakalanıp gözaltına alınan A.İ.K. emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edildi. Olay, dün sabah saatlerinde bir otelde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, erkek arkadaşı olduğu iddia edilen A.İ.K. (38), İlknur Çetin’in iş yerine gelerek Çetin’i konuşma bahanesi ile dışarı çağırdı. Çetin’in dışarı çıkması ile kadına saldıran A.İ.K., birden fazla yerinden ölümcül darbeler ile kadını bıçaklayarak ağır yaraladı. Olayı görenler durumu 112 Acil Çağrı Merkezi’ne bildirdi. İhbar üzerine bölgeye sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. Kısa sürede olay yerine gelen sağlık ekipleri yaptıkları kontrollerde Çetin’in hayatını kaybettiğini tespit etti. Olayın ardından geldiği motora binerek olay yerinden kaçan A.İ.K. ise polis ekipleri tarafından yakalanarak gözaltına alındı. Ayağı kırık şekilde saldırmış Saldırgan A.İ.K.’nin bir ayağının kırık olduğu ve platin takılı olduğu halde Çetin’in iş yerine gelerek olayı gerçekleştirdiği bilgisine ulaşılırken, ayağı alçıda olan şahıs emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edildi.
Kastamonu Devlet desteği ile kuruldu: Kadınlar modern serada üretime başladı Kastamonu’nun İnebolu ilçesinde Kaymakamlık tarafından Kuzey Anadolu Kalkınma Ajansı’nın destekleriyle kurulan serada kadın kooperatiflerine üye kadınlar, üretime başladı. Serada üretilen ürünler kadınların ekonomik kazanç elde etmelerini sağlayacak. Kastamonu’nun İnebolu ilçesinde, İnebolu Kaymakamlığı ve Kuzey Anadolu Kalkınma Ajansı’nın (KUZKA) iş birliğinde yürütülen “Serada Üreten Kadınlar” projesinde desteklenen kadın kooperatiflerine üye kadınlar, serada ekim yaptı. İnebolu Kaymakamlığı tarafından ilçede kurulumu gerçekleştirilen seralarda günlerde çilek fidesi dikildi. Akabinde kadın kooperatiflerine üye kadınlar, topraklı alanda da domates, fasulye, biber ve salatalık fidesini toprakla buluşturdu. Yetiştirilecek ürünlerin satışından elde edilecek gelirle, kadınların ekonomik gelir elde etmesi sağlanacak. Aynı zamanda verilecek modern tarım eğitimleri ile ilçedeki çiftçilerin üretim kapasitesini arttırması sağlanacak. İnebolu Kaymakamı Ahmet Vezir Baycar, Kastamonu Orman Bölge Müdürü Fahri Sönmezoğlu ile İlçe Tarım ve Orman Müdürü Hülya Karaaslan, serada fide dikimi yapan kadınları ziyaret etti. Ziyarette kadınlarla bir süre sohbet eden Kaymakam Baycar, İnebolu’da üretim yapmak isteyen her kadını eğiterek üretime kazandırmayı hedeflediklerini söyledi. "Tarıma elverişli arazinin az olması seraya olan rağbeti arttırıyor" Proje çerçevesinde ilk aşamada yaklaşık 2 dönümlük bir seranın kurulduğunu söyleyen Kaymakam Baycar, “İnebolu, Kastamonu’da sera potansiyeli en fazla olan ilçemizdir. İnebolu, 650’ye yakın sera ile iştigal eden ve 115 bin metrekare sera alanımız buluyor. Kastamonu’nun tarıma elverişli arazisinin az olması seraya olan rağbeti arttırıyor. Çünkü başka hububat noktasında herhangi bir tarım yapacak alan kıtlığımız var. Dolayısıyla da serada da ciddi bir verimlilik var. Vatandaşlarımızın geleneksel olarak böyle bir eğilimi var ve serada pazarlama sıkıntısı yaşanmıyor. Gerekse İnebolu’da köylü pazarında gerekse yerel marketlerde gerek ise İstanbul’daki İnebolu pazarında satışları çok kolay oluyor” dedi. "Bu seramızı 2 milyon 500 bin liraya mal ettik" KUZKA’nın destekleriyle İnebolu’da sera kurulumunu tamamladıklarını söyleyen Kaymakam Baycar, “Kuzey Anadolu Kalkınma Ajansı tarafından desteklenen İnebolu Seracılık Projemizin son aşamasına geldik. İnebolu’da kurduğumuz kadın kooperatiflerimizle birlikte topraklı kesimdeki üretimde bugün son aşamasını da gerçekleştirdik. Topraklı kesime biber, domates, salatalık ve fasulye ekimlerimizi yaptık. Kadın kooperatifindeki üyelerimizle birlikte bu ekimleri gerçekleştirdik. Bundan yaklaşık 2 hafta öncesinde de topraksız kesime çileklerimizi ekmiştik. Çileklerimiz şu anda çiçek açtılar. İnşallah iki veya üç hafta içerisinde artık çilek toplama aşamasına geleceğiz. Artık iki yılın burada emekleri bulunuyor. Bu seramızı 2 milyon 500 bin liraya mal ettik. Kuzey Anadolu Kalkınma Ajansı’nın ve Sayın Valimizin Özel İdareden destekleriyle bu seranın kuruluşunu gerçekleştirdik. Bugün ki bütçe ile 67-70 milyon liraya yapacağımız bir tesis var. Buradaki amacımız modern tesis yöntemlerini kullanmak. Toprak analizi olmak üzere, modern sulama, gübreleme yöntemlerini İnebolulu çiftçilerimize rehberlik niteliğinde bir uygulama kazandırıp, uygulama tarım serası alanına dönüştürmek. Çiftçilerimize aynı zamanda eğitim de veriyoruz. Burada da pratik eğitimi de gerçekleştireceğiz. Tarım Müdürlüğümüzden ziraat mühendislerimiz yaklaşık 2 aydır teorik eğitimler veriyorlar. Uygulamalı seracılık eğitimini de başlatacağız” diye konuştu. "Kadınların ekonomik değer elde etmelerini hedefliyoruz" “Tarım İnebolu” adı altında bir marka oluşturmak için çalışma başlattıklarını ifade eden Kaymakam Baycar, “Aynı zamanda Tarım İnebolu diye bir marka oluşturuyoruz. Pazarlama stratejilerini de belirleyip kadınların biraz daha ekonomik değer elde etmelerini hedefliyoruz. Buradaki konteynerlerde paketleme makineleri de olacak. Bu şekilde hem İnebolu pazarında hem de İstanbul’daki köy pazarında satışını sağlayacağız. Kadın kooperatiflerimize ve ilçemize seramızın hayırlı olmasını diliyorum” şeklinde konuştu.
Antalya Muratpaşa afet gönüllülerine, AFAD’dan eğitim Antalya’da Muratpaşa Belediyesi’nin kısa adı MAG olan afet gönüllüsü programına katılan 32 kişi, AFAD eğitim ve tatbikatını başarıyla tamamlayarak GEA Arama Kurtarma ekibinin üyesi oldu. Muratpaşa Belediyesi’nin Türkiye’yi sarsan ikiz deprem felaketi sonrası her mahallede afet gönüllü grubu oluşturmayı hedefleyen Muratpaşa Afet Gönüllüsü (MAG) programı devam ediyor. Felaket sonrası 297 gönüllüsüyle İskenderun ve Antakya’da arama kurtarma çalışmalarına katılan ve 40 depremzedeyi göçük altından kurtaran GEA Arama Kurtarma Antalya ekibiyle yürütülen program kapsamında 420 gönüllüye eğitimler verildi. Olması muhtemel bir doğal afet anında ilk müdahalecinin yapması gerekenlerin anlatıldığı eğitim 8 hafta devam etti. İlk müdahale, afet bilinci, afet anatomisi, gönüllülük, ilk yardım, arama kurtarma gibi teorik eğitimlerin tamamlanmasının ardından 63 MAG üyesi AFAD Eğitim ve Tatbikat alanında 6 saat süren arama kurtarma tatbikatına katıldı. MAG üyelerinden 32’si ise ulusal bir afet durumunda gönüllü olabilecek düzeye ulaşması üzerine GEA Arama Kurtarma ekibine dahil edildi. Muratpaşa Belediyesi, MAG programının yanı sıra depreme dayanıklı bir kent için Protection Civile Federation isimli Fransız sivil savunma derneğinin desteğiyle Muratpaşa’nın 10 ayrı noktasına temel arama kurtarma malzemelerinin yer aldığı ‘Dayanıklılık Merkezleri’ de kuruyor.
Nevşehir 2024 YÖKAK Uluslararası Kalite Güvencesi ve Akreditasyon Konferansı Başladı Yükseköğretim Kalite Kurulu (YÖKAK) tarafından düzenlenen ‘2024 YÖKAK Uluslararası Kalite Güvencesi ve Akreditasyon Konferansı başladı. Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar ve YÖKAK Başkanı Prof. Dr. Ümit Kocabıçak’ın katılımlarıyla Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi ev sahipliğinde düzenlenen konferansa NEVÜ’yü temsilen Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mutluhan Akın, Kalite Ofisi yardımcıları Yabancı Diller Yüksekokulu Müdürü Doç. Dr. Bengü Aksu Ataç, Meslek Yüksekokulu Müdürü Doç. Dr. Yasin Polat katıldı. Konferansın açılış töreninde konuşan YÖK Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar, evrensel düzeyde geleceğe yön veren yenilikçi ve rekabetçi bir yükseköğretim sistemi kurmayı hedeflediklerini belirterek; uluslararasılaşma ve kalite çerçevesinde üniversitelerin uluslararası görünürlüklerini artırmak, uluslararası sıralamalardaki üniversite sayısını yükseltmek, akademisyenlerin yer aldığı uluslararası projelerle nitelikli ve etki değeri yüksek yayınların sayısını çoğaltmayı amaçladıklarını ifade etti. Mevcut istatistiklere göre Türkiye’deki üniversitelerin 73’ünün kurumsal akreditasyona sahip olduğunu belirten Özvar, 2027’ye kadar üniversitelerin tamamına yakınının akreditasyon sürecini tamamlamasını beklediklerini söyledi. Ana teması ’Yükseköğretimde Kalitenin İyileştirilmesi’ olarak belirlenen ve yükseköğretimde kalite güvencesi alanındaki bilimsel gelişmeleri, yenilikleri, deneyimleri ve farklı bakış açılarını bir araya getirmeyi amaçlayan konferans çerçevesinde; ’Kalite Güvencesi Uygulamaları ve Sorunları’, ’Kalite Güvencesinin Etkileri’, ’Kalite Güvencesinde İyi Uygulama Örnekleri’ ve ’Kalite Güvencesinin Geleceği’ ana başlıklarında oturumlar düzenlenecek. 25-26 Nisan tarihleri boyunca 16 farklı oturumda bildiri ve sunumların gerçekleştirileceği konferansta; uluslararası ve ulusal düzeyde kalite güvencesi ajansları, akreditasyon kuruluşları ve yükseköğretim kurumları gibi paydaşlar bir araya gelecek.