GENEL - 03 Şubat 2012 Cuma 11:30

ŞEKER-İŞ SENDİKASI BAŞKANI İSA GÖK:

A
A
A
ŞEKER-İŞ SENDİKASI BAŞKANI İSA GÖK:

Şeker-İş Sendikası Genel Başkanı İsa Gök, Özelleştirme İdaresi Başkan Vekilinin bir basın organına verdiği demeçte kamuoyunu yanılttığını belirterek, "Şeker özelleştirmesi ile üretimin ve verimliliğin artacağı, şeker fiyatlarının düşeceği, fabrikalara ihtiyaç duyulan yatırımların yapılacağı, ötesinde 5 yıllık üretim ve alım şartının olduğunu, dolayısıyla kimsenin zarara uğramayacağını ileri sürerek, topluma karşı suç işlemeye devam etmektedir" dedi.
Gök, yaptığı yazılı açıklamada, Özelleştirme İdaresi Başkanlığı’nın şeker fabrikalarının özelleştirilme sürecinde, hukuku dolanmaya çalışmasının, ülke menfaatleri ile bağdaşmayan açılımlarla siyasi karar vericileri ve kamuoyunu yanıltmasının bir örneğini olduğunu belirtti. Gök, "Özelleştirme İdaresi gerçekleri söylemelidir. Özelleştirme İdaresi, yaptığı ihale ve şartlarına güveniyor ise, kamuoyuna net bir şekilde şunu söylemelidir; ’Şeker fabrikalarının toplumsal ve sosyal önemi gözetilerek verilen
Danıştay kararları çerçevesinde, özelleştirmeden sonra tek bir şeker fabrikası kapanmayacak, tek tek tüm fabrikalarda üretim devam edecektir.’ Bunu söyleyemedikten sonra bütün o dolambaçlı, süslü, ezber lafların ne anlamı ne de önemi olmadığını bilmelidirler. Özelleştirme İdaresi gerçekleri söylemelidir. Özelleştirme İdaresi, hangi özelleştirmeden sonra özelleştirilen üretim malının fiyatının ucuzladığını kamuoyuna açıklamalıdır. Et ve Balık Kurumu (EBK) özelleştirilince et bollaşmış ve ucuzlamış
mıdır? SEK özelleştirilince süt ucuzlamış mıdır? 20 yıllık özelleştirme süreci sonrasında bu tür gerçek dışı özelleştirme safsataları ile kimsenin kandırılamayacağını Özelleştirme İdaresi bilmelidir. Özelleştirme İdaresi gerçekleri söylemelidir. Özelleştirme İdaresi, benzeri argümanlarla (yatırım ihtiyacı, verimlilik, ucuzluk) özelleştirilen Et Balık Kurumu (EBK) özelleştirmesinin ileri sürülen amaçlardan hangisi/hangilerini sağladığını kamuoyuna açıklamalıdır. Bunu açıklayamadıktan sonra, tümüyle
başarısız olmuş gıda sektörüne yönelik özelleştirmeler karşısında, topluma karşı sorumluluklarını yerine getiremedikleri, aksine ileride geri alınacak ve toplumu ciddi bir şekilde zarara uğratacak bir uygulamanın altına imza atarak kişisel olarak sorumluluk üstlendiklerini bilmelidirler."
Açıklamasında, Özelleştirme İdaresi, şeker fabrikalarının 500 milyon lira yatırım ihtiyacı olmasına rağmen kamu kaynakları ile bunun karşılanamadığını ileri süren Gök, "Yatırıma kaynak bulamayan TÜRK ŞEKER’in Hükümet kararlarıyla, şeker imalatçısı/ihracatçısı 300 firmaya düşük fiyatla şeker satma zorunluluğu nedeniyle 2003-2010 yıllarında 679 milyon lira zararı neden üstlenmek zorunda kaldığını açıklamalıdır. Tek bir kuruş Hazine yardımı almayan TÜRKŞEKER’in değerli arsa/arazilerinin neden elinden
bedelsiz alındığını/alınmak istendiği, kendi kaynakları ile yatırım ihtiyacını fazlasıyla karşılayabilecek TÜRKŞEKER’in, Özelleştirme İdaresi’nin kötü yönetimi nedeniyle yıllardan bu yana önünün tıkanma sebebi açıklanmalıdır" dedi.
Özelleştirme İdaresi’nin ısrarla ve inatla, dünyanın en pahalı şekerinin tüketildiğini iddia ettiğini belirten Gök, "ÖİB bu gibi bir yalanı beslemekte, toplumu yanıltmaktadır. Şeker Kurumu Başkanı, ’Türkiye’nin perakende şeker satış fiyatı kilogram başına 1,54 ABD Doları iken bu rakamın Fransa’da 1,92; Finlandiya’da 1,83; Japonya’da 1,81; Belçika’da 1,48; Portekiz’de ise 1,34 olduğu ve ülkemizde perakende satış fiyatının pancar şekeri üreticisi ülkeler (Fransa, Almanya ve Belçika gibi AB ülkeleri)
seviyesinde olduğu görülmektedir ’derken ve şeker fiyatları serbest piyasa koşullarında belirlenirken, Özelleştirme İdaresi neyi söylemek istemektedir?" dedi.
Özelleştirme İdaresi, şeker fabrikalarının satışta olan arazilerinin gerçek değerlerinden ve ne kadarında üretim yapıldığından bihaber olduğunu söyleyen Gök, şöyle dedi:
"Özelleştirme İdaresi, doğrudan üretime dönük olmayan arsa/arazilerin kapsam dışı bırakıldığını belirtse de; Elazığ fabrikası 873 bin, Elbistan fabrikası 1 milyon 784 bin, Erzincan fabrikası 1 milyon 61 bin, Malatya fabrikası 385 bin metrekare, Çarşamba fabrikası 957 bin, Çorum fabrikası 1 milyon 24 bin, Kastamonu fabrikası 935 bin, Kırşehir fabrikası 1 milyon 130 bin, Turhal fabrikası 616 bin, Yozgat fabrikası 1 milyon 200 bin metrekare arsa/arazi ile satılmıştır. Fabrikaların değişen miktarlardaki
arsa/araziler ile satılmış olması Özelleştirme İdaresinin söylediklerinin, diğer konularda olduğu gibi, gerçek dışı olduğunu kanıtlamaktadır. Sendikamız, Özelleştirme İdaresi gerçeği söyleyinceye kadar sorgulamaya devam edecektir. Sendikamız, bir şeker kartelinin hazırladığı strateji belgesi ile yapılmak istenen özelleştirmenin, wikileaks belgelerine geçen güç/lobilerin çıkarı dışında kimsenin yararına olmadığı bilincindedir. Sendikamız ekmeğimize, sağlığımız ve geleceğimize göz koyanları da bilmekte ve
görmektedir. Tüm bu bilgi, gözlem ve tespitler ışığında; bu ülkenin milli serveti olan şeker pancarına sahip çıkmanın Türkiye’ye sahip çıkmakla eşdeğer olduğunu kavrayamayan Özelleştirme İdaresi, yok saydığı ve rakamlardan ibaret gördüğü bu insanlar tarafından bir gün mutlaka tasfiye edilecektir."
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bursa Bakan Yerlikaya: “Bursa merkezli 7 ilde düzenlenen ‘Mahzen-32’ operasyonlarında Hakkı Saral’ın elebaşılığını yaptığı suç örgütü çökertildi” İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, Bursa merkezli 7 ilde düzenlenen “Mahzen-32” operasyonları ile elebaşılığını cezaevinde olan Ümit Saral’ın kardeşi Hakkı Saral’ın yaptığı suç örgütünün çökertildiğini açıkladı. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın paylaştığı bilgilere göre, Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı ve Emniyet Genel Müdürlüğü KOM Başkanlığı koordinesinde; Bursa İl Emniyet Müdürlüğü KOM Şube Müdürlüğünce yapılan çalışmalar sonucu Bursa merkezli İstanbul, Ankara, Trabzon, Sakarya, Yalova ve Diyarbakır’da “Mahzen-32” operasyonları düzenlendi. Düzenlenen operasyonlarda organize suç örgütü üyesi şüphelilerin; Bursa merkez ve İnegöl’de vadeli araç alım satım faaliyetlerinde bulunarak vatandaşlarımızdan silah zoruyla yüksek miktarlarda para tahsilatı yaptıkları, Bursa’ya il dışından getirdikleri tetikçiler vasıtasıyla para vermeyi kabul etmeyen kişilere ve bu kişilerin işyerlerine yönelik silahlı saldırı düzenledikleri, Bursa’ya farklı illerden gelerek vadeli araç alımı yapanların adreslerini tespit ettikleri ve bu kişileri hürriyetlerinden yoksun bırakarak darp ettikleri, araç alım satımı nedeniyle kişiler arasında meydana gelen alacak verecek konularına müdahil oldukları ve sözde mahkemeler kurarak haksız menfaat sağladıkları, silahla ölüm tehdidinde bulundukları kişilerin işyerlerine ve araçlarına zorla el koydukları ve bu malları örgüt üyelerinin üzerine geçirdikleri, silah ve tehdit zoru ile el konulan araçları hediye adı altında örgütün elebaşına verdikleri ve suç faaliyetleri esnasında, güvenlik güçlerine yönelik silahlı saldırıda bulundukları tespit edildi. Operasyonlarda elebaşının da içerisinde bulunduğu organize suç örgütü üyesi 24 şüpheli yakalandı. Operasyonlar sonucu, 15 adet ruhsatsız tabanca, çok sayıda çek ve senet ile çok miktarda nakit paraya el konuldu. 10 ayda 454 organize suç örgütü çökertildi İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, organize suç örgütlerine yönelik düzenlenen operasyonlar hakkında bilgi verdiği paylaşımında, “10 aylık süre içinde; 454 organize suç örgütünü çökerttik. Bu suç örgütlerini isim isim kamuoyu ile paylaştık. Organize suç örgütlerine yönelik toplam bin 201 operasyon düzenledik. 8 bin 260 şüpheli yakalandık. Bunlardan; 3 bin 58’i tutuklandı. Bin 740’ı hakkında adli kontrol kararı verildi" ifadelerine yer verdi.