DÜNYA - 15 Ocak 2012 Pazar 13:31

LEFTER, KADIKÖY`DE SON KEZ SAHAYA ÇIKTI

A
A
A
LEFTER, KADIKÖY`DE SON KEZ SAHAYA ÇIKTI

Tedavi gördüğü hastanede önceki gün vefat eden Fenerbahçe ve Türk futbolunun "Ordinaryüs" lakaplı efsane futbolcusu Lefter Küçükandonyadis için Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Stadı’nda bir tören düzenlendi.
Lefter için binlerce taraftarın önünde düzenlenen törene Başbakan Recep Tayyip Erdoğan da katıldı. Her kulüpten temsilcilerin katıldığı cenaze töreninde duygusal anlar yaşandı. Lefter’in Türk Bayrağı ve Fenerbahçe Bayrağı’na sarılı naaşı, Fenerbahçeli futbolcular tarafından sahaya getirildi. Cenaze töreninde, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın yanı sıra, AB Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, AK Parti İstanbul Milletvekili Hakan Şükür, İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu, İstanbul Büyükşehir Belediye
Başkanı Kadir Topbaş, İl Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın, ilçe belediye başkanları, Fenerbahçe Yüksek Divan Kurulu Başkanı Yüksel Günay, Galatasaray Kulübü İkinci Başkanı Ali Dürüst, Galatasaray Yöneticisi Refik Arkan, Galatasaray Kulübü Divan Kurulu Başkanı İrfan Aktar, Beşiktaş Kulübü İkinci Başkanı Metin Keçeli ve Genel Sekreter Fahrettin Curoğlu da yer aldı.
Tören öncesinde taraftarlara yönelik bir konuşma yapan Fenerbahçe Asbaşkanı Ali Koç, "Buraya acımızı paylaşmaya gelen herkese teşekkürler. Camiamıza yakışan bir şekilde Lefter’i uğurluyoruz. İyi ki varsınız" dedi. Daha sonra Lefter’in naaşı, Sarı-lacivertli futbolcular tarafından sahanın ortasına taşındı. Bu anı ayakta alkışlayan taraftarlar, "Lefter ölmedi kalbimizde yaşıyor" tezahüratında bulundu.
Başbakan Erdoğan’ın da protokol tribününden izlediği cenaze töreni saygı duruşu ile başladı. Lefter Küçükandonyadis’in özgeçmişinin okunmasının ardından konuşmalara geçildi. İlk olarak Lefter Küçüaknadonyadis’in torunları Özlem ve Özcan Katmer, ’Dedemize son sesleniş’ başlıklı bir konuşma yaptı.
Lefter’in takım arkadaşı Şükrü Ersoy’un duygusal konuşmasının ardından Fenerbahçe Profesyonel Futbol Takımı adına konuşma yapan kaptan Alex de Souza ise, "Lefter’i adada ziyaret ettiğim gün, burada Türkiye içerisinde belki de kendim adına yaşadığım en mutlu en onurlu ve gururlu olduğum anlardan bir tanesiydi. Özellikle son zamanlarda kendisinin sağlık bakımından geçirdiği zor günler ve en sonunda vefat etmesi, beni bir yabancı olsam da çok fazla içten yaraladı. Fenerbahçe gibi büyük taraftara sahip olan
kulüplerde böyle büyük bir efsaneleri hiçbir zaman öldürmezler. Burada onun son yolculuğunda şunun sözünü vermemiz gerekiyor ki, onun büyük başarılarla bıraktığı çubuklu formayı en iyi şekilde taşıyacağım. Bunun yapılması için de elimden geleni yapacağım" diye konuştu.
Daha sonra Metris Cezaevi’nde tutuklu bulunan Fenerbahçe Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım’ın kardeşi Fenerbahçe Yönetim Kurulu Üyesi Ali Yıldırım, başkan Yıldırım’ın Lefter vefat etmeden önce yazdığı ve ulaştıramadığı mektubunu okudu. Aziz Yıldırım, mektubunda şu ifadelere yer verdi:
"Lefter Ağabey ile hayatımızın farklı noktalarında inançla gönülden bağlandığımız renkler bizi bir araya getirmişti. Geriye dönüp bakınca 2005’deki maçı hatırlıyorum. Taraftarımız seni efsane özel ödülüne layık görmüştü. Tribünleri birlikte selamlamıştık. Bugün birlikte değiliz maalesef. Elimden gelse yine yanında olurdum. 104 yıllık tarihin ötesine geçmiş her rengin idolü isim olmanla her zaman gurur duydum. Rekorların, birbirinden güzel gollerin, camiamıza yaşattığın zaferlerin, saha dışına taşıdığın
büyük Fenerbahçe sevgin bizi bir adım daha yaklaştırdı sana. Bugün birlikte değiliz maalesef. Sana olan saygımız sevgimiz değişmedi. Fotoğrafını ve mektubunu aldım. İyi dilek ve duaların için teşekkür ediyorum. Umarım yine bir maç öncesi birlikte çıkarız sarı-lacivertli tribünlerin önüne. Sen yine sarı lacivert atkını takarsın. Türk futbolunun ordinaryüsü hakkın bin kere helal olsun’’
Tribünlerdeki yaklaşık 10 bin taraftar, konuşmalar sırasında sık sık tezahüratlar yaparak Lefter’e olan hayranlıklarını dile getirdiler. Stadın reklam panolarında, "Rahat uyu, çubuklu bize emanet" diye yazılırken, tribünlerde de "Ordinaryüs", "Ver Leftere Yaz Deftere, Kalbimizdesin’’ pankartları açıldı.
Daha sonra Lefter’in naaşı taraftarın tezahüratları altında cenaze aracına taşındı. Lefter’in naaşı törenin ardından defnedileceği Büyükadaya’ya götürüldü.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bitlis Ahlat’ta ‘Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun’ anma programı düzenlendi Eski Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun vefatının 5. yılında Bitlis’in Ahlat ilçesinde anıldı. Ahlat ilçesinde Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun anısına “Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun” anma programı düzenlendi. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile İçişleri Bakanlığı’nın katkılarıyla Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği tarafından düzenlenen program saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Daha sonra konuşma yapan Bitlis Valisi Erol Karaömeroğlu, “Haluk Dursun’un hatırasına sahip çıkan bu anlamlı program dolayısıyla sizlerle beraber olmaktan duyduğum memnuniyeti özellikle ifade etmek istiyorum. Bugün ülkemizin yetiştirmiş olduğu mümtaz bir ismi anmak üzere buradayız. Prof.Dr.Haluk Dursun’u ebedi aleme uğurlayalı tam 5 yıl oldu. Van Erciş’te kendi aracıyla seyir halindeyken meydana gelen elim bir trafik kazası sonucu maalesef hocamızı 19 Ağustos 2019 tarihinde kaybettik. Kültür birikimi ve hitabetiyle araştırmayı, bildiğini ve gördüğünü meraklısına aktarmayı seven, hayatını görevine adayan bir bilim insanıydı. Ahmet hocamızı bir kez daha rahmetle, özlemle, şükranla yad ediyorum. Değerli ailesine, dostlarına, mesai arkadaşlarına tekrar başsağlığı diliyorum. Rabbim Haluk hocamızdan razı olsun, mekanı ali olsun. Bu anlamlı buluşmanın düzenlenmesinde emeği geçen herkese teşekkür ediyorum” dedi. Ardından konuşan AK Parti Ankara Milletvekili Zeynep Yıldız, “Gerçekten bir ideal, ülkü ve niyet uğruna yola koyulanlardandı Haluk hoca ve bugün bizi burada bir araya getirdi. Bunu da yaparken bir mekan ve bellek ilişkisi kurmaya yönelik en önemli noktalardan birinde Ahlat’ta bizleri buluşturdu. Gerçekten nereden geldik nereye doğru yürüyeceğiz duygusunu bize pekiştirebilecek bir noktada bir araya gelmiş olduk” ifadelerini kullandı. MHP Genel Başkan Başdanışmanı Prof. Dr. Ruhi Ersoy’da, “Ahlatın maneviyatıyla gençliğin enerjisini bir araya getiren bu tarihi ve bu mukaddes şehirde Kubbet-ül İslam’da sizlerle beraber olmaktan tarihe adanmış, adanmış olduğu bir ülküsünde yol yürürken rahmeti rahmana kavuşmuş değerlerimizi anma vesilesiyle sizlerle olmaktan bende kıvanç duyuyorum. Ahlat’ı anlamak, tanımak ve bu değerler etrafında dertlenen Ahmet Haluk Dursun profili, şahsiyetleri, onun etrafında neşet etmiş yetiştirmiş olduğu gençlerin yeniden filizlenmesine iklim oluşturmaktır. Bizim muradımız ve mefkuremiz budur. Siyasetten de, devlet hayatından da anladığımızda budur, bu olmalıdır. Bu sebepten dolayı bugün bu saatte bu salonu dolduran her bir arkadaşım bu atmosferin bir parçası olmuştur. Bu programın hayat bulmasında dertlenerek Ahmet Haluk Dursun hocanın derdini kendine dert ederek yola çıkıp kamu imkanlarıyla bu iş yürümüyorsa milletle yürüyebiliriz, dernekleşiriz diyerek devletimizin kapısını çalarız diyerek yolculuğa başladı. Bugünün anlamını bir bütün halinde program bitene kadar hissedip yaşayalım” şeklinde konuştu. Bitlis Eren Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof.Dr.Ferit İzci ise, “Bizim medeniyetlerimiz başka medeniyetlere benzemez. Bizim medeniyetlerimiz işte böyle şahsiyetler ve gençler üzerine inşa edilmiş ilelebet varlığını devam ettirecek medeniyetlerdir. Başka medeniyetlerin hayal bile edemeyecekleri zirvelere çıkmış olan ecdadın nesilleriyiz. Hayatını bu şekilde mücadeleyle geçiren başta sayın Ahmet hocamız olmak üzere bu ülkede ve coğrafyada yetişmiş değerlerli şahsiyetlere huzurlarınızda saygıyla ve minnet duyuyorum” dedi. Düzenlenen program hakkında gazetecilere açıklamada bulunan Anadolu Tarih ve Kültür Birliği Derneği Başkanı Doğan Güngör, “Kültür ve Turizm Bakan yardımcısıyken çok sevdiği Ahlat’ı ziyaretinin hemen sonrasında geçirdiği trafik kazasıyla hayatını kaybeden Prof.Dr.Ahmet Haluk Dursun hocayı anmak, Ahlat’ı anlatmak ve gençlerle hemhal olmka için buradayız. Dernek olarak hocamızı anmak üzere yaptığımız ikinci program. İlkini Çanakkale’de yine tarihimizin müstesna mekanlarından birinde, bugünde Ahlat’ta yaptık” dedi. Anma programına katılan Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kızı Nilay Dursun’da duygularını şöyle ifade etti; “Babamın hayatının son yıllarında özellikle çok önem verdiği Anadolu Tarih ve Kültür Birliği projesinin yaşatılıyor olabildiğini görmek gerçekten çok mutluluk verici. Yıllar önce babamın vefatından sonra tanıştığım bu değerli ekiple 5.yılında da bu tarz etkinliklerle bir araya gelmeyi sürdürüyoruz. Babamı anmayı, onun öğretilerini, gençlere aktarmaya çalıştığı bilgileri bir arada tekrar hatırlayarak belki yeni kitlelere aktarmaya çalışıyoruz. Bu gerçekten çok önemli. Dolayısıyla bu etkinliklerde desteği olan herkese çok teşekkür ediyorum.” İstanbul Üniversitesi Tarih Bölümü son sınıf öğrencisi Kenan Toprak Çatkın’da, “Ahlat’a ikinci gelişim. Bundan önce de bir program aracılığıyla gelmiştim. Haluk hoca bizde çok önemli ve derin etkiler bıraktı. Zaten bu etkileri panelimizde de anlatacağız” dedi. Yapılan konuşmaların ardından program Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği Musiki Grubunun Haluk Dursun’un sevdiği müzikleri seslendirmesiyle devam etti. Arından Ahmet Haluk Dursun hocayla anısı olan çeşitli üniversite öğrencilerin paneli ve BEÜ öğretim üyesi Doç.Dr.Hasan Buğrul’un Ahlat’taki tarihi mezar taşları üzerindeki övgü içerikli yazılar adlı sunumuyla program sona erdi. Anma programı sonunda toplu hatıra fotoğrafı çektirildi. Ahlat Halk Eğitimi Merkezi konferans salonunda düzenlenen anma programına Ahlat Kaymakamı Batuhan Bingöl, Ahlat Belediye Başkanı Yavuz Gülmez, Bitlis İl Emniyet Müdürü Ortaç Şekeroğlu, Bitlis İl jandarma komutanı Tuğgeneral Eyüp Subaşı, bazı kurum amirleri, çok sayıda akademisyen, yazar, eğitimci ve öğrenci katıldı. Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kaza sonucu vefatı 2019 yılında Malazgirt Zaferi’nin 948. yıl dönümü etkinlikleri öncesi Ahlat’ta gezi ve incelemelerde buluna merhum Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun, buradaki incelemeleri sonrası kara yoluyla Van’a hareket etmişti. Dursun’un içinde bulunduğu araç, Erciş’in Bayramlı Mahallesi yakınlarında kaza yapmış, kazada Ahmet Haluk Dursun hayatını kaybetmişti.
Antalya Otomobil su kanalına uçtu: Öldüğü düşünülen sürücünün yüzerek kaçtığı ortaya çıktı Antalya’da kontrolden çıkıp su kanalına uçan otomobildeki sürücü, kanaldan yüzerek çıkıp olay yerinden kaçtı. Aracın yaklaşık 1 buçuk ay önce satışını yapıp devrinin henüz alınmadığını belirten ruhsat sahibi kadın ise olay yerine geldiğindeki ilk sözü, “Allah’tan içinde kimse yok” oldu. Kazanın görgü şahidi bir genç ise, “Sürücü çok paniklemişti, yüzerek kanaldan çıktı, ardından kaçtı” dedi. Kaza, saat 22.00 sıralarında Kepez ilçesine bağlı Göksu Mahallesi’ndeki Nene Hatun Caddesi ile İbn-i Sinan Sokak kesişiminde meydana geldi. Henüz sürücüsünün ismi öğrenilemeyen 16 LUB 73 plakalı otomobilin önce kaldırıma çarpıp ardından su kanalına uçtuğunu görenler durumu 112 Acil Çağrı Merkezine bildirdi. İhbarın ardından olay yerine itfaiye, polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Belirtilen adrese gelen itfaiye ekipleri, araçta yaptıkları kontrolde herhangi bir kişinin olmadığını tespit etti. Bunun üzerine görgü şahitlerinin ifadesine başvuran polis, sürücünün araçtan çıktıktan sonra yüzerek kanaldan çıktığını ve ardından panikleyerek kaçtığını belirledi. Trafik polisinin araç plakasından yaptığı sorgulamada, aracın Gülfer Hanedar adına kayıtlı olduğu belirlendi. “Arabayı sattım, parasını aldım ama devrini almadı” Ekiplerin haber vermesiyle kaza yerine gelen Hanedar, aracı Halil isminde bir galerice yaklaşık 1 buçuk ay önce sattığını, parasını almasına rağmen karşı tarafın devrini henüz üzerine almadığını söyledi. Gazetecilere de açıklamada bulunan Hanedar, “Arabayı satmıştım, parasını aldım ancak devrini henüz üzerine almadı. Kaza olunca beni aradılar. Allah’tan içinde kimse yok, ona sevindik. Galericiye satmıştım. Onun sürüp sürmediği de belli değil, ulaşamıyorum da” diye konuştu. Kazayı görenlerden Musa Kont isimli genç ise “Araba aniden fren yaptı ve kanala uçtuktan sonra sürücü yüzerek çıktı. Adam çok panik yapıyordu, sakinleştirmeye çalıştık ama kaçtı gitti” dedi. Polis ekipleri sürücüyü bulmak için çalışma başlatırken, araç çekiciyle su kanalından çıkartılarak otoparka götürüldü.