Özel Universal Malatya Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Op.Dr.Hüseyin Gülcan, kıl dönmesi hastalığının ameliyatsız tedavisinin günümüzde mümkün olmadığını belirterek, "Kıl dönmesi hastalığının tedavi yöntemi cerrahidir. Hastalığın tekrarlamasını önlemek için ameliyat bölgesinin düzenli tıraş edilerek kılların temizlenmesi ve her gün duş alınmasını tavsiye ediyoruz’’ dedi.
Özel Universal Malatya Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Op.Dr.Hüseyin Gülcan, kıl dönmesi rahatsızlığıyla ilgili olarak yaptığı açıklamada, "Özellikle kuyruk sokumumda veya nadiren göbek çukuruna düşen kılların veya sürtünmelerle, derideki deliklerden, ter bezleri ağzından veya kil folliküllerinin dibinden cilt altına geçip abseler, akıntılı fistüller, veya kistler oluşturmasıdır. Bir başka adı da ’kıst dermoid sakral’ olan hastalık cilt altına giren kıllar yüzünden oluşan kronik bir cilt altı
enfeksiyonudur" dedi.
Gülcan, "Kıl dönmelerinin erkeklerde ortaya çıkma olasılığı kadınlardan üç kat daha fazladır. Kıl dönmesi daha çok genç, erişkin ve hayatını oturarak kazanan genç erkek hastalığıdır. Vücut yapısı olarak genellikle koyu renkli, şişman, fazla kıllı kişilerde görülmektedir. Kadın hastalarda semptomlar erkek hastalardan daha erken yaşta ortaya çıkmaktadır. Kıl dönmesi vücutta kılın olduğu her yerde görülebilir. Bisiklete veya ata binme gibi egzersizler, uzun süre oturmak, yolculuk yapmak, dar kıyafetler ve
aşırı terleme hastalığın oluşumuna zemin hazırlamaktadır" ifadelerini kullandı.
Dr. Gülcan, hastalığın belirtilerini özetle şöyle dile getirdi:
"Başlıca belirtiler kuyruk sokumunda veya anüsün arka yukarı tarafında kaşıntı ve hastalık ilerledikçe buna kanamalarında eklemesi, bu yüzden her gün çamaşırların lekelenmesi; veya kuyruk sokumunda az ağrılı sert yumrular veya şişlikler seklinde olabilir. Bazen kişi hiç bir şeyin farkında olmayabilir, ancak herhangi bir muayene sırasında kuyruk sokumunda tesadüfen fark edilen akıntısız veya çok az akıntılı ama kıl dolu, milimetrik deliklerdir. Bazen de aniden yükselen atesle seyreden, üzerine
oturulamayan, el dahi değdirtmeyen, yürütmeyen, çok ağrılı, büyük apse şeklinde ortaya çıkabilir. Bu hastalıkta zaman geçtikçe hastalık içerde köstebek yuvası gibi delip ilerleyebilir veyahut kapsül şeklinde lokalize bir halde de kalabilir. Hastayı doktora getiren nedenler ağrı, kanama, abse oluşması gibi nedenlerdir. Tedavi olmayan hastalar herhangi bir zamanda akıntının kesilmesi şişme, kızarma ağrı gibi sıkıntılı durumlar yaşanabilir. Bu şikayetler hastanın yaşam standartlarını düşürmekte, sosyal
fonksiyonlarını etkilemekte hastayı rahatsız etmektedir."
Kıl dönmesi hastalığında ameliyatla tedavinin mümkün olmasına rağmen çoğu hastanın apse oluşup üstüne oturamayacak hale gelinceye kadar tedaviyi ertelediklerini vurgulayan Gülcan, öncelikle ameliyat olmadan apsenin boşaltılması, drene edilmesi ve antibiyotik tedavisiyle apsenin geriletilmesi gerektiğini vurguladı.
Gülcan, "Kıl dönmesi hastalığının ameliyatsız tedavisi günümüzde mümkün değil, kıl dönmesi hastalığının tedavi yöntemi cerrahidir. Apse lokal anestezi altında cerrahi olarak boşaltılır. Uygun doz ve süre antibiyotik kullanımı ve pansumanlarla 2-3 haftada iyileşir. Hastalığın tedavisinde amaç ciltte görülen deliklerin ve bunlarla bağlantılı cilt altındaki kanalların ameliyatla etrafı normal doku olacak şekilde çıkarılması. Ortaya çıkan boşluğun açık bırakılması ya da kapatılması kararı cerrahın deneyimi
ve tercihine göre bazen de ameliyatın seyrine göre değişir. Hastalıklı doku çıkarıldıktan sonra geride kalan boşluk açık bırakılırsa ortalama 2 ayda iyileşir. Hastalığın tedavisinde diğer yöntemler yaranın kısmen kapatılması. Karşılıklı kenarların dikilmesi veya deri yamasıyla kapatılması olarak özetlenebilir. Günümüzde en sık tercih edilen yöntem ortaya çıkan boşluğun sağ veya sol kalçadan hazırlanan deri parçasıyla kapatılması esasına dayanan Limberg Flep yöntemi. Bu yöntemin tekrarlama olasılığı yüzde
0-5 arasında. Ameliyattan sonra hastada açık yara bulunmadığı için iyileşme ve işe dönüş daha çabuk oluyor. Bazı merkezlerde güçlü yan etkileri bulunan fenol ve gümüş nitrat solüsyonları bu amaçla kullanılıyor. Ancak bu yöntemler tekrarlama olasılığı yüksek olduğundan batı ülkelerinde terk edildi. Hastalığın tekrarlamasını önlemek için ameliyat bölgesinin düzenli tıraş edilerek kılların temizlenmesi ve her gün duş alınmasını tavsiye ediyoruz" açıklamasında bulundu.