YEREL HABERLER - 27 Ocak 2012 Cuma 10:30

MALATYA İŞ DÜNYASI PLATFORMU, ANAYASAYI VE ŞEKER FABRİKASINI GÖRÜŞTÜ

A
A
A
MALATYA İŞ DÜNYASI PLATFORMU, ANAYASAYI VE ŞEKER FABRİKASINI GÖRÜŞTÜ

Malatya İş Dünyası Platformunu’nu oluşturan sivil toplum kuruluşları son toplantısında yeni anayasa ve Şeker Fabrikası’nın özelleştirilmesi konuları üzerinde görüş bildirdi.
Malatya İş Dünyası Platformu geleneksel toplantılarına Malatya Esnaf ve Sanatkarlar Kredi Kefalet Kooperatifi Başkanı Ali Evren’in ev sahipliğinde devam etti. Toplantıya TSO Başkanı Hasan Hüseyin Erkoç, MESOB Başkanı Şevket Keskin, Malatya Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası Başkanı Bahattin Ülger, Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Malatya Şube Başkanı Namık Şahin, Malatya Sanayici ve İşadamları Derneği (MASİAD) Başkanı İbrahim Güngör, Ziraat Odası Başkanı Bayram Polatbaş, TÜRMOB
Disiplin Kurulu Üyesi Bahadır Alataş katılırken, kurulun diğer üyesi sivil toplum kuruluşları temsilcileri ise il dışında olmaları nedeniyle katılamadılar.
Toplantının açılışında konuşan Platform Sözcüsü ve TSO Başkanı Hasan Hüseyin Erkoç, Malatya İş Platformu olarak 2 ve 3 ayda bir toplandıklarını söyleyerek, Şehrin sorunlarını burada müşterek olarak tartışıp, yine çözüm önerilerinde sivil toplum örgütleri olarak görüşleri ortaya koymada önemli olduğunu kaydetti. Erkoç, "Hedefimiz Malatya’nın gelişmesi, hedefimiz Malatya’nın büyümesi, bu anlamda şehrin sorunları müşterek tartışıldığı zaman, çözüm önerileri de müşterek bulunduğu zaman şehrimizi ileriye
götürmek söz konusu. Toplantımızın gündemi, yeni anayasa ile ilgili çalışma. bunu çok önemsiyoruz. Özellikle geçmişte kalan sıkıntıların giderilmesi açısından, toplumun tüm kesimlerini kucaklayacak, demokratik ve çağdaş bir anayasanın yapılmasını herkes talep ediyor, bizimde talebimiz bu noktada. çünkü yeni anayasada şu konuların çıkmasını arzu ediyoruz; özellikle din ve vicdan özgürlüğünün, ifade özgürlüğünün ve teşebbüs özgürlüğünün öne çıkmasını önemsiyoruz. Bu anlamda da görüşlerimizi ilgili
makamlara ileteceğiz. Ümit ederiz ki, toplumun tümünü kucaklayacak bir anayasanın oluşması. bu hem toplumu rahatlatacak, hem de ticaretin önündeki ciddi anlamda önlemleri kaldırmış olacak. Toplumu birlik ve beraberlik içinde, kardeşlik duyguları içinde yaşamasına vesile olacak. Bizim her zamankinden daha fazla birlik ve beraberliğimize ihtiyaç duyulan bir süreçten geçiliyoruz" dedi.
Erkoç, Şeker Fabrikası ile ilgili satış konusunda ise, "Biz baştan beri ifade ettik. Biz özelleştirmeye karşı değiliz. Ama özelleştirmenin şekline karşı olduğumuzu ifade ettik. Şeker Fabrikası Malatya için çok önem arz ediyor. Son dönemde hayvancılık için veriler teşvikleri çok iyi kullanan bir il olarak, Şeker Fabrikası’nın Malatya ekonomisi için ne kadar önemli olduğunu vurgulamıştık. Ama blok olarak değil de, tek tek satışa sunulmuş olsaydı, hem Malatya’da bir oluşum gerçekleşir, belki de bunu
Malatya’da bunu alacak girişimcilerimiz olurdu. Fabrikanın da ileriye dönük kapanması tehlikesinin de önüne geçmiş olurduk. Hatta, fabrikanın değişik bir alana taşınıp, arazisinin de yeşil alan olarak, park olarak Malatya Belediyesi’ne verilmesini ifade ettik, görüşlerimizde. Ziraat Odası Başkanımızın başından beri göstermiş olduğu gayreti de yerinde buluyoruz. Bizim oda olarak sunduğumuz dosyada, Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde, terörün yoğun olarak yaşandığı yerlerde kamu-özel sektör ortaklığını
gündeme getirilmesini önerdik. Bölgede yeni fabrikaların açılışında devletin öncülük etmesini istiyoruz" dedi.
MESOB Başkanı Şevket Keskin’de, yeni anayasanın bütün halkın anayasası olması gerektiğini belirterek, "Bizim beklentimiz, bir devletin anayasası değil de, bir milletin anayasası olmasıdır. Bireysel özgürlükler ve özellikle sivil toplum örgütlerine anayasal haklar tekrar verilmeli. Yeni anayasa ile ilgili çalışmalara bizde Malatya olarak katkı sunacağız. İnşallah iyi bir anayasa olur" dedi. Keskin, yeni anayasa ile ilgili olarak TBMM Başkanı Cemil Çiçek tarafından yürütülen çalışmalarda sivil toplum
kuruluşlarından görüşünde alınmasının önemli olduğunu kaydetti.
Keskin, "Ben özelleştirmelere hep karşıyım, bugünde karşıyım. Özelliklede Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde mutlaka devlet yatırımının olması gerekiyor. Özel sektörün dışında bölgede kamu yatırımlarını olması gerekiyor. Teşvikler illerin kendi ürünlerine göre, kendi ekonomik potansiyeline göre verilmeli. Teşvikler illere göre verilmeli. Bölgelere ve yörelere göre verilmeli. Bugün Düzce ile Malatya’ya aynı kefeye koyarsanız, Malatya’ya yazık olur, Malatya ile Hakkari’yi aynı kefeye koyarsanız,
Hakkari’ye yazık olur. Malatya milletvekillerimizi ile bir toplantı yapacağız. İnşallah iyi bir netice alırız" dedi.
Malatya Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası Başkanı Bahattin Ülger ise, "Biz anayasanın bundan sonra bireyi korumasını istiyoruz. Anayasa’nın merkezine birey konsun. Çünkü bugüne kadar hep devlet kutsallaştırılmış, devlet kutsallaştırılınca da, devlet kurumları mevcut seçilmiş hükümetler üzerinde bir vesayet kullanma haklarını sanki kendilerinde elde edilmiş gibi durumlar gördük geçmişte. Bunun kalkması noktasında, böyle bir anayasanın yapılmasında fayda görüyoruz" diye konuştu.
MÜSİAD Malatya Şube Başkanı Namık Şahin ise, şimdiye kadar yapılan tamamen darbecilerin ortaya koyduğu anayasalarla ülkenin yönetildiğini ifade ederek, "Şuanda Türkiye’de bir fırsat var, tamamen sivil bir anayasa yapma noktasında. Bu noktada sivil toplum kuruluşları olarak elimizden gelen desteği vermemiz gerekiyor. Bu konuda 6 aylık sürede hazırladığımız çalışmalarımızı ilgili kurumlara sunduk. Sadece bizim yada ötekinin değilde, topyekun bütün toplumu kucaklayacak, bütün insanların düşüncelerini teminat
altına alacak bir anayasa olur diye düşünüyoruz" şeklinde konuştu.
MASİAD Başkanı İbrahim Güngör ise, "Temennimiz bir sivil anayasa. Üniversitelere bir özerklik verilmeli. Üniversiteler şimdi neredeyse biraz daha gelişmiş lise boyutuna getirildi" dedi.
Şeker Fabrikası için Vagon Onarım Fabrikası’nı ücretsiz olarak verilip, arsasının Belediye’ye verilmesi önerisinde bulunan Güngör, "Pancar üretilmesi gerekiyor. Köylünün köyde kalması için pancar üretimi şart. Kesinlikle yeni bir fabrika yapılmadan özelleştirilmesine karşıyım" ifadelerini kaydetti.
Ziraat Odası Başkanı Bayram Polatbaş ise, "Anayasa çalışmalarını yapanlar, baştan beri mağdur olan bir kesim. Milletin anayasası olmalı. Darbe anayasalarından mağdur olan büyüklerimiz inşallah milletin anayasasını yaparlar. Yeni anayasa için hükümeti destekliyoruz" dedi.
Şeker Fabrikası’nın özelleştirilmesine baştan beri karşı olduğunu ve fabrikanın peşkeş çekildiğini belirten Polatbaş, "Diğer fabrikaların akıbeti neyse, Malatya Şeker Fabrikası’nın akıbeti de o alacaktır. Ama çareler tükenmedi, mücadelemiz devam ediyor. Aldığımız duyumlara göre, AK Parti MKYK’de sayın başbakanımız talimat vermiş, ’Bunu bir daha gözden geçirin’ diye. Burada iş sayın valimiz ve sayın Belediye başkanımız ve sayın milletvekillerimiz güçlü bir irade koyup, Malatya Şeker Fabrikası’nın peşkeş
edilmesi engellemelidir. Benim ağzımdan asla özelleştirme çıkmaz. Özelleştirme dedilermi sinirim artar. Bu peşkeştir. Ben bunu bir kez daha belirtmek istiyorum. Hakkı bilen, hukuku bilen, milletini seven sayın Başbakanımızdan bu yanlış dönecektir" diye konuştu.
Esnaf ve Sanatkarlar Kredi Kefalet Kooperatifi Başkanı Ali Evren’de, ev sahipliği yapmaktan dolayı mutlu olduğunu belirterek, "74 milyon insanınız bu anayasanın değişmesini istiyor. Biz bu konuda sivil toplum kuruluşları ile beraber olacağız" dedi.
ORTAK DEKLARASYON
Toplantının ardından mutabakata varılan yeni anayasa ile ilgili ortak deklarasyonda şu görüşler yer aldı: " Malatya iş Dünyası Platformu olarak Anayasayı" Toplumsal Mutabakat Sözleşmesi" olarak değerlendirmekte ve toplumun tüm kesimlerin üzerinde ittifak etmediği bir düzenlemenin hiçbir sorunu çözemeyeceği görüşündeyiz. Toplumsal sorunlarımızı hesaplaşarak değil, tartışarak çözeriz doygusuyla evrensel hukuk ilkelerinden ruhunu alan bir anayasa ile hukukun üstünlüğünü hakim kılan, kanun devlet değil hukuk
devletini benimsiyoruz. TBMM’den beklentimiz "Çağdaş, demokratik ve ülkemizin ihtiyaçlarına cevap verebilecek toplumun tüm kesimlerinin üzerinde mutabakat sağladığı bir anayasa" çalışmalarının bir an önce tamamlanarak hayata geçirilmesidir. Yapılan anayasa çalışmaları iş dünyası içinde büyük önem arz etmektedir. Özellikle son on yılda dünyada yaşanan krizden de anlaşılacağı üzere ekonomik anlamda yapısal reformlara ihtiyaç vardır. Mevcut anayasada var olan ve ticaretin önünde engel teşkil eden sorunlardan
kurtulmak adına yapılacak anayasa değişikliği büyük önem arz etmektedir. Yapılacak anayasa değişikliği ile birlikte, iş dünyasının dünya normlarında rekabet etme gücünün artması, daha aksiyoner bir ticaretin yapılması, ticari bürokrasinin daha akıcı olması en büyük beklentilerimiz arasında yer almaktadır. Yapılacak anayasa değişikliklerinde aşağıdaki hususların yer alması önceliklerimizdir.1-Devletin üniter yapısı korunmalıdır.2-Parlamenter sistem korunmalıdır. 3-Yargı bağımsızlığı korunmalıdır. 4-Eğitim
özgürlüğü sağlanmalıdır. 5-Yeni anayasada tüm müteşebbis hürriyeti başta olmak üzere sendika kurma, toplu sözleşme ve grev hakkını kamu-özel sektör ayrcrımı yapmaksızın tüm sektörlerde çalışanlara örgütlenme hakkı çerçevesinde eşit olarak tanımalıdır. 6-Yeni anayasada üniversitelerin bilimsel, idari ve mali yönlerden özerkliklerini garanti altına alacak düzenlemelere mutlaka yer verilmelidir. 7-Kişisel hak ve hürriyetler korunmalıdır. 8-Düşünce ve düşünceyi ifade hürriyeti sağlanmalıdır. 9-Din ve Vicdan
Hürriyeti sağlanmalıdır. 10-Özel Hayatın gizliliği korunmalıdır. 11-Haberleşme özgürlüğü sağlanmalıdır.12-Sosyal devlet ilkesi korunmalıdır. 13-Fırsat eşitliği ve toplumsal kesimler arasında ayrıcalıklar olmamalıdır. 14-Herkese insan haysiyetine yakışır asgari bir hayat düzeyi sağlanmalıdır. 15-Teşebbüs hürriyeti sağlanmalıdır. Küçük esnaf ve sanatkar korunmalıdır. 16-Ekonomik özgürlükleri temel alan ve ticari hayatın işleyişini kolaylaştıran bir yapı oluşturulmalıdır. 17-Adil bir vergi sistemi olmalıdır.
18-Kültürel ve tarihi değerlere sahip çıkılmalı ve korunmalıdır. 19-Çevre ve doğal kaynaklar korunmalıdır. 20-Siyasi parti yasası değiştirilmelidir. Parti içi demokrasi sağlanmalıdır. 21-Seçim Barajı düşürülmelidir. 22-Siyasetçilerin eylemlerinden dolayı sorumlu olmaları sağlanmalıdır."
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Adana Metin Öztürk: “Hedefimiz 105 puan ile şampiyon olmak” Galatasaray İkinci Başkanı Metin Öztürk, Y. Adana Demirspor galibiyetinin ardından yaptığı açıklamada, “Hedefimiz tüm takımları yenerek 105 puan ile şampiyon olmak" dedi. Trendyol Süper Lig’in 34. haftasında Galatasaray, deplasmanda Adana Demirspor’u 3-0 mağlup etti. Maçın ardından sarı-kırmızılı takımın ikinci başkanı Metin Öztürk, basın mensuplarına açıklamalarda bulundu. Galatasaray’ın 15 maç üst üste kazanarak bir rekora imza ettiğini belirten Öztürk, “Tabii ki rekorlar kıymetli ama bizim yolculuğumuz belli, 24. şampiyonluk için gidiyoruz. Önümüzdeki yıl Dursun Özbek Başkanımızın liderliğinde tekrar şampiyon olup 5. yıldızı takacağız. Bu tabii bir hedef. Neticede 19 kıymetli rakibimiz ile oynuyoruz” şeklinde konuştu. “12 puan daha var” 4 maçları daha olduğuna dikkat çeken Öztürk, "4 tane daha maçımız var. Demek ki 12 puan daha var. Yani hiçbir şey garanti değil. Oynayacağımız rakipler arasında küme düşme hattında olanlar var. Bizim gibi şampiyonluk yolumda yarıştığımız Fenerbahçe de var. Bir takımla oynadığınız performans ve aldığınız puanlar aslında diğer takımları da ilgilendiriyor. O yüzden biz gücümüz yettiğince sadece şampiyonluk yolunda değil tüm takımları yenerek ligi planladığımız gibi bitirmeyi hedefliyoruz” sözlerine yer verdi. "Farkı 7 puan olarak algılamak doğru değil" Farkı 7 puan olarak algılamanın doğru olmadığını ve Fenerbahçe’nin henüz maçını oynamadığını kaydeden Öztürk, “Farkı 7 puan olarak algılamak doğru değil. Şu an hala aramızda 4 puanlık bir fark var. Rakibimiz henüz oynamadı. Rakibimiz oynadıktan sonra ne olacağına bakacağız. İster 7 puan olsun, ister 4 puan olsun bizim hedefimiz 105 puan ile şampiyon olmak” ifadelerini kullandı. “Hakem kardeşlerimiz elinden geleni yapıyor, yeter ki kasıt olmasın” Metin Öztürk, ayrıca çok fazla hakem konuşmaya gerek olmadığını, ancak hakemlerin maçları yönetirken niyetlerinin önemli olduğunu kaydetti. Öztürk, “Artık bence çok fazla hakem konuşmaya gerek yok. Yunanistan’da da görüyorsunuz yabancı hakemler var. Orada da Yunan takımları bundan şikayetçi. Herkes elinden geleni yapıyor. Eminim ki hakem kardeşlerimiz de elinden geleni yapıyor. Kasıt olmasın, kötü kalp olmasın. Biz spordan da oynanan futboldan da çok memnunuz. Adana Demir ilk devre inanılmaz bir futbol oynadı. Maç iki tarafa da gitti geldi. Futbol bu, sonucun ne olacağı belli olmuyor” dedi. "Bugün harika bir Mertens resitali izledik" Dries Mertens’in önümüzdeki sezon devam edip etmeyeceğine yönelik soruya da yanıt veren Öztürk, daha sonra şunları söyledi: “Buna karar verecek olan hocamız Okan Buruk ve Başkan Vekilimiz Erden Timur. Ancak bir izleyici olarak şunu söyleyeyim bugün harika bir Mertens resitali izledik. İnanılmaz. İnsan olarak müthiş. Ümit ediyorum ki bu performansını önümüzdeki sene bizimle devam ettirir. Ama devam ettirmese de kalbimiz her zaman onunla. Takımımıza şampiyonluk yolunda diğer futbolcu kardeşlerimiz gibi çok önemli katkı sağlıyor."
İstanbul Bakan Ersoy, Yunan mevkidaşı ile "Romeo ve Juliet" oyununu izledi Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy ile Yunanistan Kültür Bakanı Lina Mendoni, William Shakespeare’in unutulmaz eseri "Romeo ve Juliet" oyununun Atatürk Kültür Merkezi’ndeki (AKM) gösteriminde bir araya geldi. Oyun, Türkiye’den Devlet Tiyatroları ve Yunanistan’dan Atina Konser Salonu Megaron ve Yorgos Lykiardopoulos kültürel organizasyonu Lykofos ortak projesiyle Ege’nin her iki yakasında tiyatro severlerle buluşuyor. Yunanistan ve Türkiye’den sanat kurumları ile sanatçıları bir araya getiren proje, iki ulus arasında köprü kurmayı hedefliyor. Dün İstanbul’da ilk gösterimi yapılan ve 28 Nisan’a kadar sahnelenmeye devam edecek esere ilişkin AKM’de gerçekleştirilen basın toplantısında Bakan Mehmet Ersoy, Bakan Lina Mendoni ile verimli bir görüşme gerçekleştirdiklerini ve değerlendirmelerde bulunduklarını söyledi. Basın toplantısında konuşan Bakan Ersoy, "Bugün değerli mevkidaşım, Yunanistan Kültür Bakanı Sayın Lina Mendoni ve beraberindeki heyeti misafir ettik. Verimli bir görüşme gerçekleştirdik; değerlendirmelerde bulunduk. Şimdi ise çok güzel bir sanat birlikteliği vesilesiyle buradayız. Devlet Tiyatrolarımız ile Pire Belediye Tiyatrosunun ortak bir proje çerçevesinde sahneye koyduğu Romeo ve Juliet oyununun İstanbul galasını izleyeceğiz” dedi. "Sanatın evrenselliği insanlık için daima ortak bir çatı olmuş; en güzel, en anlamlı birlikteliklere ev sahipliği yapmıştır" diyen Ersoy, sözlerine şöyle devam etti: “Bizler de buna sahip çıkmanın, katkı ve değer sunmanın gayretindeyiz. İnanıyorum ki bu proje sadece bir başlangıç olacak, önümüzdeki dönemlerde sanatın diğer alanlarına da yayılacaktır. Romeo ve Juliet, Shakespeare’in eşsiz kaleminden çıkmış ölümsüz bir klasik. Bizler ise bu eseri, sanatçılarımızın kendi kültürel ve tarihsel geçmişlerinden ilham alarak yeniden yorumladıkları bir temsille sahneye taşıyoruz. Oyundaki aileler kendi aralarında anadillerinde konuşurken bir araya geldiklerinde, bildikleri tek ortak dil olan İngilizce ile iletişim kuracaklar. Bu yaklaşım, farklı dillerin ve kültürlerin etkileşimiyle insan doğasının derinliklerine inerek evrensel duyguları keşfetmeyi amaçlamaktadır. Esere günümüz dünyasından açılan bu çağdaş bakış açısı ve yeni yorum vesilesiyle Türkiye ve Yunanistan’ın köklü kültürel mirasını da bir araya getirmiş ve iki ülke arasında derinleşen kültürel diyaloğu sembolize etmiş olacağız. Provalar 18 Şubat’ta, Yunanistan’da başlamıştı. Yönetmen Lefteris Giovanidis’in rejisiyle sahneye taşınan eser, Türkiye’de sanatseverlerle buluşmasının ardından Mayıs ayında, Atina’da perdelerini açacak ve iki ülkede toplamda 13 temsil gerçekleştirilecek. Ayrıca 17-27 Mayıs 2024 tarihleri arasında, Antalya’da düzenlenecek olan 14’üncü ‘Devlet Tiyatroları Antalya Uluslararası Tiyatro Festivali’nde yer almasını da planlıyoruz. Yine yaz aylarında ve önümüzdeki tiyatro sezonunda Türkiye’nin ve Yunanistan’ın farklı şehirlerinde sahnelenmesi, Avrupa’daki prestijli tiyatro festivallerine katılımı söz konusu olacak. Türkiye ve Yunanistan arasındaki kültürel ilişkilerin geliştirilerek daha ileri boyuta taşınması adına bundan sonra da Yunanistan’ın ilgili kurum ve kuruluşlarıyla eşgüdüm ve iş birliği içerisinde çalışmaktan memnuniyet duyacağımızı ifade etmek isterim. Sayın Bakan’a, Pire Belediye Tiyatrosunun ve Devlet Tiyatrolarımızın çok değerli sanatçılarına ve Sayın Lefteris Giovanidisi’in şahsında, sahne arkasında bu esere emek veren bütün ekibe teşekkür ediyorum. Sanatseverleri bu özgün ve özel temsili izlemeye davet ediyor, hepinize saygılar sunuyorum” dedi. Yunanistan Kültür Bakanı Lina Mendoni ise eserin sahneye konulma sürecinden bahsederek, Türk- Yunan ilişkileri bakımından oyunun İstanbul’da izleyicilerle buluşmasından dolayı mutluluk duyduklarını ifade etti. Romeo ve Juliet’in en güzel aşk hikayesi, aynı zamanda da bir drama olduğunu belirten Mendoni, "Bu oyun bir başlangıç olabilir. İki toplumun kültürel bağlarımızı daha da yüksek hale getirebiliriz. Sadece devlet düzeyinde değil, özel kuruluşlar arasında da ortak projelerin ve ikili işbirliklerinin olduğunu öğrenmekten mutluluk duyuyoruz. Yakın zamanda sizleri Atina’ya 16 Mayıs’ta sahnelenecek oyuna da bekliyorum. Eminim oyun, Atina’da da çok iyi karşılanacak" diye konuştu. Bakan Ersoy ve Mendoni, ortak basın toplantısının ardından AKM Tiyatro Salonu’nda sahne alan "Romeo ve Juliet" oyununu birlikte takip etti.