GENEL - 17 Ağustos 2019 Cumartesi 00:17

Bakan Soylu: "Afet konusunda dünyaya örnek gösterilecek nesiller yetiştirmeliyiz"

A
A
A
Bakan Soylu: "Afet konusunda dünyaya örnek gösterilecek nesiller yetiştirmeliyiz"

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, 17 Ağustos Marmara Depremi’nin 20.

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, 17 Ağustos Marmara Depremi’nin 20. yıldönümü dolayısıyla Yalova’da düzenlenen anma programına katıldı. Burada konuşan Bakan Soylu, “Afet konusunda dünyaya örnek gösterilecek nesiller yetiştirmeliyiz” dedi.



17 Ağustos Marmara Depremi’nin 20 yıldönümü dolayısıyla Yalova’da bir anma programı gerçekleştirildi. Programa İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ve Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi (AFAD) Başkanı Mehmet Güllüoğlu da katıldı. Yalova Valisi Muammer Erol, AK Parti Gençlik Kolları Genel Başkanı ve AK Parti Yalova Milletvekili Ahmet Büyükgümüş tarafından karşılanan Bakan Soylu vatandaşları selamladı. Saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın okunması sonrasında söz alan Yalova Valisi Muammer Erol 17 Ağustos 1999 Marmara Depremi’nde yaşanan can ve mal kayıpları hakkında bilgiler verdi. AFAD Başkanı Mehmet Güllüoğlu ise illerde afet yönetimini devlet ve milletle iç içe yürütülmesinin önemine değindi. Güllüoğlu, “İmar planlarımızı en iyi şekilde yapmalıyız. Türkiye Bina Deprem Yönetmeliğinin yenilenmesi, Türkiye Deprem Haritasının yenilenmesi, afetlere karşı korunma kültürünün yaygınlaştırılması ve eğitimlerin yaygınlaştırılması gibi devlet ve milletin iç içe çalışması gereken bir alan afet yönetimi. Bu anlamda biz de çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Ancak bu el ele, kol kola yapılması gereken bir çalışmalar bütününü içeriyor. Ancak böylece Türkiye’yi Yalova’yı ve her şehrimizi afetlere karşı dirençli hale getirebiliriz” şeklinde konuştu.



“Ecevit’in o gece durumdan haberi yoktu”


Güllüoğlu’nun ardından söz alan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ise sözlerine 17 Ağustos Marmara Depremi’nin meydana geldiği o gece yaşadıklarını anlatarak başladı. Depremin vahametinden ne dönemin Başbakanı Bülent Ecevit’in, ne de Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in yeterince haberdar olmadığını vurgulayan Soylu, “Soluğu ilk evvela İstanbul’un en çok hasar alan yeri Avcılar’da o gün İstanbul İl Başkanıydım. Eski Başbakanlarımızın Çiller ile Avcılar’da eski ilçe başkanlarımızın çocuklarının ve eşinin içerisinde başladığı binanın başındaydık. Oradan Cumhurbaşkanımızın İstanbul’a kazandırdığı deniz otobüsleri için rica ettik. Müdürü Binali Yıldırım Bey’di. O deniz otobüslerindeki yüzleri karşımızdaki gibi resmedebiliyorum. Çaresizlik, ne görebileceği ile ilgili belirsizlik. Biran önce her birimizin Yalova’ya ulaşmak isteği. Buraya çıktığımız belki de bizi bugün daim olmamız için hiçlik duygusuna iten tabloyla karşı karşıyayız. Cesetler yerdeydi. Kimin nereye koşuşturduğu belli olmayan kıyamet günü gibiydi. Sayın Çiller ile ilk önce arabada dönemin başbakanı rahmetli Bülent Ecevit’i aradık. Buradaki tablodan bilgisi yoktu. Yine dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’i aradık. Onun da tablonun büyüklüğünden haberi yoktu. İlk fotoğraf nakledildikten sonra sıra sıra gitmeye başladık. Arabanın arkasına bir şey almış, gördüğümüz, bulduğumuz herkese ulaştırmaya çalıştık. Bir kıyamet ve mahşer anı gibiydi. Bir hiçlik duygusunu insana olabildiğince yaşatan anı o gün burada hatırladıkça tekrar hissedebiliyoruz” dedi.



“Ceset torbasının olmadığı bir Türkiye’ydi o dönem”


Cesetlerin koyulacağı torbaların olmadığı bir dönemin yaşandığına değinen Bakan Soylu, “Buradan Gölcük’e gece yarısı ulaştığımızı hatırlıyorum. Işık yok, karanlık. Gölcük’e giderken gündüz vaktiydi. Aklımdan çıkmayan manzara, ev çökmüş, annesini evin içerisinde olduğunu düşünüp, anne neredesin diye seslenen insanlar. Yaratırılmışların en şereflisinin aciz düştüğü o an. Birçok binanın üzerinde sahil boyunca olan sitelerin birçoğunda sele serpe yatan cesetler. Ceset torbasının olmadığı bir Türkiye’ydi o dönem. Sonraki tartışmaları hep beraber hatırlıyoruz. Onlarla büyüdük, bu zamana kadar geldik. Kendi kendime ‘bu tecrübe bu kadar acımı olmalıydı’ diye sordum. Biz 2000 yıllık bir devlet sahibiyiz. Devlet tecrübemiz var. Devletin tecrübesi böyle olmamalıydı. Böyle bedel ödememeliydik. Kimseyi suçlamıyorum. Biz büyük ve asil bir milletiz. Bugün dünyada insanlara elini uzaktan, Kâbe’yi Muazzama’da tavaf edenlerin ismimizi bildiği, dua ettiği bir milletiz. Biz her şeyin mükemmelini yapmakla mükellefiz. O günkü karmaşa bize büyük tecrübeler yaşattı. Yeniden başladık. Sıfır diyemeyeceğim ama neredeyse sıfırdan başladık. Binaların, yapıların nasıl olacağı, çocuklarımızın nasıl eğitileceği, yeni afet karşılaştığımızda ne yapacağımızı o tarihten sonra yapmaya başladık. Bu depremin, afeti yaşayan Cumhurbaşkanımızın bu depremden 3 yıl sonra başbakan olması, bu depremi yaşayanlardan birisi olarak Türkiye için fırsattı. Bugün dünyanın pek çok yerinde böyle bir şey olduğunda ilk çağrılan, ilk imdat zili çalınan ülke biziz. Bugün çok güçlü kurumlar var. Ama bu kurumlarda Allah’a yemin olsun ki yeterli değil. Hep birlikte yapmamız gereken çok iş var. Bu meselinin sorunlarından biri olarak, kendi sorumluluğumu alarak, biz yolunda yürüyen meseleleri çözmekte yetenekli bir milletiz. Yeter ki konsantre olalım. Bunun en önemli örneklerinden biri Yalova’dır” diye konuştu.



“Türkiye’nin Yalova’dan hangi tecrübeyi elde ettiğini Denizli’de gördük”


Konuşmasında Denizli ilinde yaşanan depreme de yer veren Bakan Soylu burada Yalova’nın yaşadığı depremden edindiği tecrübelerin faydalarını gördüklerini vurguladı. Bakan Soylu, “Yalova’yı hep izledim. Şu karşımızdaki insanlar, sizler her zaman Yalovalı olmayı ayrıcalık olarak görenler ve burada ortak bir travmanın nasıl atlatılabileceğini bunu Türkiye’ye tekrar hatırlatmanın sorumluluk olduğunu bilenler bence 99’dan sonra kendilerini ve Yalova’yı ayağa kaldırdılar. Bunun sıcaklığı ile anlamıyor olabiliriz. Ama yıllar sonra evlatlarınız, torunlarınız bu hadiseyi yaşayanların büyük bir başarı ortaya koyduklarını, bir şehre yeniden can verdiklerini hatırlatacaklar. Buna inanıyorum. Onun için Yalova’nın STK’lardan, yöneticilerine, yaşayanlarına, esnafından, iş adamına, çalışanından, emeklisine kadar örnek bir hareketi ortaya koyan herkese gelecek için minnet borçluyuz. Şehirler hikayeler üzerine kurulur, ruhları vardır. Ben Türkiye’nin 81 vilayetini, birçok ilçesini gezdim. Her birinin bende karakteri vardır. Yalova’yı da gördüğüm ve hissettiğim zaman o karakter hep bundadır. Kabul etmiş, tevekkül etmiş ama Allah’ın verdiği güçle Yalova’yı canlandırmış bir güzelliği ortaya koydunuz. Bu güzel şehre karakter verdiğiniz ve tarihe not düşmek için tekrar ediyorum. Türkiye o günden sonra çok adımlar attı. Nerede bir deprem duysak oraya koşar gideriz. 20 bin civarında deprem olmaktadır. Kimisini hissederiz, kimisini hissetmeyiz. Geçen Denizli’ye koştuk gittik. Oradaki binaların çok güçlü olduğunu iddia ediyor değilim. Türkiye’nin Yalova’dan hangi tecrübeyi elde ettiğini orada gördük. Akşam kararmadan Kızılay’ından AFAD’ın, kurtarmaya yönelik STK’lardan, belediyelere kadar, herkes ne yapacağını biliyordu. Topyekûn nerede çadır kurulacağından, insanlarımızın davetine kadar. Böyle bir kültür Allah göstermesin önemli” diye konuştu.



“2019 yılını Afetlere Hazırlık Yılı ilan ettik”


2019 yılını Afetlere Hazırlık Yılı ilan ettiklerini vurgulayan İçişleri Bakanı Soylu, “Bugün, yapmamız gereken çok iş olduğunu söylemek istiyorum. AFAD Başkanımız burada. Birlikte çok önemli çalışmaların altına imza atıyoruz. Bu yılı Afetlere Hazırlık Yılı ilan ettik. Aynı zamanda bu tip mesellerle karşılaştığımızda 28 hizmet yolumuz var. Her biriyle bir mühendislik olarak hazır olmaları konusunda bir irade sergiliyoruz. Yapmamız gereken çok işimiz var. Çocukların her birine başlarına bir şey geldiğinde ne yapmaları gerektiğini alfabemiz gibi öğretmemiz lazım. Bu hepimizin sorumluluğudur. Her biri her gün başka bir afetle karşılaşıyor gibi nesiller yetiştirmek bizim sorumluğumuz ve görevimizdir. 12 milyon afet eğitiminin yeterli olmadığını Yalova’da söylemek fazla söz olmaması gerek. Trafik konusunda bayramı geçirdik. Arife gününden önceki gün hep yollardaydık. Dönüşte hep yollardaydık. Faydasını görüyoruz. Geçen senede bayrama nazaran yüzde 39 ölümlerde azalma oldu. Sel karşısında ne yapacağız. Diğer afetler karşısında neler yapacağız. Bütün bunların tamamını çocuklarımıza öğretmek durumundayız. Ama illaki çocuklar. Trafik kurallarını dünyada en iyi bilen nesiller yetiştirmek zorundayız. Afet konusunda dünyaya örnek gösterecek nesiller yetiştirmek zorundayız. Buna imkanımız var. Biz eski Türkiye değiliz. İyi bir noktadayız. Van depreminde bunun örneğini, bir şehrin ne kadar kısa sürede olabileceğini Cumhurbaşkanımız gösterdi. Gelecekte bundan daha iyisini yapabilmek kabiliyetine ulaşmalıyız. Bu konuda 24 saat emek sarf ettiğimizi bilmenizi isteriz. Bugün güçlü bir Türkiye içerisindeyiz. Yarın gelecek nesillerimize daha güçlü bir Türkiye bırakabileceğimize inanıyoruz” dedi.



Sertifika verdi


Konuşmanın ardından AFAD tarafından Yalova’da gerçekleştirilen Uygulamalı Afet Eğitimi Programı’na katılanların sertifikalarını da veren Bakan Soylu, onlarla toplu fotoğraf çektirdi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İzmir Uluslararası Turan Film Festivali ödülleri sahiplerini buldu Uluslararası Turan Film Festivali Ödül Töreni, Ege Üniversitesi Atatürk Kültür Merkezi (AKM) Yunus Emre Salonu’nda gerçekleştirildi. Türkiye’nin yanı sıra 77 ülkeden bin 57 başvurunun yapıldığı ‘Kızılelma’ temalı festivalde; ülkemizden 158, Azerbaycan’dan 47, Kırgızistan’dan 31, Kazakistan’dan 21, Özbekistan’dan 15 ve Türkmenistan’dan 10 film yarıştı. Ege Üniversitesi, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Uluslararası Türk Kültürü Teşkilatı (TÜRKSOY) ve Sinema Genel Müdürlüğü katkılarıyla düzenlenen “Uluslararası Turan Film Festivali Ödül Töreni, Türk Dünyası sinemasının tüm paydaşlarını bir araya getirdi. Törene, Ege Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necdet Budak, TÜRKSOY Genel Sekreteri Sultan Raev, Cumhurbaşkanlığı Devlet Arşivleri Başkanı Prof. Dr. Uğur Ünal, Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema Genel Müdürü Birol Güven, EÜ üst yönetimi, yurt içinden ve dışından sanatçılar, yönetmenler, senaristler, akademisyenler, davetliler ve öğrenciler katıldı. Fotoğraf ve resim sergileri törene renk kattı Ödül töreni öncesi Atatürk Kültür Merkezi Fuaye Alanında; Cumhurbaşkanlığı Devlet Arşivleri Başkanlığının “Sessiz Tanıklar Türk Boylarına Yolculuk” sergisi ile TÜRKSOY’un “Türk Dünyası Resim Sergisi” ve “Türk Dünyası Kültür Başkentleri Fotoğraf Sergisi” sanatseverle buluştu. Programın açılış konuşmasını gerçekleştiren Ege Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necdet Budak, “Sanatsal faaliyetler üretmek, sanatın gelişimine katkı sağlamak, sanatı ve sanatçıyı sanatseverlerle bir araya getirmek, tam akredite öğrenci odaklı araştırma üniversitemizin toplumsal görevleri arasındadır. Bu bilinçten hareketle Türk dünyasının ortak değerlerini ve kültürel bağlarını vurgulayarak, bu bağların güçlenmesine katkıda bulunmak, Türk devletleri ve topluluklarının kültürel çeşitliliğine ve zenginliğine katkıda bulunmak hedefiyle yola çıktığımız bu önemli organizasyonun henüz fikir aşamasında iş birliği talebinde bulunduğumuz bütün çevreler tarafından heyecanla karşılanarak sağlanan desteklerle bugünlere gelmesi sağlanmıştır” diye konuştu. “Festivalimizin geleneksel hale gelmesini temenni ediyorum” Bu tür bir festivale ev sahipliği yapmaktan memnuniyet duyduklarını dile getiren Prof. Dr. Budak, “Uluslararası Turan Film Festivali, uzun süren hazırlık aşamasının ardından iki gündür Üniversitemiz ev sahipliğinde gerçekleştiriliyor. Festival kapsamında uluslararası film yarışması, 3 Söyleşi, 2 Fotoğraf Sergisi, 7 Gösterim Seçkisi, 1 Resim Sergisi, 1 Konser, 1 Dans Gösterisi gerçekleştirildi. Festivale 77 ülkeden bin 55 başvuru yapıldı. Türkiye’den 158 Film, Azerbaycan 47 Film, Kırgızistan 31, Kazakistan 21, Özbekistan 15 ve Türkmenistan’dan 10 film katılım gösterdi. Yapılan tüm başvurular alanlarında duayen jüri üyelerinden oluşan seçili kurullar tarafından incelendikten sonra dereceye girenleri belirlendi. Bugünkü ödül töreninde dereceye giren filmlere verilecek ödüllerin yanı sıra Yaşam Boyu Başarı Ödülü, Sinema Sanatına Katkı Ödülü, İnsani Değerlere Katkı Ödülü gibi 13 ayrı kategoride özel ödüller de verilecek. Ödül alacak olan sanatçılarımızı şimdiden tebrik ediyorum. Ayrıca bu büyük organizasyonda bizlerle birlikte olan ve büyük desteklerini gördüğümüz Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema Genel Müdürlüğüne, TÜRKSOY’a, çok kıymetli sergilerini bizlere açan Cumhurbaşkanlığı Devlet Arşivleri Başkanlığına ve festivalimize destek veren gerek ülkemizdeki gerekse Türk Dünyasındaki değerli kurumlarına şükranlarımı ifade etmek istiyorum. Festivalimizin ileriki yıllarda da Türk Dünyasında genişleyerek geleneksel hale gelmesini temenni ediyorum” dedi. “Türk dünyasının zenginliğini arşivlerle ortaya koyuyoruz” Cumhurbaşkanlığı Devlet Arşivleri Başkanı Prof. Dr. Uğur Ünal, “Bu etkinliğin, kültürün birleştiriciliği adına çok önemli bir program olduğunu ifade etmek istiyorum. Türk kültürü ve sanatının paylaşımı ve gelişimi adına düzenlenen bu festival son derece anlamlıdır. Bu programın bir paydaşı olarak Türk dünyasının zenginliğini çeşitli arşiv belgeleriyle ortaya koymaktan son derece bahtiyarız. Türkiye olarak dünyanın en büyük arşivlerine sahip olduğumuzu bilmenizi isterim. Festivalimize ev sahipliği yapan Ege Üniversitesine ve Rektör Prof. Dr. Necdet Budak’a, hazırlanmasında emeği geçen herkese teşekkürlerimi iletiyorum” dedi. TÜRKSOY Genel Sekreteri Sultan Raev, “Sinema ortak kültür mirasımızı gelecek nesillere taşıma noktasında en önemli araçlardan biridir. Bu etkinlik, Türk sinemasının çeşitliliğini yansıtmasının yanı sıra birliğimizi ve kardeşliğimizi bir kez daha tüm dünyaya gösterme fırsatı verdi. Festivalin gerçekleşmesine katkı sunan kurumlarımıza teşekkür ediyor, yarışan tüm sanatçılarımızı tebrik ediyorum” diye konuştu. Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema Genel Müdürü Birol Güven ise, “Sinema, dertli insanın işidir. Sinema yapan insan derdini paylaşmak, yarasını göstermek ister. Filmini çektikten sonra da dertleşmek ister. Bu bakımdan festivaller de sinemacıların dertleştikleri yerlerdir. Özellikle uluslararası festivaller bizim için çok önemli. Turan Film Festivali de ilk yılından büyük bir başlangıç yaptı. Emeği geçen herkesi tebrik ediyorum” dedi. Ödüller sahiplerini buldu Turan Film Festivali kapsamında ilk olarak prestij ödülleri verildi. İnsani Değerlere Katkı Ödülü Yönetmen Derviş Zaim ile Gönül Dağı dizi yapımcısı Ferhat Eşsiz’e, Kültürel Çeşitliliğe Katkı Ödülü TRT AVAZ kurumu adına TRT İzmir Bölge Müdürü Mevlüt Şahbaz’a, İnsan Haklarına Katkı Ödülü Karabağ-Azerbaycan Göç ve Mülteciler Bakanlığı Bakan Müşaviri Nesimi Nerimanov’a Toplumsal Duyarlılık Ödülü Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema Genel Müdürü Birol Güven’e verildi. Sinema Sanatına Katkı Ödülünü sırasıyla; Azerbaycan Sinema Ajansı, Kazakfilm, Kırgız Cumhuriyeti Kültür, Bilgi, Spor ve Gençlik Politikaları Bakanlığı Sinema Genel Müdürlüğü adına Talant Osmanov, Özbekistan Kültür Bakanlığı Sinematografi Ajans Uluslararası İlişkiler Daire Koordinatörü Gofurjon Musaev, Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema Genel Müdürü Birol Güven ve Oğuzhan Türkmen Film Stüdyosu adına Salisalih Bayramov aldı. Ege Üniversitesi 2024 Yılı Vefa Özel Ödülünü Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Fecir Alptekin ve TRT Belgesel Kanal Koordinatörlüğü adına Koordinatör Ahmet Canbaz alırken, Genç Yetenek Ödülü Ruslan İbrahimli’ye, Teknoloji ve Sinema İlişkisi Ödülü 1453 Filmi ile Hamit Keleş’e, Medya Özel Ödülü Anadolu Ajansı adına İzmir Bölge Müdürü Ahmet Caner Baysal’a, Kültürel Hafıza Ödülü Cumhurbaşkanlığı Milli Saraylar Daire Başkanı Dr. Yasin Yıldız’a, Kültürel Miras Ödülü Cumhurbaşkanlığı Devlet Arşivleri Başkanı Prof. Dr. Uğur Ünal’a, TÜRKSOY Özel Ödülü ise Rejisör Alovov’a verildi. Festivalde yarışan filmlerde ise; Azerbaycan birinciliğini “Voice” filmi ile Zamin Mammadov, Kazakistan birinciliğini “Lullaby” filmi ile Dilshat Rakhmatullin, Kırgızistan birinciliğini “Hope” filmi ile Saule Mukanbetova, Özbekistan birinciliğini “Taste of Grapes” filmi ile Dmitriy Lebedev, Türkiye birinciliğini “Tradition” filmi ile Ali Rıza Bayazıt, Türkmenistan birinciliğini “Ümit” filmi ile İskender Muhammet Annamuhammedov, Uluslararası kategori birinciliğini ise “Goli’s Greatest Adventure/Iran” filmi ile Elika Mehranpoor aldı. Yöresel danslar ve şarkılar katılımcıları coşturdu Ödüllerin verilmesinin ardından festivale destek veren kurum ve sponsorların temsilcilerine plaket takdimi gerçekleştirildi. Etkinlik kapsamında EÜ Devlet Türk Musikisi Konservatuvarı Ekin Dans Topluluğunun “Zeybek Gösterisi”, Azerbaycan Sema Halk Dansları Topluluğunun “Azerbaycan Halk Müziğinden Potpuri”, “Göçebeler Kırgız Halk Dansı”, Kazakistan “Süyünbay Sazı” Folklor Topluluğu Dansçıları, Özbekistan Namangan Filartmonisi Müzik ve Dans Sanatçıları sahne aldı. Daha sonra tüm ülkelerin sanatçıları sahneye çıkarak Rektör Prof. Dr. Necdet Budak eşliğinde “Anayurdum” parçasını seslendirdiler. Festival tanıtım filminin de gösterildiği törenin sonunda, ödül alanlar, jüri ve katılımcılar hatıra fotoğrafı çektirdi.