EKONOMİ - 09 Eylül 2019 Pazartesi 11:44

Yalova İMES OSB’de hedef 2 milyar dolar ticaret hacmi

A
A
A
Yalova İMES OSB’de hedef 2 milyar dolar ticaret hacmi

Yalova’nın Çiftlikköy ilçesine kurulması planlanan İMES Makine İhtisas Organize Sanayi Bölgesi’nde yaklaşık 300 fabrikayla 15 bin istidam, 2 milyar dolar ihracat hacmine ulaşılması hedefleniyor.

Yalova’nın Çiftlikköy ilçesine kurulması planlanan İMES Makine İhtisas Organize Sanayi Bölgesi’nde yaklaşık 300 fabrikayla 15 bin istidam, 2 milyar dolar ihracat hacmine ulaşılması hedefleniyor.


Yalova İMES Makine İhtisas OSB’de alt yapı çalışmaları başladı. Yaklaşık 300 fabrikayla 15 bin istidam, 2 milyar dolar ihracat hacmine ulaşılması hedeflenen OSB’deki fabrikaların 2021 yılı sonu itibariyle faaliyete geçmesi öngörülüyor.


OSB Yönetim Kurulu Başkanı Direnç Özdemir, “2020 yılında alt yapıları tamamlayıp 2021 yılında da tesislerin fabrika inşaatlarını başlatmak istiyoruz. Biz inşallah bu çevreci vizyonumuzu gerek su temini, gerek suyun etkin kullanımı, gerek yenilenebilir enerji kaynaklarından enerji temini gibi doğa dostu çalışmalarımızla yürüteceğiz" dedi.


Özdemir, OSB’nin Çiftlikköy ilçesinde 5 bin dönüm alan üzerine kurulu olduğunu ifade etti. OSB’nin içinde 300’e yakın orta ve büyük ölçekli fabrikanın inşa edileceğini dile getiren Özdemir, “Ön gördüğümüz istihdam rakamı direk sanayi tesislerinde çalışacak 15 bin kişi. Burayı yan sektörler ve orayı destekleyici lojistik gibi ticaret gibi destekleyici sektörleri düşündüğümüzde yaklaşık 20 bin kişilik bir istihdama yol açacağını biliyoruz. 2019 yılında altyapı inşaatlarına başlayacağız, 2020 yılı alt yapıyla devam edecek. 2021 yılında da fabrika inşaatlarımızı yükselteceğiz” ifadesini kullandı.


İhracata önemli katkıda bulunmak istediklerini söyleyen Özdemir, şöyle konuştu:


“Yaklaşık 2 milyar dolarlık bir ticaret hacmi potansiyeli görüyoruz. Malumunuz Ticaret Bakanımız bir ihracat ana planı açıkladı. Türkiye Cumhuriyeti’nin ihracat ana planında lokomotif 5 sektörden 3’ü makine, otomobil ve elektrik, elektronik teçhizat sanayi olarak tespit ve tayin edildi. 5 ekonomik ihracat kalemimin 3’ü barındıran bir yapıyız. O anlamda dediğim gibi 2 milyar dolarlık bir ihracat hacmi, yaklaşık 20 bin kişilik bir istihdam ve onun dolaylı etkileriyle muazzam bir yatırımdan bahsediyoruz.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Muş Hazine avcıları ahırdan tünel kazarak tümülüsün altını oydu Muş’ta yapısı itibarıyla piramitleri andıran topraktan yığma ve içinde mezar odası bulunan binlerce yıllık tümülüsler, definecilerin tahribatına uğrayarak yok olma ile karşı karşıya kaldı. Muş Ovası’nda yer alan ve antik dönemlere ait önemli yapılardan biri olan Yaygın Çarşı Tümülüsü, altın bulma iddiasıyla hazine avcıları tarafından tahrip edildi. Tarihi ve kültürel değer taşıyan bu tarihi eserin zarar görmesi, kamuoyunda büyük tepki uyandırdı. Tepenin yakınında bulunan bir ahırın içerisinden tünel kazarak tümülüsün altına kadar ilerleyen hazine avcıları, tümülüsün yanı sıra çevredeki diğer tarihi yapıları da tehdit ederek ciddi zararlara yol açtı. Hazine avcılarının izinsiz ve kontrolsüz kazı faaliyetleri, Yaygın’daki tarihi binaya da ciddi zarar verdi. Bu kazılar sırasında, binanın duvarlarında çatlaklar oluşurken temellinde ise ciddi hasarlar meydana geldi. Ahırdan kazılan tünel yağmurun yağması ile çökünce durumu fark eden vatandaşlar jandarma ve AFAD ekiplerine haber verdi. Olay yerine gelen ekipler, burada yaptıkları çalışmalar neticesinde konu ile ilgili soruşturma başlattı. Tarihi yapılara zarar veren hazine avcılarına tepki gösteren Maşallah Çelik, “Tepenin yakınındaki bir ahırın içinden tünel kazarak binanın altına kadar gelmişler. Yağmurların yağması ile tünel çöktü. Biz de fark ederek jandarmaya haber verdik. Jandarma ve AFAD gerekli incelemelerini yaptı. Burası tarihi bir yer, burayı korumamız lazım. Devletin desteği ile bu hazineciler yakalanmalı. Bina şu an çökme riski yüksek. Hazineciler binanın altını ağaç kütükleriyle destek vermişler. Bu bina ve bu tepe bizler için çok önemli” dedi.
Erzurum Güleç; “1 Mayıs emek ve dayanışma günümüz kutlu olsun” Demokrat Eğitimciler Sendikası (DES) Teşkilatlanma Sekreteri Mehmet Güleç, 1 Mayıs gündemiyle ilgili yaptığı basın açıklamasında “1 Mayıs emeğin, emekçinin bayramını en içten dileklerimizle kutlarken alın terinin karşılığını alamayan emekçimizin sesini bu anlamlı günde bir kez daha haykırmak istiyoruz” dedi. Emeklinin, işçinin, memurun toplumun tüm kesimlerinin yaşanan ekonomik kriz ortamında, yüksek enflasyon ve artan geçim sıkıntısı karşısında olumsuz yönde etkilenmeye devam ettiği belirten Güleç, açılmasını şöyle sürdürdü; “Emekli maaşının yetersizliği emeklilerin birçoğunun çocuklarından destek almasına veya onların yanına sığınmalarına, çocuklarının ise artan geçim sıkıntısı ve giderek düşen alım gücü karşısında daha da zorlanmalarına sebep olduğu görülmektedir. Bu duruma büyükşehirlerde artan fahiş kira bedellerini de ekleyince durumun içinden çıkılmaz bir hal aldığı görülmektedir. Her sektör ve alanda yaşandığı gibi eğitim çalışanları üzerinde de ekonomik sorunların getirdiği yük gün geçtikçe daha da artmaktadır. Eğitim camiasının yığınla çözülmeyi bekleyen meseleleri sorunun bir boyutu iken artan ekonomik darboğazla birlikte yaşanan sıkıntılarda sorunun bir diğer boyutunu oluşturmaktadır. Yaşanan ekonomik buhran karşısında ne emekli öğretmenin aldığı emekli ikramiyesinin değeri kalmıştır ne de emekli öğretmen maaşıyla çocuk okutmak ve evlendirmek mümkün olabilmektedir. Şartların iyileştirilmesi gerekmekle birlikte hâlihazırda görev yapmakta olan ve bilhassa mesleğinde 10 hizmet yılını doldurmamış öğretmenlerimizin maaşlarının düşük oluşu eğitim camiamızın kıymetli emekçileri olan öğretmenlerimizin alın terinin ne kadar ödendiği gerçeğini de ortaya koymaktadır. Asla emeğin karşılığı olmayan ek ders ücretlerine de gerekli zammın yapılması ve büyükşehirlerde görev yapan memura kira desteği verilmesi elzemdir. Öğretmenin mali ve sosyal hakları yok denecek ölçüde emeğinin karşılığını almaktan uzaktır. Alelacele çıkarılan Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun yetersiz ve birçok soruna davetiye çıkarıcı nitelikte olduğunu ifade etmiştik. Bu gün gelinen noktada Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun sorunlarla dolu olduğu ortadadır. Öğretmenler Odası’nda gelir dengesizliği oluşmuş ve hatta uçurumlar oluştuğu görülmüştür. Emekçilerimiz emeklerinin karşılığını alabilmeyi beklemekte, sosyal ve ekonomik hakları tanımlanmış, daha adil ve şartları iyileştirilmiş bir meslek kanunu beklemektedir. Çalışan memurlarımızın tamamı bayram ikramiyesinden faydalanmayı beklerken diğer yandan atanmayı bekleyen binlerce meslektaşımızı da hatırlatmayı emeğe saygının bir gereği olarak gördüğümüzü beyan etmek isteriz. Zira o kadar yıl okuyup, puanlarını alıp atanmayı bekleyen meslektaşlarımızın da biran evvel okullarına, öğrencilerine kavuşmalarını temenni ediyoruz. 9 aydır bekletilen ve mülakatın kaldırılacağına ilişkin söz verilen öğretmenlerimizin kontenjanlarının biran evvel gönülleri rahatlatacak bir sayıyla ilan edilmesini arzuluyoruz. Üniversitelerde görev yapmakta olan üniversite idari personelinin (GİH, THS, YHS, SHS, 4/B Sözleşmeli) en temel haklardan biri olan tayin/nakil hakları olmaksızın çalıştırılması 21. Yüzyılda kabul edilebilir bir durum değildir. Üniversitelerde görev yapan tüm personelin tayin hakkı için Üniversiteler Arası Atama ve Yer Değişikliği Yönetmeliği’nin hazırlanarak yürürlüğe girmesi gerekmektedir. Bu yönetmelikte yer değişikliğinin şartları, mazeret tayinleri, eğitim hakkı tayini, becayiş vb. düzenlemelerin net bir şekilde ifade edilmesi ve bu düzenlemelerin rektörlerin keyfi kararına bırakılmaksızın, torpil vb. durum söz konusu olmaksızın gerekli tedbirlerin alınması elzemdir. Bu çalışanlarımızla ilgili sürgün maddesi diye bilinen 13-b/4 geçici görevlendirme maddesinin tamamen kaldırılması, eğitim ve öğretim hizmet kolunda verilen zam, tazminat, üniversite ödeneği, teşvik vb. haklardan da faydalanmalarını sağlayacak şekilde yasal düzenlemelerin yapılması elzemdir. Tüm bu sorunların çözümü için TBMM Milli Eğitim Komisyonunu oluşturan vekillerimizi göreve davet ediyoruz. Bizlerde 1 Mayıs günü tüm teşkilatlarımızla birlikte Ankara’da meydanda olacağız. Her alanda emek sarf eden tüm emekçilerimizin bu emeklerinin karşılığını alabilmelerini temenni ediyor, birlik, mücadele ve dayanışma günü olan 1 Mayıs Bayramı’nı kutluyorum. Emekçilerimizin hakları için mücadele etmeye devam edeceğimizi bu vesileyle bir kez daha ifade etmek istiyorum.”