POLİTİKA - 18 Mart 2016 Cuma 16:10

Bozdağ: “Avrupa Konseyi Cumhurbaşkanımıza Dönük Bu Kirli Oyunu Oynayanların Çalışmalarına Alet Olmuştur”

A
A
A
Bozdağ: “Avrupa Konseyi Cumhurbaşkanımıza Dönük Bu Kirli Oyunu Oynayanların Çalışmalarına Alet Olmuştur”

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Cumhurbaşkanı’na hakaret suçunu düzenleyen Türk Ceza Kanunu’nun 299’uncu maddesinin yaklaşık 90 yıldır ceza kanununda olduğunu, bu maddenin bir benzerinin İtalya’da, Fransa’da, Avusturya’da, Hollanda’da, İspanya’da ve Avrupa Birliği’ne üye ülkelerin neredeyse tamamında var olduğunu söyledi.
Yozgat’ta Venedik Komisyonunun Cumhurbaşkanına hakaretle ilgili 299’uncu maddenin kaldırılmasını istemesini değerlendiren Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, “Cumhurbaşkanı’na hakaret suçunu düzenleyen Türk Ceza Kanunu’nun 299’uncu maddesi yaklaşık 90 yıldır bizim ceza kanunumuzda var. Bundan önceki cumhurbaşkanları için de aynı, Sayın Cumhurbaşkanımız için de aynıdır ve bu madde cumhurbaşkanının şahsına değil cumhurbaşkanlığı makamının saygınlığını korumaya dönük olarak konulmuş bir maddedir. Bu maddenin bir benzeri İtalya’da var, Fransa’da var, Avusturya’da var, Hollanda’da var, İspanya’da var, Avrupa Birliği’ne üye ülkelerin neredeyse tamamında var. Dünyanın pek çok ülkesinde de benzer maddelerin olduğunu görüyoruz. Ancak Avrupa Konseyi ilk defa Türkiye ile ilgili 299’uncu madde kapsamındaki maddeleri inceleme görevini Venedik Komisyonu’na verdi. Bildiğim kadarıyla Venedik Komisyonu’nun görevi sadece Anayasa ve Anayasa yapım süreçleri ile ilgili taraf ülkelere, hükümetlere görüş bildirmektir. Venedik Komisyonu Başkanı ile daha önce yaptığım bir görüşmede bana kendi görev alanlarını, görev sınırlarını sadece anayasa ile ilgili ve sınırlı olduğunu söyledi, başka konularına bakmayacaklarını ifade ettiler. Ama baktığınız zaman sadece 299’uncu madde değil, Türk Ceza Kanunu’nun 16’ncı maddesi, 301’inci maddesi gibi başka maddelerle ilgili de bir görev alanı genişletilmesini görüyoruz. Kendilerine sorduğumuzda bunu Avrupa Konseyi bize görev verdi diyorlar. Ben de buradan soruyorum o zaman siz Fransa’daki, Almanya’daki, Avusturya’daki, İspanya ve İtalya’daki 299’uncu madde ve benzeri düzenlemeleri incelemekle de Avrupa Konseyi tarafından görevlendirildiniz mi? Görevlendirilmediler. Avrupa Konseyi’ne de soruyorum, Türkiye’nin Cumhurbaşkanına sinkaflı küfürler yapmayı ifade hürriyeti kapsamında mı değerlendiriyorsunuz? İçinde düşüncenin en ufacık kırıntısı olmayan ama küfürleri içeren bir konuda bir görevlendirme yapıyorsunuz. Başka ülkelerle ilgili bu görevlendirmeyi yapıyorlar mı? Yapmıyorlar. Buradan çok açık söylüyorum Türkiye’nin içinde ve dışında başta terör örgütü, paralel devlet yapılanması ve Sayın Cumhurbaşkanımıza ve AK Partimize karşı itibar suikastı yapanlar ve dışarıdaki destekçileri hep beraber 299’uncu madde üzerinden Sayın Cumhurbaşkanımız hem içeride hem dışarıda yıpratmak için gayret ediyorlar. Avrupa Konseyi de Sayın Cumhurbaşkanımıza dönük bu kirli oyunu oynayanların çalışmalarına alet olmuştur” dedi.
Avrupa Konseyi bir ülkenin cumhurbaşkanının itibarını yok etmek isteyen, ona karşı algı operasyonu yapmak isteyen suç örgütlerinin veya kirli odakların propagandasında kendini kullandırmaması gerektiğini vurgulayan Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, “Venedik Komisyonu da Avrupa Konseyi de bu konularda hassas olmalıdır. Ortaya koydukları raporu biz Türkiye olarak kabul etmiyoruz. Bu rapor Türkiye’nin aleyhine hazırlanmış, Türkiye’nin cumhurbaşkanının saygınlığına gölge düşürmek isteyenlerin ekmeğine yağ sürmek üzere hazırlanmış bir rapor olarak görülüyor. Venedik Komisyonu veya Avrupa Konseyi istediği gibi rapor yazma hakkına sahip değildir. Objektif olmak zorundadır, Türkiye Avrupa konseyinin en büyük altıncı destekçisidir, hem Avrupa Konseyi’ne Türkiye böyle bir destek sunacak hem de Türkiye’nin aleyhine her türlü faaliyeti Avrupa Konseyi destek verecek, onay verecek bunu kabul etmemiz mümkün değildir. Biz tarafsız olmaya, objektif olmaya, hukukun içinde kalmaya, başka ülkelere nasıl bakıyorlarsa Türkiye’ye de öyle bakmaya herkesi davet ediyoruz. Hem Türkiye’ye taraflı bakacaklar hem Türkiye’ye şaşı bakacaklar sonra da bizden bu konularla ilgili farklı tavırlar bekleyecekler. Bunu ortaya koymamız söz konusu olamaz. Onun için bu rapor Venedik Komisyonu’nu mutlu edebilir, kendileri iyi bir iş çıkardık diyebilirler ama bizim açımızdan kıymeti yoktur” ifadelerini kullandı.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Adana ’Yeşil Cami’ sarmaşıklarına kavuştu Adana’da baharın gelmesiyle birlikte duvarları, kubbesi ve minaresini saran sarmaşıklar nedeniyle ’Yeşil Cami’ olarak anılan Köprüköy Camii, bu sene de yeşil haline kavuştu. Merkez Yüreğir ilçesi Köprülü Mahallesi Seyhan Nehri kıyısında 1930 yılında ibadete açılan Köprüköy Camii’ne, yaklaşık 55 yıl önce Gülek Boğazı’ndan getirilen bir kök sarmaşık dikildi. Aradan geçen yıllar içinde o sarmaşık yeni kökler saldı. Sarmaşık, caminin duvarları, kubbesi ve minaresini sardı. Cami yeşile bürününce, adı da ’Yeşil Cami’ olarak anılmaya başlandı. Caminin avlusu da begonya ve gül türlerinin yanı sıra lavanta, nar, nergis, defne ve gelin duvağı gibi çok sayıda bitki türüyle botanik bahçesine döndü. Hava sıcaklığının yükselmeye başladığı kentte vatandaşlar namaz saatleri dışında da camide vakit geçiriyor. Vatandaşlara huzur veren cami, birçok dizi ve filmde de yer alarak ismini duyurmaya devam ediyor. "Gül ve çiçek eksik olmuyor" İhlas Haber Ajansı’na konuşan cami müezzini İbrahim Aydın, "Bu sene de sarmaşıklarımız açtı. Sarmaşıkların yanı sıra güllerimiz ve birçok çiçek türü de var. Yerli ve yabancı turistler sık sık buraya geliyorlar. Çok uzaklardan gelip fotoğraf çekiyorlar. Gelen kişiler caminin içerisini de geziyorlar. Böyle ziyaretçileri gördüğümüz zaman çok mutlu oluyoruz. Burada zaman zaman 20’ye yakın çiçek türü oluyor. Burada hiçbir zaman gül ve çiçek eksik olmuyor" ifadelerini kullandı. "İnsanımız ve camimiz çok güzel" Cami cemaatinden Mustafa Durur ise herkesi camiye davet ederek, "Sarmaşıklar kuruyor ama her sene tekrar kavuşuyoruz. Burada oturanlar mahallemizin yerlisi ve bu güzellik ondan kaynaklanıyor. Burada çok güzel bir atmosfer var. Bir dönem muhtarlık yapmıştım, internetten numarayı bulup beni arayan çok oldu. Buranın adresini soranlar oldu ve birçoğuna fotoğraflarını yolladım. Burayı gelip görsünler mahallemiz, insanımız ve camimiz çok güzel" diye konuştu.
Bursa Hıdrellez geleneği 900 yıldır sürüyor Bursa’da Kozluören Köyü’nde yapılan 900 yıllık hıdrellez adeti bu yıl da yerine getirildi. Köyün kadınları sabah saatlerinde yapılan kahvaltı sonrası kazanları ateşleyerek akşam saatlerinde yapılacak ziyafet için hazırlıklara başladı. Köyün 9 noktasında kazanların başına geçen kadınlar akşam saatlerinde de kadınlar matinesinde doyasıya eğlendi. Bursa’da kuruluşu Osmanlı dönemi öncesine dayanan Kozluören köylüleri, 900 yıllık hıdrellez geleneklerini bu yıl da yerine getirdi. Sabahın erken saatlerinde uyanan köylü kadınlar kahvaltının ardından köyün 9 noktasında kurulan kazanların başına geçti. Henüz coğrafi işaret sürecinde olan Selçuklu mutfağının vazgeçilmez yemeklerinden olan Dede Çorbası ve Çullama’yı gelecek nesillere aktarmak istediğini belirten kadınlar, yemek tariflerinin de kuşaktan kuşağa aktarıldığını kaydetti. Odun ateşiyle kaynayan kazanlarda çeşitli yemekleri pişiren kadınlar öğlen saatlerine kadar akşam yapılacak ziyafet için hazırlık yaptı. Akşam saatlerinde ise sabah yapılan yemeklerle ziyafet çeken köy halkı, daha sonra köy meydanında kurulan alanda kadınlar matinesi düzenleyerek doyasıya eğlendi. Yüzlerce yıllık gelenek nesilden nesile aktarılıyor 900 yıllık geleneğe sahip çıktıklarını ifade eden Kozluören Kadınlar Kalkınma Kooperatifi Başkanı Ruhsel Demirtaş, “Mayıs ayının ilk haftasında gerçekleştiriyoruz. İmece usulü yapıyoruz köyümüzün hıdrellezi deriz. Geleneğimiz eskiye dayanıyor 900 yıllık. Köyde 9 mahalle var pilav pişirip gelen misafirlere ikram ediyoruz. Akşamüstü de kadınlara eğlencemiz var. Eskiye dayanan büyüklerimizin yaptığı bir gelenek. Bizde onu devam ettiriyoruz. Pilav ve zerde tatlımız var. Bütün köy halkı aynı şeyi yapar. Komşularımız ve arkadaşlarımız yardımcı oluyor. Piştikten sonra herkese dağıtırız” şeklinde konuştu. Kozluören hıdrellezi ziyafetle kutluyor Kozluören Köyü Muhtarı Mehmet Çalışkan, “Köyümüzün kuruluşu Osmanlı dönemi öncesine dayanıyor. Yüzyıllardır adetlerimiz köyde devam ediyor. Geleneğimiz Kozluören Mahallesi’nin 9 ayrı sokağında imece usulü herkesin katkısıyla gerçekleşiyor. Köy halkımız pilav, zerde tatlısı ve dede çorbası yaparak adeti sürdürüyor. Sabah hep beraber kahvaltı yaptıktan sonra yemeklere başlarız. Hıdrellez tarihine denk geliyor. Mayıs ayının ilk haftasında gerçekleştiriyoruz. Yemek dağıtılarak evlerde yeniyor. İş bittiğinde akşam kadınlar kendi aralarında eğlence düzenliyor. Desteği olan emeği geçen herkese teşekkür ederiz” dedi.