SAĞLIK - 25 Eylül 2020 Cuma 14:23

Sağlık çalışanlarının Covid-19 ile özverili mücadeleleri fotoğraf karelerine yansıdı

A
A
A
Sağlık çalışanlarının Covid-19 ile özverili mücadeleleri  fotoğraf karelerine yansıdı

Korona virüs ile mücadelede en önde yer alan sağlık çalışanları, her türlü fedakarlığı göstererek zorlu mesailerine devam ediyor.

Korona virüs ile mücadelede en önde yer alan sağlık çalışanları, her türlü fedakarlığı göstererek zorlu mesailerine devam ediyor.


Uzun süre tıbbi maske, koruyucu gözlük ve üniforma ile çalışmak zorunda kalan sağlık çalışanlarının yüzlerinde oluşan izler ve bedenlerindeki yorgunluk, ne kadar özveri ile çalıştıklarını gösteriyor. Korona virüs salgını nedeni ile görev ve sorumlulukları kat kat artan sağlık çalışanları, kendi hayatlarını hiçe sayarak birçok hayat kurtarmaya devam ediyor.


Salgının çıktığı günden itibaren tüm önlemlerin alınarak çalışmaların sürdürüldüğü Yozgat Şehir Hastanesi ve Yozgat Bozok Üniversitesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi’nde paylaşılan fotoğraflarda sağlık çalışanlarının yüzlerinde derin maske izlerinin oluştuğu, gözlerinin altının şiştiği, alın ve şakak kısımlarında yaralar ve izlerin oluştuğu görülüyor.


Bu fedakar sağlık çalışanından bir tanesi de Yozgat Bozok Üniversitesi Tıp Fakültesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi pandemi servisinde görev yapan hemşire Ferdi Yaşar. O da diğer meslektaşları gibi yorgun, bitkin uykusuz kalsa da saatlerce tulum içinde bekleyip bir bidon üzerinde uyuklasa da bu kutsal görevi en iyi şekilde icra etmeye çalışıyor.



“Bir hastanın şifasında emeğim geçiyorsa mutlu oluyorum”


Mesleğini severek sürdürdüğünü anlatan sağlık çalışanı hemşire Ferdi Yaşar, “Covid servisinde çalışan bir hemşire olarak görev yapmaktayım. Severek çalıştığım bir birimdeyim ve özellikle halkımıza hizmet ettiğim için çok mutluyum. Biz tulum içerisinde ne kadar kalsak ta hem fiziki hem de ruhsal olarak yorulsak ta, uykusuz da kalsak bu mesleği yaptığım için gurur duyuyorum. Bir hastanın şifasında bir emeğim geçiyorsa mutlu oluyorum ve bunun verdiği mutluluk bana yetiyor. Zorlu şartlar altında çalışıyoruz, yeri geliyor eve gidemiyor, ailelerimizin yanında olamıyor anne ve babamıza yaklaşamıyoruz. Çünkü kronik hastalığı olan aile üyelerimiz var. Bu mesleği severek yapıyoruz ve hizmet ettiğim için çok mutluyum. Bundan önce nasıl hizmet ediyorsan Covid-19 aşamasında da hizmetimize daha fazla devam edeceğiz” dedi.



“Korona virüs ile mücadelede en büyük sorumluluk halkımıza düşüyor”


Vatandaşların korona virüs ile mücadelede özverili olmalarını ve kendilerine yardımcı olmalarını da isteyen Yaşar, “Temennim Covid-19 salgını ülkemizden en az zararla uzaklaşır. Burada en büyük sorumluluk hem bize hem de halkımıza düşüyor. Biz burada nasıl özverili davranıyor, uykusuz, yorgun kalıyorsak, fiziki ve ruhen yıpranıyorsak halkımızdan da rica ediyorum. Bizim bu emeklerimiz karşısında onlarda bize yardımcı olsun. Benim nöbetimde sırılsıklam olduğum iki kare fotoğrafım var. O fotoğraf karesinde bir Covid-19 hemşiresinin ne kadar zor şartlarda çalıştığını, ter kar içerisinde kaldığını ve ne emekler sarf ettiğimizi gösteren iki kare fotoğrafımız var. Zaten yeri geliyor uykusuz kalıyoruz yeri geliyor hastalarımız kötüleşiyor odalarından çıkamıyoruz. Çünkü onlar bize emanet, emanetlerimize sahip çıkmalıyız. Saatlerce tulum içerisinde kaldığımız gün oluyor. Bu mesleği yaptığım için çok mutluyum. Meslek seçecek olsam bir daha hemşireliği seçerim. Halkımıza, milletimize hizmet etmek beni fazlasıyla mutlu ediyor. Bir Covid-19 hastasına yardımcı olmak en büyük mutluluğum ve bunun mutluluğu bana yetiyor” şeklinde konuştu.


Yozgat Şehir Hastanesinde de sağlık çalışanlarının meslek aşkı ve Covid-19 hastalarına şifa olma çabaları da fotoğraf karelerine yansıdı. Yozgat Şehir Hastanesinde görev yapan Üroloji Uzmanı Op. Dr. Emrah Demirci, Covid -19 hastalığı nedeni ile yoğun bakım hastalarının tedavi edilmesinde önemli görevler aldı. Saatlerce yoğun bakımda görev yapan Op. Dr. Demirci’nin ve diğer sağlık çalışanlarının nöbet sırasındaki fotoğrafları da özverili çalışmayı bir kez daha gözler önüne serdi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Mersin MEÜ, ’sıfır atık belgesi’ alan üniversiteler arasına adını yazdırdı Mersin Üniversitesi (MEÜ), yürütülen çalışmalar sonucunda Temel Seviye Sıfır Atık Belgesi’ni aldı. MEÜ tarafından gerçekleştirdilen Temel Seviye Sıfır Atık Belgesi başvurusu Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğünce incelenerek onaylandı. Sürdürülebilir kalkınma hedefleri çerçevesinde kaynakları korumak, atıkları kontrol altına almak, geri dönüştürülebilir atıkları ekonomiye kazandırarak tasarruf sağlamak, gelecek nesillere yaşanabilir bir dünya bırakmak amacıyla Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı nezdinde başlatılan ’Sıfır Atık’ projesi kapsamında yapılan başvuru sonucunda, MEÜ Çiftlikköy Yerleşkesi Temel Seviye Sıfır Atık Belgesi’ni aldı. Adını, sıfır atık belgesi alan yükseköğretim kurumları arasına yazdıran MEÜ’nün çevreye verdiği değer de böylelikle tescillenmiş oldu. "Örnek bir üniversite olmak için çalışmalarımıza devam edeceğiz" Yeşil Kampüs çerçevesinde kapsamlı çalışmalar yürüttüklerini belirten Rektör Prof. Dr. Erol Yaşar, "Sürdürülebilir Çevre Uygulama ve Araştırma Merkezi ve Sıfır Atık Komisyonu tarafından yürütülen çalışmalar neticesinde, Temel Seviye Sıfır Atık Belgesini almaya hak kazandık. Bu süreçte büyük emekleri bulunan Prof. Dr. Yağmur Uysal, Doç. Dr. Osman Orhan, Doç. Dr. Zeynep Görkem Doğaroğlu ve Entegre Çevre Bilgi Sistemi yetkilisi Tufan Yıldız’a özverili çalışmalarından dolayı teşekkür ediyorum. Sıfır Atık Belgesi ile çevreye duyarlı ve bu alanda farkındalık oluşturma konusunda örnek bir üniversite olmak için çalışmalarımıza devam edeceğiz" dedi.
Hatay Toz taşınımına dikkat, uzmanı uyardı: "Ciltte kızarıklığa ve alerjiye neden olabilir" Hatay’ın İskenderun ilçesinde özel kliniği bulunan Cilt Uzmanı Selin Alpar, toz taşınımının etkili olduğu bu günlerde mecburi olmadıkça dışarı çıkılmamasına dikkat çekerek, tozun ciltte kızarıklığa neden olabileceğini söyledi. Kuzey Afrika’dan gelen toz bulutu taşınımı depremin vurduğu Hatay’da etkili olmaya devam ediyor. Meteoroloji’den yapılan duyuruda, toz bulutu taşınımının 26 Nisan Cuma Günü gece 12’de sona ereceğini açıklandı. İskenderun körfezinde ve şehir merkezinde etkili olan toz bulutunun sağlık açısından olumsuz yanları görülüyor. Alerjik astımı ve kronik rahatsızlığı olanların bu havalarda dikkatli olmasını ifade eden Cilt Uzmanı Selin Alpar, mecburi olmadıkça dışarı çıkılmaması konusunda uyarıda bulundu. Kuzey Afrika’dan gelen toz taşınımın ciltte kızarıklığa ve alerjiye neden olabileceğini belirten Alpar, “Ciltte kızarıklık, hassasiyet ve alerjiye neden olabilir. Alerjik astımı olanların da tetikleyeceği için kronik rahatsızlığı olanlar dışarıya mümkün olduğunca çıkmasınlar. Hiç kimsenin de çıkmamasını tavsiye ediyoruz. Bu toz bulutu; cildi kirletip gözenekleri tıkayabilir. Bu zamanda kişilerin cilt temizliğine daha çok dikkat etmesi gerekir. Ayrıca kişilerin cilt temizliğinde; akne eğilimli ciltler derma, kozmetik ve medikal cilt bakımı ürünleri olanlar, temizleyicileri olanlar, düzenli sabah akşam yıkamalarına özen gösterecekler, asidik olmayan peelinglerini haftada 3 gün bakımlarını yapsınlar. Asidik olan peelinglerini haftada 1 gün yapmalarını öneriyoruz. Aynı zamanda da medikal cilt bakımına gittikleri yerler varsa devamını getirmelerini ve bu süre zarfında daha sık yapmalarını tavsiye ederiz. Normalde cilt bakımları cilt kendini 28 günde 1 yeniler fakat bu zaman zarfında 20 günde 1 cilt bakımını yapabilirler” dedi.
Bursa (Özel) 120 yıldır alem yapan ailenin son ustası Bursa’da Türkiye’nin 4 alem ustasından biri olan Rıza Akbalış, 120 yıllık aile mesleğini büyük bir özveriyle devam ettiriyor. Dedesinden babasına, daha sonra da kendisine kalan atölyede 14 yaşından itibaren çalıştığını belirten Akbalış, kendisinden sonra mesleğini devam ettirecek aile üyesinin olmadığını söyledi. Bursa’da 60 yaşındaki Rıza Akbalış 3 kuşaktır devam eden 120 yıllık aile mesleğini, ilk günkü heyecanıyla devam ettiriyor. Abdal Mahallesi’nde bulunan atölyesinde babasından kalan aletlerle 14 yaşından bu yana zanaatına devam eden Akbalış, Türkiye’de birçok tarihi caminin alemini onarırken yurt dışına da sipariş üzerine ihracat yapıyor. Genellikle Balkan ülkelerinden çok fazla talep olduğunu dile getiren Akbalış, bu güne kadar Balkan ülkeleri başta olmak üzere dünyanın birçok ülkesine alem yaptığını söylüyor. Türkiye’de sadece 4 tane alem ustası kaldığını belirten Akbalış, kendisinden sonra bu mesleği devam ettirecek kimsesi kalmadığını kaydetti. Alem yapmayı babasından öğrendi Okulu bitirmesinin ardından babasının yanında çırak olarak çalışmaya başlayan Rıza Akbalış, “Bu mesleği dedem, babam ve ben olmak üzere 3 kuşaktır yapıyoruz, 120 yıllık bir meslek. 14-15 yaşlarında okulu bitirdiğim gibi babam yanına aldı. Temel eğitimi babamın yanında aldım. Atölyede dedemin ve babamın aletleri var. Hem babam hem de ustam olduğu için ondan çok şey öğrendim. Sanatta ahlak çok önemli. Temel eğitimi aldıktan sonra her şey çok güzel olur. Ben bu çizgide devam ediyorum. Kaybolmaya yüz tutmuş bir meslek. Türkiye’de Samsun, Afyonkarahisar, Kahramanmaraş ve Bursa’da ben olmak üzere sadece 4 kişi yapıyor. İstanbul’da alem yapıyorlar ama onlar döküm alem. Bizim yaptığımız el sanatı çekiçle yapıyoruz. Ailemde benden sonra bu mesleği yapacak maalesef yok. Sağlığım elverdiği sürece bu mesleği devam ettireceğim” dedi. Deprem bölgesine alem gönderdi Hatay’da yıkılan tarihi camiler için de alem hazırladığını söyleyen Akbalış, “Türkiye’nin her tarafına özellikle Marmara bölgesine veriyoruz. Yurt dışında Avusturya, Romanya, Almanya, Macaristan, Balkan ülkelerine birkaç tane de Amerika’ya gönderdik. Yurt dışında bir hayırsever kilise iptal olunca yerine yapılan camiye alem istedi. Ben de para almadan hediye ederek yolladım. Zaman içerisinde bakırlar renk değiştiriyor, renklerini açıyoruz. Bazen yamuluyor, onları düzeltiyoruz. Eskisi gibi güzel şekilde teslim ediyoruz. 20-25 gün önce Hatay’da depremden dolayı yıkılan bir cami için hayırsever biri 5 tane alem aldı. Deprem bölgelerinde yıkılan ve hasar gören camiler yapılıyor onarılıyor. Tamamlanınca 5 tane daha alem göndereceğiz” ifadelerini kullandı.
Hatay Toz taşınıma dikkat, uzmanı uyardı: "Ciltte kızarıklığa ve alerjiye neden olabilir" Hatay’ın İskenderun ilçesinde özel kliniği bulunan Cilt Uzmanı Selin Alpar, toz taşınımının etkili olduğu bu günlerde mecburi olmadıkça dışarı çıkılmamasına dikkat çekerek tozun ciltte kızarıklığa neden olabileceğini söyledi. Kuzey Afrika’dan gelen toz bulutu taşınımı depremin vurduğu Hatay’da etkili olmaya devam ediyor. Meteoroloji’den yapılan duyuruda, toz bulutu taşınımı 26 Nisan Cuma Günü gece 12’de sona ereceğini açıklandı. İskenderun körfezinde ve şehir merkezinde etkili olan toz bulutunun sağlık açısından olumsuz yanları görülüyor. Alerjik astımı ve kronik rahatsızlığı olanların bu havalarda dikkatli olmasını ifade eden Cilt Uzmanı Selin Alpar, mecburi olmadıkça dışarı çıkılmaması konusunda uyarıda bulundu. Kuzey Afrika’dan gelen toz aşınımın ciltte kızarıklığa ve alerjiye neden olabileceğini belirterek Cilt Uzmanı Selin Alpar, “Ciltte kızarıklık hassasiyet ve alerjiye neden olabilir. Alerjik astımı olanların da tetikleyeceği için kronik rahatsızlığı olanlar dışarıya mümkün olduğunca çıkmasınlar. Hiç kimsenin de çıkmamasını tavsiye ediyoruz. Bu toz bulutu; cildi kirletip gözenekleri tıkayabilir. Bu zamanda kişilerin cilt temizliğine daha çok dikkat etmesi gerekir. Ayrıca kişilerin cilt temizliğinde; akne eğilimli ciltler derma, kozmetik ve medikal cilt bakımı ürünleri olanlar, temizleyicileri olanlar, düzenli sabah akşam yıkamalarına özen gösterecekler, asidik olmayan peelinglerini haftada 3 gün bakımlarını yapsınlar. Asidik olan peelinglerini haftada 1 gün yapmalarını öneriyoruz. Aynı zamanda da medikal cilt bakımına gittikleri yerler varsa devamını getirmelerini ve bu süre zarfında daha sık yapmalarını tavsiye ederiz. Normalde cilt bakımları cilt kendini 28 günde 1 yeniler fakat bu zaman zarfında 20 günde 1 cilt bakımını yapabilirler” dedi. (OA-VK-