KÜLTÜR SANAT - 16 Ekim 2025 Perşembe 10:13

Yozgatlı Kültür Bakanlığı Sanatçısı Raşit Öztürk 19 yıldır ağaç parçalarını hayal gücüyle süslüyor

A
A
A
Yozgatlı Kültür Bakanlığı Sanatçısı Raşit Öztürk 19 yıldır ağaç parçalarını hayal gücüyle süslüyor

Yozgat’ın Aydıncık ilçesinde yaşayan Raşit Öztürk, ormanlık alandan topladığı ağaç parçalarına hayal gücüyle şekil veriyor.


Raşit Öztürk, emekli olduktan sonra yerleştiği Kösrelik köyünde bağ bahçe işleriyle uğraşırken kağnı figürleriyle başladığı sanatını, odun parçacıklarına şekiller vererek sürdürüyor. Ormanda bulduğu ağaçları, odun parçalarını topluyor, hayal kuruyor, törpülüyor, zımparalıyor ve eserler üretiyor. Aynı zamanda 2016 yılında Kültür Bakanlığı Sanatçısı ilan edilen Öztürk, sanatının daha geniş kitlelerce duyulmasını istiyor.



"Ağaçlara bakıp ne yapabileceğimi düşünüyorum"


Öztürk, "Kök sanat işleriyle uğraşıyorum. Değnek, baston, hayvan figürleri, ağaç işleri yapıyorum. Bu konuda eğitim almadım. Emekli olduktan sonra köye geldim. Köyde bir şeyler ekip biçtik. Kağnı işleriyle başladım ve ağaç köklerinden bastonlar yaptım. Hayvan figürleri, ağaç kozalakları, otlardan ne bulursam aldım. Kuru ve bazen de yaş ağaçlardan bir şeyler yapmaya çalıştım. Evimiz oturulacak durumda değildi. Buraya Vali Bey geldi, ilgilendiler. Burası daha önce ahırdı. Kesilen ağaçlardan, dağlardan, bayırlardan malzeme topluyorum. Dağda gezerken önce ağacın altına bakıyorum. ‘Bu ağaçtan ne gibi bir şey yapabilirim?’ diye düşünüyorum. Taşları, ağaç parçalarını topluyorum" dedi.



"Buradaki ürünler eksilecek ki yeni bir şeyler yapayım"


Kök baston sergisine çok sayıda ziyaretçi geldiğini ifade eden Öztürk, "Gelenler memnun dönüyor. Beğeniyor, takdir ediyor. Su kabaklarından da bir şeyler yapmaya çalıştım. Ceviz kütüklerinden yakma makinesiyle hayvan figürleri yapıyorum. Buradaki ürünler eksilecek ki ben de yeni bir şeyler yapayım. Burası yapılalı 4-5 sene oldu. 2006’dan itibaren bu işle uğraşıyorum. 2016’dan beridir Kültür Bakanlığı sanatçısıyım. Unvanı baston, kağnı, hayvan figürleriyle elde ettim. İmtihana çağırdılar. Baston sanatçısı ilan edildim" şeklinde konuştu.



Yozgatlı Kültür Bakanlığı Sanatçısı Raşit Öztürk 19 yıldır ağaç parçalarını hayal gücüyle süslüyor

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Elazığ Doç. Dr. Erden: "Dünyada her yıl yaklaşık 2 buçuk milyon insana akciğer kanseri teşhisi konulmaktadır" Akciğer kanserinin en önemli risk faktörünün sigara kullanımı olduğunu vurgulayan Göğüs Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Ersin Şükrü Erden, "Dünyada yaklaşık her yıl 2 buçuk milyon insana akciğer kanseri teşhisi konulmaktadır. Akciğer kanseri teşhisi koyulan insanların her yıl 2 milyonu hayatını kaybetmektedir" dedi. Elazığ Medilines Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Ersin Şükrü Erden, akciğer kanseri farkındalık ayı nedeniyle açıklamalarda bulundu. Akciğer kanserinin gerek dünyada gerekse de Türkiye’de giderek sayısı artan ve yüksek ölüm oranlarına sahip çok ciddi bir halk sağlığı sorunu olduğunu belirten Göğüs Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Ersin Şükrü Erden, "Dünyada yaklaşık her yıl 2 buçuk milyon insana akciğer kanseri teşhisi konulmaktadır. Akciğer kanseri teşhisi koyulan insanların her yıl 2 milyonu hayatını kaybetmektedir. Ülkemizde duruma bakacak olursak her yıl yaklaşık 40 bin yeni akciğer kanseri vakası tespit edilmektedir. Akciğer kanserleri, hücre tipine bağlı olarak 2 ana gruba ayrılmaktadır. Küçük hücreli akciğer kanseri ve küçük hücre dışı akciğer kanserleridir. Küçük hücreli akciğer kanseri, yaklaşık vakaların yüzde 10-15’ini oluşturmaktadır. Küçük hücre dışı akciğer kanserleri ise vakaların yüzde 85-90’ını oluşturmaktadır. Küçük hücreli akciğer kanserleri oldukça hızla seyirli ve kötü promozlu türü oluşturmaktadır. Küçük hücre dışı akciğer kanserleri ise küçük hücreli akciğer kanserine göre daha yavaş gelişim göstermektedir" diye konuştu. Çoğu vakanın erken dönemde sessiz olduğunu aktaran Erden, "Herhangi bir şikayete sebep olmaz. Akciğer kanseri; 3 haftadan fazla süren öksürük, daha önceden var olan öksürüğün karakter değiştirmesi, balgam çıkarma, kanlı balgam çıkarma, öksürükle ağızdan kan gelmesi, nefes darlığı, ses kısıklığı, yutma güçlüğü, omuz ağrısı ve sırt ağrısı gibi birçok şikayete sebebiyet vermektedir. Akciğer kanserinin teşhisinde öncelikli olarak hastanın ilgili hekime başvurması gerekmektedir. Hekim tarafından hastanın başlangıçta muayenesi yapılmakta, kan tahlilleri alınmakta ve akciğer grafisi çekilmektedir. Akciğer grafisinde herhangi bir şüphe tespit edilen hastalarda akciğer tomografisi çekilmektedir. Gerekli vakalarda pet-ct kullanılabilmektedir. Akciğer kanserinin en önemli risk faktörü sigara kullanımıdır. Vakaların yüzde 90’ında etken sigara olmaktadır. Sigara dışında yine kansere sebep olacak risk faktörleri, pasif sigara içimi, radon gazı, asbest maruziyeti, arsenik maruziyeti ve herhangi bir sebeple göğüs bölgesine daha önceden radyoterapi görmesi ve verem gibi hastalıkların bıraktığı izler akciğer kanseri açısından risk faktörlerini oluşturmaktadır" ifadelerini kullandı.
Hatay Yılların ustasının deprem anında canından önce fırın küreğini düşündüğü anlar kamerada Hatay’da depreme fırında çalışırken yakalanan Erol Gezginci’nin lavaşları fırına attıktan sonra küreğini yanmaktan kurtararak ustalıkla kaçtığı anlar kameraya yansıdı. AFAD verilerine göre, geçtiğimiz günlerde Defne ilçesi kent merkezinde yerin 13.22 kilometre derinliğinde 3.9 büyüklüğünde deprem meydana gelmişti. Depremin etkisiyle panik yaşayan vatandaşlar soluğu sokakta aldılar. Defne ilçesi Çekmece Mahallesi’nde bulunan çarşıda fırıncılık yapan Erol Gezginci, fırında çalıştığı esnada depreme yakalandı. Pişirmek için 3 lavaş ekmeği küreğe koyan Gezginci; lavaşları fırına koyup, küreğini kurtardıktan sonra kaçmaya başladı. Meslek ustalığıyla küreğini yanmaktan kurtaran Gezginci’nin kaçış anı gülümsetti. Görüntülerde; fırında çalışan personelerin panik yaşadığı görüldü. "Deprem olduğu esnada fırının içinde 3 lavaş ekmeği vardı, onları bırakıp kaçtım, sonra içeride bıraktığım lavaşlar yandı" Daha önce hiçbir depreme fırında yakalanmadığını dile getiren Erol Gezginci, "Ben fırındayken lavaş ekmeği yapıyordum. Lavaş ekmeğini içeri attıktan sonra küreğim içeride kaldı. Kürek içerideyken deprem oldu ve güm diye ses geldi. Deprem olduğu anda küreği çektim ve emniyet açısından dışarıya kaçtım. Depremin ardında kaçtıktan sonra elim ayağım hala titriyordu. Bu yüzden 20 dakika sonra içeriye girdim. Depremden kaçtığımız görüntüleri izlerken bayağı güldüm. Deprem olduğu esnada fırının içinde 3 lavaş ekmeği kaldı, içeride bıraktığım lavaşlar yandı. Ben 40 yıllık fırıncıyım. Yıllardır fırıncılık yaparım küçük depremlere yakalandık ama böylesine şiddetlisine yakalanmadım" ifadelerini kullandı.