ASAYİŞ - 17 Ocak 2017 Salı 19:47

15 Temmuz gecesi denize açılan sahil güvenlik personeline tahliye

A
A
A
15 Temmuz gecesi denize açılan sahil güvenlik personeline tahliye

Zonguldak’ta 15 Temmuz gecesi sahil güvenlik botuyla denize açılan yüzbaşı, üsteğmen ve astsubaylar, FETÖ soruşturması kapsamında adli kontrolle tahliye edildi.
Zonguldak 2’nci Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilen iddianameye göre “Anayasal düzeni ortadan kaldırmak”, “Silahlı terör örgütüne üye olmak”, “Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme” suçlamasıyla 4’ü tutuklu ve tutuksuz askeri personelin yargılanmasına devam edildi.
Mahkeme geçen duruşmada tutuklu sanıklardan uzman erbaş Ö.B., astsubaylar E.B. ve H.K. ile B.K.’nin adli kontrol ve yurt dışı çıkış yasağı şartıyla tahliyesine karar verdi. Yüzbaşı O.M. ile üsteğmen O.Ö. ve astsubaylar G.Ö. ve S.B.’nin ise tutukluluğunun devamını istedi.
Yeniden hakim karşısına çıkan tutuklu yüzbaşı O.M., üsteğmen O.Ö. ve astsubaylar G.Ö. ve S.B.’nin savunmaları alındı. Mahkemede tanık olarak dinlenilen M.M., Marmaris’te TCSG-82 isimli sahil güvenlik botunda komutan olarak görev yaptığını anlattı.
Başarısız darbe girişiminin yaşandığı gece Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a saldırıya gelen helikopterleri engellemek maksadıyla denize açıldıklarını anlatan M.M., bu sırada Zonguldak’tan denize açılan devre arkadaşı bot komutanı O.M. ile de görüştüğünü anlattı.

Tanık olarak dinlenen yüzbaşı o geceyi anlattı
Kendilerine verilen emirde çelişki olduğunu fark etmesi üzerine limana döndüğünü ifade eden M.M., SEGBİS yöntemiyle katıldığı duruşmada şöyle devam etti:
“Marmaris TCSG-82 isimli sahil güvenlik botunda bir buçuk yıldır bot komutanı olarak görev yapmaktayım. Zonguldak’ta görev yapan bot komutanı O.M. devre arkadaşım olur. 16 Temmuz’un ilk saatlerinde kendisi ile telefonda görüştüm. Bize ne yaptığımızı sordu. Ben de grup komutanımız ile toplantı yaptığımızı söyledim. Gece saat 01.00’e doğru İzmir Sahil Güvenlik Bölge Komutanlığından yazılı bir emir geldi. Bu emir 00:38 gece gemimizin SAHMUS adlı sistemine gelmiştir. Emiri aldım ve emirde çelişki olduğunu fark ettim. Bu sırada Zonguldak’taki arkadaşım O.M. kendisinin limana döndüğünü söyledi. Kendisi benim emri görmemiş olabileceğimi düşündüğünden ‘denize çıkma ben limana döndüm’ dedi.”

“Cumhurbaşkanımıza suikast girişimini engellemek için açıldık”
16 Temmuz 2016 sabahı 04.00 sıralarında Cumhurbaşkanı Erdoğan’a suikast girişimi iddiaları üzerine Marmaris’te yaşananları da anlatan yüzbaşı M.M., “Sabah dörtte komutanımızın emri ile Cumhurbaşkanımıza suikast girişimi iddiası üzerine Emniyet, Valilik koordineli bir şekilde saldırıya gelen helikopterleri engellemek maksadıyla denize çıktık” dedi.

“Görevime geri dönmek istiyorum”
Başarısız darbe girişiminin yaşandığı gece Zonguldak’ta yaşadıklarını tekrarlayan bot komutanı yüzbaşı O.M., “Terörist damgasıyla yargılanıyorum şerefli bir Türk subayı olarak görevime geri dönmek istiyorum” dedi.
Mahkeme tutuklu sanık yüzbaşı O.M., üsteğmen O.Ö., astsubaylar G.Ö. ve S.B’yi adli kontrol şartıyla tahliyesine karar verdi. Duruşma ise dosyadaki eksikliklerin giderilmesi için ileri bir tarihe ertelendi.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Zonguldak Enkazdan sağ çıkan Hediye hayırseverlerin desteğiyle dünyaevine girdi Hatay’da yaşanan depremde enkazdan beş gün sonra sağ kurtulan 21 yaşındaki Hediye Demirkol, nişanlısı ile ertelediği düğününü hayırseverlerin de desteğiyle Zonguldak’ın Karadeniz Ereğli ilçesinde gerçekleştirdi. Hatay’da yaşayan 21 yaşındaki Hediye Demirkol, nişanlısı Muhammet Yıldız ile birlikte düğün hazırlıkları yaparken 6 Şubat 2023’te yaşanan depremlerde annesi ve kardeşi ile enkaz altında kaldı. Deprem sonrası enkazın arasında nişanlısını arayan Muhammet Yıldız, günlerce umudunu kaybetmeden molozların arasında Hediye Demirkol’dan bir iz aradı. Ekiplerin çalışmaları sonucu beş gün sonra enkazdan sağ kurtulan Hediye Demirkol’un kolu ampute edildi. Enkazda annesini kaybeden ve kardeşinin de iki ayağı ampute edilen Hediye Demirkol, sevk edildiği Adana’da tedavisinin tamamlanmasının ardından kardeşiyle birlikte Zonguldak’ın Karadeniz Ereğli ilçesine taşındı. Türk Kızılay Şubesi ve hayırseverlerin de desteğiyle bir eve yerleştirilen Hediye Demirkol, Şube Başkanı Kürşat Yağız’a deprem nedeniyle ertelenen düğün planından bahsetti. Çiftin hayalini gerçekleştirmek isteyen Kızılay, düğün için hazırlık başlattı. Davul zurna eşliğinde gelin alma adetinin yerine getirilmesiyle birlikte çeyizler de eve taşındı. Yapılan duaların ardından konvoy halinde Gülüç Belediyesi Düğün Salonu’na gelen çift, burada dünyaevine girdi. “Evlilik sürecimiz depremden sonra çok farklı boyuta geldi” Hayırseverler ve sevenleri genç çifti düğünde yalnız bırakmadı. Dört senelik nişanlılık süreci sonrası düğün hazırlığı yaptıkları sırada depremin olduğunu anlatan Hediye Demirkol, “Birbirimizi görüp tanıştık. Uzun bir hikayemiz var. Zamanla konuşa konuşa ileriye dönük sürecimiz başladı. Söz takıp nişanlandık. Yaklaşık dört senedir birlikteyiz. Deprem bizim dönüm noktamız oldu. Önceleri evlilik sürecini düşünüyorduk ama depremden sonra çok farklı boyuta geldi. Birbirimizden kopamadığımızı o zaman anladık. Düğünü erteledik. Deprem olmasaydı geçen yaz düğün olacaktı. Tedavi süreçleri oldu" dedi. Karadeniz Ereğli’ye geldiklerinde nikah yaparak dünyaevine girmeyi planladıklarını ve Kızılay’ın desteğiyle düğün yaptıklarını anlatan Demirkol, “Bu şekilde bize güzel bir düğün organize ettiler. Hatay’dan Karadeniz Ereğli’ye geldik. Orada hiçbir şeyimiz kalmadı. Buradaki güzel insanlarla tanışma sürecimiz oldu. Birçok insanla tanıştık. Sağ olsunlar hiçbir zaman desteklerini ayırmadılar” diye konuştu. “Küs öleceğimizi bilmek beni kahretti” Depremin kendileri için dönüm noktası olduğunu söyleyen Muhammet Yıldız ise, “İnsan sevdiğinden asla kopamaz. Depremin olduğu gün kendisiyle küstük. Öleceğine değil de küs öleceğimize çok üzüldüm. Sürekli bunu düşünüyordum, kahroldum. Neden kavga ettiğimizi düşündüm. Demek ki iki günlük dünyaymış, kavga etmeye hiç gerek yokmuş” dedi. İlk depremin yaşanmasında bir saat sonra nişanlısının evinin enkazının başına geldiğini anlatan Yıldız, “Enkazdan araçlar geçemiyordu. Yakınlarında bir tane park vardı. İnsanlar ateş yakmış duruyordu. Bir umut oradadır diye kendisini, annesini ve küçük kardeşini aradım. Kimseyi bulamadım. Enkaz başında gördüğüm tablo her şeyi anlamama yetti. Oradan birisinin çıkması imkansız gibi bir şeydi. Arkadaşlarım da bunu söylüyordu. İlk başta Hediye’nin ölmediğini söylüyordum. Boşuna ümitlenmememi ve durumu kabullenmemi söylediler. Sonuna kadar Hediye’nin yaşadığını düşünüyor ve inanıyordum. Sonra Hediye’nin sesini duyduk ve yaşadığını öğrendik” ifadelerini kullandı.