GENEL - 23 Mart 2017 Perşembe 18:59

Dikilen 4 bin fidanla şehitlere 4 bin Fatiha okunacak

A
A
A
Dikilen 4 bin fidanla şehitlere 4 bin Fatiha okunacak

Zonguldak’ın Ereğli ilçesinde 21 Mart Dünya Ormancılık günü nedeniyle tören düzenlendi.

Zonguldak’ın Ereğli ilçesinde 21 Mart Dünya Ormancılık günü nedeniyle tören düzenlendi. Zonguldak Orman Bölge Müdürü Ahmet Sırrı Beşel, Bayraktepe’de 4 bin şehit için 4 bin fidan dikileceğini ve 4 bin Fatiha okunacağını söyledi.


Ereğli ilçesine bağlı Kıyıcak Mahallesi’nde düzenlenen törene Zonguldak Valisi Ali Kaban, Ereğli Kaymakamı Nazım Madenoğlu, Alaplı Kaymakamı Saim Eskioğlu, AK Parti Zonguldak Milletvekili Faruk Çaturoğlu, Ereğli Belediye Başkanı Hüseyin Uysal, Ormanlı Belediye Başkanı Bayram Başol, Zonguldak İl Emniyet Müdürü Hüseyin Metin Turanlı, İl Jandarma Alay Komutanı Jandarma Albay Haluk Selvi, Ereğli Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Yaşar Tetiker, Orman Bölge Müdürü Ahmet Sırrı Beşer, Şehit Dul Ve Yetimler Derneği Şube Başkanı Mehmet Ali Demirdüyen, şehit aileleri, muhtarlar, TEMA Vakfı gönüllüleri ile vatandaşlar katıldı.


Sayı duruşu, İstiklal Marşı ve Kur’an-ı Kerim okunması ile başlayan törende 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında sivil toplum kuruluşlarından gelen talepler üzerine Ereğli ilçesinde Bayraktepe adını verdikleri bölgede şehitler ormanını kurmaya karar verdiklerini söyledi. Beşel, “Orman ve Su İşleri Bakanımız Veysel Eroğlu’nun talimatıyla, 3 bin adet fıstık çamı, 500 adet defne, 300 çevri, 100 erguvan, 100 ıhlamur olmak üzere 4 bin fidan dikecek, her fidanı dikerken şehitlerimize Fatiha okuyacağız" dedi.


AK Parti Zonguldak Milletvekili Faruk Çaturoğlu ise, “15 Temmuz ülkemizin maruz kaldığı en hain saldırılardan bir tanesi. Mehmet Akif, ‘Cenabı Allah bu millete bir daha istiklal marşı yazdırmasın’ demişti. Ama az kalsın, hain terör örgütü başarılı olsaydı, neredeyse bir İstiklal Marşı yazmak zorunda kalacaktık. Allah’a şükürler olsun ki, o hain ve alçakça darbe girişimi başladığı andan itibaren, öncelikle iman dolu göğüsleriyle, tanklara toplara, tüfeklere göğüs geren Türk Milletine şükranlarımı arz ediyorum. Eğer o uçak bombaları, helikopter mermileri, o tanklara, toplara karşı milletimizin iman dolu göğsü olmasaydı belki hain terör örgütü başarılı olacaktı. Bu başarılı olsaydı ülkemizin ne hale geleceğinin hesabını bile yapmak istemiyorum” dedi.


Zonguldak Valisi Ali Kaban da o travmadan sonra adına Yenikapı ruhu denilen güzel bir birliktelik oluştuğunu vurguladı. Kaban, "15 Temmuz, o günü yaşayan bizler, yaşadığımız sürece aklımızda bir travma olarak kalmaya devam edecek. Zonguldak merkezde, üniversitemizin karşısındaki, büyük otelin yanındaki tepede bir bayrak direği dikmek istedik. Ereğli’mize de güzel bir şey yakışacaktı. Hemen OSB’mizin girişinde, her tür hazırlığını yaptılar ve bu direği buraya dikmek nasip oldu. Şimdi de ağaçlarını dikme hususunda bölge müdürümüz sağolsun hiçbir şeyden sakınmadı. Çok sayıda, gelir getirici cinsten ağaç dikecekler. Bayraktepe dediler, o da yakıştı, burada güzel oldu. Bayrağımız güzel, Bayraktepe de güzel oldu. Şimdi hükümetimiz, bakanımız bu konularda çok hassaslar. Hakikaten ne gerekiyorsa yapılıyor, hatta fazlasıyla yapılıyor. Elden gelen sonuna kadar yapılıyor. Bugünün önemine binaen, bugünün anısı olmak üzere, Bölge Müdürümüz şahsında tüm orman teşkilatımızın çalışanlarını kutluyorum, kendilerini tebrik ediyorum. Burada dikilecek ağaçlar bu ülkeyi şenlendirecek, yeşillendirecek. Çalışmalarının hayırlı olmasını diliyorum. Çalışmaya devam, durmak yok artık, yapacak bir şey yok" dedi.


Konuşmaların ardından Zonguldak Valisi Ali Kaban, AK Parti Zonguldak Milletvekili Faruk Çaturoğlu, diğer protokol üyeleri, şehit aileleri ve gaziler fidan dikip, şehitler için diktikleri fidanın başında Fatiha okudu. Fidan dikimi sırasında şehit ailelerinin Zonguldak Valisi Ali Kaban ve diğer protokol üyelerinden “Şehitler için 15 Temmuz ayrımı yapılmasın” şeklindeki talepleri kabul edilerek, Bayraktepe bölgesine Şehitler Ormanı adı verilmesi kabul edildi.


Tören fidan dikiminin ardından sona erdi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzurum Erzurum’da hekimler ve sağlıkçılar Filistin için "sessiz yürüyüş" yaptı Erzurum’da hekimler ve sağlık çalışanları, İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarını protesto etmek amacıyla düzenlediği "sessiz yürüyüş" programı hafta da devam etti. Kent merkezindeki tarihi Lalapaşa Camisi’nin önünde bir araya gelen hekimler ve sağlık çalışanları, Türk ve Filistin bayrakları eşliğinde taşıdıkları dövizler ve pankartlarla Yakutiye Medresesi’ne kadar yürüdü. Grup adına basın açıklamasını okuyan Eczacılık Fakültesi Öğrencisi Reyya Gülnihal Göktaş, Gazze’de katliamların sürdüğünü söyledi. Göktaş, açıklamasında şunları kaydetti: ‘Dün Balkanlarda, Kuzey Afrika’da, Analadolu’da, Hocalı’da, Kafkaslarda, bugünse Filistin’de, Doğu Türkistan’da, Suriye’de, Mısır’da, Arakan’da, Keşmir’de ve ismini sayamadığımız, belki de haberimiz dahi olmayan daha nice yerlerde zalimin zulmune karşı çıkıp, şerefli kanını Allah yolunda dökenlere selam olsun. Ben bir karış dahi olsa toprak satmam; zira bu vatan bana değil Osmanlı milletine aittir. Milletim bu toprakları kanlarını dökerek kazanmışlardır. Ne ile aldıysak onunla geri veririz" diyen Gök Sultan Abdülhamid Han’a selam olsun. Bosna’da kendilerine karşı başlatılan soykırıma karşı cesurca savaşıp ülkelerini sırtlanlara yem etmeyen Bosnalı mücahitlere, gençliğini Çanakkale’de verenlere, Sarıkamış’ta üşüyenlere selam olsun. Başladığı eczacılık fakültesini bitirmek nasip olmadan şehit olan, direnişin meşhur sembolü yiğit İmad Akil’e selam olsun. Bir ay önce Kuzey Irak’ta şehit olan Tabip teğmen Hulusi Elçi’ye ve dahi tüm şehitlerimize selam olsun. Bugün savaşın 205. günü. Savaşın 205. gününde de terörist İsrail’in elde edebildiği tek şey kırk bin kişiyi şehitler kervanına katmak, tüm dünyayı kendilerinden biraz daha fazla nefret ettirmek ve sonlarına bir gün daha yaklaşmak oldu. Onlar tüm bu zulümlerini savaşın sonuna kadar devam ettirecekler. Her gün şehit, yaralı, gözaltı haberleri gelmeye devam edecek. Peki ya biz? Biz ne yapacağız? Allah bize bu günleri görmeyi takdir etmişken biz kimin tarafında olmayı seçeceğiz? Üstte saydığım ecdadımız gibi zulmün ve küfrün karşısında mı olacağız, yoksa zalimlerin yanında mı? Peki ya bu savaş yalnızca Gazze’ye mi ait? Bizim bu hikayedeki tek vasfımız, haberlerde gördüğümüz bir iki görüntüye ahlanıp vahlanıp hayatımıza devam etmek midir? Bu kadar büyük bir soykırımda bizim rolümüz nasıl sadece uzaktan ağlamak olabilir? Hayır! Biz en az Gazze’li kardeşlerimiz kadar bu mücadelenin içindeyiz. Biz bu hikayenin ana kahramanlarıyız ve kendi ellerimizle -en az oradaki mücahitler kadar- siyonizmle mücadele edebiliriz, etmeliyiz, edeceğiz. En az onlar kadar ona zarar verebiliriz, vermeliyiz, vereceğiz. Nasıl mı? Ellerimizi semaya açarak. Ellerimizle oraya maddi destek sağlayarak. Ellerimizi o zalimlerin ürünlerden çekerek, ve ellerini boykotlu ürünlere uzatanların ellerini geri çevirerek. Ellerimize kalem alarak. Çocuklarımızın ellerinden tutarak. Gazze’deki çocukları İsrail bombardımanından korumak ne kadar bizim görevimizse, dünyanın diğer çocuklarını da siyonizmin pis emellerinden kurtarmak o kadar görevimizdir. Çocuklarını siyonist zihniyetin saçtığı zehirlerden koruyup, İslam’ın selametli gölgesine çeken, ailesini kalesi gibi koruyan her anne-baba bir mücahittir. Ve en önemlisi, ellerimizi birbirine kenetleyerek. Bir vücudun azaları gibi olmak Müslümanların vasfıdır. Bölüne bölüne küçülerek değil, birleşe birleşe büyüyerek kazanacağız. Ya "Gazze bize bu kadar uzaktayken nasıl cihad ederiz?" diyenler için, Dondurma kamyonunu protesto eden her çocuk mücahittir. Her hafta burada sıcak soğuk demeyip her hafta yürüyüşümüze katılan genç, yaşlı, çocuk, hekim, ev hanımı, sağlık çalışanı, ayakkabı boyacısı, öğrenci, polis memuru, akademisyen, esnaf herkes mücahittir. Allah cihadımızı kabul etsin ve daha fazlasını yapabilmeyi hepimize nasip etsin. Sözlerimi dinleyen herkesi tüm varlığıyla bu zulme karşı durmaya çağırıyorum. Unutmayınız ki tüm bu saydıklarım, yaparsak sevap kazanacağımız nafileler değil, yapmazsak üzerimize borç olarak kalacak ve ahirette bizden sorulacak gerekliliklerdir. Çünkü bu savaş bizim mücadelemiz. Bu mücadele bizim mücadelemiz. Dua edeceğiz. Dua ettireceğiz. Durmayacağız. Durdurulmayacağız. Boykot edeceğiz. Boykota davet edeceğiz. Hatırlayacağız. Hatırlatacağız. Uyumayacağız. Uyandıracağız. Alışmayacağız. Normalleştirmeyeceğiz. Sabırla ve azimle zulme karşı "Dur!" diye haykıranlardan olacağız.’
Antalya Çocuklarda bahar aylarında görülen alerjik nezlenin 10 belirtisi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Bölümü’nden Uz. Dr. Aşkın Güra Bayık, çocuklarda alerjik nezle ve tedavisi hakkında bilgi verdi. Memorial Antalya Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Bölümü’nden Uz. Dr. Aşkın Güra Bayık, çocuklarda alerjik nezle ve tedavisi hakkında bilgi verdi. Bahar aylarının çocuklar için zor geçebileceğine dikkat çeken Bayık, “Bahar aylarında burun akıntı veya tıkanıklığı (rinit) nedeni ile doktora başvuran çocukların yaklaşık yarısı alerjik rinittir. Allerjik rinit ya yıl boyu sürer ya da mevsimsel gelişir. Mevsimsel alerjik rinitte genellikle çiçek açmayan ve polenleri rüzgar ile saçılan bitkiler etkendir” dedi. Alerjik nezlenin sıklıkla bahar aylarında, özellikle bitkilerdeki tozlaşma döneminin başlamasıyla, üst solunum yollarını etkilediğini ifade eden Bayık, kaşıntılı ve sulu burun akıntısı, hapşırma krizleri, burunda yanma, gözlerde kızarıklık ve yanma, gözlerde kaşıntı ve sulanma, hırıltılı solunum, horlama, geçici koku kaybı, genizde, damakta kaşıntı ve kulaklarda tıkanma gibi belirtiler olabileceğini söyledi. “Alerjik nezleye astım eşlik edebilir” Alerjik nezleye astım eşlik edebileceğini kaydeden Bayık, “Evlerde bulunan çiçek ve bitkilerin polenlere karşı duyarlı olan çocukları çok fazla etkilemezken; açık havada, yeşillik alanlarda, ormanda, kırda görülen bitkilerin alerjik nezle şikayetlerinin artmasına neden olabilir. Alerjik nezleye polenlerin yanı sıra; evdeki toz, hayvan tüyleri, tütün dumanı gibi alerjenler de yol açabilmektedir. Alerjik nezlesi olan çocuklarda astım da görülmesi sık karşılaşılan bir durumdur. Bu nedenle aileler çocukta öksürük ve hırıltı belirtilerine karşı dikkatli olmalıdır. Çocukluk yaşlarında ilk belirtilerini veren hastalığın, kişinin tüm hayatı boyunca birlikte yaşamayı öğrenmesi gereken bir durum haline gelebilir” ifadelerini kullandı. “Alerjiye neyin neden olduğunu bulmak önemli” Bayık, çocukta alerjik nezleden şüphelenildiği durumlarda ise aile alerjiye neden olan etkenleri fark edebileceği gibi alerjiye neden olan maddeyi tespit etmek için cilt veya kan testlerine ihtiyaç da duyulabileceğini kaydetti. Bayık, “Testlerin sonucunda, çocuğun belli bir alerjene karşı duyarlı olduğu tespit edildiği takdirde, bu alerjiye yönelik tedaviye başlanabilir” dedi. “İlaç tedavisinin yetersiz kaldığı yerde aşı fayda sağlıyor” “Alerjik nezle tedavisinin ilk adımı alerjiye neden olan alerjenlerden kaçınmaktır” diyen Uz. Dr. Aşkın Güra Bayık, şunları kaydetti: “Eğer çocuktaki alerjik nezle polenlere karşı gelişiyorsa, tozlaşmanın sıkça görüldüğü aylarda, çocuğu yeşil alanlardan mümkün olduğunca uzak tutmak gerekebilir ya da tedavi altında yeşil alanlarda bulunması sağlanmalıdır. Çevresel korunma yöntemlerinin yetersiz kaldığı durumlarda, ilaç tedavisi etkili bir yöntem olacaktır. Bu ilaçlar sadece belirtilerin görüldüğü günlerde kullanıldıklarında bile, çocuğun şikayetlerini gidermeye yardımcı olabilir. İlaç tedavisi de yetersiz kaldığında çocuklarda aşı tedavisi, “immünoterapi” uygulanmaktadır. Çocuğun duyarlı olduğu alerjenlerin artan dozlarda çocuğa verilmesiyle bağışıklık sistemini düzenlemeyi amaçlayan aşı tedavisi, bir süre sonra vücudun bu alerjenleri doğal karşılayabilmesini sağlamaktadır.”
Denizli Denizli’den Mersin’e cenazeye giden aile Konya’da kaza yaptı: 1’i ağır 4 yaralı Denizli’den Mersin’deki yakınlarının cenazesine katılmak üzere yola çıkan aile, Konya’nın Ereğli ilçesinde kaza yaptı. Lastiği patlatan otomobilin defalarca takla atması sonucu 1’si ağır 4 kişi yaralandı. Kaza, Adana-Konya karayolu üzeri Bulgurluk mevkiinde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre; Denizli’den Mersin’de yaşayan yakınlarının cenazesine katılmak üzere yola çıkan Medeni A. idaresindeki 20 BKD 02 plakalı otomobil, Konya’nın Ereğli ilesine ulaştığında ön lastiğinin patlaması sonucu savrulmaya başladı. Sürücüsünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesiyle kontrolden çıkarak taklalar atan otomobil, yol kenarındaki bahçeye devrilerek durabildi. Kazada otomobil sürücüsü Medeni A. ile araçta yolcu olarak bulunan Veli A. ve Refik A. ile B.Ö. isimli çocuk yaralandı. İhbar üzerine olay yerine sağlık, itfaiye, polis ve jandarma ekipleri sevk edildi. Yaralılar sağlık ekipleri tarafından yapılan ilk müdahalenin ardından ambulanslarla Ereğli Devlet Hastanesine kaldırılarak tedavi altına alındı. Defalarca takla atması sonucu metal yığınına dönen otomobil, çekici yardımıyla takla attığı bahçeden çıkartıldı. Kazada ağır yaralanan Refik A., Konya’da yapılan ilk tedavisinin ardından ambulansla Denizli Pamukkale Üniversitesi Hastanesine sevk edildi. Yaralı Veli A.’nın boyun, omuz, bel ve göğüs kemiklerinde kırıklar bulunduğu, diğer yaralıların ise durumlarının iyi olduğu öğrenildi. Kazayla ilgili başlatılan soruşturmanın devam ettiği ifade edildi.