GENEL - 05 Ekim 2017 Perşembe 11:10

(Özel Haber) Eşi ile yaşadığı aşk sayesinde Lösemi hastalığını yendi

A
A
A
(Özel Haber) Eşi ile yaşadığı aşk sayesinde Lösemi hastalığını yendi

Zonguldak’ın Alaplı ilçesine fındık toplamak için gelen Özlem Öztunç, yaşadığı aşk sayesinde yakalandığı Lösemi hastalığını yenmeyi başardı.

Zonguldak’ın Alaplı ilçesine fındık toplamak için gelen Özlem Öztunç, yaşadığı aşk sayesinde yakalandığı Lösemi hastalığını yenmeyi başardı.


Sakarya’da aynı mahallede yaşayan Tayfun (27) ve Özlem Öztunç (27) çifti 2009 yılında birbirlerine aşık oldular. İlk kez 2006 yılında 14 yaşındayken Lösemi hastası olduğunu öğrenen Özlem Öztunç, bir süre tedavi gördükten sonra hastalığı yeniden nüksetti. Tayfun ve Özlem Öztunç çifti 2009 yılında aşk yaşamaya başlayınca iki tarafın ailesi de evlenmelerine karşı çıktı. Ailesi tarafından başkası ile nişanlandırılan Tayfun Öztunç, düğüne 2 gün kala Özlem Öztunç’u kaçırarak evlendi. Özlem Öztunç eşi ile birlikte yaşadıkları aşk sayesinde kendi kendine ilik üretip Lösemi hastalığından kurtulmayı başardı. Evliliklerinden Azra Nur (3) ve Bulut Aras (2) isminde 2 çocukları olan aile şimdi ise çadırda zor şartlar altında yaşam mücadelesi veriyor.



“Eşimin sevgisi ile ayağa kalktım”


Eşini çok sevdiğini ve onun sayesinde hastalığını yenmeyi başardığını anlatan Özlem Öztunç, şimdi tek isteğinin eşinin düzenli bir iş olduğunu söyledi. Öztunç hikayesini şu şekilde anlattı; “Hastalığımı ilk öğrendiğimde 14 yaşındaydım. 2006’da rahatsızlığımı öğrendim ve tedavi gördüm, atlattım. 2009 yılında tekrarını yaşadım. Sonra eşimle karşılaştım. 3 yıldır hastalığımı bildiği halde bana söylemedi. ‘Sende bu hastalık var’ demedi. Ben hastalığımı bilmiyordum, benden gizledi. Bir kere olsun yüzüme vurmadı işte ‘Sende böyle bir hastalık var, ben senle yapamam edemem’ diye. Ailelerimiz karşı çıktı ama biz vaz geçmedik. Nişanlandı. Nişanlandığı halde gizli gizli buluşup konuşuyorduk. O’nun ve ailemin desteği ile hastalığımı atlattım. Şimdi çok şükür iyiyim. Nakil gerekiyordu, ben nakil olmadım. Türkiye’de bir ilk bu. Çünkü nakil olan arkadaşlarımı hep kaybettim. Ben istemedim ve kendi nakilimi kendim ürettim. Düğününe bir gün kala beni aradı ve düğünü olacağını söyledi. Bende kendisine ‘Senin düğünün olduğu gün benim öldüğüm günümdür’ dedim. Düğünün sabahı kaçtık, evlendik. Şimdi iki tane çocuğumuz var. Mutluyuz, huzurluyuz.” Sakarya’da yaşamalarına rağmen fındık yevmiyesi kazanmak için Zonguldak’ın Alaplı ilçesine geldiklerini ve burada çadırda kaldıklarını anlatan Özlem Öztunç, iki çocuğu ile birlikte büyük sıkıntılar yaşadıklarını ifade etti. Hastalığının yeniden nüksetmemesi için iyi şartlarda yaşaması gerektiğini, maddi imkansızlıklar nedeniyle kontrollerini dahi yaptıramadığını belirten genç kadın, tek isteğinin eşinin düzenli bir işi ve sıcak bir yuva olduğunu söyledi. Öztunç, eşinin sevgisi ve desteği ile ayağa kalkmayı başardığını sözlerine ekledi.



Herkes karşı çıktı ama o vazgeçmedi


Özlem Öztunç’un Lösemi hastası olması nedeniyle yakın arkadaşları ve iki ailenin evliliklerine karşı olmalarına rağmen vazgeçmeyen Tayfun Öztunç, düğününe 2 gün kala aşkı uğruna nişanlandığı kızla evlenmekten vazgeçti. Eşini kaçırıp evlenen ve bu evliliklerinden 2 çocuk sahibi olan Tayfun Öztunç, tek isteğinin eşine daha rahat bir yaşam sunmak olduğunu söyledi. Tayfun Öztunç konuşmasında “Eşime mahallede ilk çıkma teklifi ettiğim de hastalanmadan önce kabul etmemişti. Hastalığını öğrendiğinde hastanede abisi yerine beni aradı yanlışlıkla. O anda yeniden aşk filizlenmeye başladı. Hastanede ilk tedavi süreci bittiğinde mahallemize geldiğinde çıkmaya başladık. ‘Teklifin hala geçerli ise çıkabiliriz’ dedi. O hastalığını bilmiyordu, ben biliyordum. ‘Olur’ dedim. Başta arkadaşlarım karşı çıktı. “Sen bu kızla çıkarsan, evlenirsin” dediler. Öylelikle başladık. İlk hastalık sürecini atlattı. Bir ayrılma dönemimiz oldu. O ayrılma döneminde de istemeyerek de olsa birisi ile nişanlandım. Nişanlılık sürecinde devamlı eşimle görüşüyordum. Nişanlımdan çok eşimle görüşüyordum. Çünkü ben eşime âşıktım. Düğünüme iki gün kala eşime; ‘iki gün sonra benim düğünüm var ne yapacağız?’ dedim. Kaçmadan önce bana, “Senin düğünün olduğu gün öldüğüm gündür” dedi. Öylelikle düğüne iki gün kala kaçtık. Evlendik, mutluyuz şimdi çok şükür. İki tane yavrumuz oldu. Büyük kızımız Azra Nur 3,5 yaşında, küçük oğlum Bulut Araz 2,5 yaşında. Onların sayesinde eşim kendi iliğini üretti. Türkiye’de bir ilki yaşadı. Şimdi Sakarya’da yaşıyoruz ama çalışmak için buraya geldik. Fındık yevmiyesinden sonra kilosu 50 kuruştan olan fındık ayıklıyoruz. Günlük 70-80-100 kiloya kadar ayıklayabiliyoruz. Eşim rahatsızlığından dolayı ayıklayamıyor, annem ile ben ayıklıyorum. Eşim çocuklara bakıyor. Günlük 50 lira Allah’a şükürler olsun, geçimimizi sağlıyoruz. Fakat daha rahat yaşamak istiyoruz. Daha güzel yaşam için güzel bir iş imkânı istiyorum. Sakarya’da kaldığımız ev kira. Aylık 300 lira kira veriyorum. En büyük desteği başkanlardan bekliyorum. En büyük ihtiyacımız ev. Evimiz yok, başımızı sokacak bir göz de olsa bir ev istiyorum” dedi.


Oğlunu başka bir kızla nişanladığını ve şimdi gelini olan Özlem ile hastalığı nedeniyle evlenmelerine karşı çıktığını anlatan kaynana Resmiye Öztunç (54), şimdi ise gelini çok sevdiğini söyledi. Kendisinin de birçok rahatsızlığı olduğunu yeşil kartı iptal edildiği için tedavisini olamadığını anlatan Resmiye Öztürk, çocuğuna düzenli bir iş ve başlarını sokabilecekleri bir ev istediklerini dile getirdi.


5 kişilik Öztunç ailesi Alaplı ilçesine bağlı Sarıkadı Köyü’nde kurdukları çadırda zor şartlar altında yaşam mücadelesi verirken, kendilerine uzanacak yardım elini bekliyor.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Rize İlhan Palut: “Üzgünüz, çok değerli iki puan bıraktık” Çaykur Rizespor Teknik Direktörü İlhan Palut, MKE Ankaragücü maçının ardından yaptığı açıklamada, “Üzgünüz, çok değerli iki puan bıraktık” dedi. Trendyol Süper Lig’in 34. haftasında Çaykur Rizsepor, sahasında MKE Ankaragücü ile 2-2 berabere kaldı. Maçın ardından düzenlenen basın toplantısında Çaykur Rizespor Teknik Direktörü İlhan Palut açıklamalarda bulundu. İlk yarısını 2-0 önde tamamladıkları maçtan 2-2’lik beraberlikle ayrıldıkları için üzgün olduklarını ifade eden Palut, "İlk yarıda 2 gol bulduk. İlk yarıda telafisi zor bir farkla içeri girebilirdik. İkinci yarı ise rakibimizin değişikliklerini gördük. Riskler karşısında sağlam durmalıydık. Kazandığımız toplar ile maçı kendimize iyice yaklaştırabilirdik ama kazandığımız toplarda bir ciddiyetsizlik vardı. Zor top kazandık, kolay top kaybettik. Maalesef kötü bir gol yedik. Futbolda bunlar var. Bir golün biri takımı bu kadar panikletmesi düşündürücü, topu ayağımızda saniyelerce bile tutmadık, oyunu rakibe teslim ettik. Çok geri geldiğimiz için çıkış oyununda oyuncu bulmakta zorlandık. Ankaragücü’nün temposu 75. dakikaya kadar sürdü. Kötü bir ikinci yarı ama maçı bu şekilde bitirelim derken ters bir top, maçın son topunda golü yedik. Üzgünüz, çok değerli iki puan bıraktık. İlk yarıdaki oyunumuz ile 3 puanı hak ederken,, ikinci yarıdaki oyunumuz bizi mağlubiyete bile götürebilirdi” ifadelerini kullandı.
Rize Emre Belözoğlu: “2-0’dan 2-2’ye gelmek önemli ve değerli” MKE Ankaragücü Teknik Direktörü Emre Belözoğlu, Çaykur Rizespor maçının ardından yaptığı açıklamada “2-0’dan 2-2’ye gelmek önemli ve değerli. Hele ki Rizespor gibi iyi bir takıma, iyi bir organizasyonu olan bir takıma karşı” dedi. Trendyol Süper Lig’in 34. haftasında Çaykur Rizespor ile deplasmanda 2-2’lik skorla berabere kalan MKE Ankaragücü’nde Teknik Direktör Emre Belözoğlu maçın ardından yaptığı basın toplantısında açıklamalarda bulundu. Belözoğlu, “Baktığımızda Rizespor’u zaten biliyorduk. Rizespor, Galatasaray ve Fenerbahçe’den sonra bu ligde kendi sahasında en çok puan toplayan takım. Çok önemli geçici hücumları yapabilen ve bunu da sonlandırmada çok maharetli bir takım. İlk gol de aynen bu şekilde oldu. İkinci gol de duran top. Burada bizim çok istemediğimiz bir görüntü var. Bunu kendi adımıza değerlendirmemiz gerekiyor. Duran topta bu kadar basit gol yenmemesi gerekiyor. Bunu bir eleştiri olarak kendime söyleyebilirim. İkinci yarıda ilk yarının sonlarıyla beraber net bir galibiyeti hak eden bir oyun vardı. Sadece topa sahip olma değil, bence pozisyon üretmede de yüksek bir oyun vardı. Sonucu gelmedi. 2-0’dan 2-2’ye gelmek önemli ve değerli. Hele ki Rizespor gibi iyi bir takıma, iyi bir organizasyonu olan bir takıma karşı. Biz de son dönemde gerçekten yüksek işler yapmaya çalışıyoruz. Karşılığını ne yazık ki alamadık. Beraberliklerimiz çok fazla. Bu beraberliklerin yüzde 80’i yüzde 90’nında aslında kazanmaya yakın taraf hep bizdik. Bugünkü ikinci yarıyı da buna dahil edebilirim. Rizesporlu oyuncuları tebrik ederim. Kendi oyuncularımı tebrik ederim. Oyuna giren arkadaşları oyuncuları tebrik ederim. İlhan Hoca’ya da başarılar diliyorum” ifadelerini kullandı.