GENEL - 17 Şubat 2018 Cumartesi 12:25

(Özel) Bin haneli köy, ödenmeyen elektrik faturası nedeniyle 2.5 yıldır susuz yaşıyor

A
A
A
(Özel) Bin haneli köy, ödenmeyen elektrik faturası nedeniyle 2.5 yıldır susuz yaşıyor

Zonguldak Alaplı ilçesine bağlı bin nüfuslu Kocaali köyünde vatandaşların, köye kurulan şebeke tesisinin ödenmeyen elektrik faturası nedeniyle 2.

Zonguldak Alaplı ilçesine bağlı bin nüfuslu Kocaali köyünde vatandaşların, köye kurulan şebeke tesisinin ödenmeyen elektrik faturası nedeniyle 2.5 yıldır evlerindeki musluklarından su akmıyor. Köy çeşmesinde sıra bekleyen vatandaşlar, su doldurdukları bidonlarla evlerinin su ihtiyacını gideriyor.


Alaplı ilçesine bağlı bin nüfuslu Kocaali köyünde yaşayan vatandaşların su problemi, köye kurulan şebeke suyu çözüldü. Ancak iddialara göre, köy muhtarı T.U., 2012 ila 2014 yılları arasında seçim vaadiyle köylüden elektrik faturası toplamadı. Tesisin biriken elektrik faturası nedeniyle enerji firması yetkilileri tesisi mühürleyerek elektrik kullanımını engelledi. 2.5 yıldır evlerindeki musluklardan su akmayan köylüler de çareyi asırlık kuyulardan, köy çeşmelerinden bidonlara su doldurarak buldu.


Kova ve bidonlarla suyunun başında sıraya giren köylüler evlerinin su ihtiyacını ise bu şekilde karşıladıklarını belirterek, 60 bin lirayı bulan elektrik faturası nedeniyle yetkililerden yardım istediler. Köylüler, bu durumdan çok rahatsız olduklarını, banyo, temizlik, yemek gibi ihtiyaçlarını karşılayamadıklarını söyledi. Susuzluk yüzünden köy imamının da tayin istediğini söyleyen vatandaşlar, köyde şebeke suyunun olmamasının işlerini bir kat daha zorlaştırdığını belirttiler.



"Parayı toplayabilirsek suyumuz akmaya başlayacak"


Köylülerden Kemal Bozkurt, elektrik paralarını 2012-2014 yılında seçim vaadiyle muhtar T.U., tarafından toplanmadığını ve son 2.5 yıldır ise köyde hiç su parası toplanmadığını ileri sürdü. Seçim sonrası su parası toplanmak istenildiğinde, su faturası yüksek çıktığından köylünün çoğu su faturasını ödemediğini iddia eden Bozkurt şöyle konuştu:


“Köyümüzün çeşitli nedenlerle dolayı elektriği kesildiğinden Köyümüze su basılmıyor. 2,5 yıldır köyümüzde su yok.Köy halkımız su olmadığından göç etmeye başladı. Suyumuzu çeşmelerden bidon ve pat pat’larla alıyoruz. İinşaatlarımızı yapamıyoruz. Benim oğlum Tunceli’de uzman çavuş, duş alamadığı için izine gelmeye korkuyor. Su parası toplanmadığından elektrik faturasını ödeyemediğimiz için köyümüzün elektriği kesince sularımız da kesildi. Tahmini olarak 60 bin TL belki daha fazla borcumuz var. Bu borcun faizi de geliyor. Parayı toplayabilirsek suyumuz tekrar açılacak ama para toplayamıyoruz. Su olmadığı için köyde çocuklar hastalanmaya başladı.”



"Suyumuz yok ki çamaşır makinemizi kullanalım"


Eşiyle birlikte çeşmeden el arabasında bidonlarla su taşıyan Müesser Bozkurt da çok zor günler yaşadıklarını anlattı. Müesser Bozkurt suların akmaması nedeniyle, 2.5 yıldır çamaşır makinesi kullanamadığını söyledi. Bozkurt, "2,5 yıldan beri çamaşır makinemiz olduğu halde çamaşırlarımızı elimizde yıkıyoruz. Suyumuz yok ki çamaşır makinemizi kullanalım. Köyümüz bu konuda çok mağdur. biz büyüklerimizden Başbakanımızdan, Cumhurbaşkanımızdan bütün yetkililerimizden yardım istiyoruz. Çok perişan durumdayız. Bu durumdan çok yakınıyoruz. Çamaşırlarımız ve tuvaletlerimizi yıkayamıyoruz. Köyümüzün susuzluğundan hocamız da gitti. Köydeki işlerimiz arasında bir de bu susuzluk yaşamı daha da zorlaştırıyor. Banyomuzu hafta da bir zor yapıyoruz. Hiç bir şeyimiz yok bu konuda. Ben çamaşırlarımı, perdelerimi 14 km uzaklıktaki Alaplı merkeze götürmek mecburiyetinde kalıyorum. Oğlum Doğu’da görev yapıyor. Bana ’Seni çok özlüyorum. Fakat bu su yüzünden gelmek istemiyorum. Anne bu susuzluk nerede, biz nerede yaşıyoruz. Ben günde 3 defa banyo yapıyorum, duş yapıyorum. Sudan çıkasım gelmiyor. Ben köye geldiğimde perişan oluyorum’ diyor. Nasıl çözülecekse bizim sorunumuza çözsün. Biz çok perişanız. Devletten yardım bekliyoruz. Şu anda su pompalarımız mühürlü” diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kastamonu Özel bireyler için önemli çalıştay Kastamonu’da düzenlenen “Türkiye Yüzyılı Kastamonu Özel Bireyler” çalıştayı başladı. Çalıştayda konuşan Milletvekili Ekmekci, "Farklı başlıklar altında toplanan masalarımızın her birinden çıkacak raporların özel eğitim alanında ilgili kurumlarımıza ciddi bir güzergah açacağından ve rehber olacağından eminim" dedi. Kastamonu Valiliği tarafından Kuzey Anadolu Kalkınma Ajansı’nda düzenlenen “Türkiye Yüzyılı Kastamonu Özel Bireyler Çalıştayı” başladı. 2 gün sürecek çalıştayın açılış programı AK Parti Kastamonu Milletvekili Serap Ekmekci, Kastamonu Belediye Başkan Vekili Hasan Fehmi Taş, KUZKA Genel Sekreteri Dr. Serkan Genç, İl Sağlık Müdürü Çağdaş Derdiyok, İl Milli Eğitim Müdürü Hasan Gümüş, Milli Eğitim Bakanlığı Özel Eğitim Daire Başkanı Fatih Paça ve Kastamonu Özel Bireyler ve Aileleri Dayanışma Derneği Başkanı Huriye Boyraz, sivil toplum kuruluşları temsilcilerinin katılımı ile gerçekleştirildi. Çalıştayın açılışında konuşan Milletvekili Serap Ekmekci, “Milletvekili olarak mecliste yürüttüğümüz rutin görevlerimiz ve yer aldığımız komisyonlarımız var. Mazbatamı almamla birlikte öncelikli çalışma alanı olarak sosyal gelişme konularına yöneldim. Darda kalanı feraha erdirmek, eksik kalanı tamamlamak, çaresiz olana çare bulmak için yola çıktım. Geride kalan bir yıllık sürede bu güzergahta çalıştım ve çalışmayı hız kesmeden sürdüreceğim. Kadın ve anne olmam, avukatlık mesleğimde yaşadıklarım, belediye meclis üyelikleri ve kadın kolları başkanlığındaki edindiğim bilgiler beni bu seçeneğe sürükledi diyebilirim. Milletvekili olmamla birlikte okullarımızı ziyarete başladım. Eğitim en önemli konularımızdan biri. Çocuklar geleceğimizin emekçileri. Her okul ziyaretimde çantamı eksikler, düzeltilmesi gerekenler, tamamlanacaklarla doldurdum. İdarecilerimizle, öğretmenlerimizle, öğrencilerimizle sohbetlerimiz neticesinde “ortak akıl” diyoruz ya, işte bu çalıştay fikri ortaya çıktı” dedi. Özel eğitimin önemine değinen Ekmekci, "Özel eğitim alanı, üzerinde hassasiyetle durmamız ve dünyada ki mevcut sistemleri dikkatle izlememiz gereken bir çalışma alanı. Bilimin çeşitli dalları ile ilişkili olup, eğitim biçim ve içeriğinin değişme kapasitesi olan özel eğitim için çeşitli paydaşların işbirliği olmazsa olmaz. Akademi ile veli görüşü, sağlıkçı ile sosyal hizmetçi görüşü, eğitimci ile sporcu görüşleri aynı potada harman edilmeli ki ortaya en doğru ve güncel yöntem çıksın” diye konuştu. “Bu ekip birlikte başaracak” Desteklerini daima sürdüreceğini belirten Ekmekci, “Siz değerli çalıştay katılımcıları, her biriniz çalıştığınız alanların uzmanlarısınız. Hazırlık toplantılarımızda her birinizin bu kutsal emeklerini gördük. O kadar dolu bir çalıştay programı hazırladınız ki maça bir sıfır galip başladık diyebiliriz. 2 gün sürecek çalıştayımızın son derece verimli geçeceğinden de şüphemiz yok. Bu ekiple birlikte başaracak. Farklı başlıklar altında toplanan masalarımızın her birinden çıkacak raporların özel eğitim alanında ilgili kurumlarımıza ciddi bir güzergah açacağından ve rehber olacağından eminim. Çalıştay bildirimizi bakanlıklarımıza ulaştıracağım ve takipçisi olacağım. Verdiğiniz emeğin karşılık bulması için elimden geleni sizlerin desteği ile ortaya koyacağım. Cumhurbaşkanımız, Genel Başkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde, Türkiye Yüzyıl’ında ülkemizin her alanda lider ülkelerden biri yapmanın gayretindeyiz. Çağ ne gerektiriyorsa, ortak akıl ve bilim neyi işaret ediyorsa, imece ile ne kadar yol yürüyebiliyorsak, yürüyeceğiz” şeklinde konuştu. Açılışın ardından konusunda uzman ekiplerle birlikte çalıştay için oluşturulan komisyonlarda istişareler yapmaya başladı.
Ankara Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Işıkhan: “Sendikal hareketlerin güçlenmeye devam etmesi gerekmektedir” Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, “Değişen iş yapısı ve çalışma koşulları karşısında, sendikal hareketlerin güçlenmeye devam etmesi gerekmektedir” dedi. "Türkiye Yüzyılında Çalışma Hayatı: Emeğin, Sendikal Örgütlenmenin ve İstihdamın Geleceği" başlıklı 13. Çalışma Meclisi Toplantısı Ankara’da düzenlendi. Toplantıya Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay, Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, Hak-İş Genel Başkanı Mahmut Arslan ve diğer sendikaların başkanları ile temsilcileri katıldı. Toplantının açılış konuşmasını yapan Bakan Işıkhan, "1 Mayıs’ın, günün anlam ve önemine uygun olarak, barış içinde ve bayram havasında geçmesini; emekçilerimizin esenliğine de vesile olmasını temenni ediyorum. Meclisimiz, bugün ve yarın; çalışma hayatında insana yakışır iş, yeşil ve dijital dönüşümün iş gücü piyasalarına etkileri ve adil çözüm; c) sendikal örgütlenmede yaşanan sorunlar ve çözüm önerileri; d) Toplu sözleşme sürecinde yaşanan sorunlar ve çözüm önerileri olarak dört oturum şeklinde toplanacaktır. Bu toplantılarda bulunmamız, çalışma hayatımızın sadece mevcut durumunu değil, geleceğe dair vizyonumuzu tartışmak ve belirlemek için hepimize bir fırsat sunmaktadır" şeklinde konuştu. Dünyada, bölgede, jeopolitik gerilimler ve ekonomik dalgalanmaların yaşandığını belirten Işıkhan, pandemi gibi salgın hastalıklar, doğal afetler, göç hareketleri, savaşlar, su, gıda ve enerji krizlerinin beraberinde yeni riskler ve belirsizlikler getirdiğini vurguladı. Türkiye olarak belirsizliklerin getireceği her türlü riske karşı alınacak tedbirlere yönelik dikkatli bir şekilde çalıştıklarını kaydeden Işıkhan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın çizdiği Türkiye Yüzyılı vizyonu ile daha güçlü, daha kapsayıcı ve sürdürülebilir bir sosyo-ekonomik kalkınmayı sağlayacak politikaları uygulamaya devam edeceklerini ifade etti. “Kadın ve genç istihdamında artış sağlayacak özel politikalar geliştiriyoruz” Nihai hedeflerinin Türkiye Yüzyılını, emeğin, yatırımın, üretimin, istihdamın, büyümenin, kalkınmanın ve refahın yüzyılı yapmak olduğunu söyleyen Işıkhan, “Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı olarak 12. Kalkınma Planı ile Orta Vadeli Programı da dikkate alarak, genel istihdamın yanı sıra özellikle kadın ve genç istihdamında artış sağlayacak, özel politikalar geliştiriyoruz. Bildiğiniz gibi, günümüzde çalışma hayatı, hızla değişen ekonomik, teknolojik ve sosyal dinamiklerle karşı karşıyadır. Dijitalleşme, yapay zeka, otomasyon gibi faktörler, çalışma hayatındaki rolleri ve beceri gereksinimlerini yeniden tanımlıyor. Bu anlamda günümüz itibarıyla gerçek bir dönüşümün içindeyiz. Bu dönüşümün, çalışanları nasıl etkilediğini, iş gücü piyasasında hangi alanlarda yeni fırsatlar ve hangi alanlarda tehditler oluşturduğunu anlamak, geleceğe dair stratejiler belirlemede kritik öneme sahiptir” ifadelerini kullandı. Konuşmasında dönüşümün merkezinde her zaman insanın ve emeğin olması gerektiğini dile getiren Işıkhan, insan onurunu koruyarak, adil çalışma şartlarını sağlayarak ve çalışan haklarını güvence altına alarak bu dönüşümü yönlendirmeleri gerektiğinin altını çizdi. “Sendikal hareketlerin güçlenmeye devam etmesi gerekmektedir” Çalışma hayatındaki sosyal diyaloğun; kurumsal, kapsayıcı ve şeffaf biçimde işlemesinde önemli bir rol üstlenen sendikaları desteklediklerini hatırlatan Işıkhan, “Değişen iş yapısı ve çalışma koşulları karşısında, sendikal hareketlerin de güçlenmeye devam etmesi gerekmektedir. Değişen işgücü piyasalarının ve yeni iş modellerinin; sendikal örgütlenmeye etkilerinin tartışılması ve yeni modellerin geliştirilmesi kaçınılmazdır. Diğer yandan, istihdamın geleceği konusunda ise sadece işsizlik rakamlarına odaklanmak yeterli değildir. İstihdamın niteliği, güvencesi ve insana uygunluğu da göz önünde bulundurulmalıdır. İstihdam oluşturma politikaları, sadece iş ve işçi sayısını artırmakla kalmamalı, aynı zamanda kaliteli ve sürdürülebilir işlerin oluşturulmasını da hedeflemelidir” diye konuştu.