ÇEVRE - 09 Haziran 2021 Çarşamba 18:35

Kdz. Ereğli Belediyesi, denizden çöp çıkardı

A
A
A
Kdz. Ereğli Belediyesi, denizden çöp çıkardı

Zonguldak’ın Ereğli İlçe Belediyesi çevre duyarlılığına dikkat çekmek için Ereğli sahilinde dip temizliği yaptı.

Zonguldak’ın Ereğli İlçe Belediyesi çevre duyarlılığına dikkat çekmek için Ereğli sahilinde dip temizliği yaptı. Denizden çıkanlar görenleri şaşırttı.


Kdz. Ereğli Belediyesi Temizlik İşleri Müdürlüğü ve İtfaiye Müdürlüğü işbirliğinde 5-11 Haziran Çevre Koruma Haftası nedeniyle Ereğli sahilinde farkındalık etkinliği yapıldı, denizden çöp çıkarıldı.


Kdz. Ereğli Kaymakamı İsmail Çorumluoğlu, Belediye Başkanı Halil Posbıyık, belediye meclis üyeleri ve sınırlı sayıda vatandaşın katılımıyla yapılan etkinlikte İtfaiye Müdürlüğü Su Altı ve Su Üstü Arama ve Kurtarma Ekibi dalgıçları tarafından yarım saat süreyle deniz dibi temizliği yapıldı. Dalgıçların su yüzüne çıkardığı çöp çeşitliği hayretler uyandırdı. Lastikten, lavaboya, bira şişelerinden hurda atıklara kadar insan eliyle denize ulaşan çöpleri gören Kaymakam Çorumluoğlu ve Belediye Başkanı Halil Posbıyık, Ereğli halkını çevreye duyarlılık konusunda daha dikkatli olmaya çağırdı.



“Ereğli sınırlarında müsilaj görülmedi”


Kdz. Ereğli Kaymakamı İsmail Çorumluoğlu, son günlerde Marmara Denizi’nde yaşanan müsilaj sorununun Ereğli sınırları dahilinde görülmediğini belirtti. Çorumluoğlu, “Bu hafta çevre haftası. Özellikle Marmara Denizi’ndeki müsilaj hadisesinden sonra çevreye duyarlılık bir kat daha arttı. Çocuklarımıza miras bırakma anlamında hep eser, şunu bunu konuşuyorduk ama anladık ki çocuklarımıza bırakabileceğimiz en iyi miraslardan bir tanesi güzel bir çevre olmalı. Burada Belediye Başkanımızın beraberindeki çalışma arkadaşlarıyla bu temizliği yapmaları son derece önemli. Asıl konu çevreyi kirletmemek. Bu, vatandaşlarımıza bağlı. Vatandaş denize attıktan sonra biz çıkartmaya uğraşacağımıza vatandaş hiç denize atmasın. İdareciliğe başladığımız yıllarda sanayi ne olursa olsun gelsin diye düşünüyorduk. Şimdi OSB’ye yapılacak bir yatırımın önce çevreye zarar verip vermeyeceğine bakıyoruz. Eskiden istihdama bakardık. Şu anda Marmara Denizi’ni istila etmiş olan müsilaj ümit ediyorum ki Karadeniz’e ve Ege Denizi’ne inmez. Şu ana kadar Ereğli sınırlarında biz müsilaj görmedik. Duyarlılığımız devam ediyor. İnşallah bu bölgede görmeyiz. Köylerimizde maalesef yol üzerlerine çöp dökülmesini engelleyemedik. Çöp konteynırlarını ve araçları artırmamıza rağmen hala vatandaşlarımız yol üzerine çöp döküyor. Bu konuda bir kez daha uyarıda bulunuyorum. Çevreye karşı işlenen suçlarda kesinlikle affımız olmayacak. Çocuklarımızın hakkını yemeye kimsenin hakkı yok. Belediyemizin yapmış olduğu çevreye duyarlı bu çalışmasından dolayı başkan bey ve arkadaşlarına teşekkür ediyorum.”



“İklim Değişikliği Ve Kirlilik Hayatı Kötüye Götürüyor”


Ereğli Belediyesi olarak ‘Deniz, hava ve toprak kirliliği’ konusunda duyarlı olmaya devam edeceklerini söyleyen Kdz. Ereğli Belediye Başkanı Halil Posbıyık, iklim değişikliğinin ve kirliliğin hayatı kötüye doğru götürdüğüne dikkat çekti. Posbıyık konuşmasında, “Kirlilik konusunda sadece denizdeki değil, havadaki kirliliğe ve topraktaki kirliliğe Ereğli Belediyesi olarak duyarlı davranıyoruz. Bu konuda zaman zaman haykırdığımız da oluyor. Çevre temizliği bizim için çok önemli. Köseağzı’na ve Kireçlik’e yapılması düşünülen termik santralleri zamanında hep birlikte engelledik. Hala mücadelemiz devam ediyor. Çevre konusu sadece Ereğli Belediyesi’nin konusu değil, bütün devletlerin, Birleşmiş Milletler’in, sivil toplum kuruluşlarının, belediyelerin, bireylerin bu konuya dikkat etmesi gerekiyor. İklim değişikliği ve kirlilik hayatı kötüye doğru götürüyor. Arkadan gelen nesle, çocuklarımıza kötü bir ortam bırakmamak için elimizden geleni yapmalıyız. Bireylerin de bu konuda dikkatli olması lazım. Denizden çıkan çöpleri görüyoruz. Motosiklet arıza yapıyor kullanmıyorlar, denize atıyorlar, bira şişesini atıyorlar, birçok çöp denizden çıkıyor. Bunlara dikkat edelim. Deniz, hava her şeyimiz. Daha fazla duyarlılığımızın olması için bu etkinlikleri yapıyoruz. Hep beraber daha titiz bir şekilde yolumuza devam edelim.”


Temizlik İşleri Müdürü Sezgin Okumuş konuşmasında şu ifadelere yer verdi:


“5-11 Haziran çevre Koruma Haftası ile ilgili özellikle deniz kirliliğine dikkat çekmek için bu etkinliği düzenledik. Belen Sanayi girişinde 1. Sınıf Atık Toplama Merkezi’miz bulunuyor. Bu merkezi Türkiye’de ilk kuran belediyelerden biriyiz. Atık Getirme Merkezi’nde evsel atıkları topluyoruz. 14 çeşit atık toplanıyor. Kağıt, karton, plastik ambalajlar, metal atıklar, cam ambalajlar, ahşap ambalajlar, tekstil ürünü ambalaj atıkları, piller, florasan lambalar, kloroflorokarbon atıklar, toksit atıklar, sıvı ve katı yağlar, lastikler ve evlerden kaynaklanan tehlikeli atıklar toplanmaktadır. Bunları lisanslı nakliye firmaları tarafından Ereğli dışına bertaraf tesislerine gönderiyoruz. Geri dönüşebilir atıklar da geri dönüşüm tesislerine gönderilmektedir.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Çorum Nörolojik hastalıkları elektrik uyarısıyla tedavi eden cihaz geliştirildi Hitit Üniversitesinde yürütülen proje ile nörolojik hastalıkları elektrik uyarısıyla tedavi edebilen cihaz geliştirildi. Hitit Üniversitesi Tıp Fakültesi Doktor Öğretim Üyesi Güven Akçay, nörolojik hastalıkları ilaçsız tedavi edebilmek amacıyla çalışma başlattı. Makine ve İmalat Teknolojileri alanında desteklenen proje çerçevesinde hastaları ilaçların toksik doz ve yan etkisine maruz kalmadan tedavi edebilecek yerli ve milli cihaz üretildi. Cihazın geliştirilmesi için yürütülen çalışmalarda Hitit Üniversitesi Mühendislik Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Mehmet Fatih Işık ve Doktor Öğretim Üyesi Serkan Dişlitaş yer aldı. Doktor Öğretim Üyesi Güven Akçay, geliştirdikleri cihaz ile beyne her hangi bir cerrahi operasyon yapılmadan beyindeki oluşacak olan elektrik uyarısıyla nörolojik rahatsızlıkları tedavi etmeyi amaçladıklarını söyledi. Nöromodülasyon (sinir dokularının yeniden düzenlenmesi) yönteminde 1950’li yıllardan itibaren ses, elektrik uyarısı ve manyetik uyarılardan faydalanmaya başlandığını ifade eden Akçay, bu tedavi yönteminin invaziv ve non-invaziv olarak iki şekle ayrıldığını kaydetti. Akçay, non-invaziv (kesi yapılmadan) olarak adlandırılan; beyne her hangi bir cerrahi operasyon yapılmayan tedavi yönteminde beyinde oluşacak elektrik uyarısıyla tedavinin amaçlandığını belirterek 2000’li yıllardan sonra bu tedavi yönteminin klinikte yer almaya başladığını ifade etti. “Beyine elektrik uyarısı vererek tedavinin gerçekleştirilmesini hedefliyoruz” Geliştirdikleri cihaz ile beyne elektrik uyarısı vererek tedavinin gerçekleştirilmesinin hedeflendiğine dikkat çeken Akçay, şunları söyledi: “Beyne elektrik uyarısı vererek yapacağımız bu tedavi yöntemini diğer tedavi yöntemleriyle kıyasladığımız zaman; örneğin ilaçlarda toksik doz veya yan etkisi gibi durumlar olurken bu tedavi yönteminde ise yan etkisi diğerlerine göre neredeyse yok denecek kadar çok az olup avantajları, tedavi etkinliği daha yüksektir. Klinik çalışmalara daha fazla ihtiyaç olduğundan dolayı ekibimizin geliştirmiş olduğu cihazla yapılan tedavi yönteminin preklinik çalışmaları tamamlanmış olup şimdi ki aşamalarımızda ise klinikteki çalışmalarımızı özellikle epilepsi, nöropatik hastalarında Hitit Üniversitesi Tıp Fakültesi Doktor Öğretim Üyesi Sinan Eliaçık hocamız ile uygulamayı amaçlamaktayız.” Yurt dışına göre 50 kat daha az maliyetle üretebiliyoruz Geliştirilen cihazın tamamen yerli ve milli olduğunu vurgulayan Akçay, “Yurt dışında üretilen cihazların Türkiye’ye maliyeti ortalama 30 bin dolar civarında. Yerli üretim olanlarda ise yaklaşık maliyet 5-6 bin dolar civarında. Biz ise cihazı yurt dışına göre 50 kat daha az maliyetle üretebiliyoruz. Yapmış olduğumuz cihazı diğerlerinden farklı olacak şekilde ürettik. Sabit bir akım vermek yerine beyindeki elektrik direnci ve kafa direnci ölçülerek bu dirence uygun olan yani tedavideki etkin ilaç diye tabir edebileceğimiz gerçek elektrik değerini verip beyne modüle ederek hastalarımızın tedavisini amaçlıyoruz. Böylelikle sabit bir tedavi değil bireye özgü elektrik uyarısı vererek tedavi hedeflenmiş oluyor. Bu amaçla da tedavinin etkinliği daha da arttırmayı sağlamış oluyoruz.” diye konuştu.
Denizli PAÜ Hukuk Fakültesinde ‘Meclis Simülasyonu’ etkinliği düzenlendi Pamukkale Üniversitesi (PAÜ) Hukuk Fakültesi ve Hukuk Topluluğu tarafından öğrencilerin yasama faaliyetini deneyimledikleri ve yasa yapım sürecine tanık oldukları, hoşgörü ve uzlaşma ortamında ideal meclisin nasıl gerçekleşeceğini görüp, pratikte uygulayabildikleri bir etkinlik olan Meclis Simülasyonu etkinliği düzenledi. 3-6 Mayıs tarihleri arasında gerçekleşecek olan ve Denizli’de ilk kez düzenlenen Pamukkale Üniversitesi Meclis simülasyonu etkinliği Eğitim Fakültesi Melek Sözkesen Konferans Salonu’nda gerçekleşen açılış töreni ile başladı. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından program açılış konuşmaları ile devam etti. Adalet Demokrasi ve Hukuk Orjinli Çalışmalar (ADHOC) Derneği Koordinatörü Şebboy Deren Güçlü yaptığı konuşmada şunları söyledi: “Burada Pamukkale Üniversitesi ekibine baktığımda 5-6 aylık inanılmaz bir organizasyon sonucunda gerek divan üyeleri olsun gerek akademi ekibi organizasyon ekibimiz olsun, sponsorluk ekibimiz olsun gerçekten çok güzel bir çalışma ortaya koydular ve gerçekten çok güzel de bir organizasyon ortaya çıkaracaklar. Önümüzdeki dört gün boyunca bunu deneyimliyor olacaksınız. Dilerim ki gerçekten çok güzel bir şekilde eğlenirsiniz ve keyif alırsınız demek istiyorum. Burada dört gün boyunca hepiniz milletvekili olacaksınız. Farklı farklı partileri temsil edeceksiniz. Ancak burada unutmamız gereken bir şey var ki hiçbirimiz birbirimizi kırmadan gerçekten dostluk çerçevesinde hep beraber tanışarak ve keyifli vakit geçirerek buradaki arkadaşlığımızın baki kalacağını umut ederek ve olmasını sağlayarak da keyifli vakitler geçirmenizi istiyorum. Lütfen birbirinizi genel kurulda olsun komisyonlarda olsun birer parti için kırmayın. Gerçekten çok güzel bir organizasyona imza atılacağına eminim. Şimdiden herkese keyifli bir yasama dönemi diliyorum.” “Bu simülasyonda öğrencilerimiz, kanun tekliflerini inceleyecek, tartışacak, fikir alışverişi yapacak ve yasamanın işlevini öğrenecektir.” Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hülya Kabakçı Karadeniz yaptığı konuşmada şunları ifade etti: “Hukuk fakültesi olarak amacımız, Evrensel hukuk ilkelerini ve insan haklarını benimseyerek, hukuki sorunları teorik ve pratik anlamda çözme yetkinliğine sahip hukukçular yetiştirmektir. Bu nedenle meclis simülasyonu çok önemlidir. Bu simülasyonda öğrencilerimiz, kanun tekliflerini inceleyecek, tartışacak, fikir alışverişi yapacak ve yasamanın İşlevini öğrenecektir. Öğrencilerimizin yasama faaliyetlerinde bizzat bulunmalar ve etkin rol almaları, fikirlerini özgür bir şekilde dile getirmeleri önemlidir. Meclis simülasyonu etkinliğinde farklı fakültelerden milletvekilleri ver almaktadır. Ancak sunu da belirtmeliyim ki hukukçuların milletvekilliğine ilgisi fazladır. 28. Dönem Milletvekillerinin Meslekleri incelendiğinde; TBMM’de en fazla iş insanı, avukat ve akademisyenin yer aldığı görülmektedir. Milletvekillerinin %20’sinin hukukçu olması bu ilginin kanıtıdır. Gerek Öğrenci Topluluklarımız gerekse Dekanlığımız yıl içinde sayısız akademik, sosyal, kültürel ve benzeri alanlarda çalıştay, panel, eğitim, konferanslar ve geziler düzenlenmektedir. Fakültemizin gerçekleştirdiği eğitim faaliyetleri ve başarılı etkinlikler, üniversite ve eğitime katkı veren ilgili kamu kurum ve kuruluşların, Rektörlüğümüz ve Denizli Barosunun uyumlu iş birliği ve ortak çabanın sonucudur. Fakültemizin gerek daha iyi Fiziki alana kavuşması için gerekse akademik kadrolar noktasında verdikleri büyük destek ve etkinliklerimize gösterdiği ilgi için rektörümüz sayın Prof. Dr. Ahmet Kutluhan’a, teşekkür ederim. Hukuk Topluluğu Danışmanı Öğr. Üyesi Fatih, Yurtlu’ya ve Hukuk Topluluğu öğrencilerine böyle bir etkinliği düzenledikleri için teşekkür ediyor ve meclis simülasyonunun verimli geçmesini diliyorum.” Pamukkale Kaymakamı Uğur Bulut yaptığı konuşmada şunları dile getirdi: “Hukuk fakültelerindeki kaliteli eğitimin kamu yönetimine etkisini bizzat meslek itibariyle gören bir durumdayız. Kaliteli hâkim ve savcı yargı kararlarını okurken bizlerin içini açıyor. Yine, avukatlık hizmetinde verilen kaliteli bir hukuk eğitiminin de toplum yaşamından adaletin tecellisine katkısı hiçbir zaman yadırganamaz. Bu faaliyetin düzenlenmesinde emeği geçen tüm öğretim üyelerimizi ve öğrencilerimizi tebrik ediyorum.” “Demokrasi dediğimiz şey gerçekten meclisten geçmekte” Rektör Prof. Dr. Ahmet Kutluhan yaptığı konuşmada şunları kaydetti: “Pamukkale Üniversitesi, son akreditasyonla 208 üniversiteden 70 üniversitenin arasına girmiştir. Bu gurur, üniversitemizdeki tüm akademik-idari personelinin ve tüm öğrencilerinin katkısı ile olmuştur. Ben bu süreçte emeği geçen herkese çok teşekkür ediyorum. Akreditasyon, Yükseköğretim Kalite Kurulu’nun vermiş olduğu bir belge. Bu belge “Kurumsal Akreditasyon” belgesi. Bu belge ile Üniversitemiz, ÖSYM kılavuzunda akredite olan üniversiteler içerisinde yer almış oldu. Bu ne demek? Bu yarın Pamukkale Üniversitesi’nden alınan diplomalar, Avrupa ve Amerika geçerli demek. Dolayısıyla, böyle bir sevinci bu etkinlikte paylaşmak istedim. Çünkü Pamukkale Üniversitesi hak ettiği yer hali hazırda bulunduğu yer değil. Daha yükseklere çıkması gereken bir üniversite. Çünkü Denizli, Türkiye’de ilk onda yer alıyor, Pamukkale Üniversitesi ilk onda yer alması abartılı olur diyorum, yirminci sırayı kollaması gerekiyor. Bunun için biz elimizden geleni yapacağız ama geleceğimiz olan bu gençler belki bu yirmili sıraları bizlere gösterirler. Çünkü yapmış oldukları etkinlikler gerçekten muhteşem. Ben, üniversitemizin öğrenci toplulukları ile çok gurur duyuyorum. Topluluklarla buluşalım dediğimizde hemen buluşabiliyoruz. Topluluk başkanları geliyor, yardımcıları geliyor. Bu bizim çok aktif bir üniversite olduğumuzu ve öğrencilerimizin çok bilinçli olduğunu gösteriyor. Şimdi mesela, Filistin yürüyüşü yapacağız. Dün yirmi iki topluluk hemen geldi iki saat içerisinde geldiler ve neler yapacağımızı beraber konuştuk. Ben çok gurur duyuyorum. Demek ki öğrencilerimiz şu andaki Pamukkale Üniversitesi’nin seviyesinden memnun değiller. Onların bu yapmış oldukları çalışmalar inşallah Üniversitemizi ilk yirmilere çıkaracak ve bizler de onlarla gurur duyacağız. Demokrasi dediğimiz şey gerçekten meclisten geçmekte. Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir sözüyle kendini tescil etmiş bir kurumdur TBMM. TBMM Milli Mücadele kahramanı olduğu gibi 15 Temmuz’un da kahramanıdır. TBMM ile gurur duyuyorum, ebediyen var olsun diyorum. Diğer taraftan küçük bir anımı paylaşayım. 1996’da Amerika’ya gittim. Tabi Amerika’da gittiğimiz yerde ormanlık alanlar, şehirle doğa ile bir bütün halindeydi. Bana dediler ki: Hocam, burada yanına sincaplar gelir oturur bir şey yapma onlara. Bunlara bir şey yapmanın çok büyük cezaları vardır. Nasıl bir özgür dünyaymış burası dedim. Gerçekten hayran olmamak elde değil ama son zamanlarda gördüğümüz gibi şu anda yaşanan Amerikan üniversitelerde Filistin mitinglerinin nasıl bir karşılık bulduğunu da hepimiz gözler önünde seyrediyoruz. Bu durum, demokrasinin de yine her yerde her zaman aynı olmadığını da bize göstermiş oldu. Dolayısıyla, milletler kendi varlıklarını koruyabilmek için devletlerin idamesini sağlayabilmek için ciddi kararlar alabilmekteler” Açılış konuşmalarının ardından program, milletvekili yeminlerini gerçekleştirmek üzere simülasyonun divan başkanı PAÜ öğrencisi Aleyna Ece Sönmez’in, tüm milletvekilleri ile birlikte ettiği yemin ile sona erdi. Etkinliğin devamında program sergi salonunun gezilmesi ile sona erdi.