- 18 Ocak 2021 Pazartesi 09:11

8 yaşındaki Erva’nın sağlık çalışanı olan annesine yazdığı mektup birincilik getirdi

A
A
A
8 yaşındaki Erva’nın sağlık çalışanı olan annesine yazdığı mektup birincilik getirdi

Zonguldak’ın Çaycuma ilçesinde annesi sağlık çalışanı olan 8 yaşındaki Erva, yazdığı duygu yüklü mektubu ile birincilik ödülünün sahibi oldu.

Zonguldak’ın Çaycuma ilçesinde annesi sağlık çalışanı olan 8 yaşındaki Erva, yazdığı duygu yüklü mektubu ile birincilik ödülünün sahibi oldu.


İlçede yaşayan ikinci sınıf öğrencisi 8 yaşındaki Erva Nazen Şeker, Çaycuma Devlet Hastanesinde yoğun bakım ünitesinde çalışan annesine ve onunla birlikte çalışan sağlık çalışanlarına mektup yazdı. Sağlık Bakanlığı ve Milli Eğitim Bakanlığının işbirliği ile düzenlenen ve okulda duyurusu yapılan "Sağlık Çalışanlarına Vefa" konulu mektup yarışmasına katılan Erva; çocuk Çaycuma ’da birinci oldu. Akabinde il çapındaki yarışmaya hak kazanan Erva Nazen Şeker, Zonguldak’ta da birincilik ödülünü elde etti.


Bülent ve Ayda çiftinin küçük kızı Erva Nazen Şeker, küçük yüreğinde ki duygularını şöyle aktardı;


"Sağlık çalışanlarının iyi melekler olduğuna ve onlara vefa borcumuzu ödemek için bu mektubu yazmaya karar verdim. Ayrıca annem sağlık çalışanı olduğundan neler hissettiğimi dile getirmek istedim ve yarışmaya katıldım. Çaycuma’da birinci oldum. Aynı mektubumla Zonguldak’ta da güzel bir başarı sergileyerek birinci oldum ve bu plaketi almaya hak kazandım. Mektubumda korona virüs sürecinde nasıl zorluklar yaşadığımızı bahsettim. Özellikle annem ile benim yaşadığım zorlu süreci bahsettim. Ailemden 4 ay uzak kaldım. Okullar açıldığı zaman sağlık çalışanları için vefa konulu mektup yarışması olduğunu duydum. Ve ben bu kadar şeyi yaşadığım için yarışmaya katılmaya karar verdim."


Yazdığı duygu yüklü mektupla dikkatlerini üzerine çeken Erva, bununla yetinmeyip babasıyla senaryo yazmaya karar verdi. Biten senaryonun satışından elde edilen geliri sağlık çalışanlarına aktaracaklarını belirten Erva, "Televizyonlarda hep sağlık çalışanlarının ölüm haberini duyuyordum. Aklıma ben gibi sağlık çalışanlarının çocukları geldi ve babamı ikna ederek bir senaryo yazdık. Eğer senaryomuz satılırsa buradan gelecek parayı sağlık çalışanlarına bağışlayacağız" .


Baba Bülent Şeker de pandemi döneminde 15 yıl önce yardımına koştuğu lösemili genç için yapılan mücadeleyi anlatan dram tarzında bir film senaryosu yazdıklarını ayrıca diziye de uyarlanabilecek alt başlıklara sahip olduğunu belirtti. Baba Şeker, "Kendi adımıza hiçbir maddi beklentimiz yok. Erva empati yapabilen bir çocuk. Devamlı hayatını kaybeden sağlık çalışanlarının çocuklarının yerine kendisini koyup onlar ne olacak şimdi diye sorular soruyor. Yarışma için mektubunu yazarken tatlı tatlı sırnaşıp baba sağlık çalışanlarının yakınlarına bağışlayalım mı senaryoyu diye bir isteği oldu. Bir nebzede olsa kaybettiğimiz sağlık çalışanlarına vefa borcumuzu ödemek için Erva ile beraber bir hayal kuralım dedik. Umarım hayalimize Sağlık Bakanımız TRT veya yapımcılar sahip çıkar. Kızımın da ileride çocuklarına gururla anlatabileceği bir hikayesi olur" ifadelerine yer verdi.


İşte o mektup:


"Günaydın Canım Anneciğim,


Biliyorum Covid-19 yoğun bakımdasın. Telefonlarıma yine cevap veremiyorsun. Bulunduğun ortamın olumsuzluklarını birazcık olsun hafifletmek için bu mektubu sana yazıyorum. Umarım okursun, sana moral olurum. Anneciğim, bana arkadaşlarınla  çektirdiğin uzaylı görünümlü fotoğrafı göndermişsin. Babam ile iddiaya girdik. O seni tanıyamadı. Ben ise bana o şefkatle bakan gözlerinden tanıdım seni. O bakışlar duygu yüklüydü. Korku ve endişe vardı içinde. Hatırlar mısın? Covid ilk başladığında eve geldin dokunsam ağlayacaktın. Anne neden o güzel yüzün asık diye sormuştum. Sana doğru sarılmak için koşmuştum, bana yaklaşma dedin. Yemek masasında maske takıyordun. İkimiz de birbirimize üzüntümüzü göstermemeye çalışıyorduk. Bana bir şeyler anlatmaya çalışıyordun ama ben sadece senin güzel sesini duyuyordum. Kelimelerin hiçbir anlamı yoktu benim için. O gece çok düşündüm beni sevmiyorsun düşündüm. Önce kendinden sonra evimden uzaklaştırdın beni. En azından eğitimimden uzaklaşmadım. Senden uzakken sana yaptığım resimleri atıyordum. Sen bana neden resimde ağız ve burun yok neden hep maskeli çiziyorsun diye sordun. Bende senin o melek yüzünü göremiyorsam hiç kimsenin yüzünü görmek istemiyorum, dedim. Her gün halama geleceğin saati dört gözle bekliyordum. Geldiğinde gözlerin hep dolu dolu oluyordu. Bana belli etmemeye çalışıyordun ama ben kalbinin sesini duyabiliyordum. Sen üzülme anne bunların hepsi beni korumak içindi.


Anneciğim, her gün sağlıkçıların ölüm haberlerini duyuyorum. Bizi bırakıp sonsuz uykuya yatacaksın diye çok korkuyordum. Senin adaşın Ayda bebek ümitlerin bittiği anda kurtulmuştu. Sen de Ayda Hemşire olarak ümitsizliğe kapılan bir sürü insana yardımcı olacaksın. Bu hastalığın biteceği günü, sana sımsıkı sarılacağım anı sabırsızlıkla bekliyorum. Anne, biliyor musun? Bugün moralim çok bozuldu. Mahalleden arkadaşlarım ile oyun oynayamıyorum artık. Herkes benden kaçıyor onun annesi hemşire onda korona var, o hemşirenin kızı diyorlar. Adımı bile söylemiyorlar. Hemşirenin kızı kaldı adım ama olsun ben böyle vefalı bir annenin hemşire kızı olmaktan gurur duyuyorum. Babam seni aratmamaya çalışıyor bana. Anne biliyor musun iki öpücük bir kucaklama ile babamı kandırdım. Lösemili genç için yazdığı film senaryosunu korona virüsten ölen sağlık çalışanlarına bağışlayacak. Babam hayalleri olmalı insanın diyor. Biz de bir hayal kurduk babamla, İnşallah senaryomuz filme dönüşür. En azından kaybettiğimiz sağlık çalışanlarına ve de borcumuzu öder anılarda yaşatırız onları. Anne sana moral olmak için mektubumu yazmıştım ama başaramadım sanırım. Şunu anladım ki sadece siz değil bizlerde sağlık çalışanlarının ailesi olarak fedakarlık yapmak zorundayız. Biliyorum bu günler mutlaka geçecek. Yanındaki iş arkadaşlarına selam söylüyorum, onları da çok seviyorum. Sizler verdiğiniz mücadele ile sadece bir gün değil ömür boyu alkışı hak ediyorsunuz. İyi ki varsınız, bizim kahramanımızsınız ve hep öyle kalacaksınız."

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara HÜRJET’in Test Pilotu Orhan Boran, Dünya Pilotlar Günü dolayısıyla konuştu HÜRJET’in Test Pilotu Orhan Boran Dünya Pilotlar Günü dolayısıyla konuştu. Boran, “HÜRJET’in ilk uçuşunu yaptığım zaman bacaklarımın heyecandan titrediğini hatırlıyorum” dedi. Türkiye’nin ilk jet motorlu uçağı olan HÜRJET’in test pilotlarından Orhan Boran, 26 Nisan Dünya Pilotlar günü kapsamında İhlas Haber Ajansı (İHA) muhabirine özel açıklamalarda bulundu. HÜRJET’in ilk uçuş anlarında neler yaşadığını aktaran Boran, test pilotluğunun önemine de dikkati çekti. “Şimdi bu sonuçları biz yazıyoruz” Test pilotluğuna geçiş sürecini anlatan Orhan Boran 2021 yılından bu yana TUSAŞ’ta test pilotu olarak görev yaptığını belirterek, “Pilotluk mesleği genel olarak disiplin isteyen bir meslek. Sürekli konsantre olmak zorundasınız, dikkatli olmak zorundasınız. Hata yapma şansınız çok fazla olmayabiliyor. Test pilotluğu özelinde ayrı bir eğitim gerektiriyor. Yıllarca operasyonel pilot olarak görev yaptık. Fakat TUSAŞ’ta ilk test pilotu olarak görev yapmaya başladığımızda ön şartlardan bir tanesi test pilotluğu eğitimi almamızdı. Bunun için şirketimiz 1 yıl süren kategori 1 test pilotluğu kursuna gönderdi. Oradaki eğitimimizi tamamladıktan sonra 2022 yılında tekrar döndükten sonra HÜRJET’e geliştirme safhasında yerdeki işlerinde, simülatörlerinde, motor çalıştırma ve taksi faaliyetlerinde görev aldım. Test pilotu olarak aslında daha önce hiç uçmamış bir uçağın, neler yapacağını bilmediğiniz bir uçağın, farklı dinamikleri olan bir uçağı test ediyorsunuz. Biz yıllarca bize hangi uçak geldiyse, hangi uçakla uçmamız istendiyse o uçaklarla uçtuk. Bunların hepsinin testleri yapılmıştı, sonuçları biliniyordu. Şimdi bu sonuçları biz yazıyoruz. İnşallah Hava Kuvvetleri envanterine de sonuçlarından emin olarak vermeyi planlıyoruz” ifadelerini kullandı. “HÜRJET’in ilk uçuşunu yaptığım zaman bacaklarımın heyecandan titrediğini hatırlıyorum” HÜRJET’in ile gerçekleştirdiği ilk uçuştan bahseden Boran, “HÜRJET’i takip uçağındayken gördüm. Tabi ayrı bir gurur. Şirketteki herkesin gözleri doldu. Çünkü Türkiye’nin ilk milli jet uçağıydı. Onun bu denli stabil uçması görmek, yer testleriyle birebir örtüştüğünü görmek çok güzeldi. Daha sonra kendim ilk uçuşu yaptığımda o bambaşka bir heyecan. 2000 yılında ilk yaptığım uçuşu hatırlarım. Bir de HÜRJET’in ilk uçuşunu yaptığım zaman bacaklarımın heyecandan titrediğini hatırlıyorum. Büyük bir sorumluluğun üzerimizde olduğunu biliyorum. Gerçekten Türkiye’nin ürettiği ilk milli jetle uçmanın apayrı bir gurur olduğunu söyleyebilirim. Bununla alakalı söylenecek en güzel söz ‘İstikbal göklerdedir’ sözü” diye konuştu.
Ankara GÖKBEY’in Test Pilotu Arif Ateş, Dünya Pilotlar Günü dolayısıyla konuştu GÖKBEY’in Test Pilotu Arif Ateş, Dünya Pilotlar Günü dolayısıyla konuştu. Ateş, “Helikopter uçaktan çok farklı, size çok daha fazla keyif verir” dedi. Türkiye’nin pek çok alanda helikopter ihtiyacını karşılamak amacıyla üretilen GÖKBEY’in test pilotu Arif Ateş, 26 Nisan Dünya Pilotlar günü kapsamında İhlas Haber Ajansı (İHA) muhabirine özel açıklamalarda bulundu. Helikopter pilotluğunun detaylarını aktaran Bayram, helikopterle uçmanın uçağa göre daha keyif verdiğini söyledi. “Tasarıma uygun şekilde oldukça iyi bir platform olduğunu gördük” TUSAŞ’da Döner Kanat Uçuş Test ve Eğitim Müdürü olarak görev yapan test pilot Arif Ateş, GÖKBEY’in ilk uçuşunu 6 Eylül 2018’de gerçekleştirdiğini belirterek, “Bütün dünyada hava araçlarının ilk uçuşları çok önemlidir, çok kritiktir. Çünkü tasarlanan ve üretilen hava aracının gerçek çevresel koşullarda tasarlandırıldığı ve üretildiği gibi uçuyor mu, uçabiliyor mu, uçamıyor mu? Bunun testini gerçekleştiriyoruz. Oldukça heyecan vericiydi ve çok başarılı, son derece beklendiği gibi tasarıma uygun şekilde oldukça iyi bir platform olduğunu gördük” ifadelerini kullandı. “Yakın zamanda teslimatlara başlayacağız” İlk uçuşun öncesinde simülatör üzerinde testler gerçekleştirildiğini belirten GÖKBEY’in Test Pilotu Arif Ateş, “Çok çeşitli bölgelerde 4 tane helikopterimizle; Adana, Erzurum en Kocaeli’nde ve TUSAŞ’ta burada olmak üzere testler gerçekleştirdik. En kritik testleri tamamladık. Şu ana kadar bin saatin üzerine bir uçuş gerçekleştirdik. Yakın zamanda da kısmetse ilk olarak Jandarma Genel Komutanlığımız olmak üzere teslimatlara başlayacağız” diye konuştu. “Benim hayalim helikopter pilotu olmaktı” Helikopter pilotluğuna nasıl başladığını anlatan GÖKBEY test pilotu Arif Ateş, “Benim hayalim helikopter pilotu olmaktı. Gerçi pilot ve hava aracı denince uçak akla geliyor ama ben 1991 yılında Kara Harp okulundan mezun olduktan sonra Kara Havacılık okulunda ilk sınıf okuluna başladığımda normalde kura ile yapılan uçak ve helikopter ayrımı o dönem isteğe göre yapılmıştı ve ben de helikopteri tercih etmiştim. Bu isteğim ve bu arzum doğrultusunda olacak ki kursu da birinci bitirmiştim. Dolayısıyla helikopteri olan sevgim beni bu noktalara getirdi” açıklamasında bulundu “Helikopter uçaktan çok farklı, size çok daha fazla keyif verir” Ateş konuşmasını şöyle sürdürdü: “Dolayısıyla helikopter uçaktan çok farklı, size çok daha fazla keyif verir. Alçak uçarsınız, arazinin yükseltilerine uyarak uçarsınız. Kendince farklı teknikleri vardır. Uzun yıllar silahlı kuvvetlerde de görev yapmış olmamdan dolayı hem genel maksat helikopterlerimiz hem de taarruz helikopterimiz halen de silahlı kuvvetlerimizin en önemli unsurlarıdır. Uçaklar nispeten çok daha yüksek irtifalarda uçarlar. Uçakların öncelikli görevi düşman uçaklarına, tehditlerine karşı veya uzak diğer sınır dışı daha uzak hedeflere angajman olurlarken helikopter çok daha yer birliklerinin yakınında onlara destek sağlamak maksadıyla kullanılır. Dolayısıyla bizler çok daha kara unsurlarımızla birlikte operasyon yaptığımız için onlarla birlikte daha iş birliği çerçevesinde görevlerimizi icra ediyoruz.” “Dünya Pilotlar Günü’nü kutluyorum” Tüm pilotların Dünya Pilotlar Günü’nü kutlayan Arif Ateş, “26 Nisan Dünya Pilotlar Günü bu çerçevede öncelikle Silahlı Kuvvetlerde vatan görevlerini icra eden pilotlarımız, hem helikopter hem uçak pilotlarımız aynı zamanda sivil camiada uçan, gerek özel uçan pilotlarımız ya da ticari olarak Airline’da, ulaştırmada, kargoda bir çok alanda havada görev yapan tüm pilotların Dünya Pilotlar Günü’nü kutluyorum" diye konuştu.
Aydın Öğrencilerin bilim projeleri sergilendi Aydın’ın Nazilli ilçesinde Nazilli Anadolu Lisesi Bilim Fuarı’nda 13 projeyi sergiledi. Nazilli’de 2023-2024 eğitim öğretim sezonunun ilk Bilim Fuarı Nazilli Anadolu Lisesi’nde açıldı. Okul karşısındaki kapalı pazar yerinde Okul Müdürü Zakir Tali’nin ev sahipliğinde gerçekleştirilen fuarın açılış törenine Nazilli Kaymakamı Sedat Sırrı Arısoy, İl Milli Eğitim Müdür Yardımcısı Mehmet Atay, İlçe Milli Eğitim Müdürü İsmail Şimşek, okul müdürleri, veliler ve öğrenciler katıldı. 13 proje sergilendi Nazilli Anadolu Lisesi danışman öğretmen ve öğrenciler tarafından bu yılın teması olan; Kültürel Miras, Çevre ve Çevreyi Koruma ve Sürdürülebilir Şehirler ve Toplumlar konuları içeren 5’i tasarım ve 3 tanesi inceleme olmak üzere toplam 13 proje yer aldı. Proje koordinatörlüğünü İngilizce Öğretmeni Aydın İmrak’ın yaptığı bilim fuarında 13 öğretmen ve 45 öğrenci görev aldı. Ziyaretçilere projeler anlatıldı Açılışta konuşan Okul Müdürü Zakir Tali, fuarda emeği geçen öğretmen ve öğrencilere ve açılışta kendilerini yalnız bırakmayan protokol üyelerine teşekkür etti. Açılış kurdelesi kesimi öncesi de Kaymakam Sedat Sırrı Arısoy, bilim fuarlarının çok önemli olduğuna dikkat çekerek hayırlı olması dilekleriyle kurdeleyi kesti. Ardından stantları gezen Kaymakam Arısoy ve beraberindekiler sorumlu öğretmenler ve öğrencilerden bilgi aldılar. Fuarda sergilenen halk oyunları ve yakın döğüş tekniklerinin sergilendiği gösteriler ise heyecanla izlendi.
Ankara ANKA-III Test pilotu İbrahim Bayram: “Testlerine devam ediyoruz, başarılı gidiyor” ANKA-III’ün test pilotu İbrahim Bayram, testlerin başarılı olduğunu belirterek, "Yakın zamanda inşallah hem Türkiye’deki silahlı kuvvetlerimize hem yurt dışına büyük oranda satacağımızı düşünüyoruz” dedi. Türkiye’nin savunma sanayii alanında önemli projelerinden birisi olan ANKA-III’ün test pilotu İbrahim Bayram, 26 Nisan Dünya Pilotlar Günü’nde İhlas Haber Ajansı (İHA) muhabirine özel açıklamalarda bulundu. İnsansız hava aracı pilotluğunun detaylarını anlatan Bayram, adeta ANKA-III’ün içindeymiş gibi uçtuklarını dile getirdi. “Testlerine devam ediyoruz, başarılı gidiyor” Pilot İbrahim Bayram, “ANKA-III aslında TUSAŞ’ın uzun yıllardır üzerinde çalıştığı ANKA, daha sonrasında Aksungur ve takibinde de ANKA-III olarak ortaya çıkardığı yeni bir ürün. Bütün diğer ürünlerde kazandığı tecrübenin üzerine katarak koyduğu son gelişmiş ürünümüz ve semalarda yerini almaya hazırlanıyor. Testlerine devam ediyoruz, başarılı gidiyor testler. Yakın zamanda inşallah hem Türkiye’deki silahlı kuvvetlerimize hem yurt dışına büyük oranda satacağımızı düşünüyoruz” dedi. “ANKA, Aksungur ve ANKA-III her üçü de sadece tek pilotla uçuşa müsait durumda” ANKA-III’ün ilk uçuşunda güvenlik önlemlerinin hat safhada olduğuna dikkati çeken Bayram, “Normal şartlar altında uçaklarımız ANKA, Aksungur ve ANKA-III her üçü de sadece tek pilotla uçuşa müsait durumda. Ancak biz buradaki test uçuşlarını da emniyet gerekçelerinden dolayı genelde iki test pilotuyla birlikte yapıyoruz. ANKA-III’ün ilk uçuşunda ise yine emniyeti arttırmak amaçlı ve çeşitli görevlerden dolayı da 4 tane test pilotuyla birlikte yaptık. İlk uçuşu olduğu için, çok önem verdiğimiz bir uçuş olduğu için 4 test pilotuyla birlikte yaptık. Hedefimiz şöyle; test uçuşlarında yavaş yavaş zarf açarak gidiyoruz. Dolayısıyla daha işin çok başındayız. Ama hızlı bir şekilde ilerleyerek kısa sürede ülkemizin güvenliğine katkı sağlayacak şekilde, semalarımızda görecek şekilde testlerimize devam ediyoruz” ifadelerini kullandı. “Uçağın içindeymişiz gibi uçağı kullanıyoruz” Adeta yerde uçtuklarını söyleyen Bayram, “Biz İHA pilotu olarak buradaki test pilotlarımızın tamamı insanlı uçaklarda da görev almış pilotlarız. Dolayısıyla hem insanlı hem de insansız uçaklarda tecrübemiz var. İnsansız hava aracı pilotunu da şöyle tarif edebilirim; aslında uçağın içindeymişiz gibi uçağı kullanıyoruz ama içinde değiliz. Sadece kokpitimiz yerde. Uçuşun fiziksel koşullarını yaşamıyoruz. Bunun dışındaki her şey hemen hemen normal pilotlukla aynı” diye konuştu. “Bütün pilotlarımızın Dünya Pilotlar Günü’nü kutlarım” Pilotlar Günü dolayısıyla bir mesaj da veren Bayram, “Bütün Türkiye’de ve dünyada havacılığa gönül vermiş bütün pilotlarımızın Dünya Pilotlar Günü’nü kutlarım. Umarım burada yaptığımız çalışmalar ülkemizin güvenliği, Türk milletinin bekası açısından istenilen noktalara gelir” dedi.