GENEL - 14 Eylül 2020 Pazartesi 16:42

Akgün, "Kimse bana çevreciliği öğretmeye kalkmasın"

A
A
A
Akgün, "Kimse bana çevreciliği öğretmeye kalkmasın"

Zonguldak’ın Kilimli ilçesine bağlı CHP’li Çatalağzı Belediye Başkanı Adnan Akgün, beldeye sağladığı katkılardan ötürü Eren Holding’e teşekkür etmesinin ardından kendisine yöneltilen eleştirilere çok sert cevap verdi.

Zonguldak’ın Kilimli ilçesine bağlı CHP’li Çatalağzı Belediye Başkanı Adnan Akgün, beldeye sağladığı katkılardan ötürü Eren Holding’e teşekkür etmesinin ardından kendisine yöneltilen eleştirilere çok sert cevap verdi. Adnan Akgün yaptığı basın açıklamasında ‘’Kimse şövalyecilik yapmasın. Bir takım kişilerin egolarını tatmin edecek diye doğru olandan vazgeçemem. Ben şerefsiz değilsem adaletli olmam lazım. Beldeye yeni santral yapımını önlemek için 15 kez Ankara’ya gittim. Ak Parti’li meclis üyelerim de yanımdaydı ama bugün sesi çıkanların hiç biri yoktu. Herkes haddini bilecek ve öyle konuşacak’’ dedi.


Çatalağzı Belediye Başkanı Adnan Akgün, açıklamasına şöyle devam etti:


"Ben 2014 yılında belediye başkanı olduğum zaman Çatalağzı’nda mevcut santraller vardı. Ben başkan olduktan sonra burada 3 tane daha santral yapılması için girişimler oldu. Biz 3 girişime de olmaması için tepki gösterdik. Ankara’ya gittik, mücadele ettik. En son geldiğimiz noktada ise Ömer ağzı plajımıza yapılacak olan termik santral iznini askıya aldırmayı başardık. Benim çizgim yine aynı çizgi. Bir megavat daha santral Çatalağzı’na yaptırtmam. Babam mezardan çıksa yine yaptırtmam. Ben Çatalağzı’na yeni santral yapılmaması için 15 kez Ankara’ya gittim ve beni eleştirenlerin hiçbirini orada görmedim. Bakın bu bir siyaset üstü mesele, sağlık bu. Benim Ak Partili meclis üyelerim geldiler ama onlar yoktu. Şimdi kolay, telefondan rahatça tak tak yazıyorsun, oh ne güzel ama sokağa çık bir tane adam bulamıyorsun. Sokağa çıkmak mangal gibi yürek ister. Tek saygı duyduğum, değer verdiğim, samimi bulduğum Berran Hanımdır. Berran Hanımın her türlü davranışında ve eleştirisinde samimi olduğuna inanıyorum. Diğerlerini pek de kaideye almıyorum. Kimse yalancı şövalyelik yapmasın."


"Belediyenin bir torba çimento alacak parası yok"


Makamının mazeret bildirme yeri olmadığını çözüm üretme yeri olduğunu kendisinin de çözüm üretmeye çalıştığını hatırlatan Akgün, "Bir gün bir vatandaş kapıdan içeri girdi. Üstü başı çamurdu. Param yok taksi tutamıyorum, ben buraya yürüyerek geldim. Halimi görmüyor musun? Benim suçum ne? Ben o yolun çamurunu çekmek zorunda mıyım dedi? Mevzu bahis yoldan bahsediyorum, çamur pislik içinde, o mahallede yaşayanlar var, okula gidip gelen çocuklar var. Yine aynı mahalleden bir vatandaş, suyu yokmuş, sular kesikmiş çünkü borular devamlı patlıyor, insanlar susuz kalıyor. Adam da haklı çünkü ben bu duruma çözüm bulmak zorundayım. Adam çamurda ve susuz. Vatandaş geliyor ’’Başkanım kaçak ocakta çalışıyorum, benim çocuğum yeni doğdu, sigortam yok, hiçbir şeyim yok, param da yok’’ dedi. Benden çare istiyor, yardım istiyor. Buna benzer bir sürü olay var. Ben o devasa yatırımları nasıl yapacağım, burada halk yaşıyor, bu halkın suçu ne? Ben mazeret bildirme yeri değilim, çözüm üretme yeriyim ve ben de çözüm üretmeye çalışıyorum" diye devam etti.


"Teşekkür etmeyeyim de ne yapayım"


Eren Enerji firması yetkililerine yolu yapmalarını söylediğini kendilerinin de yolu yaptığını ifade eden Başkan Adnan Akgün, şöyle devam etti:


"Belediyenin yerel yönetim olarak, bir torba çimento alacak parası yok. İşçiye zaten parayı zor yetiştiriyorum. Ben Belediye Başkanı olarak, firma yetkililerine söyledim. Bu yolu yapın dedim, yaptılar. Çünkü benim belediye bütçesi ile bu yolu yapma imkanım yok. Öyle bir param yok zaten, su borum patlaktı gelip değiştirdiler. O mahallelerde park yok, çamur içindeydi, gittiler parklar yaptılar, halı sahalar yaptılar, oyun grupları koydular, rica ettik işsiz gençleri işe aldılar. O hasta olan insanların çoğuna ben şahidim, 3.000 TL, 5.000 TL, 10.000 TL verdiler. Yukarıda Allah var. Ben yöneticiysem, herkesin hakkını teslim edeceğim. Ben de teşekkür ettim. Bu bizim geleneğimizde, göreneğimizde var, Allah razı olsun bu insanların işini gördünüz dedim. Ne var bunda? Gittim Santral Yetkililerine ‘’Santral ile bağlantısı olmayan, dağın başındaki bir mağara için destek istedim. Gerekli makineler ile 20 gün içinde orayı temizlettiler. Ben bugün orayı yapmaya kalksam, 250 ila 300 bin TL ama benim param yok, o adamlar bunu yaptı. Bunu yapmasaydı, vatandaş mağdur olacaktı, insanların evlerini su basacaktı. Şimdi iş çözüldü ama ben bu adama teşekkür etmeyeyim mi? Bu insanlar sıcak suyla evleri ısıtıyor. Ben de diyorum ki bunu yaygınlaştıralım ki insanlar daha da faydalansın. Ben ne diyeyim? Teşekkür etmeyeyim mi? Yani biz kurumla burada yaşayacağız. Santral yapmamak farklı bir şey, burada yaşamak farklı bir şey. Ben Belediye Başkanıyım. Kimse öyle işkembeden atmasın, gerçekler neyse onu konuşsun."


"Kardeşim asgari ücretle çalışıyor, evine de ben bakıyorum"


Kendi akrabalarından hiç kimsenin sanayi tesisinin içinde çalışmadığının altını çizen Akgün, "Benim de kardeşlerim var, yeğenlerim var, çoğu da işsiz ama sanayi tesisinin içinde benim bir tane akrabam çalışmıyor. Kendi öz kardeşim markette asgari ücretle çalışıyor. Evine de ben bakıyorum. Ben yakınlarımı santrale yerleştireyim diye başkan olmadım. Ama esas yönetenler, Çatalağzı’nın derin sorunları ile ilgilenmek yerine, yakınlarını işe aldırmak ile ilgileniyorlar. Ben yapamaz mıydım bunu? Benim makam arabam yok, kendi şahsi arabamı kullanıyorum. Belediye’ye para geldiği zaman, en az alan taşerondan başlayarak paralarını veriyorum. Kendimin 6 aydır maaş aldığım yok. Emekli maaşım ile geçinmeye çalışıyorum. Şunu demeye çalışıyorum; Ben bu koltuğa geldiysem, kendi kişisel beklentim ve egom için gelmedim. Halka hizmet etmek için, doğrular için, adalet için, hukuk için geldim. Gerçekleşen 7 seçimde, Çatalağzı’nda ki 7 mahallenin 6’sında birinci geldim ve her seferinde sadece bir mahallede 3. geldim. Eğer gerçekten siyasi baksaydım, o mahallede taş üstüne taş koydurmazdım ama öyle bir dünya yok çünkü insanlar mağdur" diye konuştu.


"Kimse bana çevrecilikten konuşmasın, gelsin karşımda konuşsun"


Vatandaşların mağduriyetiyle ilgilenmek gerektiğini söyleyen Akgün, "Şimdi biraz siyaset yapayım. Beni eleştirenlerin çoğu da sol kökenden gelir. Zaten solcuların iktidara gelmemesinin sebebi de bu. Ben solcuyum, kimse bana emekçilikten, çevrecilikten konuşmasın. Üstüme kimseyi konuşturmam. Öyle konuşmayla olmuyor hiçbir şey. Gelin burada parkta oynayan çocuğun mutluluğunu, çamurdan kurtulan insanların mutluluğunu görün. Onlar insan değil mi? Masa başından, görmeden, bilmeden, romantik şeylerle bu işler olmuyor. Vatandaşın evine gideceksin. Damından su akıyor, 2 tane sakat çocuk evde. Bu şekilde çok. Gittiniz mi yanlarına, oradan öyle yazın. İyi yazın. Ondan sonra ’Başkan tabuta girdi, şov yaptı.’Ne şovu yapmışım ben? Yine olsa yine girerim. Mezara da girerim. Biz buraya halkın değerleri için, halkın sağlığı için, halkın değerlerini savunmak için geldik. Halk bize güvenmiş, peşimizden gelmiş, şehir emini demiş, biz de gerekeni yapacağız. Biz doğru ne ise söylemeye devam edeceğiz" şeklinde sözlerini tamamladı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Aydın Öğrencilerin bilim projeleri sergilendi Aydın’ın Nazilli ilçesinde Nazilli Anadolu Lisesi Bilim Fuarı’nda 13 projeyi sergiledi. Nazilli’de 2023-2024 eğitim öğretim sezonunun ilk Bilim Fuarı Nazilli Anadolu Lisesi’nde açıldı. Okul karşısındaki kapalı pazar yerinde Okul Müdürü Zakir Tali’nin ev sahipliğinde gerçekleştirilen fuarın açılış törenine Nazilli Kaymakamı Sedat Sırrı Arısoy, İl Milli Eğitim Müdür Yardımcısı Mehmet Atay, İlçe Milli Eğitim Müdürü İsmail Şimşek, okul müdürleri, veliler ve öğrenciler katıldı. 13 proje sergilendi Nazilli Anadolu Lisesi danışman öğretmen ve öğrenciler tarafından bu yılın teması olan; Kültürel Miras, Çevre ve Çevreyi Koruma ve Sürdürülebilir Şehirler ve Toplumlar konuları içeren 5’i tasarım ve 3 tanesi inceleme olmak üzere toplam 13 proje yer aldı. Proje koordinatörlüğünü İngilizce Öğretmeni Aydın İmrak’ın yaptığı bilim fuarında 13 öğretmen ve 45 öğrenci görev aldı. Ziyaretçilere projeler anlatıldı Açılışta konuşan Okul Müdürü Zakir Tali, fuarda emeği geçen öğretmen ve öğrencilere ve açılışta kendilerini yalnız bırakmayan protokol üyelerine teşekkür etti. Açılış kurdelesi kesimi öncesi de Kaymakam Sedat Sırrı Arısoy, bilim fuarlarının çok önemli olduğuna dikkat çekerek hayırlı olması dilekleriyle kurdeleyi kesti. Ardından stantları gezen Kaymakam Arısoy ve beraberindekiler sorumlu öğretmenler ve öğrencilerden bilgi aldılar. Fuarda sergilenen halk oyunları ve yakın döğüş tekniklerinin sergilendiği gösteriler ise heyecanla izlendi.
Ankara ANKA-III Test pilotu İbrahim Bayram: “Testlerine devam ediyoruz, başarılı gidiyor” ANKA-III’ün test pilotu İbrahim Bayram, testlerin başarılı olduğunu belirterek, "Yakın zamanda inşallah hem Türkiye’deki silahlı kuvvetlerimize hem yurt dışına büyük oranda satacağımızı düşünüyoruz” dedi. Türkiye’nin savunma sanayii alanında önemli projelerinden birisi olan ANKA-III’ün test pilotu İbrahim Bayram, 26 Nisan Dünya Pilotlar Günü’nde İhlas Haber Ajansı (İHA) muhabirine özel açıklamalarda bulundu. İnsansız hava aracı pilotluğunun detaylarını anlatan Bayram, adeta ANKA-III’ün içindeymiş gibi uçtuklarını dile getirdi. “Testlerine devam ediyoruz, başarılı gidiyor” Pilot İbrahim Bayram, “ANKA-III aslında TUSAŞ’ın uzun yıllardır üzerinde çalıştığı ANKA, daha sonrasında Aksungur ve takibinde de ANKA-III olarak ortaya çıkardığı yeni bir ürün. Bütün diğer ürünlerde kazandığı tecrübenin üzerine katarak koyduğu son gelişmiş ürünümüz ve semalarda yerini almaya hazırlanıyor. Testlerine devam ediyoruz, başarılı gidiyor testler. Yakın zamanda inşallah hem Türkiye’deki silahlı kuvvetlerimize hem yurt dışına büyük oranda satacağımızı düşünüyoruz” dedi. “ANKA, Aksungur ve ANKA-III her üçü de sadece tek pilotla uçuşa müsait durumda” ANKA-III’ün ilk uçuşunda güvenlik önlemlerinin hat safhada olduğuna dikkati çeken Bayram, “Normal şartlar altında uçaklarımız ANKA, Aksungur ve ANKA-III her üçü de sadece tek pilotla uçuşa müsait durumda. Ancak biz buradaki test uçuşlarını da emniyet gerekçelerinden dolayı genelde iki test pilotuyla birlikte yapıyoruz. ANKA-III’ün ilk uçuşunda ise yine emniyeti arttırmak amaçlı ve çeşitli görevlerden dolayı da 4 tane test pilotuyla birlikte yaptık. İlk uçuşu olduğu için, çok önem verdiğimiz bir uçuş olduğu için 4 test pilotuyla birlikte yaptık. Hedefimiz şöyle; test uçuşlarında yavaş yavaş zarf açarak gidiyoruz. Dolayısıyla daha işin çok başındayız. Ama hızlı bir şekilde ilerleyerek kısa sürede ülkemizin güvenliğine katkı sağlayacak şekilde, semalarımızda görecek şekilde testlerimize devam ediyoruz” ifadelerini kullandı. “Uçağın içindeymişiz gibi uçağı kullanıyoruz” Adeta yerde uçtuklarını söyleyen Bayram, “Biz İHA pilotu olarak buradaki test pilotlarımızın tamamı insanlı uçaklarda da görev almış pilotlarız. Dolayısıyla hem insanlı hem de insansız uçaklarda tecrübemiz var. İnsansız hava aracı pilotunu da şöyle tarif edebilirim; aslında uçağın içindeymişiz gibi uçağı kullanıyoruz ama içinde değiliz. Sadece kokpitimiz yerde. Uçuşun fiziksel koşullarını yaşamıyoruz. Bunun dışındaki her şey hemen hemen normal pilotlukla aynı” diye konuştu. “Bütün pilotlarımızın Dünya Pilotlar Günü’nü kutlarım” Pilotlar Günü dolayısıyla bir mesaj da veren Bayram, “Bütün Türkiye’de ve dünyada havacılığa gönül vermiş bütün pilotlarımızın Dünya Pilotlar Günü’nü kutlarım. Umarım burada yaptığımız çalışmalar ülkemizin güvenliği, Türk milletinin bekası açısından istenilen noktalara gelir” dedi.
Ankara Türkiye’nin Milli Muharip Uçağı KAAN’ın Test Pilotu Demirbaş, Dünya Pilotlar Günü dolayısıyla konuştu Türkiye’nin Milli Muharip Uçağı KAAN’ın Test Pilotu Barbaros Demirbaş Dünya Pilotlar Günü dolayısıyla konuştu. Demirbaş “KAAN ile bu işin en son sınırına meydan okuyoruz” dedi. Türkiye’nin savunma sanayii alanında önemli adımlarından biri olan Milli Muharip Uçak projesi olan KAAN’ın Test Pilotu, 26 Nisan Dünya Pilotlar Günü dolayısıyla değerlendirmelerde bulundu. KAAN’ın ilk uçuşunu gerçekleştirmesinin ardından ilk defa İhlas Haber Ajansı (İHA) muharibine özel açıklamalarda bulunan Test Pilot Barbaros Demirbaş, yaşadığı gurur verici anları aktardı. “Uçağımıza güvenimiz çok yüksekti” Milli Muharip Uçak KAAN’ın ilk uçuş tarihi olan 21 Şubat’ın Türkiye için önemine vurgu yapan Test Pilotu Barbaros Demirbaş, “Üstümüzdeki sorumluluk çok büyüktü, hem benim hem ekip arkadaşlarımın. Çok iyi hazırlanmıştık. Uçağımıza; yer testleri, simülatör testleri, laboratuvar testleri, güvenimiz çok yüksekti. Bir planımız vardı. Bu plan hem normal usuller hem anormal usuller hem emergency usuller. Bizim hissettiğimiz şey o planı hatasız bir şekilde planlandığı şekilde uygulamak. Uçağı emniyetle uçuşunu gerçekleştirip indirip park yerine geri dönmekti. Mottomuzda ‘Kaldırdıysak uçuracağız, uçurduysak indireceğiz, indirdiysek durduracağız’ diye. Çünkü ağır bir uçak. Fren sistemi ilk kez uçuştan sonra denendi. Ben heyecanlı değildim ama çok gururluydum. Özellikle uçuşa giderken arkadaşların bizi uğurlaması, uçuş esnasındaki onların hatta tüm milletimizin dualarını, inancını hissettik” ifadelerine yer verdi. “Çok duygulu, güzel bir andı” İniş anında yaşadıklarını anlatan KAAN’ın Test Pilotu Demirbaş, “Ben uçaktan çıktım merdivenle, bir baktım bir ordu koşarak geliyor. Hem inmek istiyorum hem de onlar gelmeden inmek istemedim. Orada uzun bir süre alkışladık birbirimizi, selamladık. Çok duygulu, güzel bir andı. Görüntüde çok güzeldi. Herkesin çok büyük emeği var, milletimizin malı. Bize emanet. En kısa zamanda Hava Kuvvetlerine uçması, görev yapması vazifemiz” dedi. “Bence çok başarılıydık” İlk uçuş sonrası KAAN’ın durumuna dair bilgi veren KAAN’ın Test Pilotu Demirbaş “İlk uçuş çok önemli bir uçuş. Çünkü çok fazla bilinmezlikler var. Bu bilinmezlikleri minimuma indirmek için yerde yapılan çok büyük faaliyetler var. Ama ne kadar yaparsanız yapın, yerde ne kadar hızlı taksi yaparsanız yapın hiçbir zaman bir uçuş ortamı, uçağın havadaki davranışı, kontrol sisteminin tüm uçak sistemlerinin onu destekleyişini emin olmak mümkün değil. Bence KAAN’ın kalkışta dikkat çeken bir yatay stabilize hareketi var. Ben kokpit içerisinde onu hissetmedim. Uçak çünkü benim verdiğim kumandaları gerçeklemek için uğraşıyordu. Benim de amacım uygun burun kaldırma açısına geçmekti. Kokpit içi güzel. Şimdi yaklaşık bir aydır tüm veriler inceleniyor. Sık sık data analiz yapıyoruz. Oradaki konuda tehlikeli bir noktada değil ama ilk uçuştan alınan verilerle trimlenecek veya iyileştirilecek konularımız var. Bence çok başarılıydık” ifadelerine yer verdi. “KAAN ile bu işin en son sınırına meydan okuyoruz” Pilotlar Günü’ne yönelik konuşan Test Pilotu Demirbaş “Pilotlar günü özelinde değil her zaman, Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün ‘İstikbal Göklerdedir’ deyişi çok meşhur ama onun devamında da ‘Göklerini koruyamayan uluslar, geleceklerinden emin olamazlar’ diye devam ediyor o cümle. Göklerimizi korumak zorundayız geleceğimiz için. Dünyada da bunu görüyoruz zaten. İzleyenlere, tüm milletimize, tüm Türk dostlarına kalpten selamlar. Biz Türk havacılığında Hürkuş ile bir başlangıç yaptık. Hürjet ile jet çağını açtık. Şimdi KAAN ile bu işin en son sınırına meydan okuyoruz. Yapılan işler çok büyük, çok güzel İnşallah daha da güzellerini daha da büyüklerini yapmak için çalışmak zorundayız. Mutluyum umutluyum” şeklinde konuştu.
Ankara HÜRJET’in Test Pilotu Orhan Boran, Dünya Pilotlar Günü dolayısıyla konuştu HÜRJET’in Test Pilotu Orhan Boran Dünya Pilotlar Günü dolayısıyla konuştu. Boran, “HÜRJET’in ilk uçuşunu yaptığım zaman bacaklarımın heyecandan titrediğini hatırlıyorum” dedi. Türkiye’nin ilk jet motorlu uçağı olan HÜRJET’in test pilotlarından Orhan Boran, 26 Nisan Dünya Pilotlar günü kapsamında İhlas Haber Ajansı (İHA) muhabirine özel açıklamalarda bulundu. HÜRJET’in ilk uçuş anlarında neler yaşadığını aktaran Boran, test pilotluğunun önemine de dikkati çekti. “Şimdi bu sonuçları biz yazıyoruz” Test pilotluğuna geçiş sürecini anlatan Orhan Boran 2021 yılından bu yana TUSAŞ’ta test pilotu olarak görev yaptığını belirterek, “Pilotluk mesleği genel olarak disiplin isteyen bir meslek. Sürekli konsantre olmak zorundasınız, dikkatli olmak zorundasınız. Hata yapma şansınız çok fazla olmayabiliyor. Test pilotluğu özelinde ayrı bir eğitim gerektiriyor. Yıllarca operasyonel pilot olarak görev yaptık. Fakat TUSAŞ’ta ilk test pilotu olarak görev yapmaya başladığımızda ön koşullardan bir tanesi test pilotluğu eğitimi almamızdı. Bunun için şirketimiz 1 yıl süren kategori 1 test pilotluğu kursuna gönderdi. Oradaki eğitimimizi tamamladıktan sonra 2022 yılında tekrar döndükten sonra HÜRJET’e geliştirme safhasında yerdeki işlerinde, simülatörlerinde, motor çalıştırma ve taksi faaliyetlerinde görev aldım. Test pilotu olarak aslında daha önce hiç uçmamış bir uçağın, neler yapacağını bilmediğiniz bir uçağın, farklı dinamikleri olan bir uçağı test ediyorsunuz. Biz yıllarca bize hangi uçak geldiyse, hangi uçakla uçmamız istendiyse o uçaklarla uçtuk. Bunların hepsinin testleri yapılmıştı, sonuçları biliniyordu. Şimdi bu sonuçları biz yazıyoruz. İnşallah Hava Kuvvetleri envanterine de sonuçlarından emin olarak vermeyi planlıyoruz” ifadelerini kullandı. “HÜRJET’in ilk uçuşunu yaptığım zaman bacaklarımın heyecandan titrediğini hatırlıyorum” HÜRJET’in ile gerçekleştirdiği ilk uçuştan bahseden Boran, “HÜRJET’i takip uçağındayken gördüm. Tabi ayrı bir gurur. Şirketteki herkesin gözleri doldu. Çünkü Türkiye’nin ilk milli jet uçağıydı. Onun bu denli stabil uçması görmek, yer testleriyle birebir örtüştüğünü görmek çok güzeldi. Daha sonra kendim ilk uçuşu yaptığımda o bambaşka bir heyecan. 2000 yılında ilk yaptığım uçuşu hatırlarım. Bir de HÜRJET’in ilk uçuşunu yaptığım zaman bacaklarımın heyecandan titrediğini hatırlıyorum. Büyük bir sorumluluğun üzerimizde olduğunu biliyorum. Gerçekten Türkiye’nin ürettiği ilk milli jetle uçmanın apayrı bir gurur olduğunu söyleyebilirim. Bununla alakalı söylenecek en güzel söz ‘İstikbal göklerdedir’ sözü” diye konuştu. (DG-