POLİTİKA - 02 Kasım 2024 Cumartesi 14:24

Bakan Tunç: "Yüksek standartlı demokrasiye kavuşmak için mücadelemiz sürecek"

A
A
A
Bakan Tunç: "Yüksek standartlı demokrasiye kavuşmak için mücadelemiz sürecek"

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Türkiye’nin yüksek standartlı demokrasiye kavuşması için çalışmaları sürdüreceklerini belirtti.


Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, 8. Olağan İlçe Kongresi için Zonguldak’ın Devrek ilçesine geldi. Hamidiye Spor Salonunda gerçekleşen kongre saygı duruşu ve İstiklal Marşı ile başladı. Kongrede konuşan Bakan Tunç, AK Parti’nin icraatın, umudun, geleceğin adı olduğunu belirterek "AK Partimiz 3 Kasım 2002’de iktidara geldi. Artık 22 yılı tamamladık. 23 yıla başladık. AK Parti’nin kuruluşundan bu yana 23 yıl geride kaldı. 22 yıldır iktidardayız. AK Parti’yi kuran milletimiz. AK Parti bir millet hareketi. Recep Tayyip Erdoğan ve arkadaşlarının bir masa etrafında toplanıp ’Haydi bir siyasi parti kuralım ve milletten oy isteyelim’ şeklinde bir siyaset mühendisliği yapılarak kurulmuş bir parti değildir. Milletin talebiyle kurulmuş bir partidir. 90’lı yıllar boyunca parlamenter sistemin yol açtığı krizlerden, oluşan siyasi krizlerin tetiklediği ekonomik krizler, 28 şubatlar, demokrasi çıtasının yerlere düşürülmesi ve tüm bunlardan bunalan milletimiz Recep Tayyip Erdoğan’ı gördü ve AK Parti’nin kurulmasını sağladı" dedi.


Tunç, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 22 yıldan bu yana AK Parti’nin kesintisiz lideri olmasının, milletin hissiyatını iktidarda temsil etmesi ve milleti gibi düşünmesinden kaynaklandığının altını çizdi.


Milletin refahı, Türkiye’nin güçlenmesini sağlamak için Cumhurbaşkanı liderliğinde canla başla çalıştıklarını anlatan Tunç, "Ülkemizin demokratik kalkınmasını da ihmal etmedik. Yüksek standartlı bir demokrasiye kavuşması için çok çalıştık. Büyük reformlar yaptık. Türlü türlü engellemelerle karşılaştık" diye konuştu.


Parti kurulumu sırasında tuzakların kurulduğundan bahseden Tunç, şunları söyledi: "Partimize, Cumhurbaşkanımıza tuzaklar kuruldu. Henüz daha partimiz kurulurken kapatma davasıyla karşı karşıya kaldık. Başörtülü kurucu üyemiz var diye ihtar davası açıldı. ’Başörtülü birisi partinin kurucu üyesi olamaz’ dediler. O günlerden bu günlere geldik. Sonrasında seçim kararı alındı. 14 aylık bir parti seçimlere girecek. Milletimizde büyük bir heyecan var. 90’lı yılların kronik sorunlarından milletimiz bir an önce kurtulmak istiyor. Erdoğan iş başına gelmesi lazım. Partisi iktidar olması lazım diyor ama o vesayetçi, darbeci anlayış, demokrasi düşmanları sahneye çıkıyor. Erdoğan milletvekili olamaz diyor. Muhtar bile olamaz diyen manşetlerin atıldığı o günlerde bu günlere geldik. O seçim kurulu Erdoğan’ın adaylığını iptal ediyor ve listeden seçilmesini sağlıyor. Genel başkanı milletvekili adayı olmayan bir parti seçimlere gidiyor. 3 Kasım’da Anadolu yeni bir dönemi başlatıyor. Türkiye’de AK Parti dönemi başlıyor."


AK Partinin kurulduktan sonra kapatma davası, MİT krizi, Gezi Parkı, 17-25 Aralık operasyonları, 15 Temmuz darbe girişimi gibi olaylarla karşılaştığını ve bu tür olayları milletin desteğiyle bertaraf ettiklerinin altını çizen Tunç, Türkiye’nin geleceği için çalışmalarını aralıksız sürdürdüklerini söyledi.


"27 Mayıs’ta, 12 Eylül’de darbecilerin yanında duran, 28 Şubat’ta darbecilere kalkan olan yargı sisteminden bugün milli iradeye sahip çıkan yargı sistemimiz var" diyen Tunç, "Biz ülkemizde yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı noktasında mücadelemizi sürdüreceğiz. Türkiye’nin yüksek standartlı demokrasiye kavuşması için mücadelemiz sürecek" ifadelerini kullandı.


Türkiye yüzyılında yeni demokratik, sivil bir anayasa hedeflediklerini aktaran Tunç, "Bunun için mecliste uzlaşma gerekiyor. Bu uzlaşmaya ’evet’ diyenler milletimiz tarafından takdir görecektir. Biz mücadelemizi sürdüreceğiz. Ülkemizi yeni bir anayasa kavuşturarak demokrasinin standartlarını daha yukarı taşıyacağız" şeklinde konuştu.


Konuşmanın ardından Bakan Tunç’a Devrek bastonu hediye edildi.



Bakan Tunç: "Yüksek standartlı demokrasiye kavuşmak için mücadelemiz sürecek"

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Çorum YÖK Başkanı Özvar: "Yeni açılan üniversitelerimizin üzerine düşen en önemli görevlerden biri bölgesel kalkınmada rol oynamak" Çorum’da, Hitit Üniversitesi’nde düzenlenen ‘Gençlik Sohbetleri’nde öğrencilerle bir araya gelen Yükseköğretim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar, "Türkiye’deki üniversitelerin, bilhassa Anadolu’da yayılan üniversitelerin sorumlulukları çok büyük. Sadece öğrencileri yetiştirmek, onlara yeni beceriler kazandırmakla sınırlı değildir. Yeni açılan üniversitelerimizin üzerine düşen en önemli görevlerden bir tanesi bölgesel kalkınmada rol oynamak, bölgesel kalkınmaya destek vermek” dedi. YÖK Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar, Hitit Üniversitesi tarafından 8’incisi düzenlenen Gençlik Sohbetleri programında öğrencilerle bir araya geldi. Hitit Üniversite Rektörü Prof. Dr. Ali Osman Öztürk moderatörlüğünde gerçekleştirilen buluşmaya, Kastamonu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Hamdi Topal, Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fatih Yılmaz, Kırşehir Ahi Evran Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Mustafa Kasım Karahocagil, Çankırı Karatekin Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Harun Çiftçi, rektör yardımcıları, akademisyenler ve çok sayıda öğrenci katıldı. “Öğrencilere ilham olacak önemli şahsiyetleri üniversitemizde ağırlıyoruz” Programın açılışında konuşan Hitit Üniversite Rektörü Prof. Dr. Ali Osman Öztürk, “İki yıl öncesinden itibaren, korona virüs sürücünden çıkar çıkmaz deprem depresyonunu yaşayan bir ülke ortamında öğrencilerimizin hem ileriye dönük ümitlerini yeşertmek, canlı tutmak hem de önemli rol model olacak ve ufuk açıcı sohbetleriyle bize değer katacak, öğrencilere ilham olacak önemli şahsiyetleri, Gençlik Sohbetleri serisi içerisinde davet ettik. Sizleri de bugün YÖK Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar’ı Gençlik Sohbetleri kapsamında ağırlamaktan onur duyuyoruz” dedi. “Yüksek öğretimdeki bu genişlemenin, genişlemenin sebebi boş değildir” YÖK Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar, Türkiye’de yeni açılan üniversitelerin önemli bir misyonunun olduğunu belirterek, "90’lardan sonra bütün dünyada meydana gelen en önemli değişikliklerin başında hizmet ettiği kitlenin elit olmasının ötesine geçerek bütün toplum kesimlere hizmet eden birer kurum haline gelmesidir. Bunun sebebi, bütün dünyada okur yazar oranlarının yükselmesi ve akabinde ortaöğretimde okullaşma oranlarının bütün dünyada çok artmasıdır. Türkiye de bu gelişmenin içinde, bunu başaran ülkelerden bir tanesidir. Ortaöğretimdeki artan yaygınlaşma ve daha fazla öğrencinin ortaöğretim eğitimi alması, üniversiteleri bütün toplumsal kitlelerin hizmetine açılmasına yönlendirmiştir. Tam da bu talebi karşılamak üzere üniversite sayılarında Amerika’da, Fransa’da, Çin’de, Japonya’da olduğu gibi Türkiye’de artış olmuştur. Bütün dünyada olduğu gibi üniversite sayılarının artışı ile birlikte ister istemez başka tartışmalar da gündeme gelmiştir. Bu kaçınılmaz, zaten olması gereken tartışmalar. ‘Acaba yeni kurduğumuz üniversitelerin akademik performansını, başarısını eski üniversitelerin seviyesine nasıl getirebiliriz’ gibi bir tartışma çıkmıştır. Bu sınama bütün dünya ülkeleri için geçerlidir. Türkiye’de buna vaktinde karşılık veren ülkelerden bir tanesidir. 80’li yıllardan itibaren bilim ve teknolojide yaşanan gelişmeler çalışan kesimden daha nitelikli emek, daha rafine emek, daha güçlü beceri ve yetkinlikler talep etmesi üniversitelerin artmasına, üniversite öğrencilerinin sayısının yükselmesine, üniversitelerde okumak insanların sayısının da artmasına sebebiyet vermiştir. Dünyadaki önemli dönüşümü çok daha nitelikli, dijital becerileri gündeme alan, pazı günün yanında aktüel becerileri zorlayan yeni iş alanlarının, sektörlerin oluşmasına sebep olmuştur. Bu gelişmeler, becerilerin de güncellenmesini gerekli kırmıştır. Dolayısıyla yüksek öğretimdeki bu genişlemenin, genişlemenin sebebi boş değildir. Üniversiteler her bir ülke için fevkalade önemli, stratejik kurumlar haline gelmiştir” dedi. “Türk üniversiteleri bu açıdan bölgeye, mahalline katkı veren üniversitelerdir” “Türkiye’deki üniversitelerin, bilhassa Anadolu’da yayılan üniversitelerin sorumlulukları çok büyük” ifadelerine yer veren Özvar, “Sadece öğrencileri yetiştirmek, onlara yeni beceriler kazandırmakla sınırlı değildir. Yeni açılan üniversitelerimizin üzerine düşen en önemli görevlerden bir tanesi bölgesel kalkınmada rol oynamak, bölgesel kalkınmaya destek vermek. Belki de üniversitelerden beklenen en önemli misyonlardan bir tanesidir. Türk üniversiteleri bu açıdan bölgeye, mahalline katkı veren üniversitelerdir” diye konuştu. “En önemlisi sizin ortaya koyduğunuz performans ve üretkenliktir” Üniversite öğrencilerinin kendisini geliştirmenin çok önemli olduğuna dikkat çeken Özvar, “Üniversiteyi inşa ettiğimiz gibi hocaları da yeni açtığımız zannediliyor. Böyle bir şey yok. Yine diğer üniversitelerde hangi hocalarımız, hangi kalitede görev yapıyorsa bu üniversitelerimiz de o kalitede eğitim yapıyor. Üniversitelerin itibarına yönelik yapılan, biraz ağır da kaçan sıfatların kullanılmasını doğru bulmuyorum. Bu yanlış bir tutumdur. Üniversitelerimiz arasında bir ayrım yoktur. Başarı ancak yaptıklarınızla ölçülür. Ne kadar başarırsanız o kadar iyisiniz demektir. Sizin hangi üniversiten mezun olduğunuz ikinci planda. Onun için, isimden, sıfattan, amblemden önce sizin ortaya koyduğunuz performans ve üretkenliktir” şeklinde konuştu. “Düşüncemiz yüksek öğretimde öğrencilerimizin mezun olduklarında en az B2 düzeyinde İngilizce bilerek mezun kılmak” Üniversite öğrencileri için geniş çaplı bir anket yaptıklarını ve öğrencilerin en çok yabancı dil açığını kapatmak istedikleri yönünde cevap verdiklerini belirten Özvar, “Biz yabancı dil konusunda öğrencilerimizin, uluslararası standartta, mezun olana kadar B2 İngilizce bilir şekilde nasıl mezun olur diye epeydir bir zaman düşünüyoruz. Bu konuda bir çalışma içerisinde olduğumuzu sizlerle paylaşmak istiyorum. Yükseköğretimde yabancı dil öğretimi ile ilgili uluslararası bir standart, yabancı dille eğitim veren programlar dışında mevcut değil. İnşallah bununla ilgili bir standart getireceğiz. İnşallah düşüncemiz yüksek öğretimde öğrencilerimizin mezun olduklarında en az B2 düzeyinde İngilizce bilerek mezun kılmak” ifadelerini kullandı. Rektör Öztürk, Özvar’a üniversitelerdeki İngilizce eğitiminin yaygınlaşması için düşünülen proje için pilot üniversite olabileceklerini söyledi. Özvar, konuşmasının devamında öğrencilerin sorularını yanıtladı. Program, Rektör Öztürk’ün Özvar’a hediye takdim etmesi ve hatıra fotoğrafı çektirilmesi ile sona erdi.
İstanbul Ali Koç: “Bizim Türk futbolunu yeniden icat etmemiz gerekiyor” Kulüpler Birliği Başkanı Ali Koç, toplantıda birçok konunun ele alındığını vurgulayarak, “Bizim Türk futbolunu yeniden icat etmemiz gerekiyor” dedi. Kulüpler Birliği, Beşiktaş’ta bulunan Conrad Otel’de düzenlenen toplantıda bir araya geldi. E-Bilet, standart sözleşme ve Merkez Hakem Kurulu’nun şirketleşmesi konularının gündem olduğu toplantı sonrası Kulüpler Birliği Kulüpler Birliği Başkanı Ali Koç, basın mensuplarına açıklamalarda bulundu. “Kulüplerin MHK’ya ortak olması konusu gündemimizde” Çok tartışılan Merkez Hakem Kurulu’nun (MHK) yapısı konusunda da fikir alışverişinde bulunulduğunu söyleyen Ali Koç, “Mehmet Büyükekşi döneminde gündemde olan ve mevcut federasyonun da desteklediği MHK’ya kulüplerin ortak olması konusu da gündemimizde. Bir şirket kuralım. Hakem işleri öyle yönetilsin. Dün Avrupa’dan gelmişler. Birkaç federasyonu ziyaret etmişler. Bu bilgiler tamamen ham şu anda. Bunlar üzerine çalışılan konular. Bizden geri bildirim beklenen konular. Federasyona da bizim görüşlerimize başvurdukları için teşekkür ediyorum. Önceden konu belli oluyordu ve bize dikta ediliyordu. Sonra da yolda süreçler tedavi edilmeye çalışılıyordu. İyi bir diyalog ortamı var. Daha çok çalışma yapmamız lazım. Bizim bu konuda yapabileceğimiz en iyi iyilik; profesyonel takım sayısını indirmek olacaktır. Yanılmıyorsam şu anda Türkiye’de 159 tane profesyonel kulüp var. Avrupa’nın hiçbir liginde bu durum yok. Bize göre bu sayının en fazla 60 olması gerekiyor. Bunun üzerine de çalışmalarımız olacak. Bizim Türk futbolunu yeniden icat etmemiz gerekiyor. Her paydaşı, katmanı ve süreciyle. Çünkü bu şekilde ilerleyemeyiz” ifadelerini kullandı. “Kulüplerin mayıs ayının sonuna kadar entegre olmaları gerekiyor” Yoğun takvimden dolayı uzun zamandır bir araya gelemediklerini söyleyen Koç, “Bugün e-bilet konusu için bir araya geldik. Biliyorsunuz sezon sonunda yeni bir sisteme geçiliyor. Kulüpler hangi firmalarla çalışacaklarsa mayıs ayının sonuna kadar entegre olmaları gerekiyor. Aksi takdirde sorumluluk federasyonda değil kulüplerde olacak. Ne durumda olduğumuzu istişare etmek için bir araya geldik. Bazı kulüplerin daha az, bazılarının daha çok taraftarı var. Bazı takımların da taraftarı var fakat stadyumları kısıtlı. Dolayısıyla da taraftar sayısının çokluğuna göre de firmaların dikkatini çekme durumu var. Acaba ortak bir ihale ile şu anda anlaşmamış kulüpler için bir şeyler yapabilir miyiz diye konuştuk. Sonrasında da federasyonumuza bir sunum yapıldı. Bu durum tamamen hazırlık aşamasında olan ve yapılacak çalışmalar neticesinde kulüplerimize geri bildirimde bulunacağız” diye konuştu. “Kulüplerimiz standart sözleşme konusuna çok büyük önem veriyorlar” Kulüplerin ekonomisi açıdan futbolcu sözleşmelerindeki sistemin ele alındığını dile getiren Başkan Koç, “Standart sözleşme konusu var. Biliyorsunuz İngiltere ve İtalya gibi ülkelerde tek tip sözleşme var. Maaş, varsa imza parası ve imaj hakları. Bunların hepsini tek bir sözleşmeye koyuyorlar. Hatta bazı ülkelerde bir adım daha ileri giderek oyuncunun alacağı primleri de tek sözleşmeye koyuyorlar. Türkiye’de biliyorsunuz bu durum daha çok büyük maçlar öncesi yönetimin tasarrufları doğrultusunda bir kararla açıklanıyor. Yani sezon başında imzalan bir sözleşmeyle bu işler olmuyor bizde. Bunları konuştuk. Kulüplerimiz bu konuya çok büyük önem veriyorlar. Federasyon başkanımız da bu konuyla ilgili ocak ayında bir talimat değişikliği yapacağını söyledi” şeklinde konuştu. “Kulüpler senede dört defa temiz kağıdı almak durumunda” Kulüplerin borç ve harcama limitleri arasındaki dengeyi yeniden düzenlemeye çalıştıklarını aktaran Başkan Ali Koç, “Vadesi geçmiş borçların denetimi konusu var. Avrupa’ya giden kulüplerimiz senede 4 defa temiz kağıdı almak durumunda. Avrupa’ya gitmeyen kulüplerimiz ise diğerlerine göre daha farklı bir takvimde raporlanıyorlar. Bunun Avrupa takvimine daha uygun bir şekilde yapılması gerektiğini bize anlattılar. Takım harcama limitlerinde de bana göre de çok doğru olan yeni bir model üzerinde çalışıyorlar. Şu anda gelirin üzerinden yapabiliyorsun. Bunun üzerine bir de yüzde 30 çarpan koyuyorlar. Ama mesela Kasımpaşa gibi, Samsunspor gibi sıfır borcu olan kulüplerin harcama limitleri çok düşük. Bu durumda fayda yerine zarar görüyorlar. Yeni modelde ise borcun ve gelirinin durumuna göre sınıflandırılıyorsun ve ona göre bir limit veriyorlar. Çok hoşumuza gitti. Bunların yanı sıra futbol gelişim fonu üzerine de konuşuldu” ifadelerini kullandı.
Çankırı Çankırı’da 223 özel hareket polisi mezun oldu Çankırı’da düzenlenen törende, 29’u Azerbaycanlı olmak üzere 223 özel harekat polisi yemin ederek mesleğe adım attı. Emniyet Genel Müdürü Demirtaş, genç polislere "Vatanımız sizlere emanettir" diyerek seslendi. Çankırı Şehit Seyit Saraç Özel Harekat Polis Eğitim Merkezi’nin 65’inci dönem mezunları için görkemli bir tören düzenlendi. Orhan Saka Spor Salonu’nda gerçekleştirilen tören, saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın yanı sıra Azerbaycan Marşı’nın da okunmasıyla başladı. Törende, 29’u Azerbaycanlı olmak üzere toplam 223 özel harekat polisi yemin ederek mesleğe adım attı. Kursu başarıyla tamamlayan 10 özel harekat mezununa ise protokol üyeleri tarafından peç takılarak başarı belgeleri verildi. "Vatanımız, bayrağımız, devletimiz ve milletimiz sizlere emanettir" Emniyet Genel Müdürü Mahmut Demirtaş, törende yaptığı konuşmada, "Kıymetli genç meslektaşlarım, bugün edeceğiniz ve ömrünüz boyunca sadık kalacağınız yemin ile bu kadim teşkilatın birer mensubu olacaksınız. Türkiye’nin huzuru için gece gündüz demeden çalışacaksınız. Son dönemde komşu coğrafyalarımızda yaşananları da göz önünde bulundurarak, aziz milletimizin huzur ve güvenini sağlama yolunda en ön safta yer alacaksınız. Görevinizi yerine getirirken mazlumun ve mağdurun yanında duracaksınız. Devletimizin ve demokrasimizin teminatı olacaksınız. Her an ve her durumda tüm zorluklara karşı daima hazır bir vaziyette görevinizi en iyi şekilde sürdüreceksiniz. Görevinizi icra ederken medeniyetimizin bizlere miras bıraktığı değerlerden asla taviz vermeyeceksiniz. Her daim dürüst olacak, doğruluktan zerre sapmayacaksınız. Zaman içerisinde edindiğiniz tecrübe ve birikimlerinizi, cesaret ve kabiliyetlerinizle birleştirerek görevinizi çelikten bir zırha dönüştüreceksiniz. Biliniz ki vatanımız, bayrağımız, devletimiz ve milletimiz sizlere emanettir" dedi. "Hiçbir bedel bizlerin yaptığı kutsal görevin karşılığı değildir" Göreve "çelik bilek" olarak devam edeceklerini belirten Özel Harekat Başkanı Süleyman Karadeniz, şu ifadeleri kullandı: "Türk milletinin kınalı kuzuları, devletimizin çelik bileği, Özel Harekat Başkanlığımızın yiğit evlatları. Sizler, aramıza katılarak bizlere güç verdiniz. İnşallah bundan sonraki süreçte sizlerle beraber, hem Türkiye topraklarında hem de devletimizin bize istikamet verdiği görevlerde canı gönülden başarı ile dün olduğu gibi bugün ve yarın da görevlerimizi alnımızın akıyla yapacağımıza hiçbir şüphem yoktur. Bize düşen, devletimizin bize verdiği istikamette, Türk milletinin boynunu büktürmeden görevlerimizi en iyi şekilde yerine getirmektir. Hiçbir bedel bizlerin yaptığı kutsal görevin karşılığı değildir. Bizler, ecdadımızdan aldığımız ilhamla, Türk milletinin bizlere güveniyle bu coğrafyada Türk’ün bileğinin bükülmediği bir özel kuvvet olarak bugün dünyada bu ölçekte birim biziz. Biz, bu coğrafyanın çelik bileği olarak görevlerimize devam edeceğiz, Allah’ın izniyle." "Sonuna kadar savaşacağınıza inancımız tamdır" Görevlerinde sonuna kadar savaşacaklarını kaydeden Çankırı Şehit Seyit Saraç Özel Harekat Polis Eğitim Merkezi Müdürü Arif Özdemir ise, "Kıymetli mezun arkadaşlarım, yolunuz milli ve manevi değerler uğruna şehadete eren kahraman şehitlerimizin, bedel ödemiş kahraman gazilerimizin yoludur. Bu kutsal yolda Allah’a baştan teslim olup, razı olacağı bir çizgide görevlerinizi yaparken devlete baba, vatana ana, millete kardeş, bayrağa şerefim ve onurum diyerek aldığınız eğitim ile mücadele edip sonuna kadar savaşacağınıza inancımız tamdır" ifadelerini kullandı. Tören, mezunların aileleriyle birlikte yaşadığı gurur dolu anlarla son buldu.
Muş Muş Valisi Avni Çakır’dan maç öncesi taraftara çağrı: “Forma satın alarak takımınıza destek olun” Kuşadasıspor maçı öncesi Muş Spor Kulübü Storeyi ziyaret eden Muş Valisi Avni Çakır, haber takibi yapan basın mensuplarına forma hediye ederek tüm Muşluları kulübe destek olmaya davet etti. Vali Çakır, Muş Spor Kulübü Storeden forma satın alarak, 3. Lig’in 14. haftasında oynanacak olan Kuşadasıspor maçı öncesinde sarı-beyazlı kulübe destek oldu. Bu kapsamda Vali Çakır, Milet Bahçesinde bulunan Muşspor Store’yi ziyaret ederek, yetkililerden satışlar hakkında bilgiler aldı. Vali Çakır, store ziyaretinde haber takibi yapan basın mensuplarına Muşspor’un efsane çubuklu formasından hediye etti. Ayrıca tüm Muşlulara kulübe destek çağrısında bulunan Vali Çakır, hafta sonu oynanacak olan maç için taraftarı tribüne davet etti. Muş Spor Kulübü store mağazasını ziyaret eden Vali Çakır, burada basın mensuplarına yaptığı açıklamada, “Muşspor ilimizin gururu. Geçen sene son dakika da kaybettiğimiz ikinci ligi inşallah bu sene yakalayacağımıza elbette inanıyoruz. Kulübümüz için hocamızla görüştük. Bizden tek bir talebi oldu; Sayın Valim, ‘Bizim maddi hiçbir sıkıntımız yok. Konaklama, antrenman gibi maddiyat gerektiren sorunumuz sıkıntımız yok. Tek sıkıntımız seyirci konusunda tribünlerde boş bir sandalye görmek istemiyoruz.’ Bizden bunu talep ettiler. Muşspor taraftarı her zaman takımını gönülden destekledi. Seyirci demek iyi günde ve kötü günde takımın yanında olan insan demek. O yüzden Muşspor camiası olarak her zaman takımımızın yanında olmamız gerekiyor” dedi. Takımın son haftalarda bir ivme yakaladığını söyleyen Vali Çakır, “Geçen hafta şanssızlığını aldığı galibiyetle bozdu. Aslında çok ta güzel oynuyoruz ama maalesef son dakikalarda yediğimiz gollerle beraberlikle kalan bir takım haline gelmiştik. Geçen hafta bu durumu kırdık. Hafta içerisinde çok güzel bir takımla deplasmanda galip geldik. Bu hafta sonu da önemli bir maçımız var. Hocamızın dediğine göre takımın motivasyonu çok iyi inşallah bu maçı da alacağız. Haftaya da eğer Tokat maçını galip bitirirsek lig de hızlı bir şekilde yukarılara tırmanacağız. İnşallah ligin sonuna doğru bu kaynaşma ile hedeflediğimiz doğrultuda ligi bitireceğiz” ifadelerini kullandı. Muş Spor Kulübü taraftarına çağrıda bulunan Vali Çakır, “Destek sadece maç izlemek ile olmasın. Zaten ilimizdeki hayırsever iş insanları her hafta maçın sponsorluğunu bir şekilde üstleniyor. Seyirci olarak ta burada Muşspor’un sevdiklerimize, eşimize, dostumuza hediye edebileceğimiz materyalleri var. Bu konuda Muşspor’a destek vermek isteyen vatandaşlarımız lütfen bugünden itibaren hem yılbaşı hediyelerini hem bundan sonraki süreçte eşine dostuna verebileceği hediyeleri lütfen Muşspor logolu ve Muşspor Store’den alınmış bir ürünle hem kulübü desteklemiş hem de Muşsporlu olduğunu tescillemiş olsun. Biz sözde değil özde Muşspor’u daha çok görmek istiyoruz. Özde Muşspor’lular da soğuk sıcak demeden takımını yalnız bırakmayan ve kulübüne de maddi anlamda destek olandır. Karınca kararınca, burada 10 liraya da ürün var bin liraya da ürün var. Bu konuda tüm Muş halkını ve sporseverleri Muşstore mağazasını ziyaret etmelerini bekliyoruz. Takımımıza da hafta sonu oynayacağı müsabakada hepimiz adına başarılar diliyorum” şeklinde konuştu. Muşspor’un Ziraat Türkiye Kupası 5. Tur karşılaşmasında kendi evinde Antalyaspor’u ağırlamasını değerlendiren Vali Çakır, “Antalyaspor çok güçlü bir takım. Biz de güçlüyüz iddialıyız. Gidebildiğimiz yere kadar gitmek istiyoruz. Maçın Muş’ta oynanacak olması da çok büyük bir avantaj. Hem böyle Süper Lig grubunda olan güçlü bir takımı ağırlamış olacağız hem de inşallah bizden birkaç lig yukarıdaki takımlara da gücümüzü görmüş olacağız. Muşspor’un bu karşılaşmada galip geleceğine yürekten inanıyorum. Başarılar diliyorum” dedi. Gerçekleşen ziyarette Muş Spor Kulübü yönetimi ve teknik heyeti hazır bulundu.