EKONOMİ - 23 Mayıs 2019 Perşembe 11:48

Fiyatı 40 TL’yi bulan Osmanlı Çileği yok satıyor

A
A
A
Fiyatı 40 TL’yi bulan Osmanlı Çileği yok satıyor

Zonguldak’ın Ereğli ilçesinde yetişen ve kokusu, aroması ve rengi ile diğer çilek türlerinden farklı olan Osmanlı Çileği ilk meyvelerini verdi.

Zonguldak’ın Ereğli ilçesinde yetişen ve kokusu, aroması ve rengi ile diğer çilek türlerinden farklı olan Osmanlı Çileği ilk meyvelerini verdi. Padişah sofralarının vazgeçilmez meyvelerinden olan Osmanlı Çileği pazara inmeden fiyatı 40 TL’den alıcı buluyor.


Farklı rengi, aroması ve kokusu ile çilek türlerinin en lezzetlisi olan Osmanlı Çileği’nin üretiminin artırılması için Ereğli Demir ve Çelik Fabrikaları T.A.Ş. (ERDEMİR) tarafından desteklenen proje ile oluşturulan bahçede bu yılın ilk meyvesi toplanmaya başlandı. Bölgede yetişen diğer çilek türleri kilosu 10-15 TL’den satışa sunulurken Osmanlı Çileği’nin kilosu ise 35-40 TL’den satılıyor.



Osmanlı Çileği altın değerinde


Kdz. Ereğli Osmanlı Çileğini Yaygınlaştırma ve Üreticileri Koruma Derneği Başkanı, Erdemir emeklisi Şaban Çetinkaya müşteri bulmakta zorlanmadıklarını belirterek, Osmanlı Çileği’nin bahçeden direk satın alındığını ifade etti. Erdemir tarafından oluşturulan fide üretim bahçesinde geçtiğimiz yıl 20 üreticiye fide dağıtımı gerçekleştirerek üretimi artırmayı hedeflediklerini belirten Çetinkaya, önümüzdeki yıllarda bu ürünü bol miktarda alabileceklerini söyledi. Çetinkaya konuşmasında “Geçen dönem fide ürettik. Burada ki çiftçilerimize fideler verdik. Buna paralel olarak elbette ki rekoltede ciddi bir artış gözlemliyoruz bu yıl. Şunu çok rahatlıkla söyleyebiliyoruz, geçen dönemlerde ‘Osmanlı Çileği Ereğli’de yok oldu, bitti sıfır üretme düştü’ diyorduk. Geçen sene 1 tona yakın rekolte vardı Ereğli’de. Bu sene şunu söyleyebiliriz; rekolteyi yüzde yüz arttırdık daha da aştık. Yani bu attığımız adımlar gerçekten Osmanlı Çileği’nin hayatta kalması adına çok güzel gelişmeler sağladı, bu devam ediyor devam da edecek. Zaten yıllardır da Osmanlı Çileği’nin yaygınlaştırılmasına ben inanıyorum. Osmanlı Çileği halk arasında biliyorsunuz ‘Krallar Yiyeceği’ olarak adlandırılır çok lezzetli olduğu için. Ama biz Osmanlı Çileği’ni halkın yiyeceği kadar üretime de çıkaracağız, Ereğli’de bunu tekrar sağlayacağız. Osmanlı Çileği’ne talep çok fazla, ürün az olduğu fiyatlar haliyle yüksek. Pazara inmiyor, indiğinde halkımızın alabileceği seviyede değil. Kilosu 30- 40 TL arasında değişiyor. Standart bir fiyat yok. Esnek bir şekilde devam ediyor. Ciddi talepler olduğu için fiyatlar düşmez. Osmanlı Çileğini özel bir meyve kılan çileğin aromatik yapısıdır. İnsanlar bunu yediğinde lezzetli, tatlı çok güzel diyorlar. Ancak bunu sanayide, gıda sektörü de çok şiddetli bir şekilde arıyor. Bunu dondurma da, pastada ve meyve suyu gibi birçok yerde kullanıyor. İlaç sektörü kullanıyor, kokusundan aromatik yapısından dolayı tatlandırıcı olarak kullanıyor. Dolayısıyla kullanım alanı çok yani sofralık olarak elit kesim neredeyse yiyebiliyor dersek daha doğru olur. Bugün pazara indiğinde kimse 40 TL vererek Osmanlı Çileği alamaz ama bir İstanbul, Ankara piyasası hem hediyelik olarak hem de belli bir kesime sunabilmek için son derece talepkâr buna. Onu da karşılayamıyoruz yani bu senede karşılayamadık, seneye de karşılamayız. Ondan sonra ki süreçlere artık bakacağız. Bölgemizde üretimin artışına göre çaba sarf edeceğiz” dedi.



Osmanlı Çileği’nde kalite için frigo fide üretimine başlandı


Bu yıl ilk defa frigo denilen farklı yetiştirilme metodu olan, kokusu, aroması ve rengi aynı olmasına karşın daha iri meyve veren Osmanlı Çileği fidesi yetiştirdiklerini ve başarı elde ettiklerini anlatan Çetinkaya, bu sayede hem yazın hem kışın dikim yapılabileceğini vurguladı. Çetinkaya konuşmasında şu bilgilere yer verdi; "Biz normalde bölgemizde fresh fide denilen yani fide üretilip Kasım ayında sökülür, söküldüğünde hemen diğer tarafa dikilerek oluşturulan bahçelerden Osmanlı Çileği yetiştiriliyordu. Biz bu yıl ilk defa frigo fideyi ürettik. Fideyi bulunduğu ortamdan söküyoruz zamanı geldiğinde Kasım veya Aralık ayında. Soğuk hava deposuna koyuyoruz, orada 8 ay gibi bir sürede beklettikten sonra yaz dikimi yapabiliyoruz. Yazın dikilen bu fideler daha kaliteli ve daha erken meyve verebiliyor. Şu anda bulunduğumuz alan bizim geçen sene Ağustos ayının sonunda Eylül ayının başında diktiğimiz fidelerin meyveleri var. Meyveler hem daha iri, kaliteli, daha da leziz. Böyle kaliteli bir gelişimle oluyor. Bu şunu getiriyor, yaz dikimi de kış dikimi de yapabileceğiz. Yani yılda iki sezon Osmanlı Çileği fidesini bahçelerimize dikeceğiz. Bizde normal şartlarda çilek bahçeye dikildiğinde Kasım ayında, 6 ay sonra Mayıs, Haziran’a geldiğinde işte bu yavru bahçe bu sene pek verimi olmaz dediler. İkinci sene anaç olduğu zaman verimliliği yüksek olur. Bu frigo olayı bir yıllık zaman kaybını da ortadan kaldırıyor. Ağustosta diktiğinizde bunu bir sonra ki Mayıs-Haziran ayında gördüğünüz bu şekli alabiliyor. Yani yavruluk olayını atlatmış.”


Kdz. Ereğli Belediyesi tarafından ilçeye özgü ürünün tanıtımı için her yıl geleneksel olarak Mayıs ayının sonlarına doğru yapılan Osmanlı Çileği Kültür Şenlikleri için hazırlıklarını sürdürüyor.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu: "Türkiye’de üretilen diziler, 500 milyona yakın bir nüfus tarafından izleniyor" Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Mehmet Rifat Hisarcıklıoğlu, "Türkiye’de üretilen diziler, 500 milyona yakın bir nüfus tarafından izleniyor" dedi. Türkiye Kreatif Ekonomi Zirvesi, Ankara’da gerçekleştirildi. TOBB İkiz Kuleler’de düzenlenen zirveye Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Zekeriya Coştu, Ticaret Bakanı Yardımcısı Ö. Volkan Ağar, Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Serdar Çam, TOBB Başkanı Mehmet Rifat Hisarcıklıoğlu, TOBB Türkiye Kreatif Endüstriler Başkanı Ali Ata Kavame ve Meclis Başkan Yardımcısı Berat Kuzu katıldı. Zirvede konuşan Hisarcıklıoğlu, Türkiye’deki dizi sektörü potansiyelinin ekonomiye katkısı için harekete geçilmesi gerektiğini kaydetti. Konuşmasında, "Kreatif endüstriler sadece dizi ve film sektöründen ibaret değil. Diğer 15 alt sektörü de aynı önemle dikkate almalı ve desteklemeliyiz" diyen Hisarcıklıoğlu, küratörler, sanatçılar ve içerik üreticiler gibi alanlarda da Türkiye’nin önemli bir potansiyele sahip olduğunu ifade etti. Pandemiyle birlikte hızlanan dijitalleşmenin iş yapma şekillerini tamamen değiştirdiğini aktaran Hisarcıklıoğlu, yenilikçi endüstrilerin bu dönüşümün merkezinde yer aldığını söyledi. Yenilikçi endüstrilerin ihracatının 30 milyar dolar seviyesine taşınması gerektiğini söyleyen Hisarcıklıoğlu, hedefin oyun ve yazılım sektörüyle birlikte kreatif endüstrilerin ihracatını 30 milyar dolar seviyesine taşımak olmasını gerektiğini vurguladı. "Eğitim ve destek programları ön planda" Yenilikçi endüstrilerin gelişmesi için eğitim ve destek programlarının ön plana çıkarılması gerektiğini belirten Hisarcıklıoğlu, şunları söyledi: "Bu potansiyeli daha da yukarı taşımak için eğitim ve destek programlarını ön plana çıkarmalıyız. Özellikle dijital iletişim kanallarıyla, dünya geneline yayılan içerik ekonomisinin lideri olmak için, eğitim ve destek programlarına odaklanmalıyız." "Türkiye’de üretilen diziler, 500 milyona yakın bir nüfus tarafından izleniyor" Devletin öncülük ettiği ve desteklediği dizi ve sinema sektörlerindeki projelerin başarılı olduğunu ifade eden Hisarcıklıoğlu, "Türkiye’de üretilen diziler, Yeni Zelanda’dan Brezilya’ya kadar 150 ülkede, 500 milyona yakın bir nüfus tarafından izleniyor" diye konuştu. Dizi ve filmlerin, dünyanın en büyük platformlarında rahatlıkla kendine yer bulduğunu söyleyen Hisarcıklıoğlu, "Hızla gelişen teknoloji ve yapay zeka, kreatif endüstrilerin değer zincirini önemli ölçüde farklılaştırdı. Diğer bir ifadeyle, yeni ürün ve iş modeli geliştirme, yeni dağıtım kanalı, pazar fırsatları keşfetme ve daha düşük maliyetle üretim için kullanılan dijital teknolojiler, kreatif endüstriler sektörümüze çok önemli fırsatlar sunmaya başladı. Dünyanın her yerinde Türk küratörler, sanatçılar, içerik üreticiler görüyoruz. Kreatif endüstrilerin alt sektörlerin tamamına devlet desteklerini yönlendirerek, sektörün ürettiği katma değeri artırmalıyız. Zira bu sektörler, soyut varlıklardan elde edilen katkıyla ekonomimizi çeşitlendiriyor" dedi. Küresel ekonomide çevreyi kirletmeyen ve katma değerli ürünler üretmeyi sağlayan, fikri mülkiyet, telif, patent gibi unsurların öneminin her geçen gün arttığını vurgulayan Hisarcıklıoğlu, "Bakın dünya genelinde sektörün toplam büyüklüğü 2 trilyon doları geçiyor. Türkiye kreatif endüstriler sektörü ise büyüklük olarak gelişmekte olan ülkeler arasında 8. Sırada yer alıyor. Yani bizim dünya pazarından aldığımız pay, okyanusta bir damla. Bir diğer önemli husus da şu. Pandemiyle birlikte hızlanan dijitalleşme, iş yapma şekillerimizi tamamen değiştirdi. Ne yapıyorsak yapalım, işimizi mutlaka dijitale taşımak zorundayız. Bütün şirketler artık dijitalde var olmak zorunda" ifadelerini kullandı. Bu zirvenin her girişim gibi bir hayalle başladığını söyleyen TOBB Türkiye Kreatif Endüstriler Meclisi Başkanı Ali Ata Kavame, "Biz inandığımız bir hikaye anlatmaya karar verdik. Hikaye anlatıcılığı ne kadar güzel şey. ’Hikaye anlatma bana’ diye başlayan cümleler duyarsınız hayatınızda. Bu kürsü bugün hikayeni anlat diyenlerin. Bu salon bu hayatta bir hikayesi olanların. En ön sıradan son koltukta oturana kadar sorsak neler anlatır. Bizim hikayemiz bu ülkenin geleceği ile ilgili. Bu kadar kreatif zekanın buraya toplanmasının sebebi bu. Türkiye’nin iş dünyasının kalbinde bize burayı açmalarının sebebi bu, devletin en önemli kurumlarının zamanlarını ayırıp bize kıymet vermelerinin sebebi bu. Tek bir hikayeyi beraber örmek için birlikteyiz" dedi.
Karabük KBÜ’de yapay zeka toplantısı Karabük Üniversitesi (KBÜ) Rektörü Prof. Dr. Fatih Kırışık, yapay zeka alanında çalışma yürüten akademisyenlerin katılımı ile bir toplantı yaptı. KBÜ Senato Toplantı Daosı’nda Rektör Kırışık başkanlığında yapay zeka alanında yapılan çalışmaları değerlendirmek ve gelecek projeleri planlamak amacıyla yapılan toplantıya; Rektör Yardımcısı Prof. Dr. İsmail Rakıp Karaş, Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Muharrem Düğenci, Bilimsel Araştırma Projeleri Koordinatörü Doç. Dr. Caner Özcan, Bilgi İşlem Daire Başkanı Dr. Öğretim Üyesi İsa Avcı ile üniversitenin çeşitli akademik birimlerinde görevli yapay zeka alanında çalışmalar yürüten akademisyenler katıldı. Toplantıda, KBÜ bünyesinde yapay zeka alanına ilişkin projeler üretilmesi, sektörel iş birlikleri ve farklı üniversiteler ile ortak çalışmalar gerçekleştirilmesi konuları ele alındı. Ayrıca Karabük yerelinde ve Batı Karadeniz’deki üniversitelerle iş birliği oluşturmak ve yeni projelere öncülük etmek hedefleniyor. Bu kapsamda, alt çalışma grupları oluşturularak diğer üniversitelerle de iletişim kurulacak, projelerin belirlenmesi ve planlanması gerçekleştirilecek. Farklı kurumların ihtiyacı olan projelerin oluşturulması sağlanacak ve Karabük Üniversitesinin yapay zeka alanındaki misyonu ve vizyonu belirlenerek yeni projelerin oluşturulması ve altyapının sağlanması çalışmaları gerçekleştirilecek. KBÜ Rektörü Kırışık, yapay zekanın; eğitim, teknoloji, sağlık ve sosyal alanlardaki yenilikleri ve gelecek vizyonunu ele almak için önemli bir fırsat olduğunu belirtti. Yapay zeka sayesinde gelecekte dünyanın bambaşka bir hale geleceğini aktaran Kırışık, "Yapay zekanın bütün sahaları tutacağını, her sahaya tam bir kontrol ve baskı oluşturacağını öngörüyorum. Bildiğiniz gibi üniversitemiz, Yıldız Teknik Üniversitesinde Mart ayında gerçekleştirilen yapay zeka konulu toplantıda Yükseköğretim Kurulunun (YÖK) aldığı kararla yapay zeka, dijitalleşme ve büyük veri alanlarında yeni lisans ve ön lisans programlarının açılacağı üniversiteler arasında yer aldı. Geleceğin nasıl şekilleneceği yapay zeka ve dijital dönüşüm sürecinin neler getireceği ile ilgilidir. Bu anlamda Üniversitelerimizde öğrencilerimize çağın ihtiyaçlarına uygun olarak eğitim imkanları sunmak büyük önem taşıyor. Bu alanda yapılan çalışmalar, verilen eğitimler ve yetiştirilen insan kaynağı ülkemize büyük katkılar sunacak, ülkemizin dijital dönüşümüne destek olacaktır. Karabük Üniversitesi olarak birçok farklı alanda yapay zeka uygulamalarına ilişkin çalışmalar yürütmeye, ülkemize ve insanlığa faydalı olmaya, öğrencilerimize ileri teknoloji ve dijitalleşme alanlarında güçlü bir eğitim ve kariyer fırsatı sunmaya devam edeceğiz" dedi. Toplantının sonunda yapay zeka alanında KBÜ’de görevli bilişim personelleri ile birlikte ortak bir vizyon oluşturma, bu alandaki gelişmeleri teşvik etme, açılacak bölümler konusunda yol haritasını belirleme, çalışma grupları ile yapılacak işlemler ve adımlar konuşuldu. Akademisyenler bu tür etkinliklerin teknoloji alanındaki ilerlemeye katkı sağlamaya devam edeceğine inandıklarını dile getirdiler.