POLİTİKA - 25 Mart 2019 Pazartesi 18:48

Kılıçdaroğlu: “Bizim belediye başkanlarımızın tamamı düzgün insanlar"

A
A
A
Kılıçdaroğlu: “Bizim belediye başkanlarımızın tamamı düzgün insanlar"

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Bizim belediye başkanlarımızın tamamı düzgün insanlar" dedi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Bizim belediye başkanlarımızın tamamı düzgün insanlar" dedi.


CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 31 Mart’ta yapılacak yerel seçimler öncesinde Madenci Anıtı önünde miting gerçekleştirdi. Kılıçdaroğlu, Zonguldak isminin Bülent Ecevit’i hatırlattığını ifade ederek, “Zonguldak deyince aklıma hep rahmetli Ecevit gelir. İşçilerin babası Ecevit, grevi, toplu sözleşmeyi getiren Ecevit. Kıbrıs Fatih’i Ecevit. Biz Ecevit deyince Zonguldak, Zonguldak deyince Ecevit’i hatırlarız. Kara elmasın, alın terinin başkenti. Alın terini lokmasına katık edenlerin başkenti. Zonguldak’ta olmanın bir ayrıcalığı vardır. Zonguldaklı demek çalışan ve üretenler demektir. Birlikte yaşamak demektir. Türkiye sevdasını yüreğinde taşıyan insanlar demektir. Ben Zonguldak’ı böyle bilirim, böyle tanıdım ve böyle tanımaya da devam edeceğim” dedi.



“Zonguldak’ın altında hazine var”


Kemal Kılıçdaroğlu, “Zonguldak’ın altında bir maden var, bir hazine var. Bu hazineyi kazanmak için binlerce insanımız çalıştı, alın teri döktü. Binlerce insanımız buradan kazandıklarıyla evlatlarını üniversiteye gönderdi, evlendirdi, askere gönderdi. Zonguldak bir tarih yazdı. Şimdi geliyoruz aynı Zonguldak’a bugün geliyoruz. 17 yılın sonunda geliyoruz. 17-20 bin kişinin çalıştığı kara elmasın yatağında bugün binlerce kişi çalışmıyor. Her seferinde gelip size söz verdiler. Seçimler öncesi gelip söz verdiler. Şu kadar işçi alacaklarını söylediler. Oylarını alıp gittiler" şeklinde konuştu.



“İşsizlik, Türkiye’nin en temel sorunudur”


Son bir yılda işsiz kalanların sayısının 1 milyon 11 bin kişi olduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, “Son olarak bir yılda işsiz kalanların sayısı 1 milyon 11 bin kişi. Toplam işsiz sayısı 8 milyon. 8 milyon eve ekmek girmiyor" dedi.


"17 yılın sonunda vatandaşı getirdiler soğan kuyruğuna mahkum ettiler" diyen Kılıçdaroğlu, "Şimdi o kuyruk varlık kuyruğu diyor. Ne söylenir. Ben şimdi Japonya’nın haline üzülüyorum. Fakir Japonya. Almanya’ya üzülüyorum. Sizin ülkenizde varlık kuyruğu yok. Zenginlik yok. Açlık var, sefalet var. Varlık kuyruğu görmek istiyorsanız gelin görün Türkiye’yi diyeceğim. İnsanların aklıyla alay ediyorlar. Sarayda oturuyor. Sarayın mutfağı ayrıdır. Soruyor sarayda mutfakta eksiklik var mı, yok. Kilosu 4 bin liralık çay da var. Kılıçdaroğlu işsiz nereden çıkardı diyor. Bay Kemal’e anlat anlat ne söyleyeceğiz diyor. Bay Kemal konuşacak. İşsizin, vatandaşın, alın teri dökenlerin derdini elbette dile getirecek. Bay Kemal olmak kolay değil" dedi.



“Osmanlı’nın parasını basacak Merkez Bankası bile yoktu”


Türkiye’nin canlı hayvan, mercimek ve nohudu yurt dışından ithal ettiğini söyleyen Kılıçdaroğlu, Merkez Bankasıyla ilgili de şöyle dedi:


“Dışarıdan kömür gelmiyor sadece, tütün geliyor. Geçen sene 13 milyon dolarlık tütün aldık. 115 milyon dolarlık pamuk aldık. Nasıl oluyor da bu cennet gibi ülkede bereketli tarlaları, suyu, güneşi varken yurt dışından niye bunlar geliyor. Mercimek, canlı hayvan, nohut, et geliyor. Her şeyi dışarıdan alırsanız bu iş yürümez. Yorulmadan, alın teri dökmeden, çalışmadan başkalarının ürettiklerini tüketirseniz haysiyetinizi ve onurunuzu, daha sonra da bağımsızlığını kaybedersiniz diyor Mustafa Kemal Atatürk. Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Osmanlı’nın nasıl battığını gördü. Üretmediği için Osmanlı battı, üretemediği için battı. Osmanlı’nın parasını basacak Merkez Bankası bile yoktu. 1930 yılından sonra paraları basacak bir bankamız oldu. Gazi Mustafa Kemal Atatürk üretime önem verdi. Sümerbank, Etibank bunları pamuk satarak, incir, üzüm satarak kurdu. Yani ilk şeker fabrikamız Uşak’ta yumurta satılarak kuruldu. Şimdi babalarımızın, dedelerimizin, incir, üzüm, pamuk, yumurta satarak kurdukları fabrikaları biz satıyoruz. Fabrika satarak canlı hayvan alıyoruz. Fabrika satarak pamuk alıyoruz. Patates alıyoruz, soğan alıyoruz. Yani işler tersine döndü. Tersine gidişi düzeltmek bizim, sizin elinizde, yani sandıkta. Buna izin vermeyeceğiz. Yeter kardeşim üretmekse beraber üretelim, üretmek kazanmak demektir. Üretmek alın teri dökmektir. İşsizlikle mücadele demektir. Bunu yaptığınız zaman başarılı olursunuz.”



“Dünyada hangi devlet kendi silah fabrikasının yüzde 49.9’unu yabancı bir ülkeye satmıştır”


Sakarya’daki tank palet fabrikasının Katar ordusuna satıldığını söyleyen Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:


“Sakarya’daki tank palet fabrikası bugünkü değeri 20 milyar dolar. Bunu niye anlatıyorum. Özellikle ülkücü kardeşlerime, milliyetçi kardeşlerime anlatıyorum. Bir silah fabrikası devletin namusu, haysiyeti, Türkiye’nin bekasıdır. Dünyanın aynı konuda üretim yapan 5 fabrikasından birisidir. Değeri 20 milyar dolar. Kime satıldı, Katar ordusuna satıldı. Ülkücü kardeşlerime soracağım ilk soru, dünyada hangi devlet kendi silah fabrikasının yüzde 49.9’unu yabancı bir ülkeye satmıştır. Dünyada böyle bir örneği yok. Eğer dünyada bir örneği yoksa dönüp kendisine milliyetçi diyen vatandaşa, Katar ordusuna peşkeş çekenlerin arkasında durup milliyetçi diyecek misiniz? Kendi silah fabrikalarımıza, kendi üretimimize güveniyoruz. Fabrikalarımızın başka orduya peşkeş çekilmesini istemiyoruz."


"Bizim belediye başkanlarımızın tamamı düzgün insanlar" diyen Kılıçdaroğlu, "Yeni pırıl pırıl insanlar. Sizin İstanbul’da çok arkadaşlarınız, dostlarınız var. Ekrem İmamoğlu diye bir beyefendiyi tanıyor musunuz? Ekrem İmamoğlu İstanbul’un kaderini değiştirecek. Hiç kimseyi ötekileştirmiyor, herkesi kucaklıyor. Alın teri, dostluk, kardeşlikten yana. Onlar ayrıştırıyorlar, biz birleştiriyoruz. Biz barış tohumları, huzur tohumları ekiyoruz. İstiyoruz ki her evde huzur, bereket olsun. Mutluluk olsun. İnsanlar mutlu yaşasınlar. En büyük arzumuz budur” dedi.


Kılıçdaroğlu, madenci bareti ve Zonguldak Kömürspor atkısıyla çıktığı mitingde partisinin belediye başkan adaylarıyla hatıra fotoğrafı çektirerek kent merkezinden ayrıldı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Lokanta ve kafelerde KDV oranında değişiklik Resmi Gazete’de Lokanta ve kafelerde yüzde 8 olan KDV, yüzde 10’a, yüzde 18 olan KDV’nin, yüzde 20’ye çıkarılmasına ilişkin tebliğ Resmi Gazete’de yayımlandı. Katma Deper Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ Resmi Gazete’de yayımlandı. Tebliğe göre, Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın 26 Nisan 2014 tarihli Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde yer alan ’yüzde 8’ ibarelerinin ’yüzde 10’, ’yüzde 18’ ibarelerinin ’yüzde 20’ olarak değiştirilmesine karar verildi. Buna göre, lokantaların hizmetlerini, et, su, meyve suyu gibi gıda malzemesi satışı göstererek yüzde 10 yerine yüzde 1 KDV ile faturalandırmasının önüne geçilecek. Hizmet sunan lokanta, kafe, pastane gibi işletmeler kendilerinin hazırlayıp sundukları yiyecek ve içecekler ile dışarıdan temin edilerek buralarda sattıkları ürünler için yüzde 10 oranında KDV hesaplayacak. Bu işletmelerin telefonla veya internet üzerinden sipariş suretiyle adrese gönderme, gel-al gibi yöntemlerle yaptıkları tüm satışlar da aynı kapsamda değerlendirilecek. Öte yandan, yiyecek ve içecek hizmetlerine yönelik işyeri ruhsatı bulunmadığı halde müşterilerine masa, oturma yeri, tezgah gibi servis yapılabilen alanlarda yiyecek ve içecek hizmetleri sunanların bu yerlerde yaptıkları satışlar da bu kapsamda olacak. Tebliğin yayımını izleyen ayın başında yürürlüğe gireceği belirtilirken hükümlerinin Hazine ve Maliye Bakanınca yürütüleceği belirlendi.
Bitlis Ahlat’ta ‘Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun’ anma programı düzenlendi Eski Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun vefatının 5. yılında Bitlis’in Ahlat ilçesinde anıldı. Ahlat ilçesinde Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun anısına “Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun” anma programı düzenlendi. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile İçişleri Bakanlığı’nın katkılarıyla Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği tarafından düzenlenen program saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Daha sonra konuşma yapan Bitlis Valisi Erol Karaömeroğlu, “Haluk Dursun’un hatırasına sahip çıkan bu anlamlı program dolayısıyla sizlerle beraber olmaktan duyduğum memnuniyeti özellikle ifade etmek istiyorum. Bugün ülkemizin yetiştirmiş olduğu mümtaz bir ismi anmak üzere buradayız. Prof.Dr.Haluk Dursun’u ebedi aleme uğurlayalı tam 5 yıl oldu. Van Erciş’te kendi aracıyla seyir halindeyken meydana gelen elim bir trafik kazası sonucu maalesef hocamızı 19 Ağustos 2019 tarihinde kaybettik. Kültür birikimi ve hitabetiyle araştırmayı, bildiğini ve gördüğünü meraklısına aktarmayı seven, hayatını görevine adayan bir bilim insanıydı. Ahmet hocamızı bir kez daha rahmetle, özlemle, şükranla yad ediyorum. Değerli ailesine, dostlarına, mesai arkadaşlarına tekrar başsağlığı diliyorum. Rabbim Haluk hocamızdan razı olsun, mekanı ali olsun. Bu anlamlı buluşmanın düzenlenmesinde emeği geçen herkese teşekkür ediyorum” dedi. Ardından konuşan AK Parti Ankara Milletvekili Zeynep Yıldız, “Gerçekten bir ideal, ülkü ve niyet uğruna yola koyulanlardandı Haluk hoca ve bugün bizi burada bir araya getirdi. Bunu da yaparken bir mekan ve bellek ilişkisi kurmaya yönelik en önemli noktalardan birinde Ahlat’ta bizleri buluşturdu. Gerçekten nereden geldik nereye doğru yürüyeceğiz duygusunu bize pekiştirebilecek bir noktada bir araya gelmiş olduk” ifadelerini kullandı. MHP Genel Başkan Başdanışmanı Prof. Dr. Ruhi Ersoy’da, “Ahlatın maneviyatıyla gençliğin enerjisini bir araya getiren bu tarihi ve bu mukaddes şehirde Kubbet-ül İslam’da sizlerle beraber olmaktan tarihe adanmış, adanmış olduğu bir ülküsünde yol yürürken rahmeti rahmana kavuşmuş değerlerimizi anma vesilesiyle sizlerle olmaktan bende kıvanç duyuyorum. Ahlat’ı anlamak, tanımak ve bu değerler etrafında dertlenen Ahmet Haluk Dursun profili, şahsiyetleri, onun etrafında neşet etmiş yetiştirmiş olduğu gençlerin yeniden filizlenmesine iklim oluşturmaktır. Bizim muradımız ve mefkuremiz budur. Siyasetten de, devlet hayatından da anladığımızda budur, bu olmalıdır. Bu sebepten dolayı bugün bu saatte bu salonu dolduran her bir arkadaşım bu atmosferin bir parçası olmuştur. Bu programın hayat bulmasında dertlenerek Ahmet Haluk Dursun hocanın derdini kendine dert ederek yola çıkıp kamu imkanlarıyla bu iş yürümüyorsa milletle yürüyebiliriz, dernekleşiriz diyerek devletimizin kapısını çalarız diyerek yolculuğa başladı. Bugünün anlamını bir bütün halinde program bitene kadar hissedip yaşayalım” şeklinde konuştu. Bitlis Eren Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof.Dr.Ferit İzci ise, “Bizim medeniyetlerimiz başka medeniyetlere benzemez. Bizim medeniyetlerimiz işte böyle şahsiyetler ve gençler üzerine inşa edilmiş ilelebet varlığını devam ettirecek medeniyetlerdir. Başka medeniyetlerin hayal bile edemeyecekleri zirvelere çıkmış olan ecdadın nesilleriyiz. Hayatını bu şekilde mücadeleyle geçiren başta sayın Ahmet hocamız olmak üzere bu ülkede ve coğrafyada yetişmiş değerlerli şahsiyetlere huzurlarınızda saygıyla ve minnet duyuyorum” dedi. Düzenlenen program hakkında gazetecilere açıklamada bulunan Anadolu Tarih ve Kültür Birliği Derneği Başkanı Doğan Güngör, “Kültür ve Turizm Bakan yardımcısıyken çok sevdiği Ahlat’ı ziyaretinin hemen sonrasında geçirdiği trafik kazasıyla hayatını kaybeden Prof.Dr.Ahmet Haluk Dursun hocayı anmak, Ahlat’ı anlatmak ve gençlerle hemhal olmka için buradayız. Dernek olarak hocamızı anmak üzere yaptığımız ikinci program. İlkini Çanakkale’de yine tarihimizin müstesna mekanlarından birinde, bugünde Ahlat’ta yaptık” dedi. Anma programına katılan Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kızı Nilay Dursun’da duygularını şöyle ifade etti; “Babamın hayatının son yıllarında özellikle çok önem verdiği Anadolu Tarih ve Kültür Birliği projesinin yaşatılıyor olabildiğini görmek gerçekten çok mutluluk verici. Yıllar önce babamın vefatından sonra tanıştığım bu değerli ekiple 5.yılında da bu tarz etkinliklerle bir araya gelmeyi sürdürüyoruz. Babamı anmayı, onun öğretilerini, gençlere aktarmaya çalıştığı bilgileri bir arada tekrar hatırlayarak belki yeni kitlelere aktarmaya çalışıyoruz. Bu gerçekten çok önemli. Dolayısıyla bu etkinliklerde desteği olan herkese çok teşekkür ediyorum.” İstanbul Üniversitesi Tarih Bölümü son sınıf öğrencisi Kenan Toprak Çatkın’da, “Ahlat’a ikinci gelişim. Bundan önce de bir program aracılığıyla gelmiştim. Haluk hoca bizde çok önemli ve derin etkiler bıraktı. Zaten bu etkileri panelimizde de anlatacağız” dedi. Yapılan konuşmaların ardından program Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği Musiki Grubunun Haluk Dursun’un sevdiği müzikleri seslendirmesiyle devam etti. Arından Ahmet Haluk Dursun hocayla anısı olan çeşitli üniversite öğrencilerin paneli ve BEÜ öğretim üyesi Doç.Dr.Hasan Buğrul’un Ahlat’taki tarihi mezar taşları üzerindeki övgü içerikli yazılar adlı sunumuyla program sona erdi. Anma programı sonunda toplu hatıra fotoğrafı çektirildi. Ahlat Halk Eğitimi Merkezi konferans salonunda düzenlenen anma programına Ahlat Kaymakamı Batuhan Bingöl, Ahlat Belediye Başkanı Yavuz Gülmez, Bitlis İl Emniyet Müdürü Ortaç Şekeroğlu, Bitlis İl jandarma komutanı Tuğgeneral Eyüp Subaşı, bazı kurum amirleri, çok sayıda akademisyen, yazar, eğitimci ve öğrenci katıldı. Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kaza sonucu vefatı 2019 yılında Malazgirt Zaferi’nin 948. yıl dönümü etkinlikleri öncesi Ahlat’ta gezi ve incelemelerde buluna merhum Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun, buradaki incelemeleri sonrası kara yoluyla Van’a hareket etmişti. Dursun’un içinde bulunduğu araç, Erciş’in Bayramlı Mahallesi yakınlarında kaza yapmış, kazada Ahmet Haluk Dursun hayatını kaybetmişti.
Antalya Otomobil su kanalına uçtu: Öldüğü düşünülen sürücünün yüzerek kaçtığı ortaya çıktı Antalya’da kontrolden çıkıp su kanalına uçan otomobildeki sürücü, kanaldan yüzerek çıkıp olay yerinden kaçtı. Aracın yaklaşık 1 buçuk ay önce satışını yapıp devrinin henüz alınmadığını belirten ruhsat sahibi kadın ise olay yerine geldiğindeki ilk sözü, “Allah’tan içinde kimse yok” oldu. Kazanın görgü şahidi bir genç ise, “Sürücü çok paniklemişti, yüzerek kanaldan çıktı, ardından kaçtı” dedi. Kaza, saat 22.00 sıralarında Kepez ilçesine bağlı Göksu Mahallesi’ndeki Nene Hatun Caddesi ile İbn-i Sinan Sokak kesişiminde meydana geldi. Henüz sürücüsünün ismi öğrenilemeyen 16 LUB 73 plakalı otomobilin önce kaldırıma çarpıp ardından su kanalına uçtuğunu görenler durumu 112 Acil Çağrı Merkezine bildirdi. İhbarın ardından olay yerine itfaiye, polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Belirtilen adrese gelen itfaiye ekipleri, araçta yaptıkları kontrolde herhangi bir kişinin olmadığını tespit etti. Bunun üzerine görgü şahitlerinin ifadesine başvuran polis, sürücünün araçtan çıktıktan sonra yüzerek kanaldan çıktığını ve ardından panikleyerek kaçtığını belirledi. Trafik polisinin araç plakasından yaptığı sorgulamada, aracın Gülfer Hanedar adına kayıtlı olduğu belirlendi. “Arabayı sattım, parasını aldım ama devrini almadı” Ekiplerin haber vermesiyle kaza yerine gelen Hanedar, aracı Halil isminde bir galerice yaklaşık 1 buçuk ay önce sattığını, parasını almasına rağmen karşı tarafın devrini henüz üzerine almadığını söyledi. Gazetecilere de açıklamada bulunan Hanedar, “Arabayı satmıştım, parasını aldım ancak devrini henüz üzerine almadı. Kaza olunca beni aradılar. Allah’tan içinde kimse yok, ona sevindik. Galericiye satmıştım. Onun sürüp sürmediği de belli değil, ulaşamıyorum da” diye konuştu. Kazayı görenlerden Musa Kont isimli genç ise “Araba aniden fren yaptı ve kanala uçtuktan sonra sürücü yüzerek çıktı. Adam çok panik yapıyordu, sakinleştirmeye çalıştık ama kaçtı gitti” dedi. Polis ekipleri sürücüyü bulmak için çalışma başlatırken, araç çekiciyle su kanalından çıkartılarak otoparka götürüldü.