ASAYİŞ - 24 Temmuz 2021 Cumartesi 19:14

Taşlı sopalı kavgada burnu kırılan gencin babası adalet istedi

A
A
A
Taşlı sopalı kavgada burnu kırılan gencin babası adalet istedi

Zonguldak’ın Ereğli ilçesinde aralarında daha önceden husumet bulunan iki aile birbirine girdi.

Zonguldak’ın Ereğli ilçesinde aralarında daha önceden husumet bulunan iki aile birbirine girdi. Taşlı sopalı kavgada bir kişinin burnu kırılırken, bir kişinin de kaburgası kırıldı. Taraflar hastanelerde yapılan tedavilerin ardından götürüldükleri polis merkezinde birbirlerinden şikayetçi oldu.



Olay, ilçeye bağlı Gülüç beldesi Merkez Mahallesi’nde meydana geldi. İddiaya göre, aynı binada oturan ve aralarında daha önceden elektrik kullanımı nedeniyle husumet bulunan İ.Y. ile oğlu G.Y., Yılmaz Acar ile karşılaşınca tartışma çıktı. Kısa sürede taşlı sopalı kavgaya dönüşen olaya iki tarafın da yakınları dahil olunca kavga büyüdü. Çevredekilerin haber vermesi üzerine olay yerine gelen çok sayıda polis ekibi tarafları ayırırken, kavgada yaralanan 7 kişi çeşitli hastanelere kaldırılarak tedavi altına alındı. Kavgada İ.Y.’nin torunu gemi kaptanı Serkan Azman’ın burnu kırılırken, vücudunun çeşitli yerlerinden yaralanmalar meydana geldi. Kavganın diğer tarafı Yılmaz Acar’ın kaburgası kırılarak vücuduna aldığı darbeler nedeniyle yaralanmalar meydana geldi. Hastanedeki tedavilerinin ardından karakola götürülen taraflar birbirlerinden şikayetçi oldu. Emniyette ifadeleri alınan taraflar savcılık talimatı ile serbest bırakıldı.



Yaşanan kavgada burnu kırılan Serkan Azman’ın babası Şenol Azman, oğluna cinayetten hüküm giyen ve Covid-19 salgını nedeniyle cezaevinden izinli çıkan S.G.’nin taşla saldırdığını ve kavga anında elinde balta olduğunu iddia etti. Oğlunun kavgada yaralanan dedesi ve dayısını uğurlamak için gittiği olay yerinde araçtan iner inmez saldırıya uğradığını iddia eden Azman, savcılığın saldırganları serbest bırakmasına tepki gösterdi.



“Katillerin yeri cezaevi olmalı”


Azman, gazetecilere yaptığı açıklamada “Oğlum Serkan ile küçük oğlum Umutcan dayısı Bursa’dan gelmişti, onları karşılamaya gittiğinde orada dedesi ve dayısına saldırı olduğunu görüyor. Gemi kaptanı oğlum aracından inerken cezaevinde hükümlü olan ve bayram nedeniyle izne gönderilen S.G. ve Y.A. tarafından saldırıya uğruyor. Burnu görüldüğü gibi kırık, Pazartesi ameliyata alınacak. Biz Allah’tan şifa, devletimizden de adalet bekliyoruz. Neden? S.G. isimli kişi yaklaşık 5 yıl önce Gülüç deresinde 70 yaşındaki bir amcayı bıçaklayarak öldürmüş, yaklaşık 15 yıl ceza almış. Covid nedeniyle bayramda izne gelmiş, resimleri savcılığa verdik, elinde baltayla insanların içerisinde dolaşıyor. Savcılarımızın bunu serbest bırakmasını anlayamadık. Bende serbest bırakılmadan dolayı bireysel olarak itiraza gittim, nöbetçi savcı olması gereken adliyede savcının olmadığını, telefonla görüşme yapıldı. Resmi tatil bitince şikayetimizi alabileceklerini söylediler. Başsavcılığa da konuyu ilettim. Cezaevinde olması gereken katiller bayramda bayram yaptı, benim oğlum hastane köşelerinde, yatak köşelerinde adalet bekliyor. Adalet Bakanlığımız ve Cumhurbaşkanlığımıza sesleniyorum; Sevgili Cumhurbaşkanım Recep Tayyip Erdoğan, katilleri lütfen cezaevine geri gönderin” dedi. Azman, kavganın nedeninin ise kendi yaptıkları binada icradan satılan daireyi Alan Yılmaz Acar ile kayınpederi arasında elektrik kullanımı nedeniyle daha önceden çıkan tartışmadan kaynaklandığını ifade etti. Azman ayrıca kavga sonrası olay yerine eşi ve çocukları ile gittiklerinde karşı tarafın ailesinin kendilerine saldırdığını dile getirdi.



Acar: “Kayınçım gelmese belki de şimdi ölmüştüm”


Kavgada ağır yaralanan Yılmaz Acar ise kavgayı kendisinin başlatmadığını tam aksine 7-8 kişinin taş ve sopalarla saldırdığını ifade etti. Kayın biraderi S.G.’nin gelip kendisini kurtardığını belirten Acar, şu sözleri sarf etti: “Kaburgam kırık, evde yatıyorum. 7-8 kişi üzerime saldırdılar. Taşlarla sopalarla üzerime saldırdılar. Darbeyi yiyen benim. Güvenlik kamera görüntüleri var, onları alıp savcılığa vermeye çalışacağım. Gerçeklerin hepsi ortaya çıkacak. Kayınçım gelip beni onların elinden kurtardı. Çıkan haberlerin hepsi yalan. Onlarla ilgili de savcılığa şikayette bulunacağım. Mağdur olan benim. Benim gördüğüm 7-8 kişi var. Kamera görüntüleri savcılığa verilecek. Benim kayınçım fotoğrafları yayınlanan kişiye orada vurmadı. Kayınçım gelmese belki bende ölmüştüm. Kayınçımın sabıkası var diye onun üzerine gitmeye çalışıyorlar.”


Savcılığın olayla ilgili olarak başlattığı soruşturma sürüyor.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Bakan Ersoy, Yunan mevkidaşı ile "Romeo ve Juliet" oyununu izledi Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy ile Yunanistan Kültür Bakanı Lina Mendoni, William Shakespeare’in unutulmaz eseri "Romeo ve Juliet" oyununun Atatürk Kültür Merkezi’ndeki (AKM) gösteriminde bir araya geldi. Oyun, Türkiye’den Devlet Tiyatroları ve Yunanistan’dan Atina Konser Salonu Megaron ve Yorgos Lykiardopoulos kültürel organizasyonu Lykofos ortak projesiyle Ege’nin her iki yakasında tiyatro severlerle buluşuyor. Yunanistan ve Türkiye’den sanat kurumları ile sanatçıları bir araya getiren proje, iki ulus arasında köprü kurmayı hedefliyor. Dün İstanbul’da ilk gösterimi yapılan ve 28 Nisan’a kadar sahnelenmeye devam edecek esere ilişkin AKM’de gerçekleştirilen basın toplantısında Bakan Mehmet Ersoy, Bakan Lina Mendoni ile verimli bir görüşme gerçekleştirdiklerini ve değerlendirmelerde bulunduklarını söyledi. Basın toplantısında konuşan Bakan Ersoy, "Bugün değerli mevkidaşım, Yunanistan Kültür Bakanı Sayın Lina Mendoni ve beraberindeki heyeti misafir ettik. Verimli bir görüşme gerçekleştirdik; değerlendirmelerde bulunduk. Şimdi ise çok güzel bir sanat birlikteliği vesilesiyle buradayız. Devlet Tiyatrolarımız ile Pire Belediye Tiyatrosunun ortak bir proje çerçevesinde sahneye koyduğu Romeo ve Juliet oyununun İstanbul galasını izleyeceğiz” dedi. "Sanatın evrenselliği insanlık için daima ortak bir çatı olmuş; en güzel, en anlamlı birlikteliklere ev sahipliği yapmıştır" diyen Ersoy, sözlerine şöyle devam etti: “Bizler de buna sahip çıkmanın, katkı ve değer sunmanın gayretindeyiz. İnanıyorum ki bu proje sadece bir başlangıç olacak, önümüzdeki dönemlerde sanatın diğer alanlarına da yayılacaktır. Romeo ve Juliet, Shakespeare’in eşsiz kaleminden çıkmış ölümsüz bir klasik. Bizler ise bu eseri, sanatçılarımızın kendi kültürel ve tarihsel geçmişlerinden ilham alarak yeniden yorumladıkları bir temsille sahneye taşıyoruz. Oyundaki aileler kendi aralarında anadillerinde konuşurken bir araya geldiklerinde, bildikleri tek ortak dil olan İngilizce ile iletişim kuracaklar. Bu yaklaşım, farklı dillerin ve kültürlerin etkileşimiyle insan doğasının derinliklerine inerek evrensel duyguları keşfetmeyi amaçlamaktadır. Esere günümüz dünyasından açılan bu çağdaş bakış açısı ve yeni yorum vesilesiyle Türkiye ve Yunanistan’ın köklü kültürel mirasını da bir araya getirmiş ve iki ülke arasında derinleşen kültürel diyaloğu sembolize etmiş olacağız. Provalar 18 Şubat’ta, Yunanistan’da başlamıştı. Yönetmen Lefteris Giovanidis’in rejisiyle sahneye taşınan eser, Türkiye’de sanatseverlerle buluşmasının ardından Mayıs ayında, Atina’da perdelerini açacak ve iki ülkede toplamda 13 temsil gerçekleştirilecek. Ayrıca 17-27 Mayıs 2024 tarihleri arasında, Antalya’da düzenlenecek olan 14’üncü ‘Devlet Tiyatroları Antalya Uluslararası Tiyatro Festivali’nde yer almasını da planlıyoruz. Yine yaz aylarında ve önümüzdeki tiyatro sezonunda Türkiye’nin ve Yunanistan’ın farklı şehirlerinde sahnelenmesi, Avrupa’daki prestijli tiyatro festivallerine katılımı söz konusu olacak. Türkiye ve Yunanistan arasındaki kültürel ilişkilerin geliştirilerek daha ileri boyuta taşınması adına bundan sonra da Yunanistan’ın ilgili kurum ve kuruluşlarıyla eşgüdüm ve iş birliği içerisinde çalışmaktan memnuniyet duyacağımızı ifade etmek isterim. Sayın Bakan’a, Pire Belediye Tiyatrosunun ve Devlet Tiyatrolarımızın çok değerli sanatçılarına ve Sayın Lefteris Giovanidisi’in şahsında, sahne arkasında bu esere emek veren bütün ekibe teşekkür ediyorum. Sanatseverleri bu özgün ve özel temsili izlemeye davet ediyor, hepinize saygılar sunuyorum” dedi. Yunanistan Kültür Bakanı Lina Mendoni ise eserin sahneye konulma sürecinden bahsederek, Türk- Yunan ilişkileri bakımından oyunun İstanbul’da izleyicilerle buluşmasından dolayı mutluluk duyduklarını ifade etti. Romeo ve Juliet’in en güzel aşk hikayesi, aynı zamanda da bir drama olduğunu belirten Mendoni, "Bu oyun bir başlangıç olabilir. İki toplumun kültürel bağlarımızı daha da yüksek hale getirebiliriz. Sadece devlet düzeyinde değil, özel kuruluşlar arasında da ortak projelerin ve ikili işbirliklerinin olduğunu öğrenmekten mutluluk duyuyoruz. Yakın zamanda sizleri Atina’ya 16 Mayıs’ta sahnelenecek oyuna da bekliyorum. Eminim oyun, Atina’da da çok iyi karşılanacak" diye konuştu. Bakan Ersoy ve Mendoni, ortak basın toplantısının ardından AKM Tiyatro Salonu’nda sahne alan "Romeo ve Juliet" oyununu birlikte takip etti.
Adana Okan Buruk: “Büyük rekorlara imza atıyoruz” Galatasaray Teknik Direktörü Okan Buruk, Y. Adana Demirspor galibiyetinin ardından yaptığı açıklamada “Büyük rekorlara imza atıyoruz. Daha büyük rekorlar ve başarılar bizi bekliyor. Bunun mutluluğunu yaşıyoruz” dedi. Trendyol Süper Lig’in 34. haftasında Galatasaray deplasmanda Y. Adana Demirspor’u 3-0 mağlup etti. Maç sonu basın toplantısında konuşan Galatasaray Teknik Direktörü Okan Buruk, Adana deplasmanının zorlu olduğunu belirterek, “Adana deplasmanı birçok takım için çok zordur. Maç öncesi muhteşem bir koreografi vardı. Maç atmosferi çok güzeldi. Oyuna bakacak olursak da bizlerin ofansif anlamda çok kolay pozisyon ürettiğimiz oyunlardan biriydi. Oyun içerisinde rakibimizin de çok net pozisyonları vardı. Kaptanımız Muslera kendisi bir rekora imza attı. Galatasaray’ın kazandığı 3 puanda önemli bir rolü vardı. Rakibimize verdiğimiz pozisyonlardan dolayı mutlu değilim. Bugün buradan ayrılırken 7 puan önde ayrılıyoruz. Bir sonraki maça da hazırlanırken rakiplerimizin maçlarını da bekleyeceğiz. Kendi rekorumuzu geçtik, benim ve oyuncularım açısından çok önemli. Herkese teşekkür ediyorum. Hep beraber bu rekorları kırıyoruz. Büyük rekorlara imza atıyoruz. Daha büyük rekorlar ve başarılar bizi bekliyor. Bunun mutluluğunu yaşıyoruz” ifadelerini kullandı. Fenerbahçe ve Beşiktaş arasında oynanacak maç hakkında da sorulan soruya cevap veren Buruk, “Rakibimizin iki kanadı da çok geriye dönmedi. 56 kere ceza sahasına girip 25 şut atmışız. Rakibimiz iyi savunma yapamadı. Biz hep kendi maçımıza odaklanıyoruz. Biz kendi maçlarımızı kazandığımız için avantajlı olan biziz. Rakibimizin puan kaybetmesi halinde bu puan farkı 6 veya 7 olarak değişecek. Hiçbir şey bitmedi. Devam ediyoruz” diye konuştu.
Adana Hikmet Karaman: “Alkışlanacak bir mücadele ortaya koyduk” Y. Adana Demirspor Teknik Direktörü Hikmet Karaman, 3-0 mağlup oldukları Galatasaray maçı sonrası yaptığı açıklamada, “Futbolda bazen moral fiziksel kondisyonun önüne geçer. Gole kadar oyun anlamında, pozisyon anlamında alkışlanacak bir mücadele ortaya koyduk” dedi. Trendyol Süper Lig’in 34. haftasında Y. Adana Demirspor, evinde karşılaştığı Galatasaray’a 3-0 mağlup oldu. Maç sonu basın toplantısında konuşan Y. Adana Demirspor Teknik Direktörü Hikmet Karaman, “İlk 45 dakikada çok önemli pozisyonlar oluşturduk. Kaleci Muslera’yı tebrik etmek gerek. İkinci yarı 1-0 ve 2-0 oldu. Futbolcularım iyi mücadele etti. Gole kadar oyun anlamında, pozisyon anlamında alkışı hak eden bir performans ortaya koyduk. Maçın son bölümlerinde Galatasaray üstünlüğü ele aldı. Taraftarlarımıza da teşekkür ediyorum. Maç öncesi çok güzel bir atmosfer vardı. Galatasaray’a bundan sonra başarılar diliyorum” ifadelerini kullandı. "İlk 45 dakikada planlarımızın hepsi tuttu" Adana Demirspor’un zorluklar yaşadığını aktaran Karaman, “Bu takım 12 haftalık bir takım. Adana Demirspor takımı 12 haftadır birbirini tanımaya çalışan oyuncu gruplarıyla maça çıkıyor. Geçtiğimiz sezonların takımı ortada yok. İlk 45 dakikada planlarımızın hepsi tuttu. Yediğimiz gollerden sonra moraller bozuldu. Galatasaray gibi bir takıma karşı oynuyorsun ve ilk devre yakaladığın net pozisyonlar var. Futbolda bazen moral fiziksel kondisyonun önüne geçer. 2-0’dan sonra gördünüz ne kadar rahatladı. Yusuf Sarı ve Emre Akbaba çok önemli oyuncular ama yoklardı. Biz elimizdeki oyuncularla planlamayı en iyi şekilde yaptık. Müthiş bir maç izlendi. Futbol bir oyun, alkışlayacaksın. Bu oyunculara da sahip çıkacaksın. Zaman zaman kulüpler ekonomik ve sevk, idare anlamında zorluklar yaşayabilir. Biz de bunu şu anda kontrol ediyoruz. Semih Güler’in sakatlanması da bizi etkiledi. Alkışlanacak bir mücadele ortaya koyduk” diye konuştu.