SAĞLIK - 23 Haziran 2017 Cuma 11:11

Kazalarda omurga ve omurilik yaralanmasına dikkat

A
A
A
Kazalarda omurga ve omurilik yaralanmasına dikkat

Çukurova Üniversitesi (ÇÜ) Tıp Fakültesi Balcalı Hastanesi ve Özel Ortadoğu Hastanesi Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı, Öğretim Üyesi Doç.

Çukurova Üniversitesi (ÇÜ) Tıp Fakültesi Balcalı Hastanesi ve Özel Ortadoğu Hastanesi Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı, Öğretim Üyesi Doç. Dr. Derviş Mansuri Yılmaz, trafik kazalarında, yüksekten düşme, sığ sulara balıklama atlama sonucunda omurga ve omurilik yaralanmalarıyla sıkça karşılaşıldığını belirterek, ilk yardım ekipleri gelinceye kadar yaralının kaza yerinden daha güvenli bir yere taşınması söz konusu ise baş, boyun, sırt ve bel omurgasını destekleyerek düz pozisyonda taşınması gerektiğini bildirdi.


Doç. Dr. Yılmaz, yaptığı açıklamada, okulların kapanması, yaz tatili ve birlikte bayram tatilinin geldiği bu günlerde, ülkede maalesef trafik kazalarında artış görüldüğünü ifade ederek, "Sevdiklerimizle ve ailemizle birlikte olmak, dinlenmek ve hoş bir vakit geçirmek için yollara çıktığımızda, aşırı hız, emniyet kemeri takılmaması ve diğer trafik kurallarına uyulmaması sonucunda ölüm ve ciddi sakatlıklarla sonuçlanabilen trafik kazaları meydana gelmektedir" dedi.


Yapılan çalışmalarda, omurga ve omurilik yaralanmasının en sık sebebinin trafik kazaları olduğunun bildirildiğini belirten Doç. Dr. Yılmaz, bununla birlikte, yaz aylarında, tatil yerlerinde özellikle de Çukurova bölgesinde yüksekten düşme, sığ sulara balıklama atlama sonucunda da omurga ve omurilik yaralanması ile sıkça karşılaştıklarını vurguladı.


Omurga kırıkları arasında en tehlikelisinin boyun kırıkları olduğunu ve bu yaralanmaların sakatlık ve ölümle sonuçlanabildiğine dikkat çeken Yılmaz, "Şiddetli trafik kazalarının çoğunda kişi ya araç içerisinde sıkışmakta ya da araçtan fırlayarak dışarı düşmektedir. Ciddi organ yaralanmasının olduğu trafik kazalarında hemen daima omurga ve omurilik yaralanması eşlik etmektedir. Sakatlıkla sonuçlanan omurilik yaralanması travma anında meydana gelebildiği gibi önemsememiz gereken oranda, yaralının kaza yerinden araçtan çıkarılması yada kaza yerinden başka bir yere kurallara uymadan bilinçsizce taşınması sırasında kırılmış omurganın sağlam olan omuriliği yaralaması sonucu meydana gelmektedir" diye konuştu.


Doç. Dr. Derviş Mansuri Yılmaz, kaza sonrası yapılması gerekenleri şöyle sıraladı:


"Trafik kazasının olduğu yerde yaralı araç içerisinde sıkışmış bir şekilde bulunmuşsa, eğer aracın devrilme, düşme ve yanma gibi bir riski yoksa profesyonel sağlık ve kurtarma ekibine haber vermek ve beklemek daha uygun bir yaklaşımdır. Bununla birlikte damar yaralanması varsa kan kaybını önlemek amacıyla kanayan bölgeyi tamponlamak, hava yolunu açık tutmak uygun olabilir. İlk yardım ekipleri gelinceye kadar yaralı kaza yerinden daha güvenli bir yere taşınması söz konusu ise baş, boyun, sırt ve bel omurgasını destekleyerek düz pozisyonda taşınması gerekir. Yaralının kollarından ve bacaklarından tutarak iki kişinin taşıması uygun değildir. Yaralının 4 kişi ile taşınması ideal olandır. Boyunluk varsa mutlaka boyunluk takılmalı, bir kişi yaralının baş ve boyun kısmını eli ve kolu ile sabitlemeli, ikinci kişi sırt bölgesini ve kolları, üçüncü kişi bel ve kalçayı, dördüncü kişi de bacakları desteklemeli ve tutmalıdır. İlk yardım ekibi gelinceye kadar güvenli ve sert bir zeminde kazazede bekletilmelidir."


Boyun kırığı ile birlikte omurilik yaralanması meydana gelmiş ise hem kollarda hem de bacaklarda felçlik oluşacağını belirten Yılmaz, "Sırt ve bel bölgesindeki kırıklar ve omurilik yaralanması ise sadece bacaklarda felçlik, idrar ve gaita kaçırma, cinsel fonksiyon bozukluğuna sebep olmaktadır. Omurga kırıklarının tedavisinde, omurga kırığı hafif, omurga dizilimi bozulmamış, omurilik siniri sağlam ise istirahat ve omurgayı desteleyecek korse ile tedavi edilmektedir. Eğer şiddetli omurga kırığı meydana gelmiş, omurganın dizilimi bozulmuş ve omurilik sinir basısı ve hasarı varsa omurga, ameliyat ile tespit edilmektedir. Araçlarımızda ilk yardım çantası, boyunluk mutlaka bulunduralım. Sağlıklı ve huzurlu bir tatil geçirmek için lütfen trafik kurallarına uyalım" dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Antalya Trafik tartışmasında eşi ve kızının gözü önünde bıçaklanarak öldürüldü Antalya’da trafikte tartışma yaşadığı servis şoförü tarafından eşi ve kızının gözü önünde bıçaklanan Önder Çakır hayatını kaybetti. Olay, gece saat 02.00 sıralarında Kepez ilçesi Kuzeyyaka Mahallesi Yeşilırmak Caddesi üzerinde meydana geldi. Alınan bilgiye göre; Önder Çakır ile Neşet G. trafik ışıklarında tartıştı. Tartışmanın sürdürdüğü esnada Neşet G. aracından inerek yanında taşıdığı bıçakla Önder Çakır’ın sol göğüs altından 1 kez bıçakladı ve otobüsüyle olay yerinden kaçtı. Önder Çakır’ı kanlar içerisinde yerde gören eşi Meryem Çakır ile 8 yaşındaki kızı Zeynep Çakır durumu hemen 112 Acil Çağrı Merkezi’ne bildirdi. İhbarla olay yerine polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Sağlık ekibi ağır yaralı olan Önder Çakır’ı ambulansla özel bir hastaneye kaldırdı. Ameliyata alınan Çakır, yapılan tüm müdahalelere rağmen sabah saatlerinde hayatını kaybetti. Cinayet büro ekipleri yakaladı Asayiş Şube Müdürlüğü Cinayet Büro Amirliği ekipleri, olay yerinden 07 YSL 38 otobüsüyle kaçan servis şoförü Neşet G.’yi yakalamak için çalışma başlattı. Ekipler, gözaltına alınan Güçlü’nün, ifadesini almak üzere karakola götürdü. Cinayet zanlısı Güçlü, ifadesinin ardından adliyeye sevk edilecek. Hayatını kaybeden Çakır’ın cansız bedeni otopsi yapılmak üzere Antalya Adli Tıp Kurumu Morgu’na kaldırıldı. Çakır’ın eşi Meryem ile kardeşi Öner Çakır ve yakınları morgda işlemleri tamamlanan Önder Çakır’ın cenazesini Burdur’da defnetmek için teslim aldı. "Sonrasında iniyor ve olduğu gibi bıçağı saplıyor" Cenazenin alınmasının ardından morg çıkışında konuşan Önder Çakır’ın kardeşi Öner Çakır, "Kardeşim akşam eşi ve çocuğuyla evine giden adam. Kırmızı ışıkta duruyor, yeşil yanar yanmaz arkasından duran araç kornaya basarak, selektör yapmış. Kardeşim de elini kaldırmış el işareti yapmış, karşı taraf ne dedi Allah bilir. Sonrasında iniyor ve olduğu gibi bıçağı saplıyor. Ne vurma var, ne bir şey var. Gidiyor bıçağı saplıyor ya, dövüşürsün kavga edersin, dersin ki bu adam gitti direkt olarak bıçağı sapladı. Bıçağı göğsünün olduğu yere kalbine saplamış" dedi.
Karabük Antikalarla dolu iş yeri görenleri 100 yıl öncesine götürüyor Karabük’te antika eşyalar ile donatılan iş yeri müşterilerine 100 yıl öncesine yolculuk yaptırıyor. UNESCO Dünya Miras Listesinde yer alan Karabük’ün Safranbolu ilçesindeki yaşayan Hasan Boynueğrioğlu’nun, bir dönem çalıştığı butik otelde antika merakı başladı. Bu merakını yaklaşık 11 yıldır antika toplayarak gidermeye çalışan Boynueğrioğlu, malzemeleri 2013 yılında açtığı kafede sergilemeye başladı. İşyerinin her bir köşesine yerleştirdiği antikalar ise müşterilerin büyük ilgisini çekiyor. Eski vitrin, fincan takımları, radyolar, dikiş makineleri, daktilolar, duvar saatleri, fotoğraf makineleri, harman makinesi gibi birçok eşyalarla donatılan iş yeri gelen müşterilerini 100 yıl öncesine götürüyor. İhlas Haber Ajansı (İHA) muhabirine konuşan işletmeci Hasan Boynueğrioğlu, "Aga keyf kafemizi 2013 yılında kurduk. Şu anda yiyecek içecek sektöründe hizmet vermekteyiz. Burayı açmadan önce otelcilikle ilgileniyordum. Butik otelde en üst düzey sorumluydum. Oradan antika merakım vardı" dedi. Süreç boyunca antika biriktirdiğini ve sergilediğini ifade eden Boynueğrioğlu, iş yerinde antika dikiş makineleri, bavullar çeyiz sandıklarız fincan takımları, saatler, fotoğraf makineleri, hesap makineleri, daktilolar, komodin gardırop, vitrinler ve harman makinesi bulunduğunu söyledi. Müşterileri 100 yıllık harman makinesi karşılıyor Harman makinesinin 100 yıl önce kullanıldığına dikkat çeken Boynueğrioğlu, "Müşterilerin harman makinesinin başında fotoğraf çektirmeleri, daha çok hoşlarına gidiyor. Yani onu da bulduk ve getirdik. Eskiyi yaşatmayı seviyoruz. Yani müşterilerimiz çok hoşuna gidiyor, ilgi gösteriyor. Onlar da burada geçmişi yaşattığımızı hissedince onlar da kendi elindeki eşyalara sahip çıkmayı düşünüyorlar. Onlar da keyif alıyor" diye konuştu. Boynueğrioğlu, iş yerine gelen müşterilerinin de kullanmadıkları eski parçaları getirerek kendisine teslim ettiğini ve geldiklerinde kendi antika malzemelerini sergilendiğini görünce mutlu olduklarını aktardı. "Biz zaten işimize aşığız" diyen Boynueğrioğlu, "Antikaya da aşığız. Bu işi daha üst seviyelere çıkmayı düşünüyoruz. Antika ve kafecilik sektöründe de öyle. Manevi olarak biz zaten sevdiğimiz için bu işi yapıyoruz, yani zorluk da çekmiyoruz. Yaşamayı da seviyoruz. Yani sevdiğimiz için biz maddiyatı ön planda tutmuyoruz" ifadelerini kullandı. İlk defa antika dolu bir kafeye gittiğini anlatan Onur Altındağ da gördükleri karşısında zamanda geçmişe yolculuk yaptığını söyledi. Büyüklerinden dinlediği hikayelerin başrollerindeki eserleri işyerinde gördüğünü ifade eden Altındağ, "Antikalarla karşılaştıktan sonra beni biraz geçmişe götürdü. Geçmişte atalarımızın, annelerimizin, babalarımızın kullandığı dikiş makinaları, radyolar burada. Hele ki teknoloji o zaman bu kadar gelişmiş değildi. Dolayısıyla insanlar haberleri, günlük gelişmeleri, radyolardan saat başı yayınlar ile dinliyormuş. Büyüklerimizden bu hikayeleri dinlerdik. Tabii onları burada görmek bizi geçmişe götürdü” dedi. Antikalarla dolu bir işletmenin insana huzur verdiğini kaydeden Altındağ, "Gerçekten güzel bir mekan oluşturmuşlar, ortaya koymuşlar. Emek verilmiş, üzerinde çalışılmış, düşünülmüş. Biz de memnun olduk, mutlu olduk" şeklinde konuştu.