SAĞLIK - 15 Mayıs 2019 Çarşamba 10:46

Kalp yetersizliği hayatı tehdit ediyor

A
A
A
Kalp yetersizliği hayatı tehdit ediyor

Kardiyoloji Uzmanı Prof.

Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. M. Tuna Katırcıbaşı, ülkemizde yaklaşık 9 milyon kişinin kalp yetersizliği gelişimi açısından risk altında bulunduğunu belirterek bu hastalığın birçok kanser türünden daha ölümcül bir sağlık problemi olduğunun pek bilinmediğini bildirdi.


Medline Adana Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. M. Tuna Katırcıbaşı, kalp yetersizliği şikayetiyle doktora başvuran hasta sayısında belirgin oranda bir artış görülmesinin birkaç önemli nedeni olduğunu söyledi. 80’li yılların ortalarından sonra ülkemizde de uygulanmaya başlayan koroner anjiyografi ile tıkalı kalp damarlarının açılma işleminin 2000’lerin başlarında iyice yaygınlaştığını hatırlatan Prof. Dr. Katırcıbaşı, "Bu durum 80’li yıllardan önce kalp krizi geçiren ve neredeyse doğal seyrine bırakılan birçok kişinin krizden sonra da uzun yıllar yaşamasına imkân verdi. Dolayısıyla önceden kriz sonucu kalp kasının bir kısmını ya da çoğunu kaybetmesine rağmen hayatta kalmayı başarabilmiş ancak bunun sonucunda kalp yetersizliği sorunu ile karşı karşıya kalan insanların sayısında önemli bir artış meydana geldi. Günümüzde yaşam sürelerinin uzaması ve modern insanın beslenme ve egzersiz alışkanlıkları da bu vakaların sayısını artırdı" dedi.


Kalp yetersizliğinin kendini, başlıca nefes darlığı, ayaklarda şişme, çabuk yorulma şeklinde gösterdiğini, bunun yanı sıra hastalarda öksürük, iştahsızlık, vücut ağırlığında değişiklik, gece sık idrara çıkma, yorgunluk ve bitkinlik de görülebildiğini anlatan Prof. Dr. Katırcıbaşı, "Belirtilerden önce esas dikkat edilmesi gereken durum ise söz konusu yakınmalar ortaya çıkmadan önceki on yıllar dahi sürebilen uzun zaman diliminde kalp yetersizliğine zemin hazırlayan faktörler nedeniyle kalpte yapısal değişikliklerin başlaması ve ancak yıllar sonra belirgin hale gelmesi olarak gösteriyor. Dolayısıyla kalp yetersizliği ile ilgili riskleri daha şikayetler başlamadan tespit ederek geri döndürülebilir durumları tedavi etmek en akıllıca çözümdür. Kalp yetersizliği için kalp-damar hastalıkları, kalp kapak hastalıkları, kalp kas hastalıkları, hipertansiyon, diyabet ve böbrek hastalıkları yüksek risk oluşturduğundan bu hasta gruplarındaki bireyler, yukarıdaki şikayetlere sahip olmasalar bile kalp yetersizliği için aday olduklarını bilmeli, kalp yetersizliği gelişmeden kontrol ve tedavilerini mutlaka yapılmalıdırlar” diye konuştu.


Yakınmaları başlamış olan hastalarda ise tanının mümkün olduğu kadar erken konmasının ve sonrasında oluşturulacak tedavi planının yakın takip altında uygulanmasının çok önemli olduğunu ifade eden Prof. Dr. Katırcıbaşı, bu hastalarda ilaç tedavisine ek olarak yaşam tarzı değişikliklerinin (diyet, egzersiz programları vb.) ve gerekli durumlarda kalp pili tedavisi ile kalp kapak hastalıkları için özel kapakların ve klipslerin uygulanmasının hayatta kalma ve yaşam kalitesinin iyileştirilmesinde büyük etkisi olduğunu belirtti.


Kalp yetersizliğinin yaşam boyu devam eden kronik bir hastalık olduğunun altını çizen Prof. Dr. Katırcıbaşı, “Bir kez kalp yetersizliği oluştuktan sonra hayatta kalma beklentisi pek çok kanser türünden daha düşüktür. Bu kadar ciddi bir hastalık olmasına rağmen etkin bir tedavi, bu işle özel olarak ilgilenen hekimlerin varlığı ve çabasının yanı sıra hastaların da bilinçli olmaları ile yaşam süreleri uzayabilir, hayat kalitesi artırılabilir” dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul ESBİM Esenyurt’ta işsizlik sorununu çözüyor İşsizlik sorununa çözüm bulmak amacıyla iş arayanlarla işverenleri bir araya getiren Esenyurt Belediyesi İstihdam Merkezi (ESBİM), düzenlediği mülakatlarla 130 vatandaşı daha iş sahibi yaptı. Esenyurt Belediyesi, Türkiye’nin kanayan yarası olan işsizlik sorununa karşı mücadele etmeye devam ediyor. Sektörün öncü firmaları ile iş arayan vatandaşları buluşturan ESBİM, gerçekleştirilen mülakatlar sonrası 130 vatandaşı daha iş sahibi yaptı. Esenyurt Kültür Merkezi’nde gerçekleşen mülakatlara, içerisinde engelli vatandaşlarımızın da bulunduğu 200 kişi katıldı. 130 vatandaşın istihdam edildiği programda iş sahibi olanların mutluluğu ise yüzlerine yansıdı. Mülakatlara katılan vatandaşlar bu anlamlı çalışma nedeniyle Belediye Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özer’e teşekkürlerini iletti. Belediye yetkilileri ise ilçede işsizlik sorununa karşı yürütülen çalışmaların tüm hızıyla devam edeceğini açıkladı. 40 engelli vatandaş istihdam edildi Esenyurt Belediyesi İstihdam Merkezi (ESBİM) istihdamda da engel tanımıyor. Kültür Merkezi’nde engelli bireyler için gerçekleştirilen mülakatlara çok sayıda iş arayan engelli birey de katıldı. Engelli vatandaşların firmalarla özel olarak görüştüğü mülakatlar sonucunda 40 engelli vatandaş iş sahibi oldu. “Burası bulunmaz bir nimet” Bir gıda firmasından gelerek personel adayları ile mülakat gerçekleştiren Resul Altunkılıç, Esenyurt Belediyesi İstihdam Merkezi’nin hem personel adayları için hem de işverenler için bulunmaz bir nimet olduğunu söyledi. Altunkılıç, "ESBİM’in her ay düzenlediği mülakatlara biz de firma olarak katılım sağlıyoruz. Engelli vatandaşlarımız da burada işverenlerle karşılıklı görüşme yapabiliyor. Olumlu geçen görüşmeler sonrasında işe alım sürecini hemen başlatıyoruz. Buradan, Esenyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özer ve tüm ekibine bu anlamlı çalışmaları nedeniyle çok teşekkür ediyoruz. Burada çok büyük bir hizmet var. Hem biz işverenler hem de iş arayanlar için burası bulunmaz bir nimet" dedi. "Başkan Özer’e bizleri düşündüğü için çok teşekkür ederim" Esenyurt Belediyesi İstihdam Merkezi’nde mülakatlara katılan Hasan Hüseyin Aydın ise şunları söyledi: "Çok sayıda firmanın burada personel arayışında olduğunu öğrendim. İş arayışındayım ve buraya mülakatlara katılmak için geldim. Kendime uygun firmalarla görüşmeler sağladım ve görüşmelerim olumlu geçti. Bu hizmet bizler için çok değerli. Bu çalışmaya öncülük eden Esenyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özer’e, bizleri düşündüğü için çok teşekkür ederim."
İstanbul Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek: "Macaristan’ın Türk Yatırım Fonu’na üye olma isteğini memnuniyetle karşılıyoruz" Türk Yatırım Fonu Guvernörler Kuruluşu toplantısında konuşan Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, “Türk Devletlerinin, 2024 yılı sonu itibarıyla 1,9 trilyon dolar ekonomik büyüklüğe ve 178 milyon nüfusa ulaşarak dünya ekonomisi içinde önemli bir yer edinmesi beklenmektedir” dedi. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Türk Yatırım Fonu Guvernörler Kurulu toplantısına katılım gösterdi. Dolmabahçe Çalışma Ofisi’nde gerçekleştirilen toplantıya Şimşek’in yanı sıra Türk devletlerinden de birçok siyasi katıldı. Açılışta konuşan Şimşek, “Bugün Türk Devletleri Teşkilatı bünyesindeki iş birliğimizi Türk Yatırım Fonu’nu operasyonel hale getirerek güçlendiriyoruz. Bu vesileyle, başta Türk Yatırım Fonu kurulması kararını alan Devlet Başkanlarımız olmak üzere, Türk Yatırım Fonu Başkanı Sayın Baghdad Amreyev’e ve Fon’un Kuruluş Anlaşması müzakerelerinde 2 yıla yakın yoğun çaba sarf eden üyelerimizin ilgili Bakanlık temsilcilerine ve Türk Devletleri Teşkilatı Sekretaryasına şükranlarımı sunuyorum” dedi. “Türk Yatırım Fonu’nu 500 milyon dolar kayıtlı sermaye ile kuruyoruz” Bugün Fon’un operasyonel hale getirilmesine ilişkin ilk kararların alınacağı tarihi bir toplantı gerçekleştirildiğinin altını çizen Bakan Şimşek, “Türk Devletlerinin, 2024 yılı sonu itibarıyla 1,9 trilyon dolar ekonomik büyüklüğe ve 178 milyon nüfusa ulaşarak dünya ekonomisi içinde önemli bir yer edinmesi beklenmektedir. Türk Dünyası 2040 Vizyon Belgesi çerçevesinde, Türk Yatırım Fonu’nu kurmaktaki en büyük amacımız, Türk Devletleri arasındaki ekonomik ve ticari ilişkilerin gelişmesini sağlamaktır. Türk Yatırım Fonu’nu 500 milyon dolar kayıtlı sermaye ile kuruyoruz. Türk Yatırım Fonu hem kamu hem de özel sektör yatırımlarımızın ivmelenmesini sağlayacaktır. Ayrıca, Fon birçok alanda projelere teknik destek verecektir. Fon, KOBİ’lerin büyümesinde ve altyapı, yenilenebilir enerji, tarım ve turizm gibi birçok alandaki yatırımların artmasında kritik role sahip olacak ve devam eden ekonomik kalkınmaya katkı sunacaktır. Türk Yatırım Fonunu İstanbul’da kurmaya karar vermiştik. Bu konuda üye devletlerimize desteklerinden dolayı teşekkür ederim. İstanbul’un jeopolitik konumu, güçlü girişimcilik ekosistemi ve nitelikli beşeri sermayesi Fon’a katkılar sunacaktır” ifadelerini kullandı. “Macaristan’ın Türk Yatırım Fonuna üye olma isteğini memnuniyetle karşılıyoruz” Fon’un yüksek standartlı bir uluslararası finans kuruluşu olmasını amaçladıklarını dile getiren Bakan Şimşek, “Fon; organizasyon yapısı, karar alma mekanizmaları, insan kaynakları, risk yönetimi, izleme ve denetleme fonksiyonlarıyla her açıdan uluslararası en iyi uygulamalara uygun olarak faaliyet gösterecektir. Bugün ayrıca, Fon’a ilişkin Ev Sahibi Ülke Anlaşmasını Fon Başkanı ile birlikte Bakan Yardımcımız imzalayacak. Fon’un iş modelinde uzun dönemli finansal sürdürülebilirlik temel ilke olmalıdır. Ayrıca, Fon bünyesinde yüksek nitelikli, profesyonel kadroların oluşturulması önem taşımaktadır. Bu çerçevede, Fon Başkanına ve Genel Müdürüne önemli görevler düşmektedir. Fon’un etkin işleyişini sağlayacak yönetmelikler ve iş planlarının hazırlanma sürecinin olabildiğince hızlı şekilde tamamlanması da en büyük temennimizdir. Macaristan’ın Türk Yatırım Fonuna üye olma isteğini memnuniyetle karşılıyoruz. Fon faaliyetlerine başladığında Macaristan’ın üyelik sürecinin tamamlanması önem verdiğimiz gündem maddelerinden biri olacaktır. Türk Yatırım Fonu’nun, çalışma ilkeleri ve etkin işleyiş mekanizmasıyla başarılı işbirliklerine örnek olacağına inancımız tamdır” açıklamasında bulundu.