GENEL - 16 Temmuz 2019 Salı 14:25

Ailenin cezayı az bulup itiraz ettiği sanığa tahliye

A
A
A
Ailenin cezayı az bulup itiraz ettiği sanığa tahliye

Mersin’de 6 yaşındaki Ekin ve 9 yaşındaki Evrim Çakmakçı kardeşlerin ölümü, İlknur Emine Yalçın’ın da yaralanmasına neden olan ve yargılandığı yerel mahkemede 4 yıl 2 ay hapis cezasına mahkum edilen sürücü, yeniden yargılama sonucu Adana Bölge Adliye Mahkemesi 1.

Mersin’de 6 yaşındaki Ekin ve 9 yaşındaki Evrim Çakmakçı kardeşlerin ölümü, İlknur Emine Yalçın’ın da yaralanmasına neden olan ve yargılandığı yerel mahkemede 4 yıl 2 ay hapis cezasına mahkum edilen sürücü, yeniden yargılama sonucu Adana Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesi’nde görülen duruşmada tahliye edildi.


Mersin’in Merkez Toroslar ilçesi Gözne Yolu Sarnıç mevkisinde 3 Temmuz 2018 tarihinde meydana gelen kazada, kuzenleri Emine Yalçın ile birlikte otomobilden inen Evrim (9) ve Ekin Çakmakçı (6) adlı kız kardeşler, karşıya geçmek için yola çıktıkları sırada, hızla gelen Ramazan Topal yönetimindeki otomobilin çarpması sonucu hayatını kaybetmiş, kazada Emine Yalçın da ağır yaralanmıştı.


Olayın ardından Mersin 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davada mahkeme heyeti sürücü Ramazan Topal’a ’taksirle ölüme neden olma’ suçundan 4 yıl 2 ay ceza vermişti. Ailenin İstinaf Mahkemesi’ne yaptıkları itiraz sonucunda başvuru üzerine Adana Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesi’nde gelen dava bugün görüldü.


Duruşmaya hayatını kaybeden Ekin ve Evrim Çakmakçı’nın anne, babası, avukatları katılırken, tutuklu yargılanan otomobil sürücüsü 68 yaşındaki Ramazan Topal da SEGBİS ile katıldı.



"Keşke onlar yerine ben ölseydim, mekanları cennet olsun"


Mahkemede savunma yapan sanık Ramazan Topal, "Herhangi bir yüz kızartıcı suç işlemedim. 1970’den bu yana hiç kaza yapmadım. Keşke onlar yerine ben ölseydim. Mekanları cennet olsun, ailelerine başsağlığı diliyorum. Kazanın olduğu yaya geçidi usulüne uygun yapılmadığı gibi herhangi bir ışıklandırma yok. Karayolları gereken önlemi almalı" diye konuştu.


Baba Ali Çakmakçı da sanığın ifadelerinin tutarsız olduğunu, yolun sağ şeridinin boş ve çocukları görememesinin mümkün olmadığını belirterek, “Sanığın kaza anında araçta olan eşi ve kızı, çocukları gördüğünü fakat kendisinin karşıdan gelen araçların ışıklarının gözünü aldığını ve çocukları görmediğini söylüyor. Önceki ifadelerinde 50-60 kilometre hızla gittiğini sonrasında ise 40-45 kilometre hızla gittiğini söyleyip, hızının 94 kilometre olduğu tespit edildiği halde yalan beyanlarda bulunuyor” dedi.



“Her karne ve mezuniyet gününde tarifi olmayan bir acı içerisindeyiz”


Anne Özlem Çakmakçı ise, “Hakim bey biz sizler için önünüze gelen binlerce dosyalardan biriyiz. Sabah kalkıyorum bir bakıyorum kolum bir bakıyorum bacağım eksik. Boşluktayım. Benim çocuklarımın geleceği gitti. Her karne ve mezuniyet gününde tarifi olmayan bir acı içerisindeyiz. Bir anne olarak bu ülke bana adalet borçlu, kızlarımın geleceği için adalet borçlu” şeklinde konuştu.



“Kazada 1 santim fren izi yok”


Ailenin avukatı ısrarla olay yerinde 1 santim bile fren izi olmadığını öngörerek bu kazaya sebebiyet verdiği için olayın basit taksirle yaralama olarak kabul edilmesinin mümkün olmadığını ifade etti.


Sanığın avukatı da olay yerine iki restoranın birbirine birleştirilmesi amacıyla bir yaya geçidi yapıldığını kaydederek, “Sizin bir yere havuz yapmanız oranın havuz olacağı anlamına gelmez. Eğer müvekkilim 90 kilometre ve üzeri hızda gelseydi ölenlerin bir ya da birkaçında organ kopması meydana gelirdi. Ama otopsi raporunda kült kafa travması ifadesi var. Olay çok farklı noktalara çekilmek isteniyor” dedi.


Cumhuriyet Savcısı’nın mütalaasını vermesinin ardından, mahkeme heyeti de son sözünü söyledi. Yerel mahkemenin vermiş olduğu kararı bozan mahkeme, sanığı ’taksirle ölüme sebebiyet’ verme suçundan 5 yıl 10 ay hapse mahkum etti, sonra da Ramazan Topal’ın cezaevinde tutuklu bulunduğu süre, mevcut delillerin toplanması, sanığın teslim olması gibi faktörleri de göz önüne alarak tahliyesine karar verdi.



“Mahkemede keşke bir Ekin ve Evrim kararı çıkmış olsaydı”


Baba Çakmakçı, mahkeme çıkışında gazetecilere açıklamalarda bulunarak, “Evrim ve Ekin için verdiğimiz adalet mücadelemizde 4 yıl 2 ay olarak verilen karar 7 yıla arttırıldı fakat sanığın tahliyesine karar verildi. Sanığın bu eylemi gerçekleştirirken ki tavrının çocuklarını ve ailesini korumak adına öngöremediği daha doğrusu başlarına gelebilecek bir tehlikeyi savuşturmak adına çocuklarımıza vurduğunu anlatmaya çalıştık. Bunun kendisinin hızından olduğunu anlatmaya çalıştık. Çocuklarını korumak adına yapmış olduğunu bir manevrada benim çocuklarımı öldürerek bir tercih yapmış olan insana verilen bu cezayı kabul etmiyorum. Bu kararın toplumun yaralarını sardığını düşünmüyorum. Ben isterdim ki burada alınacak kararlar trafikte bir değişim, kültür oluşsun isterdim. Evrim’in değişimi Ekin’in kültürü temsil etmesini isterdim keşke bir Ekin ve Evrim kararı çıkmış olsaydı” diye konuştu.


Anne Çakmakçı da ilk günden beri kendilerini ifade ederek mücadele verdiklerini belirterek, “Evet kararı değiştirdiler. Ramazan Topal’ı tahliye ettiler. Biz bu tahliyeye anlam veremedik. Bu karara çok üzüldük” dedi.


Ailenin avukatı Işın Akan Kıral, Adana Bölge Adliye Mahkemesi savcısının dahi bilinçli taksir diyerek ’sanığın tutukluluk halinin devamı gerekir’ demişken mahkemenin savcı mütalaası dışında olayı basit taksir olarak değerlendirip sanığın tahliyesine karar verdiğini söyledi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara AJet’in Ankara-Erzincan seferi yapan uçağı bomba ihbarı nedeniyle Ankara’ya geri döndü AJet’in VF4150 numaralı Ankara-Erzincan seferini yapan uçağı bomba ihbarı nedeniyle Ankara Esenboğa Havalimanına geri döndü. Edinilen bilgilere göre AJet’in VF4150 numaralı Ankara-Erzincan seferini yapan Boeing 737 tipi uçakta bomba ihbarı yapıldı. Ankara Esenboğa Havalimanından saat 23.55’te kalkan uçak, ihbar nedeniyle yaklaşık 40 dakika sonra Ankara Esenboğa Havalimanına döndü. Yolcuları tahliye edilerek güvenli bölgeye alınan uçakta güvenlik güçleri tarafından arama yapıldı. Yarım saat süren incelemenin ardından ihbarın asılsız olduğu öğrenildi. Uçakta bulunan yolculardan Murat Bozdelen ise o anları, “AJet firmasından Erzincan için biletimizi aldık. Saat 23.55’te bindik. Biz 40 dakikada indiğimizi sandık. Bize bilgilendirme yapılmadı. İndikten sonra sadece, kadınlar ve çocuklar çıksın, dediler. Biz de internete girip öğrendik ki bomba ihbarı varmış. Sonra buraya geldik, mağdur olduk. Bana kalsa ben biletin parasını isterim ama öyle bir şey yapmıyorlar. 7 gün bekletiyorlarmış” şeklinde anlattı. Uçakta bulunan başka bir yolcu Ayhan Akkaya ise “Saat 12’ye beş kala bindik. Uçak Ankara’ya geri indi. Bize hiçbir şey söylenmedi. 2 saat uçağın içerisinde bekledik. Yetkililerden cevap alamadık. Biz neden beklediğimizi sorduk. Pilot bey bilgi verecek, dediler ama bilgi veren olmadı. Güvenlik güçleri silahları ile gelince biz tedirgin olduk zaten. İlk önce bayanları aldılar. Sonra bizi aldılar. Buraya getirdiler bizi ama burada da yetkili bulamıyoruz” dedi.
Bayburt Bayburt’ta basit yaralama suçunda taraflar TSK’ya bağış yapma şartıyla uzlaştılar Bayburt’ta ’Basit Yaralama’ suçunda taraflar Türk Silahlı Kuvvetlerine (TSK) 10 bin lira bağış yapılması noktasında anlaştılar, dosya mahkemeye intikal etmeden çözülerek kapatıldı. K.A ve B.N.K isimli iki arkadaş dışarıda vakit geçirdikleri sırada araçla yanlarına gelen H.A ve R.A isimli şahıslar tarafından darp edildiler. Darp edildikleri iddiasıyla emniyete başvuran iki arkadaş H.A ve R.A’dan şikayetçi oldular. Mağdurların şikayeti üzerine şüpheliler H.A ve R.A hakkında ’Basit Yaralama’ suçundan soruşturma başlatıldı. Cumhuriyet Başsavcılığının yürüttüğü çalışmalar sonucunda dosyadaki suçun uzlaştırmaya uygun bir suç olduğu belirlendi, dosya Bayburt Cumhuriyet Başsavcılığı Uzlaştırma Bürosuna gönderildi. Uzlaştırma bürosu ekipleri, mağdur taraflarla uzlaşma şartlarını görüşmek için bir araya geldiler. Mağdur K.A ve B.N.K, TSK’ya bağış yapılması şartıyla şüphelilerle uzlaşacağını uzlaştırma bürosu ekiplerine bildirdiler. K.A’nın ve B.N’K’nın uzlaşma talebini kabul eden şüpheliler, TSK’ya 10 bin lira bağışta bulundular. Uzlaştırma Bürosu görevlilerinin titizlikle yürüttüğü çalışmalar sonucunda dosya mahkemeye intikal etmeden, çözüme kavuşturularak kapatıldı. Bununla birlikte, Uzlaştırma Bürosunda görevli Cumhuriyet Savcısı Asya Büşra Alim, taraflarla görüşme sağlayan uzlaştırmacılara titiz çalışmalarından ötürü teşekkür ederek, kişi onarıcı adalet anlayışına hizmet etme gayreti içerisinde olduklarını, kamuya yararlı edimleri Uzlaştırma Bürosu ekipleriyle birlikte gerçekleştirdiklerini ve çalışmaların özenle yürütüldüğünü vurguladı.
Bayburt Uzlaştırma Büro ekiplerince bir dosya daha çözüme kavuşturuldu Bayburt’ta özel bir diş kliniğine tedavi olmak için başvuran H.H.O isimli hasta, kendisine yanlış tedavi uygulandığı gerekçesiyle B.S.G isimli doktordan şikayetçi oldu. Mağdur H.H.O, şikayetçi olduğu doktorla Türkiye Erozyonla Mücadele, Ağaçlandırma ve Doğal Varlıkları Koruma Vakfı’na (TEMA) bağış yapma şartıyla uzlaşmaya vardı. Anlaşma sağlanan dosya ise Uzlaştırma Bürosu ekiplerinin çalışmaları sonucunda kapatıldı. H.H.O isimli bir vatandaş, tedavi olmak için gittiği özel diş kliniğinde diş hekimi B.S.G’nin kendisine yanlış tedavi uyguladığı iddiasıyla doktordan şikayetçi oldu, B.S.G, hakkında ’Taksirle Bir Kişinin Yaralamasına Neden Olma’ suçundan soruşturma başlatıldı. Dosyanın Bayburt Cumhuriyet Başsavcılığına intikal etmesi sonucunda dosya incelendi, suçun uzlaştırmaya tabi olduğu belirlendi. Devreye giren Cumhuriyet Başsavcılığı Uzlaştırma Bürosu ekipleri, mağdur H.H.O ile görüşme sağladılar. Mağdur H.H.O, şüpheli B.S.G’den TEMA Vakfı’na 150 fidan bağışta bulunmasını istedi. Daha sonra şüpheli B.S.G ile bir araya gelen uzlaştırma bürosu ekipleri, H.H.O’nun talebini B.S.G’ye ilettiler. H.H.O’nun isteğini kabul eden doktor ise, 150 fidan karşılığında TEMA Vakfı’na 12 bin 800 lira bağışta bulundu. Mahkemelerin iş yükünün azaltılması amacıyla yapılan uzlaşma görüşmeleri sonucunda, taraflar edimli olarak uzlaşmayı kabul etmiş oldular. Uzlaştırma Bürosu ekiplerinin özverili çalışmalarıyla bir dosya daha sonuca vardırılarak, kapatıldı. Öte yandan, Uzlaştırma Bürosunda görevli Cumhuriyet Savcısı Asya Büşra Alim, kamu yararı gözeten çalışmaların özenle devam ettiğini bildirerek, Uzlaştırma Bürosu ekiplerine çalışmalarından ötürü teşekkürlerini iletti. Önceliklerinin kamu yararı olduğunun altını çizen Savcı Alim, Bayburt Cumhuriyet Başsavcılığı Uzlaştırma Bürosu olarak çalışmaları özenle ve önemle yürüttüklerini söyledi.