SAĞLIK - 17 Mayıs 2022 Salı 10:08

Türkiye’de her 3 kişiden 1’i hipertansiyon hastası

A
A
A
Türkiye’de her 3 kişiden 1’i hipertansiyon hastası

Kardiyoloji Uzmanı Prof.

Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Ali Deniz, dünyada her 4 kişiden, Türkiye’de ise her 3 kişiden 1’inin hipertansiyon hastası olduğunu söyledi. Prof. Dr. Deniz, kalp krizi, inme ve kalp yetmezliği gibi birçok soruna yol açabilecek hipertansiyona karşı günlük egzersiz ve beslenmeden tuzu çıkartmayı önerdi.


Acıbadem Adana Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Ali Deniz, 17 Mayıs Dünya Hipertansiyon Günü sebebiyle, hipertansiyon hastalığının nasıl teşhis edilebileceğini ve yapılması gerekenleri anlattı. Hipertansiyonun, kalpten vücuda taşınan kanın atardamar duvarlarına uyguladığı kuvvetin, kalp hastalığı gibi sağlık sorunlarına neden olabilecek kadar yüksek olduğu yaygın bir tıbbi durum olduğunu belirten Prof. Deniz, dünyada her 4 kişiden, Türkiye’de ise her 3 kişiden 1’inin hipertansiyon hastası olduğunu ifade etti.



“Kalp krizi, inme, görme gibi pek çok hastalığa yol açabilir”


Prof. Dr. Deniz, hipertansiyonun aynı zamanda yüksek tansiyon adıyla bilindiğini anımsatarak “Doktor ölçümlerinde 140’a 90 mm bizim sınır ölçümümüzdür. Ancak evdeki ölçümlerde ise bu sınır daha düşüktür. Kan basıncının yükselmesi kalp ve damar hastalıkları için ciddi bir risk oluşturmaktadır. Kalp yetmezliği, inme ve kalp krizi gibi risklere yol açmaktadır. Bu nedenle erken fark edilip tedavi edilmesi gerekir” diye konuştu.


Prof. Dr. Deniz, hipertansiyonun neden olabileceği hastalıklarından bahsederek, “Kalp krizi, inme, kalp yetmezliği, hafıza sorunları, çeşitli böbrek hastalıkları, damar hastalıkları, görme kaybına kadar varabilen görme sorunları, kadınlarda da erkeklerde de cinsel fonksiyon bozuklukları ile ani ölümle sonuçlanabilecek aort anevrizmaları gibi hastalıklar ortaya çıkabilir” dedi.



“Sık görülüyor ama farkına varılmıyor”


Hipertansiyonun 35 yaşından itibaren görülebileceğini aktaran Prof. Dr. Ali Deniz, “Çocuklarda da altta yatan hastalıklara bağlı olarak görülebilir ama genellikle erişkin yaş hastalığıdır. Türkiye için her 3 kişiden 1’inin hipertansiyonu var diyebiliriz. Oldukça sık görülen ancak farkına varılmayan bir hastalık. Aile faktörü burada en önemlisi. Ebeveynlerinden birinde hipertansiyon olan bireylerde hipertansiyon görülebiliyor. Bunun da önemli bir etkisi var” ifadelerini kullandı.



“Hekime danışmadan ilaçlar kesilmemeli”


Hipertansiyon teşhisi konulan pek çok hastanın, bu nedenle bir şikayet yaşamadığını söylediğine değinen Prof. Dr. Deniz, "Hissedilmese bile kan basıncı yüksekliği sağlık problemlerine yol açabilir. Şikayetin olmaması yüksek kan basıncının olmadığını veya zararı olmadığını göstermiyor. Kan basıncı yüksek olduğunda, nefes darlığı, enseden başa doğru yayılan bir baş ağrısı, baş dönmesi, görme sorunları, burun kanaması gibi şikayetler olabilir, ama hiç belirti vermeden aynı yükseklik de görülebilir. Bu nedenle hekimin önerdiği tedavi düzenli uygulanmalı ve hekime danışmadan ilaçlar kesilmemeli" dedi.



“Her gün yarım saat yürüyün”


Tedavi yöntemlerinden de bahseden Prof. Dr. Deniz, yüksek tansiyonu olan kişilerin, kilosuna dikkat ederek ve yeterli ölçüde hareket ederek sağlıklı bir yaşam sürebildiğine dikkat çekti. Yapılan araştırmaların fazla kilo ile yüksek tansiyon ilişkisini ortaya koyduğuna işaret eden Deniz, “Bu nedenle bu kişilerin mutlaka kilo vermesi, beslenme uzmanı ve hekim kontrolünde diyet ve spor yapması önem taşıyor. Her gün 15-20 dakikalık hafif tempolu bir koşu veya yarım saatlik hızlı tempoda yürüyüş metabolizmayı hızlandırmaya yardımcı oluyor” diye konuştu.



“Tuzdan vazgeçin”


Prof. Dr. Deniz, yüksek tansiyonu olan kişilerin beslenme listesinden tuz ve tuzlu gıdaları çıkarmasının önemine değinerek, “Tüketilen besinlerin içeriğindeki tuzun fazlası zararlı oluyor. Bunun yanı sıra sigara ve aşırı alkol tüketiminden uzak durmak, mümkün olduğunca stresten kaçınarak sakin bir hayat sürmek öneriliyor” şeklinde konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Antalya Antalya’da Saat Kulesi’ne dikilen bayrağa yapılan itiraza Vali Şahin son noktayı koydu Antalya’nın simgelerinden Saat Kulesi’ne dikilen gönder ve Türk bayrağı, tartışmaları da beraberinde getirdi. Yapıya zarar verebileceğine dair yazı hazırlayan Antalya Vakıflar Bölge Müdürlüğü konuyu Koruma Bölge Kurulu’na iletirken, Antalya Valisi Hulusi Şahin, “Bilimin çözemeyeceği şey yoktur, bayrak direğimiz orada konumlanacak ve hep kalacak” ifadelerine yer verdi. Tarihi Kaleiçi’nin girişi Kalekapısı bölgesinde yer alan, Roma, Selçuklu, Osmanlı ve Cumhuriyet döneminin izlerini taşıyan Saat Kulesi’ne dikilen Türk bayrağı, tartışmalara neden oldu. 2021’den bu yana süren restorasyon çalışmalarının tamamlanmasının ardından, geçtiğimiz Şubat ayında orijinal olmayan saat mekanizmasının yerine aslına uygun olarak hazırlanan saatin yerleştirildiği sırada, kulenin 1990’lı yıllarda çekilen fotoğrafında gönderde dalgalanan Türk bayrağını gören Antalya Valisi Hulusi Şahin, Saat Kulesi’ne Türk bayrağı asılması talimatını verdi. Bayrak talimatını Antalya Valisi verdi Antalya Valiliği Kültür Varlıkları Birim Müdürü Cemil Karabayram, bir sabah çok erken saatlerde Vali Hulusi Şahin’den gelen talimatla, kuleye bayrak yerleştirilmesi için çalışmalara başladıklarını açıkladı. Karabayram, “Saat kulemizi tamamladık ve hizmete açtık. Kulemizle ilgili 1990’lı yıllardan bugüne dair dalgalanan bir Türk bayrağımız vardı zaten, kurula restorasyon projesi gittiği zaman bayrak bırakılmıyor. Sayın Valimiz, bu konuyu inceletmiş ve durumu tespit ettirmiş. Sabahın erken bir vaktinde kendisinden talimat geldi, Türk bayrağının eski yerine konumlandırılması şeklinde. Emri almamızla birlikte hummalı bir çalışmaya başladık. Bayrağımızın 1990’lı yıllarda kulemizde dalgalandığı yere konumlandırma işlemi yapıldı” ifadelerine yer verdi. Vakıflar Bölge Müdürlüğü yazısı Gönder ve Türk bayrağının konumlandırılmasından sonra Koruma Bölge Kurulu ile yazışmaya başladıklarını açıklayan Cemil Karabayram, Vakıflar Bölge Müdürlüğü’nün yazışma sırasında yapının zarar göreceğine dair bir yazı hazırladığını kaydetti. Karabayram, “Bayrağı yerleştirmemizle birlikte Koruma Bölge Kurulu ile yazışmalarımızı yaptık, o sırada Vakıflar Bölge Müdürlüğü’nden bir yazı geldi. Yapının zarar göreceği, taş düşme tehlikesinin doğabileceği, derzlerde sıkıntı olabileceği, rüzgarın etkisinin vb. oluşturacağı sorunları gündeme alan bir yazı düzenlendi ve o yazı Koruma Bölge Kurulu’na iletiliyor. Konuyu hemen bölge kuruluna incelettik ve konuyu irdelemeye başladık. Koruma Bölge Kurulu toplantısında Vakıflar Bölge Müdürlüğü’nün temsilcisi karara itiraz etti. Derzlerin sıkıntı görebileceği, taşların aşağıya düşebileceği, bayrak direğinin yapıya zarar vereceği, başka bir yere konumlanması gerektiğinden ve rüzgar eğilimini anlattı. Bu söz konusu tereddütleri bildiğimizden, borunun içerisinden çelik halat sistemi gererek, o çelik halat sisteminden de ileride olabilecek rüzgara karşı gerekli önlemleri aldığımızı aktardık. Valimize bu konu iletildiği zaman, ‘O bayrağı oraya dikeceksiniz ve orada dalgalanacak” diye konuştu. “Sayın Valimiz, bayrak konusunda gerekeni yaptı” Cemil Karabayram, Antalya Valisi Hulusi Şahin’in bayrağın yerinde kalması gerektiği konusunda kararlı olduğuna dikkat çekerek, bayrak direğinin yapıya zarar vermediğine dair rapor hazırlandığını dile getirdi. Karabayram, “Sayın Valimiz bayrak konusunda gereğini yapmıştır. Biz de bayrak direğinin yapıya zarar vermediğini ispatladık, rapor haline getirdik. Valimizin de bize ilk talimatı; ‘Bilimin çözemeyeceği şey yoktur, bayrak direğimiz orada konumlanacak ve hep kalacak’ şeklinde oldu” dedi.