ASAYİŞ - 17 Ocak 2025 Cuma 15:28

11 yaşındaki çocuğun asansör ile duvar arasında sıkışarak ölmesiyle ilgili davaya başlandı

A
A
A
11 yaşındaki çocuğun asansör ile duvar arasında sıkışarak ölmesiyle ilgili davaya başlandı

Adana’da 11 yaşındaki çocuğun asansör ile duvar arasında sıkışarak can vermesiyle ilgili sorumluların yargılanmasına başlanırken anne kimseden şikayetçi olmadı.



Seyhan ilçesine bağlı Kocavezir Mahallesi’ndeki bir tekstil atölyesinde işçi olarak çalışan Suriye uyruklu Sefa Avvaf’ın oğlu Ahmet Direk Turan Haskiro,11 Haziran 2024’te iş yerinin 2’nci katındaki asansöre bindi. Küçük çocuk, bilinmeyen nedenle asansör ile duvar arasında sıkıştı. Çocuğun çığlıklarını duyan işçiler, durumu 112 Acil Çağrı Merkezi’ne bildirdi. İhbar üzerine bölgeye gelen itfaiye ekiplerince sıkıştığı yerden çıkarılan çocuğun hayatını kaybettiği belirlendi.


Küçük Ahmet’in ölümüyle ilgili asansör şirketi yetkilisi Recep Karayiğit ile bina sorumlusu Ömer İnce hakkında ‘taksirle ölüme neden olma’ suçundan Adana 13’üncü Asliye Ceza Mahkemesi’nde açılan dava görülmeye başlandı. Duruşmaya, haklarında adli kontrol kararı bulunan tutuksuz sanıklar Recep Karayiğit ile Ömer İnce katıldı. Müşteki anne Sefa Avvaf ile taraf avukatlarının da hazır bulundu. Asansör şirketi yetkilisi Recep Karayiğit, savunmasında, olay nedeniyle üzgün olduğunu söyledi.


"Üzgünüm"


Karayiğit, asansörün bütün bakımlarının tam olduğunu belirterek,kendini şöyle savundu;


’’Biz yaptığımız bakımlarda bütün önlemleri de alıyoruz. Olaydan öncede Makine Mühendisleri Odası asansörlerin bakım ve onarımlarının eksik olup olmadığına yönelik denetim yaptı ve bir sorun olmadığı anlamına gelen ‘’mavi etiket’’ verdi. Hatta biz herkes binemesin diye asansörlerimize akbil sistemi kurduk. Akbil sistemi sayesinde asansöre herkes binemez ve akbil olmadan çalışmaz. Akbil ise sadece yetkili kişilerde vardır. Dağ Tekstil İş Hanı 5 katlı ve her katta ayrı bir iş yeri vardır. Bu iş yerlerinin yetkililerine birer tane akbil verdik. Ayrıca her katta 12 yaşından küçük olanların tek başına asansöre binemeyeceği yönünde asansörlerde levhalarımız vardır. Yani dışarıdan birisinin binmesi mümkün değildir. Çocuk ya akbil temin etti ya da birisi verdi. Böyle bir asansöre o çocuk nasıl tek bindi ve bu olay yaşandı anlamadık. Ben 40 yıldır bu işi yapıyorum. 30 yıldır da kendime ait iş yerim var. Böyle bir olay ilk defa başımıza geldi. Bunun için çok üzgünüm.’’


Bina sorumlusu sanık Ömer İnce de, Özcan Dağ’a ait Dağ Tekstil İş Hanı’nda bir sorumluluğu olmadığını sadece iş yerinin muhasebe işlerini yürüttüğünü belirtti.


Bina sorumlusu olarak kendisinin göründüğünü ve asansör sözleşmesini de Recep Karayiğit ile kendisinin yaptığını dile getiren İnce, “O çocuğun asansöre nasıl bindiğini hala anlayabilmiş değilim. Ben bina sorumlusu olarak görünüyorum. Asansörlerin bakımını kontrol etmek sorumluluğu yerine getirmekse yaptım. Ben üzerime düşen her şeyi yaptım. Hatta olay sonrası annenin maddi zararlarını kendi cebimden karşıladım. Zaten böyle bir olay olduğu için çok üzgünüz.’’ Dedi.


"Anne şikayetçi olmadı"


Anne Sefa Avvaf, sanıklardan şikayetçi olmadı. Ana Avvaf, Dağ Tekstil İş Hanı’nda bulunan Kaside isimli iş yerinde sigortasız olarak çalıştığını belirterek oğlunun nasıl öldüğü ile ilgili şunları söyledi:


’’Ben olay tarihinden 5 ay önce işe başladım. Olay tarihinde sabah saat 07.00 sıralarında iş yerine geldik. Bayrama az bir süre kaldığı ve bayram alışverişi yapacağım için oğlumu da yanımda getirdim. İş yerindeki asansörler akbil sistemi ile çalışır. O günde asansörle yukarı çıkmak istedik. Akbilin bulunduğu yetkili Haris isimli kişi gelip, akbili bastı. Ancak asansör 1’nci katta takılı kaldı. Oğlum da ‘ben gider getiririm’ dedi ve yukarı çıktı. Daha sonra ‘anne’ diye bir çığlık duydum ve oğluma bir şey olduğunu anladım. Dizlerimin bağı çözüldü ve olduğum yerde çöktüm kaldım. Diğer kişiler gidip baktığında oğlumun asansör ile duvar arasında sıkıştığını görmüşler. Ben oğlumu o halde görmedim. Olaydan sonra da iş yeri sahipleri maddi olarak bana destek oldu. Sanıklardan şikayetçi değilim.’’


Çocuğu ilk gören kişi olan iş yerinin bekçisi Nezir Baran da tanık olarak dinlendi. Nezir, Ahmet’i nasıl bulduğunu şöyle anlattı;


’’Ben iş yerinin önünü temizlerken 3-4 tane kadın gelerek, içeri girdi. Daha sonra ben içeri girdim ve temizlik malzemelerini köşeye koydum. Bu sırada bir kadın asansörün 1’nci katta durduğunu söyledi. Bende tamam diyerek, bakmak için yukarı çıktım. Yukarı çıktığımda Ahmet’i bedenin alt kısmı asansör ile duvar arasında sıkışmış halde gördüm. Hemen diğerlerine haber verdim. Başkaları gelip, çocuğu sıkıştığı yerden çıkardı.’’


Tanık olarak dinlenen anne Sefa Avvaf’ın iş arkadaşı Emine Serun da olay anını görmediğini söyleyerek,’’Olay günü iş yerine giderken Sefa ile oğlu benden öndeydi. Onlar içeri girdi bende arkalarından geliyordum. Sonra Sefa’nın çığlıklarını duydum ve koştum. Olay anını görmedim ancak sorduğumda çocuğun asansöre sıkıştığını söylediler.’’dedi.


Tanık olarak dinlenen Dağ Tekstil İş Hanı sahibi Özcan Dağ ise asansörlerin akbilsiz çalışmadığını belirterek, olayı görmediğini söyledi.


Mahkeme hakimi, sanıkların mevcut hallerinin devamına karar verip, duruşmayı eksikliklerin giderilmesi için ileri bir tarihe erteledi.


(FKE-

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Muş Muş’ta yeni yıl öncesi gıda denetimleri artırıldı Muş Tarım ve Orman İl Müdürlüğü ekipleri, yılbaşı öncesinde vatandaşların güvenli ve sağlıklı gıdaya ulaşmasını sağlamak amacıyla il genelinde gıda denetimlerini sıklaştırdı. İl Tarım ve Orman Müdürlüğü, yaklaşan yeni yıl öncesinde gıda güvenliğinin sağlanması amacıyla denetim çalışmalarını artırdı. İl Müdürlüğüne bağlı resmi gıda kontrolörleri tarafından il genelinde gıda üretimi ve satışı yapılan işletmelerde denetimler aralıksız sürdürülüyor. Yılbaşı döneminde tüketimi artan ürünler başta olmak üzere her türlü içecek, kuruyemiş, beyaz et ve kırmızı et satışı yapan işletmeler ile şekerleme, pastane ve benzeri gıda işletmeleri denetim kapsamına alındı. Denetimlerde ürünlerin hijyen, muhafaza ve satış şartları ile mevzuata uygunluğu titizlikle kontrol ediliyor. İl Müdür Yardımcısı Muhammed Şen, denetimlere ilişkin yaptığı açıklamada, "Halk sağlığının korunması ve güvenilir gıda arzının sürdürülebilirliği amacıyla yılbaşı sürecinde denetimlerimiz artırılarak devam edecektir. Tüketicilerimizin sağlıklı, güvenilir ve kaliteli gıdaya en hızlı şekilde ulaşması sağlanacaktır" dedi. Vatandaşların da gıda güvenliği konusunda duyarlı olmalarının önemine dikkat çeken Şen, "Karşılaşılan her türlü gıda güvenliği ihlali, hijyen eksikliği veya şüpheli durumların Alo 174 Gıda Hattı’na bildirilmesi, hızlı ve etkin müdahale açısından büyük önem taşımaktadır" ifadelerini kullandı. İl Tarım ve Orman Müdürlüğü ekiplerinin yeni yıl öncesinde denetimlerini hız kesmeden sürdüreceği bildirildi.
Bartın BARÜ’de "Bartınlı Bir Akademisyenin Hayatından Kesitler" söyleşisi düzenlendi Bartın Üniversitesinde (BARÜ) Türkiye’nin idare hukuku alanının önde gelen akademisyenlerinden biri olan Prof. Dr. Turgut Tan’ın bağışta bulunduğu kitaplık açılırken akademik yaşamı, bilimsel çalışmaları ve mesleki deneyimleri konuşuldu. Bartın Üniversitesi (BARÜ) Kütüphane Dokümantasyon ve Daire Başkanlığı tarafından Türkiye’nin idare hukuku alanının önde gelen akademisyenlerinden biri olan Bilkent Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Turgut Tan’ın konuk olduğu "Bartınlı Bir Akademisyenin Hayatından Kesitler" başlıklı bir söyleşi düzenlendi. Kütüphane Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen programa Bartın Valisi Dr. Nurtaç Arslan, Bartın Belediye Başkanı M. Rıza Yalçınkaya, BARÜ Rektörü Prof. Dr. Ahmet Akkaya, akademik ve idari personel ile çok sayıda öğrenci katıldı. Bartın’da geçen çocukluk yıllarını anlatan Prof. Dr. Tan, "İlkokul ve ortaokul yıllarım Bartın’da geçerken liseyi İstanbul’da okudum. Ankara Üniversitesi o dönem Mülkiye olarak geçen Siyasal Bilgiler Fakültesini bitirdim. Mezun olduktan sonra kabul aldığım burslarla Fransa’da bulundum. Türkiye’de özellikle idare hukuku alanında ders verdim. Bugün Bartın’a geldiğimde yıllar önce dersine girdiğim başarılı bir öğrencimi memleketimin mülki idaresinin başında vali olarak görmekten mutluluk duyuyorum. Diğer bir mutluluğum ise benim zamanında devam edebileceğim bir lisenin olmadığı memleketime bugün Bartın Üniversitesinin kazandırılmış olmasıdır" dedi. BARÜ Merkez Kütüphanesinde "Prof. Dr. Turgut Tan Kitaplığı" açıldı Ayrıca Bartınlı Prof. Dr. Tan, uzun yıllardır biriktirdiği yaklaşık bin 400 kitabı ve süreli yayını kendisinden sonraki nesillere fayda sağlaması için bölgenin en büyük kütüphanesi olarak bilinen BARÜ Kütüphanesine kitap bağışladı. Söyleşi programı kapsamında, bağışlanan eserlerden oluşan "Prof. Dr. Turgut Tan Kitaplığı"nın da açılışı yapıldı. Bağışlanan eserlerin bir referans niteliğinde olduğunu vurgulayan Kütüphane Dokümantasyon ve Daire Başkanı Burak Beygirci, "Bu koleksiyon idare hukuku, anayasa hukuku, vergi hukuku ve kamu yönetimi alanlarında büyük bölümü klasikleşmiş eserlerden oluşmaktadır. Bu alanların dışında ekonomi, siyaset bilimi, tarih ve edebiyat gibi konularda Türkçe ve Fransızca olmak üzere eşsiz eserleri kütüphanemize bağışlamıştır. Yapılan teknik işlemler esnasında koleksiyonda yer alan pek çok eserin kütüphanemiz tarafından ilk kez girişinin yapıldığı ve ülkemizde ilk kez BARÜ Merkez Kütüphanesine tarafından kataloglandığı tespit edilmiştir. Koleksiyon erişime açıldıktan sonra farklı üniversite kütüphanelerinden bu eserler için kütüphaneler arası ödünç taleplerinin gelmesi söz konusu bağışın eşsiz ve referans niteliğinde bir koleksiyon olduğunu ortaya koymuştur" dedi.
Bartın BARÜ’de farklı kültürler bir araya geldi Bartın Üniversitesinde (BARÜ) eğitimlerine devam eden uluslararası öğrenciler "Kültür Buluşması" etkinliğinde geleneksel giysilerini, yöresel yemeklerini ve danslarını tanıttı. Bartın Üniversitesi (BARÜ) Türkçe Öğretim Uygulama ve Araştırma Merkezi (TÖMER) ile Uluslararası Öğrenci Kulübü tarafından kültürler arası etkileşime katkı sağlamak amacıyla "Kültür Buluşması" etkinliği düzenlendi. Kütüphane Konferans Salonu’nda yapılan programda Türkmenistan, Kazakistan, Yemen, Azerbaycan ve Endonezya’ya ait kültürler; geleneksel giysileri, yöresel yemekleri, müzikleri ve danslarıyla tanıtıldı. BARÜ Rektörü Prof. Dr. Ahmet Akkaya da etkinliğe katılarak uluslararası öğrencilerin kültür buluşmasına ortak oldu. Öğrencilerin hazırladığı gösterileri ilgiyle izleyen Rektör Akkaya, kültürel çeşitliliğin üniversite yaşamına kattığı değere dikkat çekerek "Bugün dünyanın farklı coğrafyalarından gelen öğrencilerimizin kendi kültürel değerlerini tanıtmalarına eşlik ediyoruz. Burada Türk kültürünü öğrendiniz. Her ne kadar başka diyarlardan gelmiş olsanız da Anadolu kültürünü buradan yaşayıp dostluklar edindiniz. Biz Bartın Üniversitesi olarak dili kültürün bir taşıyıcısı olarak görüyoruz. Hepiniz birer Bartın Üniversitesi ve Bartın elçisisiniz. Gittiğiniz ülkelerde Türkiye’nin bir sesisiniz. Burada yaşanmışlıklarınız sizlere rehberlik sunacaktır. Bu vesileyle kültürler arası etkileşimi güçlendiren etkinlikte emeği geçen herkese teşekkür ediyorum" dedi. Uluslararası öğrencilerin kültürel zenginliklerini tanıttığı stantların yoğun ilgi gördüğü program, hatıra fotoğraflarının çekilmesiyle sona erdi.