ÇEVRE - 13 Nisan 2025 Pazar 12:31

Ceyhan Nehri Kirliliğinin Sorumlusu AOSB değil

A
A
A
Ceyhan Nehri Kirliliğinin Sorumlusu AOSB değil

Son günlerde bazı sosyal medya platformlarında Ceyhan Nehri’nde gözlemlenen kirliliğin, Adana Hacı Sabancı Organize Sanayi Bölgesi’nden (AOSB) kaynaklanabileceği yönünde iddialar üzerine Adana Organize Sanayi Bölgesi yönetimi tarafından yapılan açıklamada kirlilğin nedeninin AOSB olmadığı belirtildi.


Bür süredir Ceyhan Nehrindeki kirlilik ve balık ölümlerinin nedeninin AOSB olduğu yönünde haberler yapıldı. Bu nedenle AOSB yönetimi yaptığı açıklamada, "Ceyhan Nehri, Kayseri’nin Pınarbaşı ilçesindeki Söğütlü ve Hurman çaylarının birleşmesiyle doğmakta, Kahramanmaraş ve Osmaniye illerinden geçerek Adana’dan Akdeniz’e dökülmektedir. Yaklaşık 509 kilometre uzunluğa sahip olan nehir, çok geniş bir havzadan beslenmekte ve çok sayıda yerleşim, tarım, sanayi ve doğal ortamdan geçmektedir. Dolayısıyla, bu kadar geniş bir coğrafyada yer alan Ceyhan Nehri’ndeki herhangi bir kirliliğin yalnızca Adana’daki tek bir noktaya indirgenerek kurumun zan altında bırakılması, bilimsel gerçeklerle bağdaşmamaktadır. Herhangi bir çevresel durumun nedeni, ancak yetkili kamu kurumlarının yapacağı kapsamlı analizler ve teknik incelemeler sonucunda ortaya konabilir. AOSB; çevreye duyarlı üretim, sürdürülebilir kalkınma ve kaynak verimliliği konularında öncü uygulamalarıyla yalnızca Adana’nın değil, Türkiye’nin örnek gösterilen organize sanayi bölgelerindendir. AOSB Atık Su Arıtma Tesisi; fiziksel, kimyasal ve biyolojik arıtma üniteleriyle donatılmış olup, 72.000 m/gün kapasitesiyle faaliyet göstermektedir. Günlük debi, bu kapasitenin oldukça altındadır. Tesisimizden çıkan atık sular, Su Kirliliği Kontrol Yönetmeliği Tablo-19 standartlarına uygun şekilde arıtılmakta ve kontrollü biçimde Ceyhan Nehri’ne deşarj edilmektedir. 24 Saat Denetlenen Bir Sistem


Bu süreç, Sürekli Atık Su İzleme Sistemi (SAİS) aracılığıyla 365 gün 24 saat boyunca, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından anlık olarak denetlenmektedir. AOSB olarak tüm faaliyetlerimiz, şeffaflık ve mevzuata tam uyum anlayışıyla sürdürülmektedir" denildi.


Yönetim açıklamasına geleceğe yönelik yeni çevreci yatırımların devam ettiğini söylelerek şöyle sürdürdü:


"AOSB, yalnızca mevcut sistemle yetinmeyip geleceğin ihtiyaçlarını da gözetmektedir. Bu kapsamda, iİkinci arıtma tesisinin inşaatı planlanmış, arıtma çamurlarının sürdürülebilir biçimde bertarafı için 120 ton/gün kapasiteli çamur kurutma tesisi projesi başlatılmıştır. Bu yatırım, İsviçre menşeili bir firma iş birliğiyle gerçekleştirilmektedir. Rakamlarla AOSB’nin Çevresel Başarıları ise 21.169 tonun üzerinde atık geri kazanıma kazandırılmıştır.


GES yatırımları 267 MW’a ulaşmıştır. AOSB, güneş enerjisi kullanımı alanında Türkiye’nin ön sıralarında yer almaktadır. Tüm bu çalışmalar yalnızca sanayicilerimiz için değil, bölgemizde yaşayan vatandaşlarımızın sağlığı ve doğamızın korunması için yürütülmektedir. Bazı sanayi proseslerinde arıtılmış sular, yasal standartlara uygun olduğu halde boyar madde veya metal iyonları nedeniyle renkli olabilir. Bu nedenle suyun kimyasal ve biyolojik analizleri yapılmadan, yalnızca görüntüsüne bakılarak temiz ya da kirli olduğuna karar verilemez. Her renkli su kirli, her berrak su temiz değildir. Berrak bir görünüm, suyun içinde ağır metal, toksin ya da mikroorganizma olmadığı anlamına gelmez. Ceyhan Nehri’nde gözlemlenen kirliliğin AOSB ile ilişkilendirilmesi, bilimsel temelden yoksun, yanıltıcı ve haksız bir ithamdır. Bilgi ve belgeye dayanmayan bu tür iddialar;


bölgemizin yatırım güvenliğini, çevreye yönelik emeğimizi, binlerce çalışanın alın terini hedef almakta, mamuoyunu yanıltmaktadır. AOSB olarak çevrenin korunması adına gereken tüm sorumluluğu üstlenmeye devam ettiğimizi, ilgili tüm kurumlarla iş birliği içerisinde çalışmaya her zaman hazır olduğumuzu ve hiçbir çevresel yatırımdan kaçınılmadığını bir kez daha kamuoyuna saygıyla bildiririz. Gerçeğe dayanmayan ithamlar karşısında yasal haklarımızı saklı tuttuğumuzu da önemle vurgularız."


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Diyarbakır Diyarbakır Organize Sanayi Bölgesinde karla mücadele için tedbirler alındı Diyarbakır Organize Sanayi Bölgesi yönetimi, kar ve buzlanmaya karşı kapsamlı bir hazırlık süreci yürüterek tedbirler aldı. Kentte yarın ve perşembe günü yaşanması öngörülen kar yağışına karşı ekiplerin hazır şekilde beklediği, bu gece de dâhil olmak üzere tuzlama ve buzlanmaya karşı önleyici çalışmaların planlı ve koordineli biçimde sürdürüldüğü bildirildi. Özellikle gece ve sabah saatlerinde oluşabilecek buzlanmalara karşı yol güvenliğinin sağlanması amacıyla sahada kesintisiz çalışmalar yapılacağı ifade edildi. Diyarbakır Organize Sanayi Bölgesi Başkanı Mustafa Fidan, OSB sınırları içerisinde bulunan yaklaşık 45 kilometrelik yol ağının tamamının açık ve güvenli tutulmasının öncelikleri olduğunu söyledi. Başkan Fidan, bu amaç doğrultusunda 15 araç ve 25 kişilik karla mücadele ekibiyle sahada teyakkuz hâlinde olduklarını, tüm hazırlıkların tamamlandığını vurguladı. Fidan, bu gece boyunca buzlanmaya karşı tuzlama ve önleyici çalışmaların aralıksız devam edeceğini, yarın ve perşembe günü beklenen kar yağışı süresince de ekiplerin sahada aktif görev yapmayı sürdüreceğini ifade etti. Karla mücadele sürecinde sanayicilerin, çalışanların ve OSB’yi kullanan tüm sürücülerin can ve mal güvenliğinin öncelikli olduğunu dile getiren Fidan, sürücülere de dikkatli ve tedbirli olmaları çağrısında bulundu.
İstanbul Cumhurbaşkanı Erdoğan: "İsrail’in Somaliland’i tanıma kararı gayrimeşrudur ve kabul edilemez" Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Somali’nin birlik ve bütünlüğünün her şart altında muhafazası bizim için öncelikli meseledir. İsrail’in Somaliland’i tanıma kararı gayrimeşrudur ve kabul edilemez" dedi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Somali Cumhurbaşkanı Hasan Şeyh Mahmud ile Dolmabahçe Çalışma Ofisi’nde bir araya geldi. İki lider görüşme sonrası ortak basın toplantısı düzenledi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Somali’yle her alanda gelişmeye devam eden ilişkilerimizin temelinde köklü, tarihi, beşeri ve kültürel bağlarımız vardır. 2026’da Somali ile diplomatik ilişkilerimizin tesisin 60’ıncı senesini idrak edeceğiz. Bu sağlam temel üzerinde ilişkilerimizi ilerletmeye ve Somali’nin güvenlik ve istikrarına destek vermeye devam edeceğiz. 2011 yılında Başbakanlığım döneminden kuraklık felaketiyle mücadele eden Somali ziyaretimin özellikle ardından kapsamlı bir insani yardım kampanyası başlatmıştık. Tüm dünyanın Somali’den ümidi kestiği bir dönemde Türkiye tarafından uzatılan dostluk eli iki ülke arasındaki kardeşlik duygularının pekişmesine vesile oldu. Aradan geçen süre zarfında Somali, eşine az rastlanır bir ilerleme kaydetti" diye konuştu. "Somali ile enerji alanındaki işbirliğimiz günden günde güçleniyor" "Somali’nin yeniden ayağa kalkmasını istemeyenlerin çeşitli sabotajlarına rağmen Somali’de güvenlik açısından ciddi bir iyileşme sağlandı. Bizler bu süreçte Somali’nin terörle mücadelesine kapsamlı desteğimizi sürdürdük sürdürüyoruz" ifadelerini kullanan Erdoğan, "Somali ulusal ordusuna verdiğimiz eğitimler ve ekipman desteğimizle teröre karşı Somali’nin yanında olduğumuzu gösterdik. Somali ordusunun terörle mücadelesinde son dönem de önemli başarılar elde ettiğini memnuniyetle müşhade ediyoruz. Güvenlik ortamındaki iyileşme Somali siyasetinde reform adımlarını beraberinde getirdi. 25 Aralık tarihinde başkent Mogadişu’nun da dahil olduğu Benadir idari bölgesinde uzun sürenin ardından yerel seçimler düzenlendi. Seçim sonuçlarının Somali halkı için hayırlara vesile olmasını diliyorum. Somali ile enerji alanındaki işbirliğimiz günden günde güçleniyor. Oruç Reis Sismik Araştırma Gemimiz Somali deniz alanlarında 9 ay süren araştırma faaliyeti yürüttü. 4 bin 465 km karelik bir alanda yürütülen bu çalışmalar ile ülke tarihinde bir ilke imza atıldı. Gelinen noktada 2026 yılında sondaj faaliyetlerine başlamayı planlıyoruz. Bu faaliyetlerimiz Somali halkının refahına önemli katkılar yapacaktır" dedi. "Türkiye olarak filomuza 2 yeni derin deniz sondaj gemisi dahil etmiş bulunuyoruz" Türkiye’nin 4’üncü büyük filoya sahip olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Burada şu müjdeyi de sizlerle ve Somalili kardeşlerimle paylaşmak isterim. Türkiye olarak filomuza 2 yeni derin deniz sondaj gemisi dahil etmiş bulunuyoruz. İsimlerini Çağrı Bey ve Yıldırım olarak belirlediğimiz bu iki gemimizden ilki Somali açıklarında diğeri Karadeniz’de görev yapacak. Çağrı Bey ve Yıldırım’ın da eklenmesiyle bu alanda dünyanın 4’üncü büyük filosuna sahip olduk. Her iki güzel haberimizin de hayırlı uğurlu olmasın diliyorum. Diğer taraftan balıkçılık alanında Somali ile imzalanan anlaşma ile işbirliğimiz yeni bir boyut kazanmıştır. Bu anlaşma kapsamında Somali’nin teknik kapasitesinin geliştirilmesine destek olurken, kaçak avlanma ile mücadelesine de katkı sağlayacağız" diye konuştu. "Somali’de bir uzay limanı kurmayı ön görüyoruz" "Somali Cumhuriyeti ile tarihi nitelikte bir işbirliğini uzay alanında hayata geçiyoruz" diyen Erdoğan, "İmzaladığımız anlaşmalar çerçevesinde Somali’de bir uzay limanı kurmayı ön görüyoruz. 3 fazdan oluşan projenin ilk fazının projelendirilmesini tamamlayıp Türkiye Uzay Ajansı eliyle yapımına başladık. Projemizle uzay fırlatma ve uzay uydu teknolojileri alanında önemli bir alt yapı oluşturmayı hedefliyoruz. Tüm bu projeleri hayata geçirirken Türk Kızılay, TİKA ve AFAD başta olmak üzere ilgili kuruluşlarımızla Somali’ye destek olmayı sürdürüyoruz" ifadelerini kullandı. "Somali halkının yanında durmaya devam edeceğiz" Sözlerine devam eden Erdoğan, "Somali’nin birlik ve bütünlüğünün her şart altında muhafazası bizim için öncelikli meseledir. İsrail’in Somaliland’i tanıma kararı gayrimeşrudur ve kabul edilemez. Elinde 71 bin Filistinli kardeşimizin kanı olan Netanyahu hükümeti Gazze, Lübnan,Yemen, İran, Katar ve Suriye’ye yönelik saldırılarının ardından şimdi de şimdi de Afrika boynuzunu istikrara sürüklemektedir. Mısır ve Suudi Arabistan başta olmak üzere bölge ülkelerinin yanı sıra Avrupa Birliği İslam İşbirliği Teşkilatı, ve Arap ligi de İsrail’in kararını reddeden açıklamalar yaptı. Amerikan Başkanı Trump’ın konuya dair ilk beyanatı da gayet anlamlıydı. Kendisinin göreve geldiğinden itibaren ortaya koyduğu bizimde destekliğimiz küresel barış vizyonunu teyit eder nitelikteydi. Somali’nin toprak bütünlüğüne ve egemenliğine vurgu yapan bütün bu açıklamaları oldukça kıymetli buluyoruz. Bizim buradaki tavrımız tamamen ilkeseldir. Çözüme hizmet etmeyen her adım sorunu daha da büyütür derinleştirir. Somali Federal Cumhuriyeti ve Somaliland bölgesinin geleceğine ilişkin kararlar tüm Somalilerin iradesini yansıtacak şekilde alınmalıdır. Biz bu süreçte Somali’nin toprak bütünlüğünü ve siyasi birliğini kararlılıkla desteklemeye ve Somali halkının yanında durmaya devam edeceğiz. Somalili kardeşlerimizin de birlik, beraberlik ruhu içinde hareket edeceklerine yürekten inanıyoruz" dedi.